Ayrılık Üzerine Üç Kısa Metin - Refik Algan |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ayrılık Üzerine Üç Kısa Metin - Refik AlganAyrılık Üzerine Üç Kısa Metin / Refik Algan I ![]() Çocuk ve Köpek İlk kardı Sabah erkenden güneş açmıştı Bahçeye çıkmadan önce annesi sıkıca giydirdi![]() Karın üstünde ilk onlar yürüdü Hep gözlerini kırpıştırdı, soluk ve-rişleri görünüyordu Basılan karın sesini köpeğin ayaklarından da duy-du Kuyruğunu sallaya sallaya yanında, önünde durup durup koştu Ar-kasına dönüp yanına çağırdı, okşadı![]() Köpeğini de çok seviyordu ![]() Köpek koşa koşa bahçeden yola çıktı Çocuk onun arkasından bah-çe kapısına kadar koştu, orada durdu, geri çağırdı onu![]() Yolun yukarısında küçük bir köpek vardı Birbirlerine doğru koştu-lar, koklaştılar; yuvarlana yuvarlana koşuştular, koklaştılar Sonra da ötede durdular Bir şey yapmaya çalışıyorlardı![]() Çocuk, bahçe kapısından çıktı, yanlarına kadar gitti Ayrılmadan, biraz uzaklaştılar Eliyle köpeğine dokundu, hafifçe itti, geri çağırdı, adıyla çağırdı Durur gibi oldu, başını çevirdi, gene hızlandı![]() Çocuk, eve dönerken "Beni o denli sevmiyormuş" diye düşündü Bahçeye girerken döndü, bir kez daha bağırdı Annesi camı tıklatıyor-du Zaten üşümeye başlamıştı![]() İçerisi kestane kokusu Sobanın üzerinden biri yere düştü, cızır pa-tır Anneannesi "Fazla yeme, sonra yemek yemezsin" dedi, "Bak, sa-na yaptım Tabakla alsana " Kestaneler avucunu yaktı, pencerenin içi-ne bıraktı Biliyordu, biraz sonra gelir Bir iki tane yedi, tıkandı![]() II ![]() Büyük Hanım ve Evlatlık Başörtüsünün kenarından taşmış gri saçları, astragan benzeri siyah mantosu, bir elinde paşa kocasından kalma sedef kakmalı bastonu, di-ğer yanında ise koluna girmiş yeşil başörtülü, uzun eteklikli evlatlığıyla Büyük Hanım yakıcı ilkbahar sıcağına dayanamayıp yolda bir ağa-cın gölgesinde dinlenirken, yanlarından geçen mini etekli kızı gösterip nefes nefese konuşuyordu Kız hep başını sallıyordu![]() Sonraki yılın yine ilkbaharında, Büyük Hanım, sırtında yine aynı mantosu, bir elinde paşa kocasının sedef kakmalı bastonu, öteki yanın-da koluna girmiş başörtülü uzun etekli evlatlığıyla yolda zar zor yürü-yordu ![]() Evlatlık önüne bakarak hanınım küçük adımlarına ayak uydurmaya çalışırken kafasını yerden kaldırıp yana çevirdi ve gülümsedi; yanla-rından geçen yakışıklı bir delikanlıya ![]() ![]() ![]() III ![]() "Baba" Gece heyecandan pek uyuyamamıştı Erken kalktı Ne zamandan beri ilk kez herkesten önce Çayı koydu, sobayı yaktı Ev işlerinden kurtulacağı için mutluydu![]() Giyinmeye gitti Soyundu Yeni sutyenini taktı Yeni kilotunu giy-di, yatağın kenarına oturdu Kutusunu yırtmamaya özen göstererek kilotlu çorabını çıkardı Bacaklarını uzatıp çorabını giyerken "Güzel mi-yim?" diye düşündü İlk kilotlu çorabını annesi almıştı, "Bayram he-diyesi "Kalabalıkta herkese baktı Kimse onun farkında değildi, o sırtlan-lardan başka Kumral saçlarını papatyayla yıkamıştı dün Daha da sararsınlar diye Ama gözleri hiç değilse biraz ela olsaydı![]() Çok konuşulmadı Hemen kasaya oturttular Yanında da başka bir işe yükselmiş kız Daha önce konuşulmuştu ya o yüzden Otomatik toplayıcı ve kasanın işleyişini öğrendi ilk gün; ve sandviçlerin, porta-kal suyunun, ayranın, dönerli sandviçle muzlu sütün ve kolaların fiya-tını Tek başına işi sürdürebilmeye başladığı halde öteki kız arada bir yan gözle onu izledi; işleri yalnız yapabildiğini herkes görünceye ka-dar![]() Kilotlu çorabını yıkadığı gece, ertesi gün pantolonla işe gitmeye karar verdi "Çorap çabuk eskimesin " Camlı kapıyı ve kendi yerini kı-zın bacaklarına göre ayarlayan tostçu pek hoşlanmadı bundan, "Olur ya, belki aybaşısı tutmuştur," diye düşündü![]() Sonra yine çorabını giyerek işe geldi Çalışan erkeklerin yüzü gül-dü Nasıl olup da çorabın kaçtığını düşünürken yüzü o kadar üzüntülüydü ki patron elini omzuna koydu, "Üzülme yenisini alırsın" dedi Genç bir adamdı![]() Patron, "Baba" filmine bilet aldırtmıştı Filmin başında kızın bacaklarını yeni çorabının üstünden okşadı Yeni çorap kilotlu değildi, patron o kadar ileri gitmeye başladı ki kız filmin bir yerinde iç çeker gibi oldu, çok utandı Yeni uyanmış bir iki genç durumu çorap evresin-de sanarak yalnız uyarılmakla yetindiler Yeni sevgilisi elini kağıt mendille kurularken kız, "Acaba ıslaklık eteğime ya da koltuğa da geç-miş midir" diye telaşlandı![]() Sinemadan çıktıklarında adam biletleri kıza verdi Özel olarak o film için basılmıştı Üstünde filmin kahramanının fotoğrafı vardı ve o filme gidilmiş olduğunu belgeleyen bir yazı bile yazılmıştı Çok sevin-di kız, "Saklayacağım bunları," dedi ve çantasına koydu![]() |
|
|
|