![]() |
Nükteler|Masal Ve Hikaye Özetleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Nükteler|Masal Ve Hikaye ÖzetleriNÜKTELER "ATATÜRK BİZDEN BİRİDİR" Cumhuriyetin onikinci yılı için pankartlar hazırlanacaktı ![]() ![]() - "Atatürk bu milletin en yücesidir" - "Türk Milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı" gibileri vardı ![]() Atatürk listeyi dikkatle gözden geçirir, bunları ve benzerlerini çizer ![]() - "ATATÜRK BİZDEN BİRİDİR" YÜZBAŞI DEĞİL ACEMİ İran Şahı Pehlevi Balıkesirde ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk ve Şah yeni satın alınan bir kır katırın önünde durur ![]() Mehmetçik, tekmile başlar: - Adım Mehmet oğlu İbrahim, memleketim Ayvacık, hayvanın numarası 341, ısırmaz tepmez, adı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Adı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şah farkına varmaz, yürür gider ![]() - Bu hayvanın hakiki ismi nedir? diye sorar ![]() Acemi'dir, paşam, diye cevap alır ![]() Atatürk İbrahim'e bakar, baştan aşağı süzer ![]() - Bu çocuğa bir ay izin verin ![]() ![]() "İSMİMİN SÖYLENMESİ İÇİN ŞEHİRLERİN TEMELİNE SIĞINMAM" Ankara ve İstanbul'dan birinin adının (Atatürk) olarak değiştirilmesi yönündebazı oluşumlar vardı ![]() ![]() ![]() Atatürk tasarıyı dikkatle okur ve der: "- Bir ismin kalması ve söylenmesi için şehirlerin temellerine sığınmak şart değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve ![]() ![]() ![]() ![]() "BEN EĞİLMEM" Çocukluk zamanları ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Haydi atlayın!" der ![]() Arkadaşları başını yere doğru eğmesi için israr ettikçe, O : "Ben eğilmem ! Böyle atlarsanız atlayın" der ![]() Eğilmedide, ne o gün ne de sonra ![]() ![]() ![]() ![]() "TIP ÖYLE SÖYLÜYORSA PEKİ" Atatürk'e böbrek sancısı gelmeden kendisini muayene eden Profesör Doktor Behçet Sabit Erdelhun'u, Atatürk zahmet ettiğinden dolayı teşekkürden sonra: - Muayene ve müdahalelerinize hazırım doktor ! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Akşamları iki üç kadeh alırmısınız Paşam ? Atatürk bir müddet durur, güler ve şu cevabı verir: - Evet alırım ama, sorduğunuz kadeh adedine bir sıfır ilave etmek suretiyle ![]() Bu cevap doktoru endişeye sevketmiştir ![]() - Neye sustunuz doktor? Doktor şu cevabı verir : - Susmadım Paşam ![]() ![]() - O halde doktor, kati tavsiyenizi öğrenmek isterim ![]() - O halde Paşam, müsadei devletinizle arz edeyim ki o iki üç kadehin önüne konan sıfıra izin vermiyeceğim ![]() Bunun üzerine Atatürk aynen şunu söyler : - Acaib ! ![]() ![]() - Evet muhtrem Paşam, ısrar ediyorum ![]() - Demek bu sıfır meselesinde isminiz gibi sabit kademsiniz? - Tıp öyle söylüyor Paşam, emir ve irade sizin ![]() ![]() İşte O sırada Atatürk'ün gözleri odada ki bir levhaya takılır ![]() - Evet doktor haklısın ![]() Levhada şu cümle yazılı idi: "Hak bellediğin yolda gideceksin ![]() ![]() - Evet Paşam, biz tıbbi görevimizi yapıyoruz ![]() Atatürk doktoru iltifatlarıyla mahcub eder ve bu kadehlere sıfır koymamak bahsinde bile sofralarında bulunan zevata: - Vazifei tıbbiyeye mudahale yok ! ![]() ![]() ![]() ![]() FENERSİZ YAKALANDIK Ali Kılık'tan naklen: Atatürk ani bir kararla bir torpido ile Ege'de bir seyahate çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Şöyle gideriz, elbette birine rastlarız der ![]() Yürümeye devam ederler ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk : - Jandarma bizi tanıdı ![]() ![]() ![]() ![]() -Fenersiz yakalandık, buyururlar ![]() İNEĞİNİ KAYBEDEN KÖYLÜ Korkunç bir kış günü, Atatürk sabaha karşı şu emri verir: - Bu kış kiyamette memleketin ne halde gördüğünü görmek isterim ![]() ![]() Kırşehir istikametine yola çıkılır ![]() ![]() ![]() ![]() - Bu havada dağ başında ne yapıyorsun ? - İneğim kayboldu Paşam ![]() ![]() ![]() - Seni kurtlar yer ![]() - İneğimi yedilerse ko beni de yesinler ![]() - İneğin kaç lira kiymetinde idi ? - Eh ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk yanındakilere döner: - Bu adama yüz lira verin, bir otomobile alın ![]() Hemen köylüye yüz lira verildi ![]() ![]() Köylü : - Hayır ![]() ![]() O vakit Atatürk: - İşte sana yüz lira verdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Köylü : - Sana rastlamak benim talihimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk köylüyü kendi otomobiline alır ![]() ![]() YOL LAZIM Korkunç bir kış günü, Atatürk otomobille memleketi gezmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() - Vali bey bu kiyafet neden icabet etti ! Vali : - Efendimiz, yol ve erkan ![]() ![]() ![]() Diye söze başlayacak olur, Ata, sözünü keserek : - Be adam, bilmek lazım olan bu yol değildir ![]() ![]() ![]() Kırşehirden Yozgat'a gidiliyor ![]() ![]() - İşte yol bilen vali böyle olur ![]() EKMEKLE OYNAMAK Atatürk'ün asla kini yoktu ![]() ![]() ![]() ![]() Yeni harflerin kararlılıkla takip edildiği bir devirde bir gezi esnasındabir devlet dairesine girer ![]() ![]() ![]() ![]() - Bunlar mikroptur, efendim ![]() ![]() Akşam olur ![]() ![]() ![]() Atatürk valiye sorar : - Bugünkü yobazlara ne yaptın? Vali : - Görevlerine son verdim Paşam ![]() ![]() - O olmadı işte ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HALK İSTERSE BENİ DE KOVAR ! 1935 ![]() ![]() ![]() - Bırakın gelsin, der ![]() Musevi Atatürk'ün önünde ellerini açarak, yukarıya kaldırır ![]() - Paşam bizi kovuyorlar, biz ne yapacağız? Atatürk, bu şekilde huzuruna çıkan adamın ne demek istediğini ve kim olduğunu anladığı halde yine sorar: - Sen kimsin ? - Ben Paşam, Çanakkale müsevilerinden Avram Palto ![]() - Sizi kim kovuyor? Hükümet mi? Kanun mu ? Polis mi? Jandarma mı? Bana söyle ![]() Musevi vatandaş duraklar, şaşalar ![]() - Hayır Paşam, halk kovuyor ![]() Atatürk, bu adamın yüzüne dikkatle bakarak gülümser ve : - Halk isterse beni de kovar !, der ve yürür "Nükte ve Fıkralarla ATATÜRK, Niyazi Ahmet Banoğlu, 1967 |
![]() |
![]() |
|