11-20-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Yannis Ritsos-Yunanlı Şair

Çağdaş Yunan şiirinin en büyük ustalarından biri olan Yannis Ritsos(doğumu 1909) şiirlerinde Yunan toprağını ve insanını yalın ve çarpıcı bir biçimde dile getirir Peloponnesos'da Monemvasia'da doğan şair toprak sahibi bir ailenin en küçük çocuğuydu Liseyi bitirdikten sonra çalışmak için Atina'ya gitti Ama bir süre sonra ciğerlerinden hastalanınca Monemvasia'ya dönmek zorunda kaldı Bu yıllarda ilk şiirlerini yazan Ritsos ayrıca resim ve müzikle de uğraşmaktaydı
Bir yıl sonra yeniden Atina'ya giderek bulduğu geçici işlerde çalışmaya başladı Ama hastalığı yineleyince 1927-30 yılları arasında aralıklı olarak Atina ve Girit'teki çeşitli sanatoryumlarda yattı Bu sırada bol bol kitap okuma olanağı buldu Sağlığına kavuşup hastaneden çıkınca Atina'ya dönerek bir işçi örgütüne girdi İki yıl boyunca bu örgütün sanat etkinliklerini üstlenen Ritsos şiir dinletileri düzenledi, oyunlar sahneledi Daha sonra bu örgüt içindeki çalışmaları sırasında tanıştığı bir yayınevi sahibinin yanında düzeltmenlik ve redaktörlük yaptı

İlk şiiri yayımlandığında Ritsos 18 yaşındaydı Hastanede yattığı dönemde çeşitli dergilerde şiirlerini yayımlamayı sürdürdü 1934'te basılan ilk kitabı To Traktefi ("Traktör") 1935'te / pyramides ("Piramitler") ve 1936'da Epitaphios ("Mezar Yazıtı") kitapları izledi Bu yıllarda Yunanistan'da general İoannis Metaksas anayasayı yürürlükten kaldırmış, parlamentoyu dağıtarak bir diktatörlük kurmuştu Ritsos'un ilerici bir dünya görüşüyle yazdıklarından rahatsız olan Metaksas şairin bu son kitabını Atina'daki Zeus Tapınağı'nda törenle yaktırdı
Ritsos II Dünya Savaşı çıktığında sağlığına tam olarak kavuşamamıştı Savaş süresince Atina'da kaldı ve hasta olmasına karşın durmaksızın şiir yazdı
Yurdunu işgal eden Almanlar'a karşı direnen örgütlerden biri olan Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne (EAM) 1945'te katılan Ritsos, Kuzey Yunanistan'daki birliklerde çeşitli görevler üstlendi Makedonya Halk Tiyatrosu' nun çalışmalarını yönlendirdi Savaşın sona ermesi üzerine Atina'ya dönerek bir yayınevinde çalışmaya başladı
Bu yıllarda, EAM'ın II Dünya Savaşı sonrasında yönetime yeniden kralın gelmesine karşı çıkması üzerine başlayan iç savaş sürmekteydi Bu siyasal ortamda Ritsos 1948'de tutuklanarak 1952'ye kadar Limni, Makronisos ve Ayios Staratis adalarında sürgünde yaşadı 1952'de özgürlüğüne kavuşunca Atina'ya dönen Ritsos, iki yıl sonra, Sisam'da doktorluk yapan Falitsa Yor-giadis'le evlendi
Şiirleri birçok yabancı dile çevrilen Ritsos 1955-67 arasında çok sayıda şiir kitabı yayımladı 1956'da Ay Işığı Sonatı {Sonata tu selinophotos) adlı yapıtıyla Ulusal Yunan Şiir Odülü'nü kazandı 1967'de albay Georgios Papadopulos ve arkadaşlarınca gerçekleştirilen askeri darbe sonunda demokrasi kesintiye uğrayınca Ritsos da tutuklandı 1970'e kadar Yeros ve Leros adalarında sürgün yaşadı 1972'de askeri cunta yönetiminde göreli bir yumuşama başlayınca son yıllarda yazdığı şiirlerini yedi kitapta topladı Aynı yıl Knokk-le-Zout Büyük Şiir Odülü'nü kazandı Ayrıca Mainz Bilimler ve Edebiyat Akademisi'ne üye seçildi Bu ödüller ve onurlandırmaları 1974'te Uluslararası Dimitrov Ödülü, 1976'da Uluslararası Etna-Taormina Şiir Ödülü, 1977'de Lenin Ödülü, Selanik ve Birmingham üniversiteleri "onursal doktora" dereceleri izledi
Ritsos'un şiirlerini dört döneme ayırarak inceleyebiliriz İlk şiirleri kişisel, toplumsal ve siyasal yaşantılar arasında bağ kurmaya çalıştığı, yetişme dönemi de diyebileceğimiz dönemin ürünleridir 1930'ların sonlarını kapsayan ikinci dönem şiirlerine yalın bir dil ve lirik bir anlatım egemendir Üçüncü döneminin şiirleri Alman işgalini, iç savaşı ve sürgün yıllarını kapsar Ritsos sanat yaşamının son dönemine "dördüncü boyut" adını vermektedir ,
Ritsos'un birçok yapıtı dilimize çevrildi Boyun Eğmeyen Ülke (1983), Umarsız Pene-lope (1983), Şiirler (1983), Yaşlı Kadınlar ve Deniz (1984), Alışkanlıklar da Değişir (1984), Parantezler (1986), Dikkatli Ariostos (1987), Helena Nöbetçi (1988), Graganda (1989), bunlardan bazılarıdır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|