Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler > Hazır Mesajlar & Güzel Sözler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
rengimiz, yok

Bizim Rengimiz Yok Ki !!

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bizim Rengimiz Yok Ki !!




Al eline bir fırça boya şimdi boyayabilirsen
Bizim bir rengimiz yok ki!!

Günler geçtikçe cümleler kısalır sandıkça hepsi uzamaya, bu aşksa kısalmaya başladı Kalemim bu defa senin için köreliyor

Bana tarihi anlatma!
Ben çoktan geçtim geçmişin bıraktığı izlerden
Sahi sen kimdin ve ne zaman gelmiştin?

Ömrüm…
Kara kaplı bir defterin ilk sayfaları
kadar tozlu,
ucundan kan damlayan bir bıçağın körelmiş kısmı
kadar işlevsiz…

Her gece damarlarımdan akan kanı durdurabilmek uğruna, savaş veriyorum kendimle Toplu iğne ucunda yaşanmış ‘hayat’ kırıntılarından, dizlerimi kanatan aşk yenilgilerinden kaçabilmek uğruna var gücümle çalışıyorum Kelimeleri birer birer yaslıyorum adının kazındığı kalem uçlarına Benden çok sana ait olan duygu sarhoşluklarını köreltiyorum uzadıkça cümleler, uzadıkça bu aşk

Ankara’nın daralan, genişleyen, sonra yeniden daralan sokaklarında adım adım seni kazıyorum düşüncelerime Elimde, yakıldığı zamanı unutulmuş bir sigara, sanki her son nefeste bir ilk gibi çekiyorum seni içime

Durmadan…durmadan…dur(a)madan! !!
Sınırlarımı zorlayarak gelmiştin ve yine sınırlarımı zorlayarak işte gidiyorsun sanal dünyadan
Öznesini ve yüklemini sıkı sıkı tut bu aşkın demiştin bir defasında hatırlıyor musun? Bu yüzden her cümlemde bu aşkın bir eylemi, varlığınınsa bir zamiri oldu
Günler geçtikçe cümleler kısalır sandıkça hepsi uzamaya, bu aşksa kısalmaya başladı Kalemim bu defa senin için köreliyor

Her aşk arkasında, kiminde ucu kırık, kiminde henüz işlenmemiş, kimindeyse gittikçe küçülen çürümüş bir odun parçası bıraktı Şimdi hepsi bir kenarda durmuş yüzüme yazıyorlar kayıp giden bir tarihin bütün cümlelerini Kendi senaryolarımın şaşkınlığında, gerçek ve yalan arasında, ayıklamaya zorluyorlar ‘hangisiydi?’ sorusunun cevabını

Meğer sonradan dönmek ne zormuş aşkın eski, kalın ve tozlu kütüğüne Meğer sonradan düşünmek tüm ayrıntılarıyla bir paylaşımı, ne kadar can-a kast bir halmiş!
Yapay uzantılara hiç layık görmedim ben seni Doğaldın Doğal yazılmalıydın O akşam elime ilk defa dokunup ‘merhaba’ dediğin zamana layık kalmalıydın Öylesine içten, öylesine huzurlu ve öylesine…

Bana ‘beklemek nedir?’ anlatma!
Ben çoktan anladım, beklemenin
alfabenin ilk harfinden çok,
son harfi olduğunu…

Mercan setlerini bilirsin Denizlerin ciğeridir Boyları bir santimetreden fazla değildir; ama yan yana geldiklerinde, adaların ve kıta sahillerinin etrafında kilometrelerce bir alanı kaplarlar Biz seninle hiç yan yana gelemedik Gelsek de yan yana durmayı beceremedik

Onlar, bitkilere benzeyen hayvanlar ve hayvan gibi davranan bitkiler Fakat sen de bilirsin ki suyun altında farklılık, kimi zaman çok da bir anlam ifade etmiyor Tıpkı senin varlığının artık yoklukla bir olup bir anlam ifade etmediği gibi!

Üzgünüm Bu seçim benden çok sana ait Biliyorum, ben mercanlar gibi olamadım Çünkü onlar bir kaya kadar sertler

Ancak gün geçtikçe mercan alanları küçülüyor Çünkü mercan setleri artık renklerini yitiriyor Bir zamanlar sen de benim rengimdin Uzun ayrılık günlerinden sonra kısa bir buluşmayla griye dönen ruhumu, tek bir bakışla renklendirendin Oysa şimdi, mikroskobik yosunların mercanları terk etmeye başladığı gibi, sen de beni terk ediyorsun

Neden mi?
Nedeni yok, nedenleri var
Belki de ikimiz de mercanların hepsinin eşit olmadığı gibi eşit değiliz ve ikimiz de onlar gibi çevre(!) koşullarından farklı biçimde etkileniyoruz

Anlayacağın, deniz suyu sıcaklığının 20-29 derece olması ve deniz dibinde kayaların bulunması gerekirken; biz de bu koşulları sağlayamadık ve onlar gibi küçülmeye başladık seninle Ama asıl zorunlu olan ne biliyor musun? Deniz suyunun çok berrak ve temiz olması… bizimki belki de daha en başından bulanık ve kirliydi

Denizim…
Derin bakışlı derinliğim
Coğrafyamın gökyüzü renkli çocuğu…
Anla diye değil; anlama diye yazıldı
bu ucu körelmiş kalemden,
kelimeleri parçalayarak yazılan yazılar!

Çok mu beklenmedik bir anda yakalandım siyah beyaz resimlerin ruhumda açtığı boşluğa, bilmiyorum ama; yine beklenmedik bir itirafla çekip gidiyorum kara sularından

Telaşlı ve ürkek bakışlarınla,
titreyen yazılarıma gelip konuk olan bedeninle,
yaralarıma yaramaz gözlerle bakan tuza sevdalı yüreğinle,
ilk tutulduğum deniz sendin Ve şimdi bana,
yüz altmış karaktere sığdıramadığım ‘elveda’ sözcüğüyle,
aşkından körelmiş deniz kokan bir kalemi, doyamadığım tenine mühürleyip çekip gitmek düşüyor hayatından
Biliyorum ki; o renk senin için tutku; benim içinse ayrılık demek!


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.