10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yükselt Sevginin Meşalesini/Poyraz Vurgun
Nasılda esiyor bahar yelleri  Neler getiriyor uzaklardan? Tomurcuklar patladı haberin var mı? Baktın mı hiç yakından? Dokundun mu? Dayanıp bir ağaca, koyup elini gövdesine hissettin mi? Duydun mu yeniden canlanışını doğanın? Kuytularda kekikler yeni doğmuş bebektir şimdi ve dereler mırıldanıyor yüksek karlı dağların aşk türküsünü 
Şimdi sen yürürken kafanda hayatın bin bir türlü derdi-yüküyle bükme öyle başını, çıkartma kamburunu ne olur Bakma öyle ayak uçlarına herşey bitmiş gibi Belki de düşündüğün gibi ters gitmeyecek, haydi kaldır başını, haydi bırak endişelenmeyi de YÜKSELT SEVGİNİN MEŞALESİNİ!
Yalnızlığını hissediyorum, tam da baharın bu ılık esintileri içinde elele geçerken önünden aşıklar Hep koşullu aşklara dayanmış tecrübelerin, bitmiş ilişkilerin mi acıyor şimdi içinde? Duyumsuyorum yüreğinin tenden öte bir aşka olan özlemini Hatıraların canlanırken ruhun kaçıyor acısından geçmişin  Ya da belki  birlikteyken, onunlayken dahi yalnız hissedişin kendini  ruhunu anlamayan bir sevgili hiç olmasa daha iyiydi belki  Acırken şimdi için, tam da bu zamanda bütün hatıraların içinden fışkırıp gelsin, ayakta kalmanın gururu ile kalkıp dans et ulu orta, haydi YÜKSELT SEVGİNİN MEŞALESİNİ!
İşler ters gidiyor bazen evet  Kayıplar veriyoruz sevgili Tutunduğumuz şeyler bir bir kayıyor elimizden  Eşler gidiyor, işler gidiyor, para gidiyor, sağlık gidiyor ve ulu orta burdayız işte  Eriyen sabundur hayat, bitecek elbet  Ama giderken, bir bir kaybolurken sahip olduklarımız, geriye adam olmuş bir biz kalıyoruz Biliyorsun işte, tutunacak bir tek şey var, o da kendinsin Bak ne kadar hayırlı bir şey bu, artık bilmişken tutunacak hiç bir şeyin olmadığını, bulmuşken kendini bütün kuvvetinle, sarılabileceğin bir tek kendin olduğunu anladığında uyanıveriyorsun Farkındalığının kutsallığına sıkıca sarılarak YÜKSELT SEVGİNİN MEŞALESİNİ!
Şimdi salya sümük içinde, bir simite hasret çocuklar var yurdumda Ve Afrika'da kocaman başları, şiş karınlarıyla mama bulamayan bebeler Evsiz barksız kalmışlar karda kıyamette, sana ne oluyor, hiç değilse başında bir çatı, altında yatak var Ve vururken dalgalar çekik gözlü
kardeşlerini, ve deprem canlı canlı gömerken aile fertlerini toprağa, ve savaş cığlıklarıyla yükselirken dualitenin azgın sesi, biraz daha, biraz daha YÜKSELT SEVGİNİN MEŞALESİNİ!
Sen umudusun dünya ananın, güneşin, ayın, evrenin Bütün duygu
ve hislerinle neyi seçersen o olacak Kıyametse kıyamet, barışsa barış,
dramsa dram  Mutluluksa mutluluk Senin ellerinde bahar yelleri, senin
iradende oynayacak çocuklar, senin yüreğinde gün ve gece  
Tek bir yürek tek bir canız, ne eksik ne fazla ne de azız  Asya'da atar bir yanımız ana toprağı  bir yanımız Afrika beşiği insanlığımızın, sarıya çalar kimimiz; kuzenindir Avrupa Amerika öte taraf, hepsi hısım akraba Dik tut başını, sağlam bas ayaklarını yere Şimdi tam zamanıdır:
YÜKSELTELİM SEVGİNİN MEŞALESİNİ!
|
|
|