Radyo Dalgası Kaynakları |
11-20-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Radyo Dalgası KaynaklarıRadyo Dalgası Kaynakları Evrenin radyo dalgaları aracılığıyla saptanan görünümünün bir bütün olarak gözler önüne serilmesiyle, şaşırtıcı özelliklere sahip bazı gökcisimlerinin varlığı da ortaya çıkmıştır Aşağıda bu gökcisimlerinden bazıları üzerinde biraz daha ayrıntılı olarak durulacaktır Pulsar ya da atarcayıldız denen gökcisimleri, çok yüksek hızlarda dönen çok küçük, ama çok yoğun nötron yıldızlarıdır (Pulsar adı, "Radyo Darbeli Yıldız" anlamına gelen İngilizce Pulsating Radio Star sözcüklerinin kısal-tılmasıyla oluşturulmuştur) Pulsarlann varlığını ilk olarak 1968'de İngiltere'de Cambridge'teki radyoastronomlar belirledi Bu pulsarlann radyo dalgası yayımlan son derece düzenli aralıklarla gerçekleşen darbeler ya da zonklamalar biçimindeydi ve iki darbe arasında geçen süre bir saniye kadar ya da bundan daha kısaydı Bilim adamları bir süre bu sinyal darbelerinin bazı sinyal karışmalarından kaynaklanıyor olabileceğini düşündüler, ama kısa bir süre sonra bunların gerçekten Güneş sisteminin çok ötesinde yer alan nötron yıldızlanndan kaynaklandığını anladılar Bugün yüzlerce pulsar belirlenmiştir Bunlardan bazılarının gönderdiği sinyaller çok sık aralıklıdır; örneğin, Yengeç bulutsusunda yer alan bir pulsardan saniyede 30 sinyal, 1982'de Tilkicik takımyıldızında saptanan bir başkasından ise saniyede 642 sinyal alınmaktadır Pulsarlann düzenli ışınım çakmaları üretme- lerinin nedenleri ve bu gökcisimlerine ilişkin bazı başka bilgiler YILDIZ maddesinde verilmiştir Süpernova Kalıntıları Süpernova patlamaları (bazı kütlesel yıldızların ömürlerinin sonuna geldiklerinde gerçekleşen dev patlama) sonucunda uzaya saçılan gazın kendisi de radyoteleskoplarla saptanabilen bir radyo dalgası kaynağı olabilir Bu tür radyo dalgası kaynaklarının en güçlülerinden biri Boğa takımyıldızındaki Yengeç bulutsusudur Bu ışıltılı bulut 1054'te patlayan bir yıldızın kalıntılarıdır Bazı süpernova kalıntılarını optik teleskoplarla görmek hemen hemen olanaksızdır; ama bunların varlıkları gönderdikleri radyo dalgaları aracılığıyla çok belirgin bir biçimde saptanabilir Radyogökadalar 1951, yeni bir bilim dalı olan radyoastronomi için dönüm noktasıdır O yıl, en güçlü radyo dalgası kaynaklarından birinin 500 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir gökada olduğu saptandı Bu uzaklık o zamanlar için akıl almaz bir şeydi Astronomlara göre, Kuğu A adı verilen bu gökcisminin gönderdiği dalgaların bu kadar uzaktan alınabilmesi için son derece güçlü bir biçimde üretiliyor olması gerekirdi Gerçekten de Kuğu A'dan kaynaklanan ışınım bizim gökadamızdan yayılan dalgalardan yaklaşık 1 milyon kez daha güçlüdür Günümüzde bu gökadaya benzeyen yüzlerce gökada saptanmıştır ve bunlara radyogökada denir Radyo dalgaları, gökadaları çevreleyen magnetik alanların içinden geçerken hızlanarak ışık hızına yaklaşan elektronlarca üretilir Bu tür radyo dalgası yayımına senkrotron ışıması denir Bazı radyo dalgası kaynakları çifttir, bazılarının ışınımları bir püskürme biçimindedir; ama daha da ilginci, bazılarının evrende hareket ederken bir "dümen izi" bırajayormuşçasına uzun ışınım kuyruklarının bulunmasıdır Bu enerjik ve uzak gökadalar konusundaki araştırmalar çok daha ilgi çekici gökcisimlerinin, yani kuvazarların keşfine yol açmıştır Kuvazarlar 1963'te keşfedilmiş olan kuva-zarlar yıldızımsı gökcisimleridir ve bunların tayfındaki kırmızıya kayma çok büyüktür (bak Evren) (Kuvazar adı, "Yarı Yıldızımsı Astronomi Radyo Dalgası Kaynağı" anlamına gelen İngilizce Quasi Stellar Astronomical Radiosource sözcüklerinden türetilmiştir) Herhangi bir gökcisminin tayfındaki kırmızıya kayma ne kadar büyükse, bu durum o cismin uzaklığının da o ölçüde büyük olduğu anlamına gelir; işte bu yüzden kuvazarları son derece uzaktaki cisimler olarak düşünmek gerekir Bunlar belki de Güneş sistemi bü-yüklüğündedir ve normal bir gökadanın yaydığından 1000 kat daha çok enerji (ışık ve radyo dalgaları) yayarlar Radyogökadaların ve kuvazarların merkezlerinde son derece kütlesel kara deliklerin bulunması olasıdır (bak Kara Delik; Kuvazar)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|