10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Edebiyat Makaleleri Roman Ve Yalnızlık
Edebiyat Makaleleri Roman ve Yalnızlık
Her yazı türünün ayrı bir tadı, gizemi, çekiciliği var Bazı yazılar sizi haykırmaya, konuşmaya, düşünmeye, gülmeye bazıları da yalnızlığa ve hüzne sürükler
Ben galiba son zamanlar da yalnızlığa ve hüzne sürüklenenlerdenim Zira insanı yalnızlığın kuru iklimine hapseden romanları daha çok okumaya başladım Zaten roman türünün ruhunda da yalnızlık yok mu? Alırsınız elinize romanı, çekilirsiniz evinizin ıssız bir köşesine Sizi soyutlar çevrenizden Romanın sanal dünyasıyla karşı karşıyasınız artık
Bulunduğunuz mekândan elinizdeki yazıların büyüsüyle gözünüzün önünde canlanan hayali dünyaya dalarsınız Günlük hayatta hiç tanımadığınız veya hiçbir zaman tanıyamayacağınız kahramanlarla karşılaşırsınız
Geçmişe yolculuk yapabileceğiniz gibi geleceğe yelken de açabilirsiniz Romanın konusuna göre bazen tarihin tozlu sayfalarında gezinip tarihi şahsiyetleri, isimsiz kahramanları, savaşların acımasızlığını görürsünüz Bazen de çileli aşklara, bunalımlara, kan davalarına, haksızlıklara, yoksulluklara tanık olursunuz
İçiniz burkulur
Onların yaşadıklarına kelimelerin sihirli dünyasında ortak olursunuz Kimine sırdaş olursunuz, kimine kızarsınız, kimini de aşk derecesinde seversiniz
Gitmediğiniz yerleri tanıyabilir veya Kaf Dağı'nın ardındaki gizemli ülkelere yolculuk yapabilirsiniz İnsanların yaşadığı mekânların onları nasıl etkilediğine tanık olursunuz
Bu satırları yazarken bile insan bulunduğu ortamdan ayrılıyor Gerçek âlemden ayrılarak yalnızlaşıyor
Roman sizin iç âleminizdeki toprakları sürüyor, işliyor Yeni yeni insanî hasletleri ortaya çıkarıyor Çevrenizdeki insanlardan farklı oluyorsunuz
Romanın hayali âleminden, gerçek hayata döndüğünüzde kendinizi romanın derinliğinden uyanmış olarak görebilirsiniz Çünkü siz romanın gerçekliğinde yaşarken gerçek dünyanızda birçok şey değişmiştir
Siz insanları farklı değerlendirdiğiniz gibi insanlar da sizi farklı değerlendirir Onlar size “kafayı yemiş”, siz de onlara “düşünmeyenler” ve “duygulanmayanlar” gözüyle bakarsınız
Yani yalnızlaşırsınız
Artık biz yoktur
Sen ve diğerleri vardır
Bundan dolayı değil midir ki kimi yazarlar, kitap okurken en kuytu yerleri, kimileri de insanlardan kaçarak büyük ağaçların üzerini tercih ediyorlar Mekânda yalnızlaşırken kendi iklimlerine kapı açıyorlar N Fazıl Adalar’da geniş ağaçların üzerinde gözleri kan çanağına dönene kadar kitap okuyordu Tolstoy, Savaş ve Barışı yazarken kahramanlarından etkilenerek hüngür hüngür ağlıyordu Maksim Gorki Tolstoy’un romanlarını okurken büyülendiğini söylüyordu
Ve daha niceleri romanın yalnızlığında yalnızlaşıyordu
|
|
|