|
|
Konu Araçları |
dialog, dil, felsefeeğitim, felsefeeğitimde, modelleri |
Felsefe-Eğitim,Dil Ve Felsefe:Eğitimde Dialog Modelleri |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Felsefe-Eğitim,Dil Ve Felsefe:Eğitimde Dialog ModelleriEğitim, dil ve felsefe ilişkisi üzerinde dururken öncelikle dil felsefesini açıklamak ve çağdaş dil felsefesi kuramlarının sundukları “anlam” görüngüsünü göz önünde bulundurmak, özellikle Wittgenstein ikinci dönem dil oyunları temelli dil felsefesi, eğitimde farklı diyalog modellerini oluşturmak açısından faydalı olacaktır Daha sonra Nermi Uygur'un ifadesiyle “Dildeki Felsefe”nin ne menem bir şey olduğu üzerinde durarak, rasyonel otorite (Erich Fromm), Sokratik diyalog temelli eğitim modelleri ve bu modellere alternatif olabilecek usta-çırak ilişkisi temelli egitim diyalog modeli üzerinde duracagim Dilin doğasını, yapısını, kökenini inceleyen, anlamlı ifade ile anlamsız ifadeyi ayıranın ne(ler) olduğunu ortaya koyan, anlamların dilde nasıl dolaştığını, nasıl iletildiklerini betimleyen, sözcükler nesneler, cümleler ile olgu ya da olgu bağlamları arasındaki ilişkiye odaklanarak dil ile gerçeklik arasındaki ilişkinin nasıl kurulduğunu açıklayan ve dilin pragmatik, göstergebilim, retorik gibi boyutlarını araştıran, dilin insan yaşamındaki yerini ve önemini bütün yönleriyle ele alan dil felsefesidir Dil felsefesinin ilk temelleri, ayrı bir felsefi çalışma alanı olarak, XIXyy'ın ilk yarısında Homann, Herder ve Humboldt tarafından atılmıştır Wittgenstein'ın dilsel dönemeç (linguistic turn) olarak nitelendirilen dil felsefesi - özellikle ikinci dönemi “dil oyunları”- ile felsefede, “dil felsefesi” olarak özerk bir alan oluşmuştur Çağdaş dil felsefesi “anlam” görüngüsünü bütün yönleriyle açıklayacak genel bir kuram oluşturma çabasındadır Bu manada üç ana düşünceden söz edilebilir: iGöndergeci Yaklaşim: Dildeki tek tek anlam birimlerinin dünyadaki şeylere karşilik geldigini belirten görüştür ‘Söz-Şey' ve ‘Cümle-Olgu' bagl----- gönderme yapilir Russell, Carnap, Quine, DDavidson ve Wittgenstein'in Tractatus döneminde ortaya koydugu “resim kurami” bu yaklaşimi savunur “Anlam sorunu dogruluk sorunudur” ifadesi bu yaklaşimin ana temasidir iiTasarımcı-Zihinselci Yaklaşım: Anlamların insanların zihinlerindeki tasarımlardan, imgelerden ya da bir takım başka ruhbilimsel görüngülerden oluştuğunu öne süren yaklaşımdır Bu manada, Locke ve diğer Deneyciler, anlam açıklamasını deneyim olgusunun doğasını kavrama amacıyla temellendirmektedir iii Kullanımcı -“Dil Oyunları”- Yaklaşım: “Anlam kullanımdır” düşüncesi doğrultusunda şekillenen bu görüş JL Austin, PF Strawson, J Searle, G Ryle ve Wittgenstein tarafından ortaya konmuştur Özellikle Wittgenstein tarafından ifade edilen “dil oyunları” bu yaklaşımın ana temasını belirtmektedir Bu görüşe göre, anlam belli bir dil topluluğu içinde, belli bir yaşam biçimi çerçevesinde, toplumsal uzlaşı yoluyla belirlenmiş bir takım kurallar uyarınca oynanan bir dil oyunu olarak temellendirilmektedir Wittgenstein'ın anlam sorununu kullanım içinde çözüştürmesi dil felsefesinde önemli bir kırılmadır Bir manada yeni bir soruşturma ufkudur Anlam sorunu yerine, dilsel kullanım sorunları ele alınır Bu çerçeve Wittgenstein sonrası, “dilsel dönemeç” olarak adlandırılır Bu kırılmanın en önemli nedeni, Heidegger'in Da Sein'a yani insanın yeryüzünde olmaktalığına verdiği çözümlemeler olarak gösterilebilir En önemlisi “Dil varlığın evidir” ifadesidir Dil ve varlık arasında iç içe olan bir yapını kurgusal metafizik çabasından uzaklaşarak bir soruşturma yapmayı doğurur Böylece Heidegger'in ifadesiyle önemli olan “insan olarak dünyadaki deneyimlerimizin dilsel betimleme yöntemiyle kavramasına yönelik kesintisiz bir dil soruşturmaları sürecini başlatmaktır” Bu manada anlaşilacak biricik varlik dildir, Gadamer'in ifadesiyle; ancak bu ifade Wittgenstein'in “Dilimin sinirlari dünyamin sinirlaridir” sözünden çikarilabilmektedir Dil Oyunu , son dönem Wittgenstein felsefesinin “anahtar” kavramıdır Şöyle ki, Wittgenstein, dil kullanma ile oyun oynama arasında eğitici bir benzerlik olduğunu söylemektedir Bu benzerliği doğal dillerin nasıl birbirlerine benzemediklerini ve doğal dili yöneten kuralların kesin ve katı dizgeler olmadığını göstermek için kullanır Bir “dil oyunu” dilin basit bir biçimidir Örneğin, inşaatçılar kendi aralarında “kalıp”, “sütun”, “levha” ve “kiriş”e dayanan basit bir dil geliştirmişlerdir ( Felsefi Soruşturmalar ,2paragraf) Wittgenstein bu örnekleri dilimizdeki farklılıklara dikkat çekmek için kullanır Çünkü, dil uygulamaları sonsuz değişik biçimde gelişirler Başka bir değişle, “ Bir sözcüğün anlamı, o sözcüğün hangi koşullar altında kullanılacağının bilinmesidir” ( Felsefi Soruşturmalar , 43paragraf) “Yaşam Biçimleri” (forms of life) , Wittgenstein'in diğer önemli kavramıdır Wittgenstein, her biri ayrı “yaşam biçimleri”ne karşılık gelen koşulları “dil oyunları” olarak adlandırmaktadır O'nun için “bir dili imgelemek, bir yaşam biçimini imgelemektir” ( Felsefi Soruşturmalar , 19paragraf) Her dil oyununun kendi iç kuralları vardır Bu kurallar çerçevesinde anlam kurulmaktadır Ayrıca, bir şey ancak ait olduğu dil oyunu bağlamında yargılanmalı ve anlamlandırılmalıdır Wittgenstein'a göre felsefe tarihindeki bir çok sorun bir dil oyununa ait dile getirmenin başka dil oyunu kurallarına bağlı kalınarak yargılanmasından kaynaklanmaktadır Wittgenstein, günlük dili kullanarak, onu felsefe sorunlarının kaynağını anlamada bir rehber olarak kullanmıştır Nermi Uygur “Dildeki Felsefe”den söz ederken, buradaki felsefe ifadesinin ‘dünya görüşü' olarak düşünülmemesi gerektigini söyleyerek, felsefenin yerinin, çok kez dünya görüşlerinin ötesinde oldugunu ifade eder Dünya görüşü, tek insanin ya da insan öbeklerinin, evreni, tümüyle dünyayi “algilayişlarina” verilen addir Felsefenin sinirlanmasidir Uygur, dilin dünyayi bir kavrayiş biçimi oldugu konusu üzerinde durur Örnegin, Almanca'da sözü edilen her hayvan günlük dilde, evcil (Haustier), yirtici(Tier), kuş (Vogel) , balik (Fisch) ve kurt (Wurm) (sürüngen) kategorisine sokulur Görüldügü üzere, Almanca'da evcil ve yirtici hayvan arasinda bir ayrim vardir Ancak Türkçe'de hayvan, böcek, kuş, balik gibi bir siniflandirma durumu söz konusudur Her iki dildeki bu kavrayiş farki, dilde bir varlik-bilimi olmasindan kaynaklanir Bu manada dil farkli “dil oyunlari”nin karişimidir Umut Karagöz |
|