Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
düzenlenmesi, toplumsal, yaşayışın

Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi




Toplumsal yaşayışın düzenlenmesi:

1- Şapka İktisası (giyilmesi) Hakkında Kanun (25 Kasım 1925)

2- Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine (kapatılmasına) ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun (30 Kasım 1925)

3- Beynelmilel Saat ve Takvim Hakkındaki Kanunların Kabulü (26 Aralık 1925) Kabul edilen bu kanunlarla Hicri ve Rumi Takvim uygulaması kaldırılarak yerine Miladi Takvim, alaturka saat yerine de milletlerarası saat sistemi uygulaması benimsenmiştir

4- Ölçüler Kanunu (1 Nisan 1931) Bu kanunla ölçü birimi olarak medeni milletlerin kullandıkları metre, kilogram ve litre kabul edilmiştir

5- Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun (26 Kasım 1934)

6- Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (3 Aralık 1934) Bu kanunla din adamlarının, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, mabet ve ayinler dışında ruhani kisve (giysi) taşımaları yasaklanmıştır

7- Soyadı Kanunu (21 Haziren 1934)

8- Kemal Öz Adlı Cumhurreisimize Atatürk Soyadı Verilmesi Hakkında Kanun (24 Kasım 1934)

9- Kadınların medeni ve siyasi haklara kavuşması:

a- Medeni Kanun’la sağlanan haklar

b- Belediye seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanunun kabulü (3 Nisan 1930)

c- Anayasa’da yapılan değişiklerle kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması (5 Aralık 1934)



Alıntı Yaparak Cevapla

Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi




Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi, Toplumsal Yaşayış, Toplumsal Yaşam, Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi hakkında bilgi, Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi ile ilgili bilgi

1 Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması Sosyal alandaki inkılâblarımızı baltalayan safsata ve hurafeleri kafalardan çıkarmak, açık ve hür zihniyeti kafalara yerleştirmek bir mecburiyetti Memlekette, ölmüş bazı kimselerin sonradan yarı peygamber sayılmasından kuvvet alan inanışın doğurduğu türbeler, onlarla geçinenleri besleyen bir kaynak, bir vasıta idi Türbeler çok yerlerde batıl inanışların tatmin yeri olmuştu Halk türbelerden mucizeler bekleyen bir ruh haletine yönelmişti

Tekkeler, tarikat mensuplarının oturdukları, tarikat ilke ve geleneklerinin öğretildiği dini ve kültürel merkezlerdi Kuruluşunda özellikle din, dil ve felsefe gibi konularda halkı yetiştiren halk odaları niteliğinde kuruluşlardı Tekkelerin küçüklerine de zaviye denilirdi Zamanla soysuzlaşan ve amacından uzaklaşan bu kuruluşlar, zengin müslümanların fakirlere yardım edilsin diye vakfettiği servetlere dayanarak bedavadan yaşamak, tembellikle her türlü zevkten istifa etmek, başkalarının çalışması ile geçinmek ve din perdesi altında her türlü fenalığı yapmak gayesini güden müesseseler haline geldi

Tarikatçılık ise, mensupları arasında dayanışma ve sevgi yaratmakla birlikte, başka tarikat mensuplarına karşıda kin ve husumete varan ayrılıklar yaratıyor ve bu sebeple de bir huzursuzluk kaynağı idi

Medeni bir millet olma yolunda görülen bu engeller akılcı batı medeniyetine girmek isteyen toplumumuz için kaldırılması gerekli idi Atatürk, Kastamonu’ da 3081925 ‘ de söylediği bir nutukta türbelerin, tekkelerin ve zaviyelerin kapatılmasının ve tarikatların kaldırılmasının işaretini vermiştir:

“Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için şindir (lekedir)

Bugün ilmin, fennin bütün şumulile medeniyetin parlak ışıkları karşısında filân veya falan şeyhin irşadile, maddi ve manevi saadet arayacak kadar iptidai insanların, Türkiye medeni camiasında mevcudiyetini asla kabul etmiyorum

Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır

30 Kasım 1925 tarihli bir kanunla Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılması ve bir takım ünvanların kullanılması yasaklanmıştır 30 Kasım 1925 tarihli kanun bütün tarikatlarla birlikte, şeyhlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürücülük ve gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak maksadı ile muskacılık gibi unvan ve sıfatların kullanılması, bunlara ait hizmetlerin yapılması ve bu ünvanlarla ilgili elbise giyilmesini yasaklamıştır

2 Kıyafette değişiklik

Doğu medeniyetini Batı medeniyetinden ayıran dış özelliklerin en önemlisini kıyafet teşkil ediyordu 18 yüzyıldan beri Osmanlı İmparatorluğunda bir kıyafet, bir serpuş anarşisi mevcuttu II Mahmut devrinde askerlere, memurlara kavuk yerine fes giydirilmesi kabul edildiği zaman, o zaman başta Şeyhülislâm olduğu halde bütün ulema, fes giymenin şer’ an caiz olmadığını ileri sürerek itiraz etmişlerdi Halkın her sınıfı istediğini giymekte serbestti 1903 yılında II Abdülhamit devrinde, askerlere kalpak giydirilmek istendiğinde ulema sınıfı bu defa da kalpak giyilmesine itiraz etti Gerçekten ne fesin, ne diğer kıyafet unsurlarının din ile, milliyetle hiçbir ilgisi yoktu Ulema, halkın dini inancını da istismar ederek yenilikten korktuğundan, kıyafet değişimini dini menfaatlerine âlet ediyorlardı

Batı medeniyetinin bir bütün olarak ele alınması, dünyanın kabul ettiği medeni kıyafetin de benimsenmesini gerekli kılıyordu Büyük kurtarıcı, 24 Ağustos 1925 de Kastamonu ve İnebolu’ ya yaptığı seyahatlerde şapka inkılâbının ilk parolasını başında panama şapkayı da halka göstererek verdi

“Biz her nokta-i nazardan medeni insan olmalıyız

Fikrimiz, zihniyetimiz, tepeden tırnağa kadar medeni olacaktır

Medeni ve beynelmilel kıyafet milletimiz için lâyık bir kıyafettir Onu giyeceğiz

Büyük Atatürk’ ün 27 Ağustos 1925 ‘ de İnebolu’ da “Turan kıyafetini araştırıp ihya eylemeye mahal yoktur Medeni ve beynelmilel kıyafet bizim için, çok cevherli milletimiz için lâyık bir kıyafettir” diyerek, medeni yaşayışa uyan kıyafetin kabulü gerekliliğini de açıkça belirtmiştir Büyük insanın uyarması üzerine daha 25 Kasım 1925 tarihli şapka kanunu çıkmadan önce vatandaş şapkayı giymiş ve bu yenilik medeni kıyafet değişimi halk arasında iyi karşılanmıştı Bundan sonra, cüppe ile sarık giymek yasak edilmiş ve bu kıyafet yalnız din adamlarına hasredilmişti

Şapka bir başlık taklidi değil, hür fikir ve düşüncenin sembolü olarak kabul edilmişti

3 Soyadı Kanununun Kabulü

1934 tarihli Soyadı Kanununun kabulü ile bizde kişi, asıl adı, küçük adı yanı sıra soyadı diye adlandırılan aile adı ile anılmaya başlamıştır

Kişinin soyadı bulunmaması toplum hayatında karışıklıklara neden oluyordu Kişinin soyadı olmaması toplumsal ilişkiler bakımından bir eksiklikti Soyadı yerine kullanılan baba adı, doğduğu memleketin adı veya kullanılan lâkaplar, soyadının toplumsal ilişkilerde rolünü oynayamıyordu Soyadı bir bakımdan ailenin toplum hayatındaki rolünü değerlendirmekte aileye güç ve kuvvet vermekte idi Aile birliğini ve aile içinde de karşılıklı ilişkilere moral (manevi) bakımdan destek olmakta idi

21 Haziran 1934 ‘ de çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile her Türk’ ün öz adından başka soyadı taşıması da zorunlu kılındı Soyadları Türkçe olacak, rütbe, memurluk, yabancı ırk ve millet adları ile ahlâka aykırı ve gülünç kelimeler soyadı olarak kullanılmayacaktı

Soyadı Kanununun kabulünden sonra, 1934 yılında 2258 sayılı kanunla, TBMM Türk Milleti ‘ nin bir şükran ifadesi olarak en büyük şefine, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ ya Atatürk soyadını vermiştir

1934 yılında çıkarılan bir diğer kanunla da “Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi” gibi eski toplum zümreleri belirten ünvanlar kaldırılmıştır Aynı kanunla yurt savunmasında, Milli Mücadelede gösterilen başarılar karşılığı verilen madalyalar dışında eski Osmanlı idarecilerinin verdiği tüm nişan ve rütbeleri taşımak da yasaklanmıştır

4 Ölçüler ve Takvimde Değişiklik

a) Takvimde Değişiklikler

Ayın hareketlerine göre, ayları ölçen islâmi takvim, saat, rakam ve tatil günleri, gerek memleketin iç hayatında, gerekse dünya ile olan ilişkilerimizde büyük güçlük çıkartıyor, çalışma hayatımızda karışıklıklara neden oluyordu

26 Aralık 1925 tarihinde kabul edilen kanunlarla Hicrî ve Rumî takvim kaldırılarak yerine Milâdi takvim, alaturka saat yerine de milletler arası saat usulü uygulandı

20 Mayıs 1928 ‘de de milletlerarası rakamlar kabul edildi

Hafta tatili olarak kabul edilen Cuma yerine Pazar gününü resmî hafta tatili günü olması ise , ancak 1935 ‘ de çıkarılan bir kanunla sağlandı

b) Ölçülerde Değişiklikler

1931 yılında çıkarılan 1782 sayılı kanunla , eski ağırlık ve uzunluk ölçüleri değiştirilmiş, arşın, endaze, okka, çeki gibi hem belirli olmayan hem de bölgelere göre değişen eski birimler kaldırılmıştır Medeni ölçü birimi sayılan onlu yönteme uygun, metre ve kilo gibi uzunluk ve ağırlık ölçüleri kabul edilmiştir Uzunluk ve ağırlık ölçülerinde yapılan bu değişiklikler, ülkede ağırlık ve uzunluk ölçülerinde tek bir sistemin uygulanmasını sağladığı, uluslar arası ilişkilerde de ticari kolaylıklar elde edilmesinde yararlı olmuştur

5 Kadın Haklarının Kabulü

İstiklâl Savaşında vatanı kurtarmak için erkeğinin yanı başında vazife alan, sırtında çocuğu ile cepheye koşan Türk kadını ve Türk anası, Türk cemiyetinde müstesna yerini ispat etmişti Kadınlarımız, medeni, siyasi ve içtimaî haklara kavuşmalı, Türk aile ve cemiyeti ortaçağın köhnemiş fikir ve görenek esaretinden kurtarılmalı idi Türk İnkılâbı ile beraber kadınlarımız da haklarına kavuşmuşlardır

Medeni kanunun kabulü ile Türk kadını medeni haklarına kavuşmuş, kadın erkek eşitliği cemiyetimizde yer etmişti Siyasi hak olarak ilk defa 1930 ‘da Belediye Kanunu ile kadınlarımıza belediye meclisine üye seçmek ve seçilmek hakkı tanındı Bunu 1934 yılında Anayasa ‘da yapılan bir değişiklikle, milletvekili seçmek ve seçilmek hakkının tanınması izledi

Modern Türk cemiyetinde kadının tam mânâsıyla yerini alması ve kendisine tanınan haklardan istifadesi için kadın kıyafetinde de değişiklik yapmak icap ediyordu Türk kadını önce peçeyi, şapka inkılâbından sonra da çarşafı attı


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.