![]() |
Atatürk'ün Cumhuriyetçilik İlkesi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk'ün Cumhuriyetçilik İlkesiATATÜRK'ÜN CUMHURİYETÇİLİK İLKESİ Biliyoruz ki Atatürk dahi bir asker, yüksek bir siyaset adamı, bir devlet kurucusu, bir devrimci, büyük bir düşünür, gerçekçi ve tutarlı bir uygulayıcıdır ![]() ![]() ![]() Atatürk olağanüstü niteliklere sahipti ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün yaşamında, cumhuriyet ve demokrasi düşüncelerinin biçimlendirilmesinde, yetiştiği dönemin koşul ve bunalımları ile okuduğu yayınlarla elde ettiği bilgi birikiminin etkisi büyüktür tarihteki birçok Türk devleti gibi Osmanlı devleti de oluşmuş, yaşamış ve O'nun gözleri önünde tarihin derinliklerine gömülüp gitmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeni kurulan Hürriyet Partisi'yle İttihat Terrakki, arasındaki çatışmaya gericilerin de katılmasıyla 31 mart olayı ve imparatorluğun çözülüp, dağılması gibi felaketler birbirini kovaladı ![]() ![]() Öte yandan, bu tarihsel gelişimin bilincinde olan Atatürk, okuduğu yayınlar sayesinde de ilk toplumların kent demokrasileri, Magna Carta (1215) temsili demokrasiden haberliydi ![]() ![]() Bu saptamalardan sonra, "cumhuriyet" ve "demokrasi" kavramları ile Atatürk'ün bu konudaki görüşlerini incelemeye geçebiliriz ![]() Cumhuriyet, kökeni bakımından Arapça bir terim olup, "cumhur" kelimesinden türetilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk cumhuriyeti şu sözlerle tanımlar: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ![]() ![]() ![]() ![]() Mustafa Kemal'in gençliğinden beri benimsediği ilk ulusal ideal, cumhuriyettir ![]() ![]() ![]() ![]() "Türkiye için en iyi devlet şekli nedir?" "Meşrutiyet" diye yanıt verilince Mustafa Kemal: "Meşrutiyette de başta bir hükümdar vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim o, üstün önderlik nitelikleriyle hepimizce bilinen süreç içinde, önce 23 nisan 1920'de TBMM'nin açılmasını, 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasını, sonra da 1923'de cumhuriyetin ilan edilmesini sağlar ![]() "Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki, onun ismi cumhuriyettir ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, yeni cumhuriyet rejiminin yapı ve işleyişini de şöyle açıklar: "Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş meclistedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihte pek çok cumhuriyet rejimi görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görülüyor ki cumhuriyet yönetimine geçiş son 70 yıl içinde giderek ivme kazanmıştır ![]() ![]() Daha önce de belirttiğimiz gibi, cumhuriyet yöneticilerinin seçimle işbaşına geldiği; yani hanedanın ve veraset usulünün bulunmadığı bir siyasal rejimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Biz ne Bolşevikiz, ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız ![]() ![]() ![]() ![]() "Demokrasi" ise, eski Yunancada halk anlamına gelen "demos" ile egemenlik anlamına gelen "kratus" sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur ![]() ![]() ![]() "Demokrasi (halkçılık) esasına dayalı hükümetlerde egemenlik halka, halkın çoğunluğuna aittir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürk'ün Cumhuriyetçilik İlkesi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk'ün Cumhuriyetçilik İlkesiAtatürk başlangıçta "demokrasi" sözcüğü yerine "halkçılık" sözcüğünü kullanmıştır ![]() ![]() ![]() "İç siyasetimizde dayanağımız olan halkçılık, yani milleti bizzat kendi geleceğine egemen kılmak esası, teşkilatı esasiye kanunumuzla tespit etmiştir ![]() "Bizim görüşümüz ki halkçılıktır; kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir ![]() ![]() Zamanla "halkçılık" sözcüğü anlam değiştirerek Atatürkçülüğün ilkelerinden biri olmuştur ![]() ![]() Şimdi de cumhuriyet ve demokrasi arasındaki ilişkilerden kısaca söz etmenin yerinde olacağını sanıyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçekten bir ülkenin adının cumhuriyet olması; o ülkede her zaman, sağlıklı, gerçek demokratik bir rejim uygulandığı anlamına gelmemektedir ![]() ![]() ![]() "Cumhuriyet imkan demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Her cumhuriyetin mutlaka demokrasi ile yönetilmediğinin bilincinde olan Atatürk, buna rağmen demokrasi için en uygun ortamı yine cumhuriyet rejiminin sağlayabileceğini şu sözlerle vurgular: "Demokrasi prensibinin, en çağdaş ve mantıki uygulamasını temin eden hükümet şekli, cumhuriyettir ![]() Herkes kendi dünya görüşüne, kendi uyguladığı yönetim biçimine göre demokrasi kavramına içerik kazandırmaya çalışmakta ve kavram kargaşası yaratılmaktadır ![]() ![]() ![]() Demokrasi bir oluşum içindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde yaygın olarak paylaşılan görüşe göre çağdaş demokrasilerin nitelikleri şunlardır: çağdaş bir demokrasi; - anayasayı, - meclisi, - adil bir seçim düzeni ve dürüstçe yapılan seçimler, - siyasi partileri ve kısıtlanmayan bir muhalefeti, - hakkın kuvvete üstünlüğünü, yani "hukuk devleti" oluşu - sınıfsız toplumu, - sivil toplum örgütlerinin oluşumuna olanak sağlanmasını, - sendika, dernek ve basın gibi demokratik kuruluşların etkinliklerinin kısıtlanması, - özgürlük ve siyasal eşitliği, - bireysel çıkarların toplumsal çıkar sınıfları içinde kalmasını, gerektirir ![]() Yalnız bu niteliklerden son ikisinin derecesi üzerinde görüş birliği bulunmaktadır ![]() Atatürk, çağdaş demokrasinin niteliklerinden çoğunu içinde bulabileceğimiz demokrasi anlayışını, 1924 yılında şöyle açıklar: "Demokrasi prensibi, egemenliği kullanan araç ne olursa olsun, esas olarak milletin egemenliğine sahip olmasını ve sahip kalmasını gerektirir" ![]() Bizim bildiğimiz; demokrasi siyasidir, onun hedefi, milletin idare edenler üzerindeki kontrolu sayesinde, siyasi hürriyeti sağlamaktır ![]() Demokrasinin ikinci özelliği ile ortak, esas itibarıyla ikinci bir özelliği daha vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demokrasinin temel niteliklerinden birisi de eşitliğe çok değer vermesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Çağdaş demokrasilerin niteliklerini ve Atatürk'ün demokrasi anlayışını kendi sözleriyle belirttikten sonra, çağdaş demokrasi ilkeleri açısından Atatürk'ün demokrasi uygulamalarının açıklanmasına geçebiliriz ![]() ![]() Atatürk'ün yaşadığı çağdaş siyasal rejim ve model olarak şu örnekler vardır ![]() ![]() ![]() "Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir: ben, milletimin ve en büyük atalarımızın en değerli miraslarından olan istiklal aşkıyla dolu bir adamım" diyen Atatürk, ister sağda, ister solda olsun, diktatörlüklere iltifat ve itibar etmemiş ve yeni Türkiye için, bunların içinden uygulanabilir tek model ve siyasal rejim olarak batı Avrupa'nın çok partili parlamenter demokrasisini seçmiştir ![]() Çağdaş demokrasinin en önemli koşullarından biri, devletin temel kuruluşunu, bireylerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen ve halkın onayından geçmiş bulunan bir anayasanın olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası, zamana en uygun milli egemenlik esaslarını, hükümlerini kapsar ![]() "- egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ![]() - Türkiye büyük millet meclisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olup, millet adına egemenlik hakkını kullanır ![]() - yasama ve yürütme kuvveti, büyük millet meclisinde oluşur ve toplanır ![]() - yargı yetkisi millet adına usuller ve kanunlar çerçevesinde bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır ![]() Çağdaş demokrasilerin bir başka koşulu da, halkın oylarıyla üyelerden oluşan ve bu nedenle ulusal irade ve egemenliği yansıtan, yasama ve yürütme alanında yetkili bir meclisin olmasıdır ![]() ![]() Ülke elden giderken, Osmanlı mebuslar meclisi kasım 1918'den beri çalışamaz ve kapatılmış durumdadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Millet, mukadderatını doğrudan doruya eline aldı ve millet saltanat ve egemenliğini bir kişiyle değil, bütün fertleri tarafından seçilmiş vekillerden oluşan bir yüce meclis'de temsil etti işte o meclis, yüksek meclisinizdir ![]() ![]() ![]() Kurtuluş savaşının en zor günlerinde kararların mecliste alınmasına büyük özen gösteren büyük önder, ulusal iradeye olan saygı ve inancını şu sözlerle dile getirir ![]() "Devlet ve milletin geleceğine milli irade etken ve hakimdir ![]() ![]() "Milletin irade ve isteğine uymayanların sonu yokluktur ve yok olmaktır ![]() Çağdaş demokrasilerin bir başka koşulu ve işlerlik mekanizması olan adil bir seçim düzeni ve dürüstçe yapılan seçimlerle halkın genel iradesi meclise yansır ![]() ![]() "Çoğunluk" ve "azınlık" kavramları, demokrasinin diğer ilkelerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Seçimlerde, şahıstan ziyade milletin çıkarlarına en uygun ilke ve programları uygulayabilecekleri seçmek önemlidir ![]() ![]() ![]() Atatürk bu sözleriyle, çağdaş demokrasilerin önemli koşullarından diğer biri olan, "siyasi partiler ve kısıtlanmayan bir muhalefet bulunması" düşünce ve inancına sahip olduğunu da gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, 1930 yılında yeniden bir siyasal parti denemesi yapmış, bu defa eski başkanlardan sevdiği ve güvendiği yakın arkadaşı Fethi Bey'i (Okyar) bir parti kurmaya memur etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, yeni devletin devrim ve cumhuriyet ilkeleri üzerinde partilerin titizlik göstermesi gerektiği uyarısını 1 kasım 1930 tarihindeki meclis konuşmasında yapmayı da ihmal etmez: "Siyasi hayatımızda yeniden fırkaların (partilerin) oluşması, belediye seçimlerinden önceki yakın günlerde vuku buldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üstelik Atatürk, partinin kurucusu Fethi Bey'in partiyi örgütlerken uğradığı bazı haksızlıklarla ilgili olarak yakınmalarını dile getiren mektubunu yanıtlarken, 11 eylül 1930 tarihli mektubunda, hem parti çalışmalarının engellenemeyeceği güvencesini verir, hem de "laiklik" üzerindeki duyarlılığını belirtir ![]() "Ali Fethi Beyefendiye, 8 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşın, az zaman sonra partiye, Atatürk devrim ve ilkelerine karşıt görüşlü birçok kişinin girdiği veya sızdığı görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Biz Türkler, ruhen demokrat doğmuş bir milletiz fakat milletimizin yüzyıllarca yöneten Osmanoğulları kendilerini ve yaldızlı tahtlarını korumak için atalarımızdan kalıtım yoluyla gelmekte olan bu doğuştan güzel huyumuzu körletmeye, uyuşturmaya çalışmışlardır ![]() ![]() Çağdaş demokrasilerin koşullarından biri de "hakkın kuvvete üstünlüğü," yani "hukuk devleti" oluşudur ![]() "Her halde dünyada bir hak vardır ve hak kuvvetin üstündedir ![]() Çağdaş demokrasilerde, iktidarı elinde bulunduranların devlet gücüne dayanarak haksızlık yapmalarını önleyebilmek için, yargı yetkisi, ulus adına yasalar çerçevesinde bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır ![]() ![]() ![]() 1924 anayasasında yer alan bu ilke konusunda ulu önder şunları söyler: "Adalet bir devletin esası olduğuna göre, mahkemelerin söz ile değil, gerçekten tarafsızlığını sağlamak her işin başında gelmelidir ![]() ![]() Çağdaş demokrasilerde, devlet hukuk ile bağlı olduğundan, devlet gücünü elinde tutan çoğunluk hukuk ile sınırlanırken azınlığa da hukuk ile geri alınamayacak temel haklar tanımak zorunludur ![]() ![]() Gerçekten de, Atatürk döneminde bir anayasa mahkemesi olmamakla birlikte, yargı kuvveti etki altında değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Çağdaş demokrasilerin diğer önemli, bir koşulu da yurttaşların özgür ve yasalar karşısında eşit olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk cumhuriyetinde de toplum içinde yaşayan insanın kişisel özgürlüğü birinci planda gelir: "Her Türk, doğar, hür yaşar, Türkler, demokrat, özgür ve sorumlu vatandaşlardır ![]() Atatürk'e göre özgürlük bireylerde ve toplumlarda ilerletici etki yapar: "Özgürlük olmayan bir memlekette ölüm ve yok olma vardır ![]() ![]() Bununla birlikte Atatürk, özgürlüğün sınırsız olmadığını da belirterek özgürlük konusunda şu genel sınırlamayı yapar: "Demokrasi kayıtsız şartsız serbest olmak değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan Atatürk, bireysel özgürlüklerin devlet yararına yasalarca sınırlandırılabileceği görüşündedir: "Kişisel özgürlüğün derecesi, devletin faaliyetlerini zayıf düşürmeyecek kerterde olmalı, çoğunluğun özgürlüğünü boğmayacak şekilde düzenlenmelidir ![]() ![]() ![]() Bireysel özgürlüklerin ne kadar sınırlanabileceği konusunda da şunları söyler: "Kişisel özgürlüğün ne kadarından vazgeçilmesi gerektiği, içinde bulunulan zamana ve memlekete göre değişir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demokraside eşitlik esastır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk demokrasisinde de yasalar karşısında herkes eşittir ![]() "Demokraside, egemenliği millete veren halk yönetiminde, sınıf ayırımı diye bir şey yoktur ![]() ![]() Özetlemek gerekirse, demokrasi denilince, siyasal partilerin katıldığı serbest ve dürüst bir seçimle kurulan parlamentolar; adalet ve iyilik duygusuna dayanan kanunlar; yetki ve sorumluluğu anayasa, yasalar ve kamu oyunca saptanan hükümetler; bağımsız adalet ve yan tutmayan bir idare, anayasa güvencesinde olan hak ve özgürlükler; yasa önünde eşitlik, serbestçe etkinlik göstererek kamu oyu oluşturan demokratik kuruluşlar akla gelir ![]() Atatürk'ün kurmaya ve geliştirmeye çalıştığı demokrasi düzenini ise şöyle tanımlayabiliriz: "Millî egemenlik ve bağımsızlığa bağlı, kuvvetler birliği temelinde çalışan meclise ve anayasaya dayalı, sınıfsız bir toplum kabul eden; cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, laik, devletçi, inkılapçı ilkeler yürüten; iktisadi yaşamını planlı karma ekonomiye dayatan; bütün dünya ulusları ile her alanda iş birliğine açık, her türlü diktayı rededen ve çağdaşlaşmayı amaçlayan haklar, özgürlükler, eşitlik ve kalkınma düzenidir ![]() Atatürk demokrasinin bugünkü çağdaş demokrasiye, göre eksikliklerini şöyle sıralayabiliriz: O dönemde kısa süreli iki deneme dışında çok partili siyasal yaşam yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, Atatürk'ün amaçladığı düzen tam demokrasidir ![]() ![]() "Her türk doğar, hür yaşar ![]() ![]() ![]() çünkü; "Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun, olan idare; cumhuriyet idaresidir ![]() "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir ![]() Sonuç : Atatürk yönetiminin, demokratik rejimi hazırlama dönemi olduğunu belirten prof ![]() "Atatürk, yaşamı boyunca demokratik rejimi kurmak için uğraşmış çok güçlükleri yenmiş, tamamlanmasını ulusun diğer bazı ihtiyaçları gibi yeni kuşaklara bırakmıştı ![]() "Milli azim ve bilincin kıymetli eseri olan değerli cumhuriyetin bugünkü ve yarınki neslin demir ellerinde her an yükselip sağlamlaşacağına güvenim tamdır ![]() "Türkiye cumhuriyeti; her anlamda, büyük Türk milletinin öz ve değerli malıdır ![]() ![]() Bu güvenini birçok konuşmasında tekrar eden büyük önder, çağdaş düzeyde ve demokratik bir devlet yaratmak ülküsünün gençler tarafından bir ödev olarak kabul edileceğinin de bilincindedir: "Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve yükseltecek sizlersiniz ![]() Fani varlığı ile Türk ulusunun yaşamında parlak bir yıldız gibi kayıp geçen Atatürk, "Biz Türkler ruhen demokrat doğmuş bir milletiz" diyerek, sınırsız bir gurur ve güvenle en iyi yönetim biçimini yakıştırdığı aziz ulusunun tüm varlığına yaşıyor; yön verdiği devrim ve ilkeleri ile özlemini duyduğu çağdaş uygarlık yolunda "Türk ulusunun yüce önderi" olarak liderliğini sürdürüyor ![]() Kaynakça · Toktamış Ateş "Demokrasi, Kavram-Tarihi Süreç Ülkeler, İst ![]() · Niyazi Berkes "Türkiye'de Çağdaşlaşma" İst ![]() · Anıl Çeçen "Atatürk ve Cumhuriyet" Ank ![]() · Hamza Eroğlu "Atatürk ve Türk Toplumu" Ank ![]() · Ayferi Göze "İnkılap Tarihimiz ve Atatürk İlkeleri" İst ![]() · Enver Ziya Karal "Atatürk'ten Düşünceler" İst ![]() · Çetin Özek "Türkiye'de Laiklik" İst ![]() · Tarık Zafer Tunaya, "Devrim Hareketleri İçinde Atatürk- Atatürkçülük " İst ![]() · Atatürk, Söylev ve Demeçler, Ank ![]() · Atatürkçülük, Gn ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Makaleyi Gönderen : Uğur YİĞİT |
![]() |
![]() |
|