![]() |
16 Mart 1920 İstanbul'un İşgali |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 16 Mart 1920 İstanbul'un İşgali16 mart 1920 istanbul'un işgali İstanbul Nasıl İşgal Edildi? Görgü tanıklarının ifadelerinden tespit ettiğimiz İstanbul''un bu kahpece ve alçakça, vahşice işgalini onların dilinden aynen veriyorum: '' ![]() ![]() ![]() Vakıa; Birinci Dünya Harbi galipleri olan İngilizlerle, Fransız ve İtalyanlar, Mondros Mütakeresi ahkâmını hiçe sayarak Osmanlı hükümeti ve payıtahtı üzerinde kuvvetle hüküm sürmekte ve bilhassa son günlerde bir şeyler yapmak niyetinde olduklarını ihsas etmekteydilerse de, böylesine bir cüret ve cesaretle İstanbul''u işgal edebilecekleri kimsenin aklına gelmiyordu ![]() ![]() Bu kötü haberi, vukuu anında, makine başında, Ankara''daki Mustafa Kemal Paşa''ya ulaştıran İstanbul telgrafhanesi memurlarından Manastırlı Hamdi Efendi birbiri ardı sıra: ''Bu sabah, Şehzadebaşı''ndaki muzıka karakolunu İngilizler basıp, oradaki askerlerle müsademe ederek, neticede şimdi, İstanbul''u işgal altına alıyorlar ![]() ![]() ''Şimdi Harbiye''nin işgalini haber aldık ![]() ![]() ![]() ''Sabah İngilizler basarak altı şehit, onbeş kadar da mecruh oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ''Paşa Hazretleri, Harbiye telgrafhanesini İngiliz bahriye askeri işgal edip teli kestiği gibi, bir taraftan Tophane''yi işgal ediyorlar, bir taraftan da zırhlılardan asker ihraç olunuyor ![]() ![]() ''İşte Beyoğlu telgrafhanesi de cevap vermiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ''Bir saate kadar burası da işgal olunacaktır ![]() ![]() Bu esnada Mustafa Kemal Paşa''nın sorduğu: ''Mebusan için bir haber aldınız mı? Mebusan telgrafhanesi muhabere ediyor mu?'' sualine de: ''Evet yapıyor ![]() ![]() ![]() İstanbul merkezinin de işgal edilmiş olduğu anlaşılıyor ![]() Filhakika; İngilizler martın onbeşini, onaltısına bağlayan gece yarısı, kamyonlarla sevk ettikleri bahriye silâhendazlariyle İstanbul, Beyoğlu ve Üsküdar''ın belli başlı noktalarını tutup, Şehzadebaşı karakolunda uykuda bulunan onuncu Kafkas fırkası karargâhı muzıka efradına baskınla bunlardan altısını şehit, onbeşini de yaraladıktan ve bir yandan da Harbiye ve Bahriye Nezaretleri ile posta telgraf merkezleri gibi devlet dairelerini işgal ettikten sonra, sokak başlarına yerleştirdikleri makineli tüfekler ve silâhlı nöbetçilerle, müthiş bir terör havası içinde, münakale ve muharebeyi de keserek, evlerine saldıkları adamlarıyla Sabık Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi Cevat, Harbiye Nazırı Cemal, Âyandan Çürüksulu Mahmut, İstanbul Kongresi Reisi Doktor Esat Paşalarla İzmir Mebusu Tahsin, Edirne Mebusu Şeref ve Faik, İstanbul Mebusu Numan Beyler gibi tanınmış şahsiyetleri de, -kimini döve döve, kimini kelepçe geçirerek- yaka paça edip Arabyan hanındaki zindanlarına tıkmışlardı ![]() Aynı gün öğleden sonra da, Fındıklı''daki Meclisi Mebusan binasına dayanarak, Kuvayı Milliyeci mebuslardan Rauf (Orbay)''la Kara Vâsıf Bey''i ve şehrin diğer taraflarında yakaladıkları eski İstanbul muhafızı Sait, onuncu fırka kumandanı Kemal Paşalarla, Matbuat Cemiyeti Reisi ve Tasviri Efkâr gazetesi sahibi Velid Ebüzziya, yine gazeteci Ahmet Emin, edip ve şair Süleyman Nazif Beyler gibi birçoklarını da tevkif ettikten sonra, bütün bu facianın sebebini, halka hitaben yaydıkları resmî tebliğde, şu suretle açıklamışlardı: ''Beşbuçuk sene evvel Osmanlı memleketlerinin mukadderatını her nasılsa elde etmiş olan İttihat ve Terakki Cemiyetinin başında bulunanlar, Alman telkinlerine kapılarak Osmanlı devlet ve milletini umumi harbe iştirak ettirdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sulh konferansı bu vazifenin ifasıyla meşgulken, firari İttihat ve Terakki erkânının fikirlerini yayan bazı kimseler ''Milli Teşkilât'' müstear ismi altında bir tertip teşkil ederek ve padişah ile merkezî hükümetin emirlerini hiç addetmekle, harbin elim neticeleriyle büsbütün tükenmiş olan ahaliyi askerlik için toplamak, muhtelif unsurlar arasında nifak çıkarmak, millî iane bahanesiyle ahaliyi soymak gibi hareketlere cüret ettiler ve böylece sulh değil, adeta bir muharebe devri açmaya teşebbüs ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Herkesin kemali hevesle beklediği sulh için, büyük bir tehlike teşkil eden bu vaziyete karşı, İtilâf devletleri yakında karar altına alınacak sulh hükümlerinin tatbikini temin edebilmek üzere, lüzumlu tedbirleri düşünmeye mecbur oldular ve bunun için bir tek çare buldular: Bu da İstanbul''u muvakkaten işgal etmekti ![]() Bu karar, bugün icraa mevkiine vazedildiğinden umumi efkâra, aşağıki noktalar tasrih olunur: İşgal muvakkattır (fakat maazallahı Taalâ taşrada umumi iğtişaş ve katliam gibi vukuat zuhur ederse, bu kararın tadili ihtimali vardır) ![]() Yukarıda zikrolunan teşviklere iştirak eden eşhasın bazıları İstanbul''da derdest olunacaktırlar ![]() ![]() İtilâf devletleri namına hareket eden İngilizler, ayrıca ''İstanbul ahalisine!'' hitabiyle bastırıp sokak başlarına asıtkları Türkçe, İngilizce, Fransızca, Rumca ve Ermenice beyannamelerde de şöyle diyorlardı: ''Her kim olursa olsun emirlerimize muhalif olarak müttefik kıtalara veyahut bu kıtalara mensup bir şahsa düşmanca zarar verecek veya umumi âsayişin ihlâlini intac edecek surette düşmanlara muavenet edebilir bir hareket veya harekete teşebbüste bulunursa, divanı harb tarafından muhakeme ve idam veya cürmün istilzam edeceği daha hafif bir ceza ile hükmedilecektir ![]() İşte, İstanbul''u işgal edenler böyle diyor ve bu işgale karşı kıllarını kıpırdatmak cesaretini gösterecekleri böyle, ölümle tehdit ediyorlardı ![]() Şimdi, bir de, işgal faciasına bizzat şahit olan, o günkü Harbiye Nazırı, rahmetli Mareşal Fevzi Çakmak''ın, hâdiseden kısa bir zaman sonra, Anadolu''ya geçer geçmez, Ankara''ya ayak bastığı gün, Mustafa Kemal Paşa''nın ricası üzerine, Büyük Millet Meclisi huzurunda anlattıklarını dinleyelim: ''Efendiler! Beşyüz senelik bâkir payıtahtımızın, ilk defa düşmanlar tarafından işgali faciasını görmek bahtsızlığına uğramış felâketzedelerdeniz! Ben, bizzat Harbiye Nazırı olarak, gece gündüz nezarette bulunuyordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O sırada, İngilizler Harbiye Nezaretini de işgal ederek, benim nezaret odasına kadar süngülü neferlerini soktular ![]() ![]() ![]() ![]() O sırada, dörtyüzü mütecaviz, iki sıra dizilmiş süngülü İngiliz efradı ve kapılara birikmiş bir sürü Ermeni ve Rum ahalinin enzarı tahkiri arasından geçerek, Babıâli''ye gittim ![]() ![]() Gene o sırada İngilizlerin, sırf efkârı tedhiş maksadiyle, nezaret makamlarında bulunmuş birtakım arkadaşları ellerine kelepçe vurarak, yalınayak, başı kabak yük otomobillerine atıp, hakaretlerle topladıklarını haber aldım ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
16 Mart 1920 İstanbul'un İşgali |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 16 Mart 1920 İstanbul'un İşgaliİngilizler dretnotlarının toplarını da, gûya uzaktan atılamazmış gibi, köprüye kadar yaklaştırarak, tehditlerini artırdılar ![]() ![]() ![]() Buna mukabil her gün kabineyi nota bombardımanına tuttular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu esnada, gene tehdit makamında, başka bir hâdise oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tehdide de aldırmadık ![]() ![]() En nihayet, büsbütün azarak: ''Bu inadınız yüzünden çok ağır muameleye duçar olacaksınız'' diyerek, bizi Babıâli''den süngü ile atacaklarını, belki de tevkif edip süreceklerini ihsas ettiler ![]() Kuvayı Milliye''yi reddettirmek istemekten maksatları şu idi: ''Bize teklif edecekleri sulh şartlarını, tereddüt etmeden imzalayacak bir hükümet bulmak ![]() Kuvayı Milliye ortadan kalkmadıkça, böyle bir hükümet bulamayacaklarını anlamışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ''Razı olmuyorsunuz!'' diye de, tehditlerini arttırıyorlardı ![]() ![]() Bundan sonrası malûm: Ali Rıza Paşa kabinesinin istifası üzerine, dördüncü kabinesini kuran Damat Ferit Paşa''nın, Kuvayı Milliyecileri tel''ine kalkan mahut fetvalarıyla başlayan, millî mücadele düşmanlığı büyük zafere kadar sürdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|