![]() |
Tecahül-İ Arif |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tecahül-İ ArifTecahül-i Arif Bilinen bir şeyi, bilmez görünerek anlatmadır ![]() ![]() Diğer bir tanımla: Nükte yapmak için veya bir anlam inceliği yaratmak, şairin gayet iyi bildiği bir şeyi bilmiyor görünerek söz söylemesine tecahül-i arif denir ![]() Şair, bu sanatı yaparken çoğu kez mübalağa (abartma) ve istifham (soru sorma) sanatlarından faydalanır ![]() Sen güneş misin ha? Kaya mısın yoksa su mu? Giderken Bunca can Susmuşsun da Sanki var mısın? Yukarıdaki örnekte ozan onun güneş, kaya, su ya da var olup olmadığını bilmemesi olanaksız olduğu halde bilmez görünüyor * Çördükler, cevizler, iğdelerin Gidin bakın gölgeleri orda mı? (Cahit Külebi) * Benim mi Allahım bu çizgili yüz? (Cahit Sıtkı Tarancı) *Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer? (Ahmet Haşim) * Su insanı boğar, ateş yakarmış Her doğan günün bir dert olduğunu İnsan bu yaşa gelince anlarmış (Cahit Sıtkı Tarancı) * Altında mı üstünde midir cennet-i âlâ Elhâk bu ne halet, bu ne hoş âb ü hevâdır (Nedim) Şair İstanbul’u övmek için yazdığı bu dizelerde “Altında mı üstünde midir güzel cennet/Doğrusu bu ne hoş durum, bu ne hoş su ve havadır” diyor ![]() ![]() Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım Kurbanın olam var mı bunda benim günâhım (Nedim) *Haberin var mı taş duvar, Demir kapı, kör pencere Yastığım, ranzam, zincirim Haberin var mı? Görüşmecim yeşil soğan göndermiş Karanfil kokuyor cıgaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin… (Ahmet Arif) |
![]() |
![]() |
|