Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dağı, efsanesi, sis

Sis Dağı Efsanesi

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sis Dağı Efsanesi




Sis dağı Efsanesi

Sis Dağı, Doğu Karadeniz dağ sırasında yer alan, denizden yaklaşık 2200 m yüksekliği olan bir dağdır Giresun'un Görele ilçesinin 30 km güneyinde bulunan Sis Dağı, yörenin en yüksek dağıdır Görele ve çevre ilçelerin halkı, yazları Sis Dağı yaylasına çıkıp, birkaç aylık burda kalırlar Bu yaylada yaz aylarında kurulan ve halk arasındaki yaygın adıyla "Sis Pazarı" olan panayır, yakın çevrenin çok renkli bir festivali sayılır Bu pazar-panayır, haftanın cumartesi günleri kurulur, tüm yaz boyunca sürer Sis pazarında, türlü alış-verişin yanında, yenilip içilir, eğlenilir Renkli yerel giysilerle genç kızlar, delikanlılar, davul-zurna ve kemençe eşliğinde horonlar oynar, folklor gösterileri yaparlar

Görele yöresi folkloru, Sis Dağı'ndan derin izler taşımaktadır Halkın sevinci, üzüntüsü, neşesi, tasası hep Sis Dağı ile doludur Sis Dağı, yöre halkının dünyasında, en büyük dağdır Hani ne derler, ' Başka büyük yok' tur Sis Dağı'nın doruğundan, Karadeniz'i, Görele'yi, Giresun'u, hatta İstanbul'u ve dünyanın öte ucunu görebilirsiniz Halkın inancı budur Çevre halkının ezgileri, türküleri, deyiş ve ağıtları Sis Dağı ile doludur:

Sis Dağı beri bakar,

Suyu bulanık akar

İki gözümün biri,

Dayma(daima) güzele bakar

Oy Sis Dağı, Sis Dağı,

Ben yemem koyun yağı

Kızlar benden istiyor,

Zülüfüne gülyağı

Oy Sis Dağı, Sis Dağı,

Eritemedin karı

Bu yıl da böyle geçsin,

Yüreğimin efkârı

Sis Dağı, çevre halkıyla nerdeyse bütünleşmiş, onların günlük yaşamının bir parçası durumuna gelmiştir Halk söylenceleri, efsaneler de Sis Dağı'ndan izler taşır Bunlardan birisi de "Gelinkaya Efsanesi"dir:

Gelinkaya, Sis Dağı'nın güneybatısında, Görele'nin 30 km güneyindedir Kuşköy'ün doğusundaki yamaçlarda bulunan doğal bir engebedir Bu doğal kaya- engebe, Sis Dağı'nın yamacına yaslanmış, 30-40 m yükseklikte ve bebeğini sırtında taşıyan bir kadın görünümündedir Halk arasındaki yaygın söylencesi şöyledir:

Uzun mu uzun, ama çok çok uzun yıllar önce, güzel bir gelin varmış Bu gelinin, çok sevdiği kocasıyla bir de çocuğu varmış Karı kocayla birlikte oturan bir de yaşlı kaynana varmış Bu ailenin geçimi, hayvancılığa dayalıymış, küçük baş, büyük baş hayvan besliyorlar, çobanlık yapıyorlarmış Yaşlı kaynana, karı - koca - çocuk üçgeninden oluşan bu mutlu ailenin mutluluğunu gölgeliyormuş Kaynana çok titiz, kavgacı, yüzü gülmez, gürültücü, sert ve geçimsiz birisiymiş Cadaloz, yöresel deyişle 'acuze'nin tekiymiş Hele hele genç gelinine karşı çok sert, kırıcı ve acımasızmış Genç gelin, çoktan bu yaşlı acuzeyi terkedip gidermiş ya, ne var ki kocasını ve çocuğunu çok seviyormuş Bu sevginin verdiği güçle, kaynanasının baskı ve işkencelerini göğüslemeye çalışıyormuş

Günlerden bir gün, genç gelin, yanında çocuğuyla birlikte, Sis Dağı'nın yamaçlarına inekleri otlatmaya gitmiş İneklerden biri, Sarıkız diye adlandırılan, çok hoyrat, dikbaşlı, ötekilere uymayan, onlardan ayrılıp ormanın derinliklerine giden bir hayvanmış Genç gelin, bebeğini avutup emzirirken, Sarıkız kaşla göz arasında yok olmuş Öteki sığırlardan ayrılıp, ormanın derinliklerinde yitip gitmiş Gelin, neden sonra ineğin yokluğunu, yittiğini farketmiş, aramaya başlamış

Genç gelin, Sarıkız'ı bulabilmek için Sis Dağı'nı dolanıp durmuş, her yanı aramış Ama yok, yok, yok Yer yarılmış da sanki Sarıkız onun içine girmiş, aramadık yer bırakmamış, ama yine yok Akşam yaklaştıkça, gelinin yüreğini korkular daha çok sarmış Hem de bu kez, iki kat korkmaya başlamış: eve gitse, ineksiz, Sarıkız'sız nasıl gidecek? Burda, ormanda kalsa, börtü böceğin, kurdun kuşun elinde nasıl kalacak? İşte böyle, iki katlı, iki yanlı korkular kaplamış körpecik yüreğini Tanrının günü kendisiyle kavga, gürültü yapan kaynanaya yeni silahlar verecekti İşte bu nedenle, gelinin yüreğinde kat kat korkular yığılmış Öyle korkular yığılmış ki "Sis Dağı kadar" Eve gitmesi de , ormanda gecelemesi de olanaksızmış Ne yapsın?

Umarsız, çıkar yol bulamayan genç gelin, çocuğu sırtında, bir süre daha ormanda dolanmış, aramış Hiçbir şey, hiçbir iz bulamamış, ağlamış, gözyaşları akan derelere karışmış Karanlık bir iyice bastırıp, gecenin yüreklere korku veren sessizliği çökmüş, her yanı kaplamış Korku, nerdeyse elle tutulur olmuş, gelinin tüm dokularına işlemiş Artık yapabileceği hiçbir şey yokmuş Son bir çabayla, "Tanrım, ya beni kuş et uçur, ya da taş et dondur" Diye yakarmış Gelinin yalvarışları kabul olunmuş, o anda taş olup donmuş, öylece, sırtındaki çocuğuyla kalakalmış

İşte o gün bu gündür, Sis Dağı'nın yamacına yaslanmış olan Gelinkaya, sırtında çocuğuyla, gelip geçenlere, binlerce yıl ötesinden, kendi öyküsünü anlatıp durur



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.