| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| arslan, kiliç, sultan, tarihimize, veren, şan | 
|  | Tarihimize Şan Veren Sultan Kiliç Arslan (İi) |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Tarihimize Şan Veren Sultan Kiliç Arslan (İi)Sultan Kiliç Arslan (II) Anadolu Selçuklu Devletini ihtişamın ziresine çıkaran ve Osmanlı Devletinden önce Anadolu'da kurulan ilk büyük İslâm Devletinin namım cihana yayan idareci Sultan II  Kılıç Arslan'ın tarihimizde müstesna ve mümtaz bir yeri vardır    Sultan olduğu 1155'ten 1192'de vefatına kadar 37 yıl, devleti iç ve dış düşmanlardan arındırarak, iktisat, irfan, medeniyet yönünden terakkinin zirvesine çıkarmıştır  O'nun hükmettiği devre, tarihimizin en parlak devirlerindendir  Kılıç Arslan siyasî cihetten üç zorlu engeli aşmayı başarmış bir idarecidir: (1) Bizans'ın Anadolu'ya yeniden yerleşme ümit ve siyasetini ebediyen kırmıştır  (2) Haçlı tehlikesini Anadolu'dan bütünüyle uzaklaştırmıştır  (3) Civar bütün beylikleri merkeze bağlıyarak Anadolu birliğini kurmuştur  Bu siyasî muvaffakiyetlere paralel olarak da Anadolu'da maddî-manevî ilerlemenin başlamasına vesile olmuştur  Sultan Kılıç Arslan bu icraatlarında nasıl muvaffak olmuştur?   Bu sorunun cevabı Sultan II  Kılıç Arslan'ın hayatında saklıdır  Bu yüzden bu cihangir padişah'ın hayatına göz atmamız gerekmektedir  Sultan II  Kılıç Arslan 1115 yılında dünyaya geldiğinde, Anadolu'da Ehl-i Tevhid'in yerleşmeye başlamasının üzerinden bir asra yakın bir zaman geçmişti  Büyükbabası Süleyman Şah, sarsılmaz bir iman, azim ve gayretle Anadolu'da Selçuklu devletinin temelini atmış ve Anadolu'nun bir İslambeldesi olması için köklü tedbirler almıştı  Süleyman Şah'ın 1086'da vefatı üzerine tahta geçen oğlu I  Kılıç Arslan tarihe şan veren bir mücadeleyle I  Haçlı seferine (1096-1099) kahramanca karşı koymuş ve yarım milyona yakın haçlıyı Anadolu bozkırlarına gömmüştü  I  Kılıç Arslan'ın 1107'de vefatı üzerine 2  Kılıç Arslanın amcası Melikşah, Anadolu Selçuklu tahtına geçmişti  Sultan II  Kılıç Arslan şehzadeliğinden itibaren geleceğin Sultanı olmak üzere itinayla yetiştirilmiştir  Dinî ilimleri devrin meşhur âlimlerinden, devlet idareciliğini bizzat pederinden ve çocuk denecek yaşından itibaren atıldığı idarecilik hayatında pratikten öğrenerek yetişti  Babasıyla birlikte, Elbistan'ın fethinde bulundu (1144) ve Elbistan'a Melik tayin oldu  Meliklik devrinde maiyyetindeki bir avuç akıncıyla Göksün ve Maraş bölgelerine akınlar yaptı  1147-1149 yılları arasında cereyan etmiş olan II  Haçlı seferine karşı babası Sultan Mes'ud'la birlikte karşı durmuş ve Haçlılara yapılan çetin mücadelelerde tecrübesini arttırmıştır  Melik II  Kılıç Arslan'ın da iştirak ettiği bu Hilal-Salip mücadelesinde Haçlılara büyük kayıplar verdirilmiştir  Haçlı tehlikesinin berteraf edilmesini müteakip 1149 yılında babası ile birlikte Maraş'ı haçlıların elinden kurtarmıştır  Sultan I  Mes'ud hayattayken, siyasî bilgisiyle askeri sahada gösterdiği dirayetiyle, irade ve enerjisiyle, geniş görüşüyle tahta en layık olan bu oğlunu 1155 yılında Sultan ilan etmişti  Sultan II  Kılıç Arslan babasını yanıltmayacaktı  Kısa zamanda babasının yarım bıraktığı işleri tamamlamak üzere teşebbüslere geçti    Büyük Selçuklu Sultanı, Sancar'ın vâris bırakmadan 1157'de vefat etmesi üzerine Anadolu Selçuklu Devleti tamamen müstakil oldu  Kılıç Arslan sağlam bir Devlet mekanizması kurmaya muvaffak olduktan sonra fetih bayrağını eline aldı  1157'de Ayıntab'ı fethederek Suriye sınırını güven altına aldı  Daha sonra Bizans üzerine döndü ve Miryekefalon'daki savaşla neticelenecek zorlu bir mücadeleye başladı  Kılıç Arslan'ın en büyük ideali, Peygamberi bir, kitapları bir, idealleri bir olan Müslüman Devletleri aynı bayrak altında toplamak, küffür karşısında tek bilek tek yürek olarak durmaktı    Kılıç Arslan böyle bir iman birliğinin önünde hiçbir engelin duramayacağına inanıyordu  Fakat bu ittihad'ın pek çok engelleri vardı  Bu engelleri kılıca iş kalmadan halletmek istiyordu  Bu ulvî idealini Kader-i İlâhi'nin de yardımıyla gerçekleştirmeye muvaffak olmuştur  Musul ve Suriye'nin hükümdarı Atabey Nûreddin Mahmud Zengi'nin 1174'te vefatıyla Kılıç Arslan'ın idealindeki "İslam Birliği"nin önündeki en büyük manilerden birisi kendiliğinden kalkmıştı  Çünkü Mahmud Zengi'nin tavrı yüzünden Güney Anadolu iki devlet için huzursuzluk bölgesi olmuştu  II  Kılıç Arslan 1175'te nicedir Selçuklulara musallat olan Dânişmendli krallığını ortadan kaldırmıştı  Daha sonra Danişmendoğulları Selçuklu hizmetine girdi  Kılıç Arslan meşakkatin semeresini almış ve Anadolu İslam birliğini tesis etmeye muvaffak olmuştu  Artık sıra, köhnemiş zihniyetin temsilcisi Bizanstaydı  Akıncılar Bizans topraklarında kasırga gibi esmeye başlamışlardı  II  Kılıç Arslan'ın fevkalâde siyaseti ve mahareti karşısında telaşa kapılan Bizans imparatoru Manuel Komnenos Selçukluları Anadolu'dan atmak için büyük bir ordu hazırladı ve Anadolu üzerine sefere çıktı  Zaten Kılıç Arslan epeydir böyle bir karşılaşmaya hazırlanmaktaydı  İki ordu 1176 yılında Eğiridir Gölü'nün az kuzeyinde karşı karşıya geldi  "Miryokefalon savaşı" diye tarihlere geçen bu savaşta II  Kılıç Arslan kumandasındaki Selçuklu ordusu Bizanslıları perişan etti ve bütün İslâm Âlemini sevince gark eden parlak zaferi kazandı  Bu zaferden sonra Bizans, Ehl-i Tevhid'i Anadoludan sökemeyeceğini kesin olarak anlamış oldu  Kılıç Arslan (1189-1192) yılları arasında yapılan 3  Haçlı seferi âfetinden Anadolu'yu kurtarmak için de büyük mücadele verdi  Anadolu'ya girmek isteyen Haçlı ordusunu gerilla harpleriyle yıprattı ve Anadoluyu bu belâdan kurtardı  Kılıç Arslan Diğer İslam Devletleriyle de anlaşmaya gayret etmiş ve bunda da muvaffak olmuştur  Muasırı Selahaddin Eyyubi ile anlaşması ve İslamın menfaatleri yönünde ittifaka gitmesi bu çalışmalardandır  II  Kılıçarslan, askerî sahadaki zaferleri yanında, bütün Devlet sathında başlattığı kültür san'at, ilim hareketleriyle ve imar faaliyetleriyle de dikkat çekmiştir   Devrinde, yüzlerce cami, medrese, han, kervansaray, imaret, çarşı, çeşme ile Anadoluyu bir baştan bir başa donatmıştır  Bilhassa Orta Anadolu şehirlerinde büyük bir imar hareketini gerçekleştirmiştir  Sultan Kılıç Arslan, İslamiyyetin hakikatlerini nefsinde tatbik etmek ve etrafa tebliğ etmek için âzami gayret sarfetmiştir  O, İslamiyyetin verdiği mefkure sayesinde Anadolu'da yurt kurulduğunu ve kurulan İslâm Devletinin bekâsının da ancak bu yüce dine sımsıkı yapışmakla mümkün olduğunu anlamış ve bu idrak içerisinde hareketlerine yön vermiştir  Sultan II  Kılıç Arslan, Adalet'i esas almıştır  Adalette din farkı gözetmemiştir  Bu davranışları yüzündendir ki, Hıristiyanlar bile o'nun zamanında kiliselerinde Sultan'ın şevketi ve başlarından eksik olmaması için dua ediyorlardı  Kılıç Arslan'ın idaresi boyunca Anadolu'da görülmemiş bir huzur, asayiş ve refah dönemi gelmiştir  Dinin izzetini muhafaza için didinen Kılıç Arslan'a bu yüzden "İzzeddin Ebul-Feth" denilmiştir  Bu şanlı padişah, 1192 yılında Konya yakınlarında vefat etmiştir  Yerine Sultan olan oğlu Keyhusrev tarafından Sultan Mes'ud camiinin yanındaki Künbed'e defnedilmiştir  | 
|   | 
|  | 
|  |