10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Minos Sanatı Dönemleri
Minos Sanatı Dönemleri
Anadolu kökenli olduğu sanılan ve bronz işçiliği tekniğini bilen halkların gelişiyle belirginlik kazanan bir dönemdir
Girit uygarlığı III binyılın sonuna doğru doğduysa da, gerçek sıçrama ve atılımını M Ö 2000 yıllarında adanın Knossos, Phaistos, Malia ve Zakros gibi bazı sitelerinde yapılan saraylarla gerçekleştirmiştir Saraylar ve bunların başlıca merkezlerini oluşturduğu www frmsinsi net/ yeni uygarlık, şüphe yok ki bir ölçüde Doğu ve Mısır uygarlıklarından etkilenmiş, ama gerek mimaride gerek fresk sanatında ve küçük eşyalar yapımında özgün anlatım tarzları hızla ağırlık kazanmaya başlamıştır
Kazılar, sarayların iki ayrı dönemden geçtiğini göstermiştir Bu iki dönemi birbirinden ayıran olayın MÖ 1700 dolaylarında meydana gelen bir deprem olduğu sanılmaktadır
Birinci dönemde, seçkin sınıfa ait bu konutlarda hükümdarlar, aileleri ve saray erkanlarıyla birlikte lüks içinde yaşarlardı Merkeziyetçi küçük bir monarşi olan Girit’te, her saray komşularıyla iyi ilişkiler içinde, kavgasız gürültüsüz geçirirdi Büyükçe bir kentin ortasındaki saray, dikdörtgen biçiminde büyük bir avlunun etrafında kuzey-güney doğrultusunda şekillenirdi Batıda siyasi ve dini etkinliklerin yürütüldüğü resmi daireler, kuzeyde özel daireler, doğuda yedek yiyecek depoları, güneyde ise bir sarnıç sistemi yer alırdı Günlük hayatın bütün ihtiyaçları mimar tarafından, plana ve yüksekliğe göre dikkate alınır ve sağlanırdı; çünkü saraylar tek katlıydı
İkinci dönemde, yani M Ö 1700 yıllarına doğru, bu yapı tipi büyük çapta genişletilip zenginleştirildi Knossos Sarayı örneğinde görüldüğü gibi, daha karmaşık bir plan çerçevesinde binaya çok sayıda koridor yapıldı, katlar çıkıldı, bunlara ulaşmak için merdivenler ve www frmsinsi net/ ustaca yerleştirilmiş ışık bacaları eklendi Ayaklar ve sütunlar, çeşitli fresklerle süslenmiş duvarlar da bu dönemin özellikleri arasındadır
Sanat; hayatı yakından izlediği için, Minos uygarlığı saraylarında sanatçı atölyelerine de yer verilmeye başladı Knossos’ta taş ve tahta işlemeciliğinin ve bir metalürji fırınının izlerine rastlanmıştır Çömlekçiler ilk saraylarda ayak çarkının da devreye girmesiyle « Kamares » diye bilinen çokrenkli üslubu yarattılar Daha sonraları, ikinci saraylarla, süslemeler de freskler gibi, doğa manzaralarını taklit etmeye başladı Ne yazık ki, Minos yazısı (ister hiyeroglife benzer bir yazı, ister çizgisel bir yazı sistemi olan Lineer A olsun) henüz çözülememiştir
Bronz ve fayans ustaları gibi gerçeği büyük bir dikkatle gözle fildişi ustaları da, küçük boyutlu biçimleri tercih ettiler
Alıntı
|
|
|