|  | Halil Paşa Kimdir |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Halil Paşa KimdirHalil Paşa Sultan IV  Murad ve I  Ahmed dönemlerinde sadrazamlık ve Kaptan-ı Deryalık görevlerinde bulunmuş, Osmanlı vezirlerindendir  genç yaşta saraya girmiş, çakırcıbaşı, Yeniçeri Ağası ve Kaptan-ı Derya olmuştur  1617 yılında ilk kez sadrazam olmuş, İran seferine gönderilmiştir  İran seferinde bozguna uğrayarak görevinden azledilmiştir  Daha sonraları Kaptan-ı Deryalığa ve 1617'de de ikinci kez sadrazamlığa getirildi  O dönem patlak veren Abaza Mehmed Paşa isyanını bastıramadığı için görevinden azledildi  Bunun üzerine Hüdai dergahına çekildi ve o dergahın bahçesine gömüldü | 
|   | 
|  | 
|  | Halil Paşa Kimdir |  | 
|  10-24-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Halil Paşa KimdirHalil Paşa Kimdir, Hakkında Bilgi Halil Paşa ( 1852 -1939)  Halil Paşa, yapıtlarında izlenimci anlatımla gerçekçi tutumu birleştiren ressam, Harbiye Mektebi’nin kurucularından Tophane müşiri Ferik Selim Paşa’nın oğludur  Resimle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı  Askeri rüştiyeden sonra 1869’da Mühendishane-i Berri-i Hümayun’a girdi  Eğitimi sırasında resim yeteneğiyle dikkati çekti  1873’te teğmen rütbesiyle mezun olduktan sonra resimlerini görüp beğenmiş olan Abdülaziz tarafından saraya, yaver olarak alındı ve çalışmalarını kendisi için açılan özel bir atölyede sürdürdü  1874’te yüzbaşılığa yükseldi ve askeri idadiye resim öğretmeni olarak atandı  1876’da kolağası (önyüzbaşı) oldu  1880’de padişah tarafından resim öğrenimi için Paris’e gönderildi  Paris Güzel Sanatlar Yüksekokulu’na devam etti  1888’de Paris Dünya Sergisi’ne katıldı ve bir resmi ile madalya kazandı  Aynı yıl Türkiye’ye döndü ve binbaşı rütbesine yükseldi  1900’de Salon des Artistes François’da sergilenen (Fransız Sanatçılar Salonu) “Madam X” adlı pastel portresiyle bronz madalya kazandı  1902’de portre ve manzaralardan oluşan 24 resmiyle Beyoğlu’nda açtığı ilk kişisel sergisi çok beğenildi   1906 paşalığa yükseltildi ve Harbiye Mektebi’ne resim öğretmeni olarak atandı  1908’de II  Meşrutiyet’in ilanında çıkarılan bir yasaya dayanılarak rütbesi albaylığa indirilince, ordudan ayrılarak kendini bütünüyle resme verdi  1911’de Sanayi-i Nefise Mektebi’ne yağlıboya resim öğretmeni olarak atandı  1917’de de okulun müdürlüğüne getirildi  Dış ülkelerde açılan birçok sergiye katılarak adını duyurdu   Aralık 1928-Ocak 1929 arasında Kahire’de açılan Sanat Dostları Derneği’nin sergisine, Mısır’da gerçekleştirdiği altı resimle katıldı  1936’da Viyana’da düzenlenen uluslararası resim sergisinde bir ölüdoğasıyla (Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi) altın madalya kazandı  Halil Paşa, Paris’te kaldığı yıllarda Gerome’un atölyesinde akademik bir eğitim görmüş, hocalarından etkilenerek akademik bir anlayışta çalışmıştı  1900’lerde çizimden çok, renge ve ışığa önem verdiği yapıtlarıyla Türk resim sanatındaki yeniliklerin ilk habercisi oldu  Gördüğü akademik eğitime uymayan bu tutumunda, doğaya ve açık havaya olan sevgisinin etkisi büyüktü  Açık havanın değişen görünümlerine yönelmiş, dolayısıyla da izlenimciliğe yaklaşmıştı  Boğaziçi’ni, Beykoz, Çengelköy, Bostancı, Maltepe, Salacak kıyılarını kendine özgü bir duyarlıkla tuvale yansıttı  Sakin ve dalgasız denizi, boş ve kıyıya çekilmiş sandalları, açıklardaki yelkenlileri, güneşin en parlak saatlerinde betimledi  Manzaralarının yanı sıra gerçekleştirdiği portre ve ölüdoğalarında son derece sağlam ve akademik bir biçim anlayışı egemendir  Özellikle ölüdoğalarında metalin parlaklığını, camın saydamlığını, çiçek ve meyvelerin doğallığını ayrıntılı bir üslupla yansıtmıştır  Paris’teyken yağlıboya portre ve figür, ler, anatomi çalışmaları, karakalem çizimler yapan Halil Paşa  daha sonra değişen sanat anlayışıyla portre ve figüre de başka türlü bakmaya başlamış, ayrıntıdan uzaklaşarak yalın ve gerçekçi portreler yapmıştır  A  B  | 
|   | 
|  | 
|  |