|  | Şah İsmail İ - Kimdir |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Şah İsmail İ - KimdirŞah İsmail I Safevî Devletinin kurucusu  Erdebilli Şeyh Safiyyüddin’in torunudur  Babası Râfizî Şeyh Haydar, annesi Akkoyunlu Uzun Hasan’ın Katerina Despina adlı hanımından olan kızı Halime Begüm’dür  1487’de doğdu  İsmâil-i Safevî diye de bilinir  Türklerin Hatay kabilesindendir  1493’te babası Haydar, Şirvan Hükümdârı Sultan Yâkub’un kuvvetleriyle yaptığı muhârebede öldürüldü  İsmâil Safevî ve kardeşleri, dayısı Sultan Yâkub tarafından ölümden kurtarılıp, Şiraz Vâlisi Mansûr Bey Purnak’ın yanına gönderildi  Şiraz Vâlisi, İsmâil Safevî ve kardeşlerini hapsettirdi  Akkoyunlu Rüstem Bey tarafından kurtarılan Şah İsmâil Safevî ve kardeşleri, Erdebil’e gittiler  İsmâil, babası Şeyh Haydar’ın müridleri tarafından saklanarak gizlendi  Geylan, Gaskar, Rast ve Lâhicân’a gidip, gizlice faaliyette bulundu  Babasının müridleri ve dostları, etrafında toplandı  1500’de harekete geçen İsmâil Safevî, Şirvan’a varıp babasının kâtili olan Ferruh Yesâr’ı katletti ve Şirvan’ı aldı  1501’de Âzerbaycan’ı ele geçirdi  Akkoyunlulardan Arran ve Diyarbekir Hükümdarı Elvend Beyi, 1502’de mağlup edince Tebriz’e geldi  Tebriz’i merkez yaptı ve merasimle taç giyerek “Şah” unvanını aldı  Şah İsmâil’in kurduğu devlete ve hanedana, dedesi Safiyeddin Erdebilî’den dolayı Safevîler denildi  (Bkz  Safevîler) Şah İsmâil, kurduğu devleti, bozuk Râfizî inancıyla teşkilâtlandırıp, yayılma siyâseti tâkip etti  Bütün İslâm ülkelerine halife, mürid ve fedâilerini gönderip, alenî ve gizli Safevî propagandası yaptırdı  1503’te Irak-ı Acem, Fars ve Kirman’ı, Kâzaran’ı büyük katliam ve tahriple zaptetti  Kâzaran’ı alınca oradaki Ehl-i sünnet âlimlerinin hepsini kılıçtan geçirdi  Bu katliamları, Osmanlı Devletinin tepkisine sebep oldu  1504’te Yezd’i alıp, kışın İsfahan’a geldiyse de Osmanlı-Safevî münasebetleri düzelmedi  1505’te Kazvin’e gelip, Eshâb-ı kirâmdan, büyük mücâhid, Seyfullah lakaplı, Irak Fâtihi Hâlid bin Velid soyundan gelen Hâlidiyyeleri imhâ etti  1507’de Dulkadirli Alâüddevle Beyi mağlup etti  Erciş, Ahlat ve Bitlis’i ele geçirip, Elbistan’a kadar ilerledi  Diyarbekir Hâkimi Emir Bey, Şah İsmâil’e bağlılığını arz ettiyse de, ekserisi Sünnî olan şehir ahalisi, Safevîler’i kabul etmedi  Diyarbekir, uzun mücâdelelerden sonra, Safevî tahakkümü altına girdi  1508’de Bağdat’ı aldı  Şehirde büyük tahribat ve katliamlarda bulundu  Başta İmâm-ı A’zam Ebû Hanife hazretlerinin Azamiye’deki türbesini ve Ehl-i Beyt’ten, büyük âlim Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin ve daha pekçok Ehl-i beyt, Eshâb-ı kirâm ve Ehl-i sünnet âlimlerinin kabir ve türbelerini tahriple, Müslümanları katlettirdi  Bağdat’a vâli tâyin edip, Abbasî halifeliğini küçültmek için ona “Halifet-ül-hülefâ”, yâni halifelerin halifesi unvanını verdi  1509’da Bakü’yü zaptetti  Safevîlerin doğusundaki Sünnî Özbekler, Horasan’ı ele geçirince, Özbek Hanı Muhammed Şeybânî Hana haber gönderip, bölgeden çıkmalarını istedi  İsteği kabul edilmedi  1510’da vukû bulan savaşı Safevîler kazandı  Esir edilen Muhammed Şeybânî Hanın kafasını kestirip, kafatasını şarap kadehi yaptırdı; derisine de saman doldurarak, zafer alâmeti olarak Osmanlı Sultanı Bayezid Hana gönderdi  1511’de Mâverâünnehir Seferine çıktı  Belh dâhil Mâverâünnehir’deki birkaç şehri antlaşmayla alıp, Irak’a döndü  Şah İsmâil, bizzat katıldığı seferlerle hâkimiyetini genişletirken, İslâm ülkelerine gönderdiği dâî denilen halifelerine de Safevî ideolojisini propaganda ettirip taraftarlarını çoğaltarak, Râfiziliği yaydırıyordu  Anadolu’daki dâîlerinden Şeytan Kulu da denilen Şah Kulu Baba Tekeli de Güney Anadolu’da faaliyet gösterip, Safevî propagandası yapıyordu  Şah Kulu, on beş bin kişilik silâhlı kuvvet toplayıp Sultan İkinci Bayezid Han (1481-1512) zamânında, 1511’de isyân etti  Konya ve Kütahya civârında pek çok tahribatta bulundu  Üzerine gönderilen kuvvetleri bozdu  Sivas yakınındaki Gedik Hanı mevkiinde, Vezir-i âzam Hadım Ali Paşa tarafından öldürüldü  Taraftarları İran’a sığındı  Şah Kulu’nun taraftarları, yolda kervan soygununa katılınca, Şah İsmâil bunları cezâlandırdı  1512’de, Emir Ahmed İsfehanî’yi, Mâverâünnehir Seferine gönderdi  Safevî ordusu, Özbeklere yenildi  Özbekler, Horasan’ı tekrar ele geçirdiler  Şah İsmâil, bizzat Horasan’a gidip, bölgeyi tekrar Safevî hâkimiyetine aldı  Safevîler, Osmanlı Devletinin aleyhine Mısır Memlûkları ve Hıristiyan âlemiyle iyi münâsebette bulundular  Sünnî Özbek Hanı Ubeyd Han, babası Muhammed Şeybânî Hanı katledip, kafasını şarap kadehi yapan Şah İsmâil’e karşı Osmanlı Sultanı Selim Handan yardım isteyip, ittifak teklif etti  Yavuz Sultan Selim Han (1512-1520), bu talep ve teklifle Râfizi meselesini halletmek için, Şah İsmâil’e, ağır ithamlar bulunan arka arkaya üç mektup gönderdiyse de, Şah bunlara hiç cevap vermedi  Osmanlılar, 1514’te İran Seferine çıkınca, Sultan Selim Han, İstanbul’dan Doğu Anadolu’ya kadar gelmesine rağmen, Şah İsmâil meydana çıkmadı  Şah İsmâil’e gönderilen son mektupta, Sultan Selim Han, Safevî Şahı için ağır ifâdeler kullanınca, Çaldıran Meydan Muhârebesine çıkmak zorunda kaldı  Bu nâmede; Osmanlı ordusunun uzun bir yoldan gelip epeyden beri muhârebe için düşman ordusu aramasına rağmen meydana çıkan olmadığı, pâdişâhların ellerindeki memleketlerin nikâhlıları olduğu, erkek ve yiğit olanın onu nâmahreme (yabancıya) çiğnetmeyeceğinden bahsedilerek; Şah İsmâil’e miğfer yerine yaşmak, zırh yerine çarşaf giymesi tavsiye edilerek, ayrıca kadın elbiselerinden hırka, şal ve çarşaf gönderildi  Şah İsmâil bu ağır ifâdeli nâme ve elbiseler üzerine, devrin en büyük devleti Osmanlılarla muhârebeyi kabul etmek zorunda kaldı  23 Ağustos 1514 târihinde meydana gelen Çaldıran Meydan Muhârebesinde, Şah İsmâil ve Safevî ordusu, Osmanlı ordusu ve Sultan Selim Hana bir gün bile mukâvemet edemedi  Çaldıran’da, Safevî ordusu, Osmanlı teknik üstünlüğü ve kuvvetli îmânı karşısında eriyip gitti  Şah İsmâil; tahtını, tacını ve hatununu muharebe meydanında bırakıp, kaçtı (Bkz  Çaldıran Muhârebesi)  Tebriz’e çekildi  Mağlubiyet üzerine, teselliyi içkide aradı  Kendini bütünüyle içkiye verip, zevk ve eğlenceye düşkün, sefih bir hayat yaşadı  Özbekler, Horasan’a tekrar sâhip oldular  Şah İsmâil, içki ve zevk âleminde günlerini geçirirken, Safevî devlet adamları harekete geçti  Bebek yaştaki oğlu Tahmasb Safevî, atabeg îlân edildi ve Emir Sultan Han da yardımcı tâyin edildi  Şah İsmâil, sefâhat âlemindeyken, Osmanlıya karşı kini azalmadı  Alman İmparatoru Şarlken’e mektup gönderip, Osmanlı Devletine karşı yardım ve ittifak talebinde bulundu  Fakat Şah İsmâil Safevî; tahriki sonucunda Osmanlı Devletine karşı Hıristiyan âleminin çıkardığı ordunun, 1526’da Mohaç’ta mağlubiyetini göremedi  Şah İsmâil, 23 Mayıs 1524’te Âzerbaycan’ın Serâb şehrinde öldü  Cenâzesi Erdebil’e getirilip, Şeyh Safi’nin yanına gömüldü  Cesur, intikamcı ve zevkine düşkün olan Şah İsmâil’in, aynı zamanda Türkçe, Farsça ve Arapça şiirleri mevcuttu  Hece ve aruz vezninde şiirlerin toplandığı Dîvân’ından başka, Deknâme’si de vardır  | 
|   | 
|  | 
|  |