Prof. Dr. Sinsi
|
Tarihi Gelişim İçinde Mezopotamya Sanatı
Tarihi Gelişim İçinde Mezopotamya Sanatı
Mezopotamya
Avcılıktan çobanlığa ve tarıma geçiş, 5 bin ile 4 bin yılları arasında Asya’nın geniş toprakları üzerinde cereyan etmiş olmalıdır (Herbert Kühn, “Der Aufstieg der Menschheit, S 82) Bu kültür değişimi, Akdeniz ile Basra Körfezi arasındaki yörelerde ve İran’da görülüyor Böylece avcılıktan çobanlığa ve tarıma geçişin yalnız bir yörede olduğunu düşünmek yanlıştır Bu kültür değişiminin birçok çağları içine aldığı son incelemelerden anlaşılmaktadır

Mezopotamya’nın genel görünüşünde en eski olanı Sakçegözü kültürüdür İ Ö 5 000 ile 3 700 yılları arasında bu kültürün eserleri doğmuştur Sakçegözü kültürünün eserlerine Suriye’de de rastlanmıştır Daha 4 000 ile 3 000 yılları arasında yüksek bir kültürün ölçüsü olarak kabul edilen köyler, kentler ve kent devletlerinin kurulduğunu ve büyük buluşlar arasında sayılan sabanın yapıldığını, şimdiki Arabistan hurmasının ve hatta üzüm bağlarının yetiştirildiğini yapılan kazılardan anlıyoruz
Tel Halaf’in kültürü (5500- 4500) yayılır ve bütün Yakın-doğu’da etkisini gösterir Bu dönemde Irak’ın güneyine insanlar yerleşmeye (Eridu) başlar Daire planlı ve tonozlu, bazen uzun bir düz koridorla girilen, duvarları pişmemiş tuğladan yeni bir yapı mimarisi ortaya çıkar; kasabalarda bazı yollar taşlarla döşelidir Çok çeşitli biçimlerde seramik eşya yapılır; kırmızı, siyah veya çok renkli geometrik süslemeler eşyanın neredeyse her yanını kaplamıştır
M Ö 3 700? ile 3 300? arasında açık özellikleri olan Tell - Halaf kültürü’nün yer aldığını görüyoruz Tell - Halaf kültürü erken bir taş-bakır çağıdır İ Ö 4 000 yıllarında bakır kullanılmış, fakat demir ve bronz görülmemiştir Ayrıca bu çağdaki kazı eşyalarının üzerinde gamalı haç motifi de vardır
Mezopotamya’nın bu çağdaki resimlerinde, avcılık kültürünün sembolleri kullanılmıştır Oysa bu çağın süslemeleri tamamen soyuttur Bu soyut biçimler arasında çift baka, boynuzlu boğa ve yatan sığırlar gibi motifler izlenebilmektedir Kadın idoller de kare biçiminde stilize edilmiştir
Bu çağ içinde, tarım kültürünün en eski sembolleri de görülmektedir Bunlar: Ana tanrıça, kutsal sığır olup bunların yanında ender olarak ilk silindir mühürler vardır
Bu silindir mühürler mülk damgaları, işaretli muskalar ve nazarlıklardır Bu kültüre Mezopotamya’nın güneyinde hiç rastlanmamıştır
El-Obeyd kültürü (4500-3750), basit geometrik desenli, standartlaştırılmış ve seri üretim halindeki çömleğin yayılmasıyla dikkat çekmektedir Aynı dönemde ev ve ambarların yanında, tapınak veya seçkin tabakalara ait olabilecek geniş bir yapı görülmeye başlar Geometrik desenli taş veya pişmiş kil mühürlerin sayısı gitgide artar
Tell-Halaf kültürünü El Obeyd kültürü izler (3 300 - 3 100), Bu çağda bakırdan yapılmış hayvan heykelleri yanında, tarımın o sıralarda yapılmakta olduğunu iyice açıklayan kilden yapılmış orak, taştan balta, gene taştan yapılmış aletler, bakırdan iğneler ve düz baltalar görülmektedir Bu çalışmalar sırasında, toprak tanrısının sık sık yılan biçiminde sembolleştirildiğini görüyoruz El Obeid kültürü içinde en ilgi çeken yeni buluş, kapların turnike denilen dönen çömlekçi tezgâhlarında imal edilmesidir
Turnikede yapılan bu kapların biçim güzelliği ilgi çekmektedir Bu çağın kültürel, politik ve dini görüşleri üzerinde yeteri kadar bilgi mevcut değildir
Uruk dönemi (3750-3200), bu dönemden sonra gelir Kentleşme hızlanır Dokuz kilometrelik çevresiyle Uruk şehrinin nüfusunun 10 000’i bulduğu sanılmaktadır Anıt mimari, pişmiş tuğlalardan yapılmış yüksek bir teras üzerinde yükselir; binaların önyüzleri, çok renkli taş parçalarıyla süslenmiştir: bunlar, en eski mozaiklerdir Fırat kıyısında, 20 ha üzerine kurulu Hububa-Kabira sitesi, konut ve din merkezi, sokaklar boyunca sıralanmış evleri, kare biçimi kulelerle tahkim edilmiş surlarıyla, yeni bir kültürün ışıltısını yansıtmaktadır
El Obeid kültürünü Uruk kültürü izler (3l00-2900) Bu ad, kazı yeri olan Uruk’a atfen verilmiştir Bugün buraya Varka denilmektedir Yeri Mezopotamya’nın güneyindedır Ur’a yakındır Bu çağda evler, henüz güneşte kurutulmuş tuğlalar ile inşa ediliyordu Evlerin döşemesi ise, balçık çamurunun yerlere yayılarak dövülmesi ve kurutulması ile sertleştirilerek yapılıyordu Damlar, hasır ve kamıştandı Bu çağda toprak kapların pişirilmesi için, ayarlanabilen fırınlar imal edilmişti
Mezopotamya’nın yüksek kültürü, kent, ve yazının icadı ile ticaretin başladığı Cemdet-Nasr çağıdır (2900-2600)(3300-2900) Yazılı levhalar ve turnikede imal edilerek pişirilmiş kaplar, hep bu çağın eserleri arasında görülür Turnike’nin Avrupa’da Latöne kültürü (M Ö 400-50) çağında görüldüğü dikkate alınırsa, hemen anlaşılır ki Asya, kültür bakımından ne kadar önce uygarlık yoluna girmiştir Cemdet-Nasr kültürünün en ilgi çekici özelliği, renkli keramiğin ilk olarak bu zamanda yapılmasıdır
Madenlerden, altın, gümüş ve bakırdan döğme işleri de yapılmıştır Çinko ve nikel bu çağda henüz görülmemektedir Ticaret geliştiği gibi, ticari kayıtların yapıldığı da yazılı levhalardan anlaşılmaktadır ibadet, kurban adamakla yapılıyordu
|