Şengül Şirin
|
Küçük Şeyler - Prof.Dr. Üstün DÖKMEN
Küçük Şeyler

Bir süredir televizyonda “Küçük Şeyler” adlı bir program yapıyorum Elinizdeki kitap, bu programdaki bazı konuların genişletilmesi ve yeni konuların eklenmesiyle oluştu Kitabın çerçevesi, insan ilişkileri, iletişim hataları, yaşama sevinci, çocuklarla iletişim, eşlerle iletişim, rollerimiz, kadın-erkek eşitliği…
Bugüne kadar akademik kitapların yanı sıra, kısmen akademik, kısmen popüler sayılabilecek iki psikoloji kitabı yazdım (İletişim Çatışmaları ve Empati ile Varolmak, Gelişmek, Uzlaşmak ) Bunlar, daha çok meslektaşlarıma, psikoloji ve psikolojik danışmanlık öğrencilerine yönelikti Fakat bunun yanı sıra bu iki kitapta, mesleği psikoloji olmayanlara da yönelmeye çalıştım Buna rağmen, alanı psikoloji-eğitim olmayanlara bu iki kitap biraz teknik geldi galiba Bazı okuyucularım, kendileri için “daha rahat anlaşılır” bir kitap istediler Elinizdeki kitapta bu öneriye uymaya çalıştım
Kitapta, temel konulara, özellikle toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğüm ve seminerlerimde izleyenlerin etkilendiklerini gözlediğim konulara yer verdim
Pek çok kişi televizyondaki “Küçük Şeyler” adlı programımızı izledi, beğendi Kitap ve televizyon farklı şeyler Televizyon renkli, ama kitap da gerekli! Televizyonda paylaşamadığım, tartışamadığım konuları kitapta ele almaya çalıştım
Kitabın içinden
Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı öylesine derinden öğrenmişiz ki, “Bu ülkede yaşanmaz” ve nihayet “Batsın bu dünya” demeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz sonuçta Ve daha da kötüsü, iyimser birini gördüklerinde canları sıkılıyor kötümserlerin, adeta “Şuna bir şey söyleyeyim de keyfi kaçsın” diyorlar içlerinden Yıllardır seminerlerimde iyimser olmanın öneminden söz ettiğimde en az bir kişi çıkıp “Hoca iyi de o zaman bu polyannacılık olmaz mı?” der Bu karamsarlığa prim veren bakış tarzı beni üzüyor Şimdi söz konusu cümleye tekrar bakalım:
“İyimserlik, küçük şeylerden mutlu olmak polyannacılık sayılmaz mı?”
Bu görüşte, sanırım iki hata var Birincisi “iyimserlik eşittir polyannacılık” iddiasıdır ki bu doğru değildir İkincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü bir şey olduğu varsayılmaktadır Polyannacılığın kötü olduğunu kim söyledi?
Polyannacılık, kayba uğradığımızda, elimizde kalanları fark etme ve sevinme becerisidir Polyannacılık bir psikolojik savunma mekanızmasıdır, aşırı olmadan yerinde kullanıldığı sürece, kişiyi kaygıdan, sıkıntıdan korur, kişinin yarına kalma ihtimalini arttırır Polyannacılık, kendini avutmak değil, bardağın dolu yanını fark etmektir (sayfa 35)
Kitabın Künyesi
Yazarı: Prof Dr Üstün DÖKMEN
Yayınevi: Sistem Yayıncılık
Türü: Psikoloji
Sayfa Sayısı: 177
ISBN: 975-322-352-8
Basım Tarihi: Aralık 2004
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|