10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Edebiyat Makaleleri Uzat Ellerini Öğretmenim
Edebiyat Makaleleri Uzat Ellerini Öğretmenim
Sana hitabıma yürekler dolusu sevgilerle başlamak istiyorum, öğretmenim Bilmem yüreğimdeki sevginin ne kadarını dökebilirim satırlara? Güneşin yakamozlarda göz kırptığı gibi belki Belki de kırda biten bir tek papatya gibi Duygulara kelime kılıfını geçirmek kolay değil ki  Ama gözler gönüllerin aynasıymış Düşünce yelkenime rüzgar oldukça nefesin, inan gözlerim sevgimi yansıtacak
Hani seherle tatlı bir serinliğe bürünür hava, titreyiverirsin aniden Gözlerin hep güneşin doğacağı tarafa bakar Sınıfın kapısı da bana hep seheri anımsatır Tebessümünle sınıfı aydınlatacağın an’a kadar, gözlerim kapıya takılı kalır Yüreğinin sıcaklığını hisseder, O tatlı ürperişi tekrar yaşarım Bakışınla aydınlanıverir sanki sınıf Her seslenişinde de bambaşka alemlere yol bulurum Kelimelerin ardındaki gizli dünyalar âşikar olur birden O meçhul alemleri temaşa ederken, mana balına bulaşan kelimeler tat verir düşünce soframa Fikirlerim yıkanır senin aydınlığında Pırıl pırıl yarınlar tüllenir gözlerimde Her doğuşunda yepyeni bir sayfa açılır Bilginle suladığın satırlarda, güzel düşünceler filizlenir Ve hep doğuş bekler gözlerim  
Sıfırla sonsuz arasında, etkiler-tepkiler silsilesi olan zamanı, bir fanusa sıkıştırmak Bir sıçrayışla zamanın farklı bir boyutuna girip, geleceğe giden yollara ışık ekmek ve şimdiyi geçip öteleri şekillendirmek isterim Hayır, çok şeyler istemiyorum İmkansız değil bu saydıklarım Bilgi çekiciyle zamanı yontmak, fikir kalıbında ona şekil vermek zor değil elbet Yeter ki gönüller aynı dili konuşsun Kıpır kıpır yürekler yoğrulsun ümit teknesinde ve elinden tutulsun aklın, yollarda takılıp kalmasın diye
Seni çok, hem de çok seviyorum öğretmenim Bir demet çiçekle simgelediğim sevgimin, gönlümdeki manasını bir bilsen  Keşke sana, ağzını gökkuşağı ile bağladığım bir bohça yıldız sunabilseydim Çiçeklerin albenili rengiyle adını yazabilseydim gökyüzüne Kuşlann cıvıl cıvıl sesiyle dile getirebilseydim teşekkürlerimi  Ah seni ellerinden tutup kendi alemimde gezdirebilsem, emek emek ektiğin tohumların goncasını gösterebilsem Binbir türlü çiçekten gergef gibi ördüğün gönül tahtıma seni oturtabilsem Bilgi bulutundan damla damla süzülen sözlerinin nasıl yağdığını, düşüncemi rengarenk süslediğini bir gösterebilsem Gönülnamemdeki en güzel hitap sanadır öğretmenim Hayatın meçhul sokaklanndan, zirvelere giden yola beni sen koydun Sana sonsuz minnet ve teşekkür borçluyum öğretmenim
Ruhumu, beden kabına hapsetmek istemiyorum Ben dalgalarla coşmak, rüzgarlarla uçmak, Ay’la konuşmak ve Güneş’le parlamak istiyorum Günün son ayak izlerinin titreştiği gurübu değil, yepyeni muştularla kıpır kıpır seher vaktini yaşamak istiyorum Akrep ve yelkovan kıskacında sıkışıp kalan zamanı aşmak, “an”ı yırtarak “ati”yi avuçlamak istiyorum Ben bahçende tomurcuk, elinde altın ve önünde bembeyaz bir sayfa olmak istiyorum
Kendimi sana teslim ediyorum öğretmenim Zihnim ve kalbim, sanatkar ellerinde motif motif işlenmeyi bekliyor
Gönül hazinendeki cevherlerle donat beni öğretmenim Hedefe sıkılmış mermi gibi koşayım yarınlara Cehalete hançer saplayıp, irfanımla boğayım onu Karanlık çehrelere güneş tohumu ekeyim Ve her nefesle ilim soluklasın dünyam, aydınlığa gark olsun yeni ufuklar
Uzat ellerini öğretmenim, en içten duygularla bir kez daha öpeyim Millet hamurunu alın teriyle yoğuran O mübeccel eller, bir değil binlerce kez öpülmeye değer Bu yolda ağaran saçlar ve nasırlaşan eller, en değerli hazinelere bedel
Ne mutlu, tomurcuk için çırpınan yüreklere… Ne mutlu, ilim yolunda tükenen ömürlere ve ne mutlu, öğretmenliği meslek edinenlere
|
|
|