Siyasal Alanda İnkılap Tanımı |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Siyasal Alanda İnkılap TanımıSiyasal Alanda İnkılap Tanımı 1)Saltanatın Kaldırılması: 23 Nisan 1920’de TBMM açılmış yeni Türk Devleti kurulmuştu Bu Devletin kurulmasında ve milli davanın kazanılmasında Osmanlı saltanatının hiçbir olumlu rolü olmamıştı Hatta İstanbul Hükümeti TBMM’ne karşı cephe almıştı 20 Ocak 1921’de kabul edilen Anayasa’nın birinci maddesinde, “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir” deniliyorduBu madde hükmüne göre egemenlik Padişahtan alınıp doğrudan Millete veriliyordu Yasama ve yürütme yetkisi de Milletin gerçek temsilcisi olan TBMM’ne aitti Bu duruma göre Osmanlı Padişahı’nın Türk Milleti üzerinde fiilen ve hukuken hiçbir yetkisi kalmamıştı Ancak Saltanatın kaldırılması için bir zamana ihtiyaç vardı Kurtuluş savaşından büyük zaferlerle çıkan Türkiye, İtilaf Devletlerinin düzenlediği Lozan Barış Konferansının haberini aldı Onlar Osmanlı ve TBMM Hükümetini çağırarak kendi çıkarlarını daha kolay sağlayacaklarını düşündüler Fakat Osmanlı Hükümetinin barış görüşmelerine katılmaya ne hakkı ne de yetkisi vardı TBMM, 1 Kasım 1922’de Saltanat ve Halifeliğin birbirinden ayrıldığı ve Saltanatın kaldırıldığı karar oy birliği ile kabul edildi Böylece Millet egemenliğinin önündeki engel kalkmış oldu Osmanlı Saltanatı sona erdi 2) Cumhuriyetin İlanı: 23 Nisan 1920’den beri yeni Türk Devletini idare eden TBMM Hükümeti milli egemenlik esasına dayanıyordu Devletin şekli gerçekte Cumhuriyetti Ancak MKemal bağımsızlık mücadelesinin yürütüldüğü bir sırada bu adın açıkça kullanılmasını doğru bulmadı Birinci TBMM Lozan Konferansı’na kadar pek çok askeri ve siyasi başarılar kazandı Lozan Konferansı sırasında Devlet sisteminin geliştirilmesi barıştan sonra geliştirilecek iç politika konuları gündeme gelmişti Bu konular bazı milletvekilleri arasında tartışmaların çıkmasına neden oldu İtilaf Devletleri Lozan Konferansı’nı keserek bu durumdan faydalanmak istedi Yeniden savaşa başlama ihtimali belirdi Bu durum karşısında TBMM 1 Nisan 1923’te yeni seçimlerin yapılması kararını aldıZaten Anayasa’ya göre seçimin yenilenme zamanı da gelmişti TBMM ikinci dönem çalışmalarına başladıktan kısa bir süre sonra Lozan Barış Antlaşması’nı onayladıBöylece “Kurtuluş Savaşı” her yönüyle tamamlanmış olduBu sırada devletin adını koyma amacıyla çalışmalar başlamıştı 23 Nisan 1920’de kurulan yeni Türk devletinin henüz ismi yoktuHükümet TBMM Hükümeti adını taşıyordu Meclisin Başkanı Hükümetin de başkanıydı Bu durunda Devlet Başkanlığı sanki yokmuş gibi görünüyordu Yabancı Devletlerin de Türkiye’nin Devlet Teşkilatını henüz tamamlamamış olduğu şeklinde bir kanaati vardı Bu duruma son verilmesi gerekiyordu 1921 Anayasasının bazı maddeleri artık ihtiyaca cevap vermiyordu Cumhuriyetin ilanı için beklenen an gelmişti 1923 yılının Ekim ayı sonlarında Bakanlar Kurulu istifa etti Mecliste bazı görüş ayrılıkları meydana gelmişti Bu gelişme yeni hükümetin kurulmasını olumsuz yönde etkiliyordu Çünkü “Meclis Hükümeti” denilen bu sistemde, hükümet üyeleri TBMM üyeleri tarafından seçilmekteydi Bu bunalımın aşılması için hükümet kurma sisteminin değiştirilmesi gerekiyordu Bu ancak Cumhuriyetin ilanı ile mümkün olacaktı Mustafa Kemal bu gelişmeleri dikkatle izledi 28 Ekim akşamı Çankaya Köşkünde yakın arkadaşlarıyla yaptığı toplantıda, “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedi O gece İsmet Paşa ile birlikte Anayasada değişiklik ön gören bir kanun tasarısı hazırladı Bu tasarı ertesi gün TBMM’de okundu “Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir”Hükmünün de yer aldığı kanun tasarısı üzerinde hararetli konuşmalar yapıldı Sonunda “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri arasında alkışlarla Cumhuriyet ilan edildi Hemen Cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi Devletimizin kurucusu TBMM Başkanı Kemal Paşa oy birliği ile Cumhurbaşkanı seçildi Cumhuriyetin büyük bir coşku ile ilanı yeni Türk Devletinin adı konuldu Böylece Devlet rejiminin nasıl olacağı hakkındaki tartışmalar son buldu ve Devlet Başkanlığı konusu da kesin olarak çözüme kavuştu Hükümetin kurulma şekli değişti Artık Cumhurbaşkanı Başbakan atayacak, Başbakan da bakanlarını seçip Cumhurbaşkanının onayına sunacaktı MKemal Paşa’nın Milletine en büyük armağanı olan Cumhuriyet yönetimi Türk tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır Millete değer veren milleti Devletin yönetiminde söz sahibi yapan Cumhuriyet rejimini sonsuza kadar yaşatmak hepimizin en önemli vatandaşlık görevidir 3)Halifeliğin Kaldırılması: Halifelik,İslam tarihine ait bir terimdirDevlet başkanlığı ve dini önder anlamlarında kullanılmıştırHalife,bir önderin yerine geçen ,görevini devralan kimse anlamına gelirHz Muhammet,İslam dinini bir peygamber olarak yaymıştırSonraları Müslümanlar ,Peygamberin liderliğinde,bir devlet olma niteliğini kazanmıştırHz Muhammet’in vefatından sonra onun yerine geçen devlet başkanına halife denmiştirYani halifelik siyasi makamda devlet başkanlığı anlamına gelirÇünkü Hz Muhammet İslam’a göre son peygamberdi Peygamberden sonra ilk dört halife,o günün şartlarına göre bir bakıma seçimle iş başına gelmiştiHalifelik babadan oğula geçen bir saltanat haline gelmiştiHatta Abbasiler döneminde birden fazla halife olduğu söylenmektedir Ancak onuncu yüzyıldan itibaren Abbasiler zayıflamaya başladı ve halifeleri zayıflayan bu güçlerini sağlamlaştırmak için siyasi sıfatlarına dini anlam katmaya çalışmışlardırVe böylece halifeler Müslümanların dini lideri olmuşturBu niteliği zamanla Osmanlı padişahları da kullanmışlardırBöylece diğer İslam devletlerine hakim olmak istemişlerdirÖzellikle son döneminde Osmanlı halifeliğe daha fazla önem vermiş olsa da yıkımını önleyemedi Kurtuluş Savaşı sırasında Padişah Vahdettin’in bu konudaki tutumu da şöyleydi: Saltanatı korumak için her yola baş vuruyorduİşgallere karşı kayıtsız kaldığı halde,Kuva-yı Milliye’ye karşı hilafet ordusunu kurduMilli Mücadele’yi engellemek istediO zaman yaygın haberleşme araçları olmadığından padişahın bu tutumu herkes tarafından doğru olarak bilinemiyorduBu yüzden halkın bir kısmı halifeliğe bağlılığını devam ettiriyordu1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldığı halde devlet işlerine karışmayacağı düşüncesi ile halifelik kaldırılmadı Aslında siyasi bir makam olan halifeliğin yine siyasi bir makam olan devlet başkanlığı ile varlığını sürdürmesi düşünülemezdiYine Türkiye devleti milliyetçilik temelleri üzerine kurulmuştuBöyle bir devletin içerisinde halifelik kurumunun yaşaması mümkün değildi Bu kurumun uygun bir zamanda kaldırılması gerekiyorduSaltanatın kaldırılmasından hemen sonra hanedan soyundan Abdülmecit Efendi TBMM tarafından halife seçilmiştiOnun zamanla padişah gibi davrandığı hatta saltanat için propaganda yaptığı görülüyorduCumhuriyetin ilanından sonra bile bu tutumunu devam ettiriyorduGörüldüğü gibi halifelik yeni Türkiye Cumhuriyeti için bir kargaşa ve huzursuzluk konusu olmaya başlamıştıBütün bunlar halifeliğin cumhuriyet rejimi ile bir arada olmayacağı gerçeğini ortaya koyuyordu MKemal Paşa harp oyunları nedeniyle İzmir’de bulunduğu sırada komutanlarla halifeliğin bu durumunu görüştüBurada halifeliğin kaldırılmasının uygun olacağını düşündü |
|