İnsanlık Dersi|Masal Ve Hikaye Özetleri |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsanlık Dersi|Masal Ve Hikaye ÖzetleriİNSANLIK DERSİ Ünlü İtalyan sinema sanatçısı Vittorio de Sica bir TV röportajında anlatıyor : İtalya' da Napoli'nin kenar mahallelerinden birinde, bir Cafe-Barda, espressolarımızı içiyoruz İçeri giren müşterilerden biri, barmene "due caffee, un sospeso" (iki kahve, biri askıda) diyor, iki kahve parası veriyor, bir kahve içip gidiyor, barmen de tezgahın üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kağıt asıyor Biraz sonra iki kişi içeri giriyor: "due caffee e un sospeso" (iki kahve ve bir askıda) diyorlar, üç kahve parası verip, iki kahve içip gidiyorlar, barmen gene bir küçük kağıt daha asıyor tezgahın üstündeki çiviye Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyor Derken üstü başı biraz eski püskü, belli ki fakir biri bardan içeri girdi, barmene "un caffee sospeso" (askıdan bir kahve) dedi, ve barmenin hazırladığı kahveyi içip, para ödemeden çıkıp gitti Barmen de tezgahın üzerine asmış olduğu kağıtlardan bir tanesini aşağı indiriverdi |
İnsanlık Dersi|Masal Ve Hikaye Özetleri |
10-24-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsanlık Dersi|Masal Ve Hikaye Özetleriinsanlik dersi (gercek hikaye) unlu italyan sinema sanatcisi vittorio de sica bir tv roportajinda anlatiyor : italya’ da napoli’ nin kenar mahallelerinden birinde, bir cafe-bar da, espressolarimizi iciyoruziceri giren musterilerden biri, barmene “due caffee, uno sospeso” (iki kahve, biri askida) diyor, iki kahve parasi veriyor, bir kahve icip gidiyor, barmen de tezgahin uzerinde asili duran civiye bir kucuk kagit asiyor biraz sonra iki kisi iceri giriyor: “due caffee e un sospeso” (iki kahve ve bir askida) diyorlar, uc kahve parasi verip, iki kahve icip gidiyorlar, barmen gene bir kucuk kagit daha asiyor tezgahin ustundeki civiye… bunun gun boyu boyle surdugu anlasiliyor derken ustu basi biraz eski, pusku, belli ki fakir biri bardan iceri girdi, barmene “un caffee sospeso” (askidan bir kahve) dedi, ve barmenin hazirladigi kahveyi icip, para odemeden cikip gitti barmen de tezgahin uzerine asmis oldugu kagitlardan bir tanesini asagi indiriverdi… gercek sevgi (ibretli hikaye) bir gun sormuslar ermislerden birine: “sevginin sadece sozunu edenlerle, onu yasayanlar arasinda ne fark vardir?” bakin gostereyim demis, ermis once sevgiyi dilden gonule indirememis olanlari cagirarak onlara bir sofra hazirlamis hepsi oturmuslar yerlerine derken tabaklar icinde sicak corbalar gelmis ve arkasindanda dervis kasiklari denilen bir metre boyunda kasiklar “ermis bu kasiklarin ucundan tutup oyle yiyeceksiniz” diye bir de sart koymus peki demisler ve icmeye tesebbus etmisler fakat o da ne? kasiklar uzun geldiginden bir turlu dokup sacmadan goturemiyorlar agizlarina en sonunda bakmislar beceremiyorlar, oylece ac kalkmislar sofradan bunun uzerine simdi demis ermis, sevgiyi gercekten bilenleri cagiralim yemege yuzleri aydinlik, gozleri sevgi ile gulumseyen isikli insanlar gelmis oturmus sofraya bu defa “buyurun” deyince, her biri uzun boylu kasigini corbaya daldirip, sonra karsisindaki kardesine uzatarak icirmis boylece her biri digerini doyurmus ve sukrederek kalkmislar sofradan iste demis ermis, ‘kim ki gercek sofrasinda yalniz kendini gorur ve doymayi dusunurse,o ac kalacaktir ve kim kardesini dusunur de doyurursa o da kardesi tarafindan doyurulacaktir suphesiz ve sunu da unutmayin, gercek pazarinda alan degil, veren kazanctadir daima |
|