Deyimlerin Genel Özellikleri |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimlerin Genel ÖzellikleriDeyimlerin Genel Özellikleri a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz Meselâ “yüzün ak olsun” yerine “yüzün beyaz olsun” denilemez, “ocağına incir ağacı dikmek” yerine “ocağına çam ağacı dikmek” denilemez, “ayıkla pirincin taşını” yerine “ayıkla bulgurun taşını” denilemez, “dilinin altındaki baklayı çıkar” yerine “dilinin altındaki şekeri çıkar” denilemez, “tüyleri diken diken ol-” yerine “kılları diken diken ol-” denemez Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi Araya başka kelimeler girebilir: “Başını derde sokmak” Başını son günlerde hep derde soktu b) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır Az sözle çok şey anlatırlar: “Çam sakızı çoban armağanı”, “dili çözül-”, “dilinde tüy bit-”, “dilini yut-” c) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar Bu özellik deyimi mecazdan ayırır 1 Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar: ağzı açık, kulağı delik, eli uzun, kaşla göz arasında, bulanık suda balık avla-, dikiş tutturama-, can kulağı ile dinle-, köprüleri at-, pire için yorgan yak-, pişmiş aşa su kat-, kafayı ye-, aklı alma-, akıntıya kürek çek-, ağzı kulaklarına var-, bel bağla-, çenesi düş-, göze gir-, dara düş-, 2 Ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara yada öykücüklere dayanır Yorgan gitti, kavga bitti Dostlar alışverişte görsün, Çoğu gitti azı kaldı, Allah bana ben de sana, Atı alan Üsküdar’ı geçti, Tut kelin perçeminden, Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı, Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?, Ne şiş yansın ne kebap, Fol yok yumurta yok d) Deyimler özel anlamlı sözlerdir Deyimler genel yargı bildirmezler Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir Öğütte bulunmazlar Atasözleri ise genel anlamlı sözlerdir Ders vermek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır Deyimle atasözünü ayıran en önemli nitelik budur Meselâ: “İşleyen demir ışıldar” atasözüdür Çalışmanın önemini anlatmaktadır Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir e) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, abayı yakmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok yumurta yok, hem nalına hem mıhına, ne şiş yansın ne kebap, ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var? Bazı deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır: Çoğu gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı sağ olsun f) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir: Üzüntüsünden ağzını bıçak açmıyordu (Yüklem) Damarıma basmadan konuşamaz mısın? (Zarf tümleci) Aslan payı ona düştü (Özne, isim tamlaması) O, dik kafalı biridir (sıfat tamlaması, sıfat) g) Kafiyeli deyimler de vardır: Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı 5 TERİM ANLAM Bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili bir kavramı karşılayan kelimelere terim denir Terimlerin anlamları dar ve sınırlıdır Örnek: “Ekvator” kelimesi tek bir anlama gelir ve tek bir nesneyi karşılar Örnek: kök, mısra, muson “yüklem, özne, kök, zarf”, dil bilgisi terimleri; “üçgen, daire, çap”, kelimeleri de geometri terimleridir Terimler halkın söz varlığında yer almaz, ama halk ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır Örnek: “Budala” kelimesi halkın söz varlığında aptal, anlayışsız, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu kelime psikolojide belli bir zeka seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir Terimler, genellikle gerçek anlamıyla kullanılan sözlerdir Terimlerin, mecaz anlamı, yan anlamı, deyim anlamı yoktur Boğaz’ı geçip Karadeniz’e ulaştık Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur Ağacın kökleri çok derinde Üçgenin iç açıları toplamı 180′dir |
|