Prof. Dr. Sinsi
|
Osman Batur Kimdir
Osman batur kimdir

HAYATI
Asıl adı Osman İslâmoğlu idi Batur, O’na milletinin verdiği bir unvan, bir sıfattır Kahraman ve cesur anlamındadır O, bu unvan ve sıfatla özdeşleşmiş, böylece anılmaya hak kazanmıştır
Altay vilâyetindeki Köktogay bölgesinin Öndirqara mevkiinde 1899 yılında doğdu Orta halli bir çiftçi ailesinin oğluydu Dedesi din adamı www frmsinsi net idi Osman Beğ, 40 yaşına kadar doğduğu bölgede tarımla uğraşarak geçimini sağladı 1940 yılında Çin zulmü dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı Camilere tecavüz eden, Kur’an-ı Kerim’i yakan Çinlileri protesto eden Türkler, ‘isyancı’ oldukları bahanesiyle tutuklandı Resmî makamlar, Türk’lerin ellerindeki silâhları toplamaya başladılar Babası ve ailesinden bâzı kişiler, silâhlarını Çin askerlerine teslim ettiler Osman Beğ,
- Bu gün silâhımızı alanlar, yarın canımızı da alırlar Ben silâhımı Çinlilere vermem İstiyorlarsa ve güçleri yetiyorsa, gelip alsınlar !”
Dedi ve tek başına dağa çıktı Savaştan başka kurtuluş yolu olmadığına inanıyordu Başlattığı mücadele aynı gün destek gördü Arkasından ilk gidenler arkadaşı Süleyman ve büyük oğlu Şerdiman oldu Silâhını Çinlilere teslim eden babası İslâm Bey, oğlu için hayır duâlarını ve başarı dileklerini dile getirdi Oğlunu koruması için Cenab-ı Allah’a duâ etti Annesi Ayça Hanım:
“- Ben oğlumu bu günler için doğurdum Çinliler asırlardır koyun boğazlar gibi biz Türk’leri öldürüyorlar Bizim canımız, bizden önce ölenlerin canından daha kıymetli değildir Bizden sonrakilerin yaşaması için oğlum, ben diğer çocuklarım ölmeye hazırız !” Diyordu
Kısa zaman içerisinde, etrafında gözü pek insanlardan bir mücâhit ordusu oluştu Zelebay Telci, Nurgocay Batur, Kâseyin Batır, Canım Han Hacı, Süleyman Batır, Musa Mergen Aktepe, Sulibay, Ökürbay , Nogaybay, Ahid Hacı, Halil Teyci, Karakul Zalin… bu mücâhidlerden birkaçıdır O artık, soydaşlarının Osman Batur’u idi
ve silâh arkadaşlarının mücâdelesi, 1941 yılı Ekiminden 1943 yılı Temmuzuna kadar gerilla savaşı şeklinde devam etti 22 Temmuz 1943’te Altaylar, Çinlilerden tamamen temizlenmişti Altay Türkleri artık bağımsızdı Mücâdelesini sürdürdü Altay Geçici Halk Cumhuriyeti Başkanlığına seçildi 1944 – 1945 yıllarında, Tanrı www frmsinsi net Dağları’nın kuzeyindeki Doğu Türkistan Kazak Türkleri’nin yaşadığı bölgeleri de Çin İstilâsından kurtardı 1945 yılının Ekim ayından 1947 yılının Şubatına kadar üç vilâyetten oluşan Doğu Türkistan Hükümeti’nin askerî ve mülkî âmiri olarak Vâli sıfatıyla görev yaptı O’nu, Şubat 1947’den Eylül 1949’a kadar Doğu Türkistan Cumhuriyeti koalisyon hükümetinin aslî üyesi olarak görüyoruz Aynı zamanda, Altay Vâliliği görevini de devam ettiriyordu Bütün bu görevleri sırasında Çinliler ile silâhlı mücâdeleden bir an bile geri kalmadı
Osman Batur, Çin işkencelerine başkaldıran efsânevî bir kahramandır Başarılı oldu Kısa da olsa, bir dönem için milletini Çin işkencelerinden kurtardı Bu başarısı sebebiyle de işkence uygulanarak şehid edildi

BATUR, İdam Sehpasında Haykırdı…
“- Ben can verebilirim Milletim, dünya durdukça mücâdeleye devam edecektir ”
Çinliler, Altay Türkleri’nin millî kahramanı Osman Batur’u işkencelerden sonra şehit etmekle ancak, bir büyük kahramanın aziz bedenini ortadan kaldırabilmişlerdi Bağımsızlık düşüncesini, Türk’lerin bağımsızlık için mücâdele azmini yok edemediler Edebileceklerini zannedip işkence ve zulümlerini sürdürdüler
Osman Batur’un tek erkek kardeşi Delihan İslâmoğlu, istiklâl için giriştiği savaşta esir alınarak şehid edildi Osman Batur’un ikinci hanımı, üç oğlu ve www frmsinsi net beş kızı da esir alındı 18 yaşındaki kızı Kabiyra ile 14 yaşındaki oğlu Baybolla, anneleri Mamey’in gözleri önünde doğranarak şehid edildi 11 yaşındaki oğlu Kariy ve 9 yaşındaki kızı Sapiyan, 20 metre derinliğindeki kuyuya diri diri atıldı Evlâtlarına yapılan bu zulüm, işkence ve katliam neticesinde Mamey Hatun, aklını kaybetti ve onu da Çinliler olay yerinin yakınındaki nehrin azgın sularına attılar
|