Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hikaye, kibritçi, kız|masal, özetleri

Kibritçi Kız|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kibritçi Kız|Masal Ve Hikaye Özetleri




Kibritçi Kız

Bir yılbaşı gecesiydi Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu
Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçle haykırıyorlardı
Yalnız bir çocuk vardı ki gelip geçenler onun farkında değillerdi Ufak bir kız çoçuğu Başı açık, elbisesi yama içinde, yoksul bir kızcağız Bir kapının önüne büzülmüş, çıplak ayaklarını altına almıştı Soğuktan morarmış tir tir titriyordu Üzerinde oturduğu taş basamakta buz gibiydi
Yavrucağız da sanki donmuş, bir buz parçası kesilmişti
Geniş bir mukavva kutunun içine sıralanmış kibrit kutularına bakarken gözleri yaşarıyordu
Evet, bu bir kibritçi kızdı O gün bir tek kutu kibrit bile satamamıştı Satsa, bir kaç kuruş para kazansa, kalkıp evine gider, annesiyle birlikte hiç olmazsa bir kase sıcak çorba içerdi Gidemiyordu, çünkü o gün hiç kibrit satamadığını annesine söylemekten çekiniyordu Soğuktan, üzüntüsünden titreyen kısık,incecik sesiyle “Kibrit var, kibrit”diye bağırıyordu Sokaktan geçenlerin hiçbiri başını çevirip bakmıyordu…
Ah hiç olmazsa ayaklarında terlikleri olsaydı! Biraz önce, sokak sokak dolaşırken, hızla geçen bir arabanın önünden kaçmış, kaçarken terlikleri ayağından fırlamıştı
Karşı kaldırıma geçtikten sonra, dönüp bakmış hınzır bir çocuğun terlikleri kapıp kaçtığını görmüştü Arkasından seslenmişti ama, çocuk alaylı alaylı seslenerek koşa koşa uzaklaşmıştı
Kibritçi kız bunun üzerine bir kapının girintisine sığınmış, oracığa kıvrılıp oturmuştu
Parmakları donmuş, sızlamaya başlamıştı Kızcağız bu acıya dayanamadı, kutulardan birini açıp bir kibrit çıkardı Parmakları uyuşmuştu, kibrit çöpünü elinde güçlükle tutuyordu Eli titreye titreye çöpü duvara sürttü Kibrit birden alev aldı; tatlı, yumuşacık, turuncu bir alev
Zavallı kız, kibriti bir elinden öbür eline geçirerek, parmaklarını ısıttı İçi de ısınmıştı Sanki gürül gürül yanan bir ocağın karşısındaydı Gözleri aleve dikilmiş, düşlere dalmıştı: Güzel bir odada, büyük bir ocağın karşısında oturuyordu Arkasında kalın bir yünlü hırka, ayaklarında kürklü terlikler vardı
Isınmış, terlemeye bile başlamıştı… Derken kibrit sönüverdi Kibritin sönmesiyle, o tatlı düşlerde sona ermişti Kızcağızın parmakları yeniden donmaya, sızlamaya başlamıştı
Bir kibrit daha yaktı Bu sırada soğuk bir rüzgar esti Kız kibrit sönmesin diye, duvardan yana döndü Öbür elini aleve siper etti Aleve bakarken, karşısındaki duvar sanki eridi, birden açıldı, içerisi göründü İçeride geniş bir oda vardı Kar gibi bembeyaz örtü yayılmış bir masanın üzerine tabak tabak yiyecekler dizilmişti Sofrada gümüş şamdanlar yanıyor, odayı gündüz gibi aydınlatıyordu Kızcağız’ın gözleri sofranın ortasında, büyük bir tabağa konulmuş, nar gibi kıpkırmızı kaz kızartmasına dikilmişti Ağzı sulandı Elini oraya doğru uzattı Kibrit yana yana sonuna gelmişti, parmağını yakıyordu Kızcağız çöpü yere atıverdi Atmasıyla birlikte, yılbaşı sofrası siliniverdi, gözlerinin önüne taş duvar yeniden dikildi
Üçüncü kibrit daha fazla düşler yarattı:Bir yaz gecesi…Kibritçi Kız kırda bir ağacın altına oturmuş, yıldızlara bakıyor Gece olduğu halde hava sıcak Altındaki toprak, gündüz güneşten ısınmış, fırın gibi yanıyor… Küçük kız gözlerini yıldızlardan ayıramıyordu Uzaktan uzağa gece kuşları ötüyor, kurbağalar bağrışıyordu
Derken bir yıldız kaydı, gökyüzüne geniş bir yay çizerek uzaklaştı, söndü Kızcağız: ‘işte, biri daha öldü’ diye mırıldandı Bir gün, ninesi söylemişti: Her yıldız düştükçe yeryüzünden biri ölürmüş… Ninesini bir daha görebilmek için bir kibrit daha çaktı Soğuktan kaskatı kesilmiş, beyni durmuştu O şimdi sokak ortasında olduğunu unutmuş, düşler dünyasına dalmıştı Kibritin alevinde yine ninesini görüyor, onun sesini işitir gibi oluyordu İşte ninesi geliyordu Lapa lapa yağan karların arasından bir melek gibi iniyordu… Geldi, geldi…Kollarını açtı, torununu kucakladı, aldı göklere doğru götürdü…
Ertesi sabah, yoldan geçenler, bir evin basamağında donmuş kalmış kızcağızın ölüsünü buldular Yanı başında bir sürü boş kibrit kutusu vardı
-Zavallı kız ısınmak için bütün kibritlerini yakmış dediler… Bu kibritlerin alevinde onun ne düşler gördüğünü bilemezlerdi ki



Alıntı Yaparak Cevapla

Kibritçi Kız|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kibritçi Kız|Masal Ve Hikaye Özetleri








Bir varmış, bir yokmuş,
Allah’ın kulu mısır tanesinden çokmuş
Yeşil olmalı, al olmalı, masallar masal olmalı
Her masalda bir ibret var, Gerçeğe misal olmalı
Masaldır bunun adı, dinlemekle çıkar tadı
Ben diyeyim uzakta, siz deyin yakında, Gülşen ve Nurşen adında iki kız kardeş yaşarmış Bu kişi kardeşmiş ama Patlıcan ile soğan kadar bile birbirlerine benzemezlermiş Gülşen çok güzel, Nurşen de çok çirkinmiş
İkisini yan yana görenler kardeş olduğuna inanmazlar, Gülşen’e bakıp; “Ne kadar güzel bir kız!” der ve övgüler yağdırırken, Nurşen’e bakıp;”Bu da kardeşimi? Hiç ablasına benzemiyor, pek çirkin” Derlermiş
Nurşen bu duruma çok üzülüyormuş Güzel olmayı elbet o da çok istermiş, fakat elinden bir şey gelmezmiş Gülşen, güzel olduğu için çok kibirlenirmiş Kardeşine kızdığı zamanlarda çirkinliği ile alay edermiş hep
Yine böyle bir gün zavallı kardeşiyle alay etmiş Nurşen ağlayarak evden çıkmış, Ormana doğru koşmaya başlamış Ormanda da uzun süre koşmuş Yorgunluktan bitkin bir hale düştükten sonra durup etrafına bakmış Hiç görmediği bir yermiş burası Evlerine dönmeyi istemiş ama yolu bulamamış Ormanda kaybolduğunu anlayınca korkarak geceyi geçireceği bir yer aramaya başlamış Bir de bakmış ki karşısında süslü, çok güzel bir kulübe duruyor Sevinçle kapısını çalmış Kapıyı dünyalar güzeli bir kız açmış Nurşen hayranlıkla ona bakarak;
**—Affedersiniz, ormanda yolumu kaybettim, geceyi burada geçirebilirliyim? Diye sormuş
—Hayır, diyerek kapıyı yüzüne kapatmış güzel kız
Nurşen çaresizlikle ne yapacağını düşünürken kapı tekrar açılmış
Güzel kız;
—Eğer elinden iş gelirse, temizlik ve yemek yaparsan kalabilirsin, demiş
Nurşen çaresiz;
—Yaparım, demiş İçeri girmiş
Kız, Nurşen’in dinlenmesine fırsat vermeden önüne kova ile süpürge koymuş Nurşen pislikten berbat olan kulübeyi pırıl pırıl temizlemiş Sonrada bir güzel yemek yapmış Bütün işleri bitirdiğinde güzel kız, ona yaptığı yemeklerden vermeyerek sadece kuru bir dilim ekmek vermiş
Güzel kız bütün bir gecede asık bir yüzle “Yalnızlıktan sıkıldım,” Deyip durmuş Onun bu halini görmek istemeyen Nurşen ertesi sabah erkenden kulübeden ayrılmış Akşama kadar ormanda dolaşmış Hava kararmaya başladığında çaresizlikle etrafa bakınırken başka bir kulübe görmüş Kulübenin üzeri pek çok kuşla doluymuş Hemen kapıyı çalmış Çirkin bir kız açmış kapıyı
Nurşen içinden “Bu da benim gibi çirkin” Diye düşünürken;
—Af edersiniz, ormanda yolumu kaybettim, geceyi burada geçirebilirliyim? Diye sormuş
—Tabi çok memnun olurum demiş kız; Onu içeriye almış
İçeride bir aslan, bir kaplan, bir ayı ve bir yılan varmış Dostlarım dediği hayvanlarla Nurşen’i tanıştırmış Çirkin kız Nurşen’in önüne çeşit çeşit yiyecekler koymuş İyiliksever kızın adı Zülfiye’ymiş Nurşen, Zulfiye’ye ormandaki güzel kızdan söz etmiş
—O benim kız kardeşim, demiş Zülfiye Biz vezirin kızlarıydık Kardeşim büyük bir hata yaptı, hatası anlaşılınca da suçunu bana yüklemeye çalıştı Padişah kızdı ve ikimiz ide cezalandırdı Bir süre ormanda yalnız yaşamamıza karar verdi
Nurşen;
—Geçekten çok üzüldüm bu olanlara demiş
—Hayır, üzülme diye yanıtlamış kız Ben ormanda çok mutluyum Benim burada hayvan arkadaşlarım var ve onları çok seviyorum, deyip gülümsemiş sonra
Nurşen gece rahat bir uyku uyumuş Sabah uyandığında kulübeye başka hayvanlarda gelmiş Zulfiye, sevgi ve şefkatle yaralı bir tavşanın ayağını sarıyormuş Nurşen, Zülfiye’ye baktığında onun çok güzel olduğunu düşünmüş bir an Oysa ilk gördüğünde onu çirkin bulduğunu hatırlayınca şaşırmış Birden kuşlar gibi hafiflemiş Nurşen; “Güzelliğin sırrını buldum” Diye koşarak Zülfiye’nin boynuna sarılmış ve ona teşekkür etmiş Birkaç gün daha kulübede kaldıktan sonra Zülfiye’nin arkadaşı güvercinin yardımıyla evine dönmüş Nurşen çok mutluymuş
O günden sonra Nurşen kimsenin ona çirkin demesine aldırış etmemiş Onu tanıyanlar o nu daha çok sevmeye başlamışlar Gülşen de kardeşiyle alay ettiğinde, kardeşini artık neden kendisine kızmadığını hep merak etmiş


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.