| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| büyüklerimizden, celaleddin, harzemşah, türk | 
|  | Türk Büyüklerimizden Celaleddin Harzemşah |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Türk Büyüklerimizden Celaleddin HarzemşahCELALEDDİN HARZEMŞAH Harezmşahlar Devletinin son hükümdarı olan Celaleddin Harezmşah, genç yaşta Gazne ve çevresinin valiliğine getirildi ve bundan sonra babası Alaaddin Muhammed’in tüm seferlerine katıldı  Selçuklu İmparatorluğu’ndan sonra Harzem bölgesinde kurulmuş olan Harzemşahlar Devleti’nin büyük hükümdarı Celaleddin Harzemşah’ın menkıbeleri, Türk tarihinin çok parlak sayfalarındandır  Harzemşah hükümdarlarından Alâeddin Mehmet, bütün İran’ı ve Maveraünnehir’i ele geçirmişti  Bu suretle Seyhun Nehrinden Dicle kıyılarına kadar büyük bir imparatorluk kurmuştu   Fakat bu devirde Moğolistan’da Cengiz Han türemişti  Batı Türkelinde en büyük hükümdar ise Alâeddin Mehmet’ti  Bu Türk hükümdarının şöhretini duyan Cengiz Han, Mahmut Yalvaç adlı bir elçiyi Alâeddin Mehmet’e gönderdi   Elçi, Cengiz’in şu sözlerini bildirdi: “Tanrı, Batı tarafında bulunan ülkeni bana verdi  Seni oğulluğa kabul ediyorum  Bana tabi olursan Müslümanlar rahatlık içinde yaşarlar”  Bu söze hiddetlenen Sultan Mehmet: “Sen de bilirsin ki benim ülkem ne kadar geniş, Devletim ne kadar kuvvetlidir! Senin Han’ın kimdir ki, kendisini benden büyük tutup bana oğlum der  Onun sanki ne kadar askeri var!” deyince, Moğol Elçisi: “Onun askeri seninkine göre ay ışığının güneş ziyasına oranı gibidir  ” dedi  Nihayet bu iki hükümdar aralarında bir dostluk antlaşması meydana getirdiler  Fakat Alâeddin Mehmet’in siyasi görüşleri kuvvetli değildi  Aynı zamanda da mağrur bir adamdı  Günün birinde Bizans’a mal götüren Moğol tüccarlarının mallarını yağma ettirip kendilerini de öldürttü  Bu olaya fazlasıyla hiddetlenen Cengiz Han, Batı Türkellerinin zaptına karar verdi  Alâeddin Mehmet’in bir oğlu vardı  Adı “Celâlettin” idi  İşte, Celâleddin Harzemşah adıyla Türk tarihinde meşhur olan bu şahıstır   Celâleddin, zekî olduğu kadar da yiğit bir delikanlı idi  Annesi Ayçiçek Hatun, büyükannesi ise Türkan Hatun’du  Babası Alaeddin Mehmet iyi bir asker, fakat zayıf bir politikacı idi  Rakibi Cengiz Han ise, tersine, büyük bir siyasi, fakat ancak normal çapta bir kumandandı  Savaşlarını komutanlarına yaptırıyordu  Cengiz Han, tüccarlarının malları için tazminat istemek üzere Sultan Mehmet’e üç elçi gönderdi  Bunların birisi Buğra adlı bir Türk, ikisi de Moğol’du   Alaeddin Mehmet, Buğra’nın başını kestirip Moğollara da hakaret ederek sınır dışı etti  Bu hakareti duyan Cengiz Han, 1219 yılında Büyük bir ordu ile Maveraünnehir’e doğru harekete geçti   Cengiz’in üzerine geldiğini öğrenen Türkler, derhal Semerkant şehrini tahkim ettiler  Genç kahraman Celaleddin Harzemşah, atlılardan oluşan büyük bir kuvvetin başına geçti  Babası harbe gitmek istemiyordu  Fakat oğlu: Asker, Hakanını başında görmelidir! diyerek babasını da ordusuna aldı  Moğol kuvvetlerinin başında Cengiz Han’ın büyük oğlu Cuci bulunmaktaydı  Moğol kuvvetleri, Harzemşah Türklerinin üzerine şiddetli bir hücuma kalktılar  Bu şiddet karşısında Harzemşah ordusu bir paniğe uğradı  Fakat Celaleddin Harzemşah, yalın-kılıç Moğolların üzerine öyle bir saldırdı ki bu defa Moğollar perişan oldular  Gece bastırdığında harbe son verildi  Fakat Cüci Han boş durmadı  Gece yarısı savaş yapılan ovanın bütün kuru otlarını ateşe vererek her tarafı dumana boğdu  Bundan faydalanarak ateş perdesinin arkasından bütün kuvvetlerini alarak kaçtı  Celaleddin’in yeterli ölçüde kuvveti bulunmadığından düşmanı takipten vazgeçildi  Cuci’nin mağlubiyetini duyan Cengiz Han, fena halde içerledi  Bu defa 200  000 kişilik muazzam bir ordu hazırladı  Moğolların büyük hazırlıklarını duyan Alaeddin Mehmet, Gazne’ye giderek Atabey’lerle görüştü, akabinde asker toplamak üzere yola çıktı  Fakat Celaleddin Harzemşah, durumu pek tehlikeli buldu  Türkmen Oğuzlardan oluşan kuvvetini bir çölün içine çekti  Cengiz Han’ın orduları, 1220 tarihlerinde hiçbir mukavemet görmeden Buhara şehrine girdiler  Cengiz Han, Buhara’da bulunan Ulu Câmi’ye atı ile beraber girdi  Ve dedi ki: Burası Sultan Mehmet’in evi midir? Hayır, burası Tanrı evidir! Diye cevap verdiler   Cengiz Han, derhal atından inerek halka şu hitapta bulundu: Ey ahali! Günahkarınız çok büyüktür  Ben ise gaza-ı ilahîyim; sizlerin başınıza Tanrının yaman bir belasıyım  Hakanınız Sultan Mehmet çok suçludur  Bize yapmadığını bırakmamıştır  Bu sebeple buralara geldim  Şimdi, yer altına gömdüğünüz ne kadar servetiniz varsa getirip önüme yığın! Halk, bu putperest Moğol hükümdarından korkarak, gizledikleri ne kadar servetleri varsa hepsini teslim ettiler  Askerler ise Buhara’yı baştan başa yağma ettiler  Bundan sonra Cengiz Han, Batı Türkelinin yüksek bir medeniyet merkezi olan Semerkant şehrine hareket etti  Halk, bu şehri müdafaa etti  Moğollar şehre girince önlerine geleni kılıçtan geçirdiler  Bu arada Sultan Mehmet, harpten kaçmıştı  Oğlunun nerede olduğundan da haberi yoktu  Moğollar Sultan Mehmet’in peşine düşmüşlerdi  Takibine gönderdiği üç kumandanına Cengiz Han şu emri vermişti: Durmaksızın gidin, size tabi olanlara aman verin, olmayanları öldürün, çocukları esir edin  Kalelerini yıkın! Bu işi üç yıla kadar bitirin! Ben yurduma dönüyorum    Sultan Mehmet, bir miktar maiyetiyle Harandar kalesine giderek aile ve hazinesini burada bıraktı  Kendisi de Irak istikametine kaçmaya başladı  Fakat yolda Moğollar karşısına çıkıverdiler  Atı, bir okla öldürüldü ise de kendisi kaçmaya muvaffak oldu  Nihayet Kuzgun denizine vardı  Burada Aboskon adasına sığındı   Diğer taraftan Moğollar, Sultan Mehmet’in vezirini, küçük oğlunu ve Türkan Hatun’u Cengiz’e gönderdiler  Cengiz bunların hepsini öldürttü  Haberi alan Sultan Alaeddin’e bir fenalık gelerek yere yığıldı  O kadar sefalete düşmüştü ki, yanındakiler ölüsünü saracak bir kefen bile bulamamışlardı  Maiyetinde bulunan Mahmut Çavuş’un gömleğini kendisine kefen yaptılar  Ölmeden önce şu sözleri söylemişti: “ Ben, bütün bu toprakların sahibiyim  Şimdi mezarımı kazacak iki arşın toprak bulamıyorum!” Sultan Mehmet, sefil bir surette hayata gözlerini yumarken oğlu Celaleddin Harzemşah da yanında bulunuyordu  Bu yalan dünyanın cilvesini o da görmüştü  Fakat doğudan kopan bu arkası kesilmez sellere karşı kabinde derin bir intikam hissi doğdu  Türk’ü anayurdundan eden bu kuvvetlere karşı bir Celaleddin ne yapabilirdi? Gözyaşları içinde babasının mezarını terk ettiği zaman hep bunu düşünüyordu  Yanında 70 kadar süvarisi vardı  Doğruca Harzem’e geldi  Halk, hakanlarının oğlu Celaleddin’i görünce onu sevinç gözyaşlarıyla karşıladı  Dağılmış olan ordu tekrar düzene konuldu  Harzemşah’ın maiyetinde 7  000 kişi toplandı   Celaleddin, babasının yerine tahta geçti  Bir müddet sonra da Moğolların üzerine taarruza geçerek onları mağlup etti   1221 yılında Valyan Kalesini kuşattığı bir anda Moğollar taarruza geçtiler  Celaleddin Harzemşah, yalın-kılıç öne atılarak düşmanı perişan etti  Fakat gece yarısı Moğollar atlarının üzerine şal ve keçeden mankenler yaptılar  Bunları arkalarına dizdiler  Bu hali gören Harzemliler, Moğolların imdat aldıklarını zannederek kaçmak istediler  Celaleddin “Korkmayın, bu bir hiledir  Onlar daima harbi böyle hilelerle kazanırlar    ” diyerek bu bozguna mani oldu  Bu suretle Moğol orduları bir kere daha mağlup edildiler   Cengiz bundan haberdar olduğu zaman, bizzat Celaleddin’in üzerine yürüdü  Celaleddin ise, üzerine büyük kuvvetlerin geldiğini görünce Sind Nehri’ne doğru kaçmaya başladı  Bu nehrin öte tarafına geçmek istiyordu  Fakat Moğollar Celaleddin’in etrafını dört kat askerle sardılar  Yiğit Celaleddin, ateş ve su arasında bırakıldı  Bu anda ne yapabilirdi? Cengiz, onun diri olarak tutulmasını emretmişti  Celaleddin kılıcını çekerek tek başına çarpışmaya ve kendisini durdurmak isteyenlerin başlarını uçurmaya başladı  Fakat hiçbir düşman askeri ona ok atmıyordu  Ağır ağır içinde bulunduğu çember daraltılıyordu  Celaleddin, çemberi yarmak için bir sağa bir sola baş vuruyor, fakat muvaffak olamıyordu  Yapılacak tek şey vardı: Yorulmamış bir ata binerek kalkanını arkasına, Türk bayrağını eline aldı; yüksek bir yardan kendisini Sind Nehri’nin coşkun sularına atıverdi  Yüzerek karşı yakaya geçti  Bu kahramanlık sahnesini Cengiz ve askerleri hayret ve hayranlık içerisinde seyretmişlerdi  Sultan Celaleddin üç yıl sonra  1224’te Kirman’a dönerek, devletini yeniden toparlamak için çalışmaya başladı  1225 yılında Tebriz’i alarak, karargahını buraya taşıyan Celaleddin, 1228’de İsfahan’da Moğol ordusuyla çarpıştı  Kardeşi Gıyaseddin’in ihanetine rağmen Moğolları hezimete uğratan Celaleddin, takip sırasında sol cenahının Moğol tuzağına düşmesi üzerine, Luristan’a kaçtı   Bir yandan da ülke içindeki isyanlarla meşgul olan Celaleddin 1230’da Ahlat’ı ele geçirdi  Ancak, kaleyi savunanlara ve halka karşı şiddetli davranışları, çevredeki Müslüman ülkelerin düşmanlığını çekti  Bunun üzerine Anadolu ve Suriye kuvvetleri birleşerek, Celaleddin’in üzerine yürüdü  Celaleddin, 10 Ağustos 1230’da Erzincan yakınlarında Yassıçimen Yaylasında hezimete uğrattı  Celaleddin’in zayıflamasından faydalanan Moğollar tekrar saldırıya geçti  Moğol tehlikesinin kavrayamayan diğer Müslüman ülkeler, Celaleddin’in yardım talebini cevapsız bıraktılar   Ağustos 1231’de Dicle köprüsü kenarında Moğolların baskınına uğrayan Celaleddin’in tüm maiyeti öldürüldü  Kaçarak dağlara çekilen Celaleddin Harezmşah, burada göçebeler tarafından öldürüldü  | 
|   | 
|  | 
|  |