Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, hakkında, kızılderili, mitolojisi

Kızılderili Mitolojisi Hakkında Bilgi

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kızılderili Mitolojisi Hakkında Bilgi




Kızılderili mitolojisi hakkında bilgi

Gökteki yildizlar: Ayinin Pesinde!

Avci, balikçi, çiftçi gibi, geçimlerinin topraktan ya da denizden saglayan bütün insanlar hava, yildizlar ve mevsimlere iliskin bir seyler bilmek zorundadir Her çesit üretim çabasi dogrudan dogruya doga tarafindan yürütülür ve bunlarla ugrasan insanlar bu gerçekleri bilir Kuzey Amerika Kizilderililerinin büyük törenleri mevsimden mevsime yapilir Bazi törenler mevsimden mevsime yapilir

Bazi törenler mevsim dönenceleri ve gece-gündüz esitligi temeline dayanir,digerleri de gökyüzündeki bazi yildizlar ya da yildiz kümelerine iliskindir Bazi nedenlerden dolayi,Kuzey Amerika Kizilderilerinin yildiz bilimleri kaybolmustur Ilk neden törenler için karar verme yetkisinin,yalnizca rahiplerin açiklayabildigi gizli sirlara bagli kalmasi,rahiplerin de bu sirlari,yalnizca kendilerinden sonra rahip olmak üzere yetistirdikleri kimselere söylemesidir Ikinci neden Kizilderilililerin bildigi bir çok burç ve takim yildizinin Avrupa bilgilerinde karsiliginin bulunmamasidir Üçüncü neden de, Kizilderilileri inceleyip bilgi derleyen kimselerden birçogunun, kendi kültürlerinin astronomisine iliskin hiçbir sey bilmeyen, sehirli sade vatandas olmalaridir

Muskuakiler(Sari toprak insanlari), ya da Tilkiler, kendileriyle birlikte olan Saukalarla(Kizlil toprak insanlari) birlikte Avrupalilarin akinlari ve Irokian saldirilari sonucunda daha batiya dogru sürülen ve Algonkian, dilini konusan Kizilderili topluluklari arasindaydilar Verimliligi ve nehirlere yakin olmasi nedeniyle seçtikleri asil topraklarinda Tilkiler, kemerli, hasir kapli çadirlardan ve yazlari kullanmak üzere, etrafi misir tarlalariyla çevrili, agaç kabuklarindan yapilmis evlerinden olusan bir köy kurdular

Misir ektikleri tepelerin arasina fasulye ve kabak ektiler ve hasat ettikleri ürünleri kurutup kisin kullanmak üzere depoladilar Baska kabilelerde, özellikle Algoniakan Dili'ni konusan diger gruplarda da bu ayiya ve onu avlamaya çalisan avcilara iliskin, benzer öyküler bulunmaktadir Bu öykü, "Derler ki, bir zamanlar…" gibi baslayan kaliplasmis öykü açilislarinin güzel bir örnegidir

Böyle bir baslangiç, anlatilacak olan öykünün içinde, öyküyü anlatan kimsenin kisisel gözlem ve deneyimlerinin bulunmadigi, belirtilmektedir Bu öyküde,"küçük öyküler"den daha çok, büyük destanlarda daha sik kullanan kaliplasmis öykü kapanislarinin da iyi bir örnegi bulunmaktadir Asagida sizlere sunacagim öykü,daha uzun ve büyük bir gerçek olusum öyküsünün,belki de yalnizca bir parçasidir ve asil uzun öykünün diger parçalari kaybolmus olabilir

***

Derler ki, bir zamanlar, çok eskiden, kisin ilk aylariymis Bir gece önce kar yagmis ve bu ilk kar ertesi gün, yerde öylece taptaze duruyomus Günün ilk isiklariyla birlikte, sabahleyin erkenden üç delikanli avlanmaya çikmislar Delikanlilardan biri, adi SIKI TUT olan köpegini yanina almis

Nehir boyunca dolasip, küçük koruluklara girmisler ve sonra fundalik, çalilik ve agaçlarin daha bodur ama kalin oldugu bir tepenin yamacina gelmisler Burada çaliliklarin arasinda dolasirken genç avcilar bir iz bulmuslar ve bu izi takip etmeye baslamislar Izler onlari tepenin yamacindaki bir magaraya götürmüs Böylece bir ayi ini bulmuslar

"Hangimiz içeri girsin de ayiyi sürüp disari çikarsin?" diye birbirlerine sormuslar genç avcilar Sonunda en büyükleri "Ben girerim" demis, dizlerinin üzerinde emekleyerek ayinin inine girmis ve ayiyi sürüp disari çikarmak için yayiyla onu dürtmeye baslamis Bir süre sonra magaradaki genç, arkadaslarina "GeliyorGeliyor…"diye seslenmis Ayi kendisini zorlayan avcidan kurtulmus ve kendisini magaranin disina atmis

Avcilar da onun pesinden gitmisler "Bakin!" diye bagirmis en gençleri "Bakin, ne kadar da hizli gidiyor Kuzeye dogru, soguklarin geldigi yerlere gidiyor" Genç avci, ayiyi çevirip digerlerine dogru sürmek için hayvanin pesimden kosup uzaklasmis Ortanca avci, "Dikkat!" diye bagirmis "Iste geliyor ! Doguya, ögle zamaninin geldigi yere dogru gidiyor Kosun kardesler Gittigi yer iste orasi"

O ve küçük köpegi de, ayiyi geri çevirmek için olanca hizlariyla batiya dogru kosmuslar Genç avcilar ayiyi kovalarken en büyükleri egilip söyle bir bakinmis"Oooo!" diye haykirmis "Altimizda Yeryüzü Büyükannemiz var Bu ayi bizi gökyüzüne dogru götürüyor Haydi kardesler, çok geç olmadan geri dönelim"

Ama artik çok geç olmus, gökyüzü ayisi onlari çok, çok yükseklere götürmüs Sonunda avcilar ayiyi yakalayip öldürmüsler Akçaagaç ve somak dallarini üstüste yigmis ve bu dal yigininin üstünde de ayiyi parçalara ayirmislar Akçaaagaç ve somakan sonbaharda kan kirmizisina dönüsmesi iste bu nedenledir Daha sonra avcilar ayaga kalkip hep birlikte ayinin basini dogu yönüne atmislar

Simdi, kisin, sabahleyin erkenden, tanyeri agarmadan az önce ufkun hemen altindan ayi basini andiran bir takimyildizi kümesi belirir Daha sonra da avcilar, ayinin omurga ve belkemigini uzaklara, kuzey yönüne atmislar Kis ortasinda, gece yarisi eger kuzey yönüne bakarsaniz, orada yildizlarla sekillenmis olarak ayinin omurga ve belkemigini görürsünüz Yilin herhangi bir zamaninda gökyüzüne bakacak olursaniz, kare seklini olusturan dört parlak yildiz ve onlarin arkasinda da üç büyük parlak yildiz ve bir de küçük donuk bir yildiz görürsünüz Dört yildizdan olusan kare, ayi, bunlarin pesindeki üç yildiz, o üç delikanli ve belli belirsiz görebildiginiz o küçük yildiz da SIKI TUT adindaki o küçük köpektir

Bu sekiz yildiz, gökyüzü boyunca bütün sene birlikte dolasir durur ve öbür yildizlarin yaptigi gibi asla dinlenmeye çekilmezler Avcilar ayiyi yakalayincaya kadar, kendileri ve küçük köpek, asla durup dinlenmezler Öykü de burada biter……

Dil bilimsel metin, William Jones tarafindan banda alinmisTruman Michelsin tarafindan çevrilmis ve gözden geçirilmistirBknzBoas,Amerika Kizilderilileri Dilleri El kitabi , Bölüm1, Amerikan Etnoloji Bürosu Bülten 40,Washington ,DC,Hükümet Basin Dairesi,1911

Kizilderililerde Burçlar ve Sifa Çemberi

Doganin döngüleriyle içiçe geçmis bir burç sistemi

Bögürtlenin Olgunlasma Dönemi

[23 Temmuz - 22 Agustos]

Bu köseyi hazirlama amaci alisilagelmis burçlardan ve etkilerinden bahsetmek degil tersine dogayi gelismis bati medeniyetlerinden çok önceleri anlamis ve ona saygi göstererek yasamlarini sürdürmüs olan Kizilderililer'in "Dogaya Uyum" felsefesini anlamaktir Bu yazilardan ögrenecekleriniz Kizilderililerin yazi kullanmadan olusturduklari takvimleri, aylari, günleri, doganin insan üzerindeki etkisiyle birlikte rüzgar ve mevsimlerin degisiminin insan yasami üzerine etkileridir Öncelikle "Sifa Çemberi"nin Kizilderililere na ifade ettigini ve hayatimizi etkileyen totemlerden ve aylardan bahsedecegim

Kizilderililer tüm hayatin bir çember etrafinda döndügünü düsünürlerdi Onlar bu çembere saygi duyarlar ve onu hatirlamak için günlük hayatlarinda sik sik ona basvururlardi Çadirlarini, külübelerini daire seklinde insa edip, kamplarinin daire seklinde kurarlardi Toplantilarinda herkes esit haklara sahip esit insanlar olarak bir daire olusturarak otururdu

Eglencelerinde, dualarinda, ayinlerinde daire saklinda dans ederler ve yuvarlak davullar çalarlardi Dans ederken kollarini, ellerini gökyüzüne kaldirarak gögü ve yeri kapsayan daireler çizerlerdi

Yasami dogum - ölüm - yeniden dogumdan olusan bir çember olarak görürlerdi Degisik yaslarda, degisen enerjilerinin akisini saglamak ve kendilerini gelistirmek için kendi yasam çemberlerini tanimayi ve saygi duymayi bilirlerdi Böylece tüm yaratiklarin ve yeryüzünün bir parçasi oldugunu biliyorlardi

Bu çemberi anlamak için, hep onun üstünde yüründügünü düsünmek yeterlidir Belirli bir noktada çembere girilir Bu nokta insana bazi güçler sorumluluklar verir Bu baslangiç noktasi insanin dogdugu ay tarafindan belirlenir Degisik giris noktalari degisik kabilelerin etkisi altinda gerçeklesir

Bu kabileler alisilagelmis aile kabileleri degildir Bunlar unsur kabileleridir, yanlizca insanin belli doga unsurlariyla olan iliskilerini belirler ve bunlar da duragan degildir Çemberdeki hareket noktalari, gökyüzündeki Koruyucu Ruhlarin etkisi altindadir

Sifa Çemberinin özü devinim ve degisimdir Bu bilgiyi kazanan insanlar yasam içindeki hareket alanlarini gelistirmek isteyeceklerdir Yasam çemberinde daha da ilerlemek insan dogasinin degisik görüntüleriyle tanismak isteyeceklerdir Insan kendi yaradilisi içinde tüm yönleri tasir, ama bunlari hissetmek için çemberdeki degisik noktalardan geçmesi gerekmektedir Hiç kimse kendi baslangiç noktasini hayatindaki hatalari için bir özür olarak gösteremez Bunun telafisi çember üzerinde ilerleyerek bilgisini gelistirmekle mümkün olabilir Bazen bu bilgi ve güç insanin içinde vardir

Bazen de insan bu bilgiyi bir hayvani seyrederek ögrenebilir Insan bilgiyi bir tasi, bitkiyi, rüzgari, varolan tüm varliklari ve dogayi izleyerek elde edebilir Kizilderililerin bilgeligi de burdan gelir ve bizim de hersey için çok geç olmadan gözlerimizi dogaya ve onun düzenine dikmemiz gerekli Ondan alacagimiz çok ders var

Dogdugu ay, insanin Sifa Çemberine giris noktasini belirler



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.