Stratejik Bir Devrimciliğin Zorunluluğu

Stratejik bir devrimciliğin zorunluluğu

Her devrimci kuşak, sınıf mücadelesinin dengelerini öncelikle sokaklarda ve günlük yaşamda duyumsayarak yetişir Bu dengelerin direkt yansıması ve en belirgin göstergesi olarak sokaklar ve günlük yaşamdaki durum, devrimcilerin ve emekçilerin özgürlük alanını tanımlar, şekillenişini belirler Siyasal ve pratik özgüven, partinin kendisi başta olmak üzere devrimin mevzilerini savunma ve geliştirme bilinci, emekçilerin her koşulda aydınlatılıp örgütlenmesi ve sınıf eylemi ruhunun işlenmesi, kuşkusuz her koşulda temeldir Ancak bunların günlük yaşam içerisindeki biçimlenişi, bizzat siyasal sınıf mücadelesinin somut koşullarına bağlı olarak değişim gösterir

Her türlü demokratik serbestinin ortadan kaldırıldığı, tüm siyasallaşma ve toplumsallaşma kanallarının kapatıldığı askeri faşist diktatörlük koşullarında, parti mekanizmalarının işletilmesinden ajitasyon/propaganda faaliyetine dek her faaliyet, sokaklarda ve günlük yaşam içerisinde ayrı bir sınav ve eğitim özelliğindedir Daha ilk randevunun, ilk dağıtımın, ilk yazılamanın… sonuncusu olması mümkündür çünkü! İşçi-emekçi kitle hareketi meydanlardan, sokaklardan çekilmiş; inisiyatif sıkı denetimlerle karşıdevrimin eline geçmiştir Yığınsal gelişmenin sonucu olarak pekçok militanın devlet tarafından tanınmadığı, sokağın her türlü devrimci sürprize açık bulunduğu ve devletin alan hakimiyetinin zayıfladığı devrimci yükseliş yıllarından farklı olarak, devrimciler ve emekçiler, rejime karşı düşünce ve eylemlerini, fısıltıların, çok gizli buluşmaların, dağıtımların ve gecelerin gücüne yüklerler

Kayıp ülke: Özgürlük alanları
Özgürlük alanı -ya da tersinden devletin alan hakimiyeti-, en iyi sokaklarda duyumsanmakla birlikte elbette ki onunla sınırlı değildir Sokak başta olmak üzere özgürlük alanını daraltmaya yönelik pekçok yasa ve yasanın keyfini çıkaran günlük uygulama, devrimci faaliyetin günlük olarak karşısına çıkar; onu sürekli sınavlardan geçirir ve siyasal-örgütsel-teknik olanaklarını genişletmeye zorlar -aksi takdirde demir ökçenin altında ezilip unufak olmak işten bile değildir!

Son aylarda bunun önde gelen biçimini, sivil ırkçı şoven saldırılarla birlikte arkasına -elbette ki tüm bir faşist devlet geleneğiyle birlikte- Haziran ayında Polis Görev ve Yetkileri Yasası‘nda yapılan değişiklikleri almış olan beyaz terör ve denetimin artırılması oluşturuyor Mayıs 2007′den beri şiddetlenen polis terörüyle 6 kişi katledildi Son kurbanları Baran Tursun ve Feyzullah Ete olan polis cinayetlerinin yanı sıra aralarında Kürtlerin, göçmenlerin ve meslek sahiplerinin bulunduğu çok sayıda kişi gaddarca dövüldü Devrimci güçlere ve kölece çalışma ve yaşama koşullarından bunalmış emekçilere gözdağı niteliğindeki, “Dur ihtarına uymadı” gerekçesinin varlığıyla rahatça işlenen cinayetler, yasa değişikliğinin imkan verdiği kimlik kontrolü, üst araması, yol kesme gibi denetimlerin uygulanmasıyla birleşik olarak işleniyor Son birkaç yılda devrimci faaliyetin de alabildiğine gerilemesine paralel olarak yaşanan liberal “özgürlük” ortamının yerini hangi evrenin aldığı tüm karakteristikleriyle kendisini gösteriyor

Devletin sokak ve yasa hakimiyeti
Ancak devletin sokak ve alan hakimiyeti, her türlü konjonktürel algılamanın ötesinde, özgürlük alanını kıstırma, çembere alma ve onu daha başta ezme hedefiyle yüklü olarak salt polisiye önlemlere de dayanmıyor Karşıdevrim, kölece çalışma ve yaşam koşullarına, özgürlük yoksunluğu ve ulusal baskıya karşı emekçi kitlelerin içerisindeki birikimin salt şoven milliyetçilik başta olmak üzere ideolojik enjeksiyonun yükseltilmesiyle yok edilemeyeceğini onyılların sömürü ve baskı deneyimiyle biliyor Bu nedenle, devrimcilerin ve emekçilerin özgürlük alanlarını geliştirme ve güç biriktirme olanaklarına karşı proaktif bir konumlanışı, bizzat bunun yaratacağı siyasal-moral etkiyi de kullanarak geliştiriyor Büyük oranda “insan unsuru”na ve polis gaddarlığına dayalı bir sistemden, zorbalığın en kaba biçimlerini asla elden bırakmaksızın, ama onu boşa çıkaracak etmenleri de gözönüne alarak, teknoloji tabanlı çok daha kapsamlı ve etkin bir denetim mekanizmasının kullanımına geçiyor1

Devletin yeniden yapılanmasının aktif bir bileşeni olan ve son yıllarda alabildiğine hızlandırılan gelişmeler, devrimci faaliyetin içerisinde yeşereceği ve devrimci militanın şekilleneceği mücadele koşullarının da resmini çiziyor Profesyonel devrimciliğin nicedir unutulan temel bir vasfı olarak siyasi polise karşı mücadele sanatının bu somut koşullarda hangi donanımı gerektirdiği sorusunun yanıtlarını da içinde barındırıyor Şimdi bu koşulları biraz daha yakından inceleyelim:

Teknolojik altyapı ve bilginin merkezileşmesi, tüm işlemlerin internet ve bilgisayar ortamında yapılması: Devletin yeğinleşmesi ve çevikleşmesi, bilişim ağ ve teknolojilerinin üretim organizasyonlarının altyapısına yerleştirilmesine koşut bir tarzda ve aynı stratejik perspektifle gerçekleştiriliyor Hantallık ve çok başlılıkla karakterize, bu nedenle bilgi yutan bir süreç olarak işleyen istihbarat, denetim -ve operasyonun- yerini, teknolojik altyapının geliştirilmesiyle gerçek zamanlı ve her kurumu kapsamına alarak merkezileştirilmiş bir sisteme geçiliyor Sistemin yeğinleştirilmesi çalışmalarının başında, tüm TC yurttaşlarına ait kişisel verilerin tek bir merkezde toplanmasına yönelik, önemli bir bölümü tamamlanmış uygulamalar geliyor Bunlardan 1972 yılına dayanan ve hazırlıkları 1982′de başlatılan MERNİS, kişisel veriler bazında e-devlet çalışmalarının temelini teşkil eden en köklü projeydi Proje bağlamında Ekim 2000 itibariyle yaşayan ve ölü tüm yurttaşlara vatandaşlık numarası verildi ve 2002 yılında ise tüm devlet kurumları ve 923 ilçe nüfus müdürlüğü MERNİS çerçevesinde oluşturulan Kimlik Paylaşım Sistemi‘ne bağlandı Yine 1995 yılında vergi mükelleflerinden başlatılarak IMF‘nin ısrarla üzerinde durduğu Vergi Kimlik Numarası da uygulamaya sokuldu2 Keza, elektronik ortamda sürekli güncellemelerle yürütülecek bir veri tabanı çalışması da Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bir yıl boyunca yürütüldü ve Eylül 2007′de tamamlanarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü‘ne devredildi Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi‘yle, kişilere ait adres -sürekli ikametgah dışında ikinci, üçüncü yerleşim yerleri ve yazlıklar- ve nüfus bilgileri tek bir veri tabanında toplanmış oldu3 Böylelikle, adım adım uygulanan veri merkezileştirilmesi sistemiyle, Amerikan filmlerinde rastladığımız, vergi iadesinden trafik cezalarına, çalışma izinlerinden elektrik, su vb fatura tahsilatına, göç, sağlık ve eğitimden gümrük, ithalat, ihracat işlemlerine, ehliyet ve pasaporttan özürlü bilgilerine, okula kaydolmadan askerlik durumuna dek tüm kişisel veriler, tek bir tuşla devletin elektronik ortamında erişilebilir hale getiriliyor4

Biyometrik sisteme geçiş: Son yıllarda en çok fotoğrafçı vitrinlerindeki ilanlarda (daha önce de F tipi cezaevi girişlerinde) karşılaşılan biyometrik sistemin, kişisel bilgiler veritabanı merkezileşmesinin en temel -ve devrimciler açısından en zorlu!- unsurunu oluşturması planlanıyor

Biyometri, kullanıcının fiziksel ve davranışsal özelliklerini tanımlayarak kimlik saptamak üzerine geliştirilmiş bilgisayar kontrollü sistemlerin genel adıdır Halihazırda bir sisteme girerken kimliğinizi kanıtlamakta kullanılan yol, şifreler ve PIN numaralarıdır Fakat şifreleme algoritmalarının çözümlenebilmesi nedeniyle bunlar güvenirliklerini kaybetmişlerdir Yerlerini alan ve kullanım alanı hızla genişleyen biyometrik sistemler, kişinin sadece kendisinin sahip olduğu ve değiştiremediği, parmak izi, el geometrisi, retina ve iris, ses ve yüz şekilleri gibi fiziksel veya davranışsal bir özelliğinin tanınmasıyla çalışırlar Sınır geçişlerinin, havayollarının yanı sıra, bankacılık ve sigortacılık işlemlerinde, şirketlerin özel bölümlerinde, eğlence ve sağlık sektörlerinde, akıllı konutlarda vb biyometrik sistem kullanılıyor Kamu yatırımları üzerinden geliştirilen ve devasa harcamaları gerektiren sektör, “asimetrik” tarzda işliyor Sistemin oturması zaman almakla birlikte, uygulama trendi hızlanmış durumda Öte yandan, ülkeler farklı önceliklere göre hareket ediyorlar Örneğin “yasadışı göç ve terörizmi önleme”yi öne çıkaran Avrupa ülkelerinde pasaportlarda biyometrik çip uygulanıyor AB, 2004 yılında yayınladığı bir direktifle üye ülke pasaportlarında biyometrik çip kullanılmasını şart koştu

Biyometrik sistemin yerleştirilmesi süreci, Türkiye’de iki kanaldan uygulanacak Bir yandan 2008′den itibaren tek elektronik kart sistemine yönelik pilot çalışmalarda parmak izi verisi alınacak, bir yandan da yeni Polis Görev ve Yetkileri Yasası’na göre ehliyet ve pasaport işlemlerinde de parmak izi verilmesi zorunlu tutuldu Böylelikle sistemde -aslında tümden yok edilmesi imkansız olan- “insan faktörü” kullanılarak sahtecilik vb yöntemlerle delik açılması engellenmeye çalışılıyor Biyometrinin kullanımı, kişiye özel karakteristikleri kapsaması nedeniyle bu hedefe yönelik en elverişli yöntem olarak öngörülüyor

MOBESE: Açılımı Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu olan MOBESE, öncekiler bir yana 2005′ten beri İstanbul başta olmak üzere tüm il ve ilçelerde, hatta kimi muhtarların inisiyatifleriyle uygulamaya sokulan, devrimci faaliyetin ve militanların da en fazla yüzyüze geldiği -şimdiden herkesin denenmiş bir “MOBESE hikayesi” vardır- elektronik gözetleme ve denetim aygıtı Devletin alan denetim ve hakimiyetinde yerel (nokta) ile merkez arasındaki bağlantı, teknolojik imkanların “insan unsuru”nu talileştirerek değerlendirilmesiyle hızlı bir tarzda sağlanıyor Her meydan ve her emekçi semtinin girişi, bu cihazlarla denetleniyor Hakkında arama kararı olanlarla sınırlanmaksızın “potansiyel suçlu” fotoğraflarının da yüklendiği sistem sayesinde, hem bu kişiler MOBESE kameralarına yakalandıklarında izleme başlatılıp gözaltına alınabiliyor, hem de “şüpheli” davranışlarda bulunan herkes izleme, kimlik sorma, üst araması vbnin hedefi olabiliyor Sistem, başlangıçta demokratik tepkilerle karşılaştı Ancak bu tepkiler gibi, kimi militan kitle gösterilerindeki kamera kırma eylemleri de kameralara yönelik etkili bir eylem biçimi olarak süreklileşmedi

Ne var ki, MOBESE, sanıldığı gibi salt İstanbul’da şimdilik bin 325 sokak kamerasından ibaret olmayan bir sistem Bu sistemle, İstanbul’daki 952 muhtarlık, 3 bin 500 polis aracı, 150 mobil polis karakol ünitesi, İl ve İlçe Komuta Merkezleri ile Emniyet Müdürlüğü işlerinin yürütülmesini sağlayan 12 ayrı sistem, yazılımlarla entegre edildi Aynı zamanda, itfaiye ve sağlık başta olmak üzere, zamanla diğer kurumların da sisteme dahil edilmesi planlanıyor -mağaza vb kameralarının sisteme dahil edilmesi henüz hedeflenmiyor!5 Bu amaçla kurulan Komuta Kontrol Merkezi, İlçe Komuta Merkezleri destekli olarak faaliyet gösteriyor ve Bölge Görüntüleme (kameralar), Araç Takip Sistemi (polis araçlarının GPRS üzerinden izlenmesi), Mobil Karakol ve Mobil Karakola bağlı Olay Yeri İnceleme, “Mobil Sorgulama” adı verilen kimlik kontrolü (bu uygulamada Emniyet, yerel polis, araç tescil ve pasaport veritabanlarının yanı sıra, MERNİS veritabanı da kullanılıyor)6 ile çalıntı araçları belirleyen Plaka Algılama Sistemi, muhtarlıklardaki verileri Emniyetin erişimine 24 saat açık hale getiren Muhtarlık Otomasyon Sistemi, alınan ihbarların yapıldığı yerleri sayısal harita üzerinden belirleyip doğrulayan Asayiş Otomasyon Sistemi, kriz durumlarında ve büyük olaylarda iletişimi uydu üzerinden sağlanacak olan Mobil Operasyon Sistemi gibi sistemleri kapsayacak şekilde işliyor

MOBESE, diğer devlet kurumlarına ait ve özel kameralarla birlikte -2006 yılında İstanbul Belediyesi, lise ağırlıklı bölgelerde okulların önüne 350 kameranın yerleştirilmesini üstlendi- işlev görüyor Aynı zamanda caydırıcı bir etki yaratmak amacıyla, kapkaç ağırlıklı olmak üzere sık sık kameralara yakalanan “suç” görüntüleri gösteriliyor Yine aynı kapsamda, köprü ve otoban gişelerinden geçen çalıntı araçlara, trafik suçlarına, korsan CD satışları ile yasal ve yasadışı gösterilere müdahalenin de MOBESE görüntüleri üzerinden yapıldığı haberleştiriliyor Kapkaç, tecavüz vd olaylar bahane edilerek polis denetim ve gözetiminin artırılmasına yönelik önlemler meşrulaştırılırken, diğer taraftan bunlar özellikle esnaf tarafından destekleniyor Emniyete yapılan ihbarlar için, internet sayfasında cep telefonu ve kamera ile çekilmiş görüntülerin iletimini kabul eden bir bölüm de var!

Finansal işlemlerin denetlenmesi: “Terörizmle mücadele” adı altında devrimci harekete yönelik olarak uygulanan denetim mekanizmalarından biri de, finansal alandadır Geçtiğimiz günlerde, Terörle Mücadele Yasası‘nın ilgili maddesi yeniden düzenlendi ve ayrıntılandırıldı7 Yasada “terörün finansmanı” nın yalnız yasadışı değil yasal yollardan elde edilen kaynaklarla da yapıldığına dikkat çekilerek, kar amacı gütmeyen dernek ve vakıflara yapılan bağışların, örgütlerle görünüşte bağlantısı bulunmayan kişiler adına kurulan ticari işletmelerin gelirlerinin, görsel ve basılı yayın organlarının, konser, şölen, kermes ve gösteri gibi etkinliklere katılım ücretlerinin mercek altına alınması gerektiği belirtiliyor Şüpheli işlem tipleri ise hesaplara, elektronik transferlere, müşteri ve müşteri faaliyetine ve kar amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin olmak üzere dört kategoride sınıflandırılıyor Hesaplara ilişkin tiplerde, uzun süre işlem görmeyen hesaplara dönemsel olarak para yatırılması, çok düşük bakiyeye sahip hesaplara yüklü miktarlarda para yatırılıp hemen çekilmesi, aralarında akrabalık veya iş ilişkisi bulunmayan kişilerin aynı hesapta imza yetkisinin bulunması, tüm işlemlerin ATM’ler üzerinden yapılması (vb); elektronik transferlere ilişkin tiplerde, transferlerin kimlik tespitinden kaçınmaya yönelik yöntemlerle yapılması (vb); müşteriye ilişkin tiplerde, iş, kimlik, adres bilgileri konusundaki tutarsızlıklar ve sık değişiklikler (vb); kar amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin tiplerde ise, kuruluşun beyan edilen amacı ve faaliyetinin büyüklüğü ile toplanan/aktarılan fon arasında uyumsuzlukların olması, sadece veya ağırlıklı olarak yurtdışından bağış alması (vb) yer alıyor Yanı sıra, “Özellikle terör örgütü yandaşları, terör örgütüne yakın görsel ve basılı yayın organlarına reklam bedeli adı altında yüksek tutarlarda ödemeler yapmak suretiyle örgüte finansman desteği sağlarlar Aynı zamanda örgüt üyeleri, bu yayın organlarında çalışan kişiler olarak gösterilmek suretiyle finansal olarak desteklenir” denilerek devrimci yayınlar üzerinde daha yoğun bir finansal denetimin işareti veriliyor

Değişen ve değişmeyen…
Toparlayacak olursak, tüm kişisel verilerin merkezileştirilmesine ve tanımlı kişi, olay ve işlemlerin bu veritabanı üzerinden gerçek zamanlı olarak tespit ve müdahale edilmesine dayalı bir sistem oturtuluyor Elbette ki, bu tabloda sisteme geçişin şimdiye kadar ne denli zamana malolduğu da dahil olmak üzere, henüz “pilavın su götürdüğü” yerler var Aynı zamanda, siyasal, askeri ve teknik üstünlüğü psikolojik üstünlükle pekiştirme yöntemleri de -kimi şehir efsaneleri de buna hizmet ediyor- kullanılıyor Ancak, devrimci hareketin siyasal ve teknik donanım, bilgilerin merkezileştirilmesi, iletişim, bilgi yönetimi ve süreçlere zamanında (“gerçek zamanlı”!) müdahale yönünden zayıflıkları ile birlikte, arada büyüyen açı farkının kendisi de bu psikolojik üstünlüğün araçlarından biri Bırakalım orta düzey olanları, zaten az sayıdaki profesyonel devrimci dahi, devrimci faaliyeti çevreleyen bu koşulların ve asıl önemlisi, özgürlük alanlarını bunların bilgisine sahip olarak yaratmanın bilgi, donanım ve iradesinden yoksun olarak hareket ediyor Devletin merkezi ve online veritabanı atağına karşı babadan kalma ve ilk elde boşa çıkacak8 yöntemlerle hareket edilmeyecekse eğer, takip ve denetimin eski “insan+araç” sınırlılığından çoktan çıktığının, özgürlük alanlarının oluşturulmasında ilkellik ve amatörlüğün aşılmasının ve çok daha geniş bir kitle örtüsü ve heterojen ilişkiler ağına sahip olmanın öneminin, zamanın öldüresiye bir hor kullanımla değil devrimci tarzda değerlendirilmesinin, güvenli iletişim bilgisine ve kenti MOBESE’siz “arka sokaklar”da yaşamanın doğrudan deneyimine sahip olmayan bir militanın henüz militan bile sayılamayacağının -çünkü savaşım donanımından yoksun olduğunun-, ve bütün bunları yakıcılaştıran temel eksen olarak da, öne çıkarmamız gereken biçimleriyle birlikte başta sınıf eyleminin geliştirilmesi olmak üzere siyasal pratik konumlanışın hızla etkinleştirilmesinin bilincine varmak zorunludur Sınıflar arasındaki güç dengesinin sokaklara ve günlük yaşamda yarattığı dönüşüm içerisinden, değişen de değişmeyen de, işçi ve emekçi kitlelerin devrimci savaşım gücünü arkasına almış bir partinin avuçlarında olacaktır Özgürlüğün biricik imkanı, partinin emekçi kitleler içerisindeki siyasal-örgütsel ve manevi otoritesinde ve profesyonel devrimci kalitesinde yatar!

1- Devletin devrimci özgürlük alanlarını imha saldırısı, baştan beri hemen tamamen “sanıktan delile” biçiminde olmuş; temel silah olarak ise işkence kullanılmıştır Pekçok durumda işe yaramakla birlikte bu silah, devrimci direniş karşısında tamamen etkisizdir Öte yandan teknik olarak da, sık sık komik sonuçlar vermiş boşluklarla yüklüdür Bu durum, devlet aygıtının yeğinleştirilmesinin bir parçası olarak, elbette ki işkence silahı paslandırılmaksızın, “delilden sanığa” yöntemine geçiş adımlarının hızlandırılmasını getirmiştir

2- Daha 2001 yılında 15 milyondan fazla kişiye Vergi Kimlik Numarası verilmiş ve mali işlemlerden pasaporta dek numaranın tüm işlemlere yaygınlaştırılması öngörülmüştü

3- Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Ömer Demir, sistemde kayıt dışı kalacak iki gruptan birinin “kanun kaçakları”, diğerininin de yurtdışında bulunup konsoloslukta kaydı bulunmayanlar olduğunu, bunların dışında kimsenin sistemin dışında kalmasının mümkün olmadığını belirtti

4- Sistemi ihlal eden kişilere ve muhtarlara verilecek cezalar da artırıldı

5- Sistemin bir uygulaması, okullarda başlatılan e-kayıt sisteminin devam ettirildiği 2007-2008 ders yılında yapıldı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer‘in sözleriyle, “Bu yıl ilköğretimde e-kayıt sistemi devam ediyor Daha önce internet üzerinden kayıt yapılabiliyordu Şimdi kayıtlar, adrese dayalı MOBESE sistemine bağlı olarak gerçekleştiriliyor … Vatandaş MOBESE sistemine dayanarak poliste adresi nerede gözüküyorsa oradaki okula kaydını yaptırabiliyor”

6- MOBESE’nin internet sayfasında, “Polis hizmetlerinde mobil sorgulamalar ve bilgi yönetimi anahtardır” deniliyor Konunun bir boyutunun ele alındığı bir çalışmada, kontrol noktasında yapılan kontrol sonuçlarının daha sonra incelenip kullanılmak üzere belirli aralıklarla arşivlendiği belirtiliyor ve bu bilgilerin bir merkezde toplanabilmesi için merkezi bir ana bilgisayar kurulması öneriliyor Bunun pratik anlamı, başka hiçbir denetime takılınmasa bile kontrol noktalarından sorunsuz geçişlerin de geriye dönük işletilmesi ve bu yolla devrimci faaliyetlerle ilgili bilgi toplanması mümkün olabilecek (Bkz http://wwwmmfgaziedutr/journal/2fa567-573_pdf )
Aynı kapsamda, Mobil-K(arakol) ünitesi ile entegre çalışabilen parmak izi cihazı ile olay yerinden alınan parmak izlerinin merkez veri tabanından sorgulaması yapılabilecek

MOBESE sisteminde iletişim Türk telekom altyapısı kullanılmadan kablosuz network üzerinden sağlanıyor Küçük iller, sisteme geçiş açısından daha avantajlı durumda Bunlardan Burdur’un, kent giriş çıkışları, merkez ve diğer yerlerde kurulacak MOBESE kameraları ile tamamı kontrol altına alınan ilk il olacağı açıklandı

7- Yasa maddesine göre, devrimci örgütler adına para toplayanlar, Ceza Yasası’nda yapılan temel değişikliğe uygun tarzda, örgüt üyesi olarak cezalandırılıyor Bakınız Terörün Finansman’na Yönelik Şüpheli İşlemlerin Bildirimi Genel Tebliği, 7 Kasım 2007

8- Devrimci hareket içerisinde yaygın bu zihniyete uygun “ilgisiz” bir örneği Süreyya Ayhan‘dan verelim… Söylediği gibi büyük bir komploya kurban gitmediyse eğer, Süreyya Ayhan’ın doping aldığı, eşinin kredi kartıyla yaptığı bir doping maddesi alışverişinden yola çıkılarak tespit edildi Basındaki yorumları tekrarlamak pahasına, bu, devasa spor endüstrisini kasabalı kafasıyla atlatma çabasından başka bir şey değildi!