Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atılan, felsefenin, kanıtlar, konusunda, ontolojik, ortaya, tanrının, varlığı

Felsefenin Tanrının Varlığı Konusunda Ortaya Atılan Ontolojik Kanıtlar

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Felsefenin Tanrının Varlığı Konusunda Ortaya Atılan Ontolojik Kanıtlar




Felsefenin Tanrının Varlığı Konusunda Ortaya Atılan Ontolojik Kanıtlar

Tanrının Varlığı Konusunda Ortaya Atılan Ontolojik Kanıtlar

Buna varlıkbilimsel kanıt da denir İlk kez Aziz Anselm (1033-1109) tarafından kullanılmıştır Tanrı burada "mutlak olarak mükemmel varlık"tır Varlığı zorunludur Kendisinden daha mükemmeli tasavvur edilemeyen varlıktır Bu durumda düşüncenin en mükemmel konusu Tanrı'dır Ontolojik kanıt denilmesi, Tanrı'nın varlığının Onun var olmasıyla kanıtlanmasından ötürüdür Düşüncede özü itibarıyla varlığı zorunludur, bir an için bile yok sayılması mantıksal olarak imkansızdır Çünkü Tanrı'nın var olmadığını düşünmek, onun en mükemmel bir varlık olmadığını söylemek anlamına gelir, bu ise var olmak niteliğinin eksilmesi demektir Noksan bir varlığın Tanrı olması düşünülemez bile Onun dışındaki var olan şeyler de ona katılarak ondan pay alarak, "varlık" kazanırlar Tanrı, mutlak varlık, mutlak iyidir

O, Platon'un ideasına; yani tümel kavramları gerçek varlık sayan kavram realizmine dayanarak Tanrı'nın varlığını ispatlamaya çalışmıştır Bu doğaldır; çünkü ona göre bilmek, düşünmektir Hakikat de ispat edilerek bilinir Bu anlamda, bilgi, gerçeğe uygunluktur

R Descartes Düşünceler (Meditations)[1] isimli eserinde bu kanıtı şöyle açıklamaktadır:

Ben, en yüce derecede yetkin varlık olan Tanrı fikrini zihnimde taşıyorum Mükemmellik niteliklerinin birinden mahrum olan bir varlık, en yüce yetkin varlık olamaz Öyle ise Tanrı'nın, yani en yüce derecede olgunluğa sahip varlığın, mükemmellik niteliklerinden mahrum olduğunu düşünmek çelişki ortaya çıkarır

Varlık, bir yetkinlik niteliğidir Öyle ise varlıktan mahrum olmak, yetkinlikten mahrum olmak demektir En yetkin varlık olan Tanrı'nın varlıktan mahrum olacağını söylemek, çelişki doğurur O halde, Tanrı'nın var olması, Tanrı kavramının ayrılmaz bir parçasıdır

Sonuç olarak, Tanrı gerçek anlamda vardır

Descartes'in bu kanıtı, bütün maddelerin önüne yerleştirilmesi gerekli olan şu kanıta dayalıdır: Eğer A'nın B'yi mantıken içerdiği açık ve seçik olarak görülürse, A'nın B'yi hakikatte de içerdiği anlaşılır

Buna göre Descartes, mükemmel varlık kavramıyla başlıyor, sonra böyle bir varlık için "varlığını zorunluluğu"nu öne sürüyor; yani bir bakıma "zorunlu varlık"ı orta terim olarak takdim ediyor ve sonunda kavramdan gerçekliğe geçiyor Demek ki Descartes'e göre Tanrı adeta her yarattığı insanın ruhuna "mükemmel varlık" fikrini mühürlüyor

Spinoza ise ontolojik kanıta Ahlak[2] isimli eserinde yer veriyor Ona göre Tanrı hakkında bir fikre sahip olmak bir cevheri algılamaya çalışmak gibi bir olaydır Varlık cevherin anlamına aittir Öyle ise, Tanrı varlığı zorunlu olan bir cevherdir

Leibniz'e göre ise, kudret, ilim ve irade sıfatları varlık kavramı ile tutarlılık oluşturmaktadır Tanrı'yı kendi kendisiyle tutarsız kılacak, yani O'nun bilgi, kudret ve iradesini zorlayacak hiçbir sınırlama bulunamaz O halde, Tanrı fikri mantıken sağlam ve tutarlıdır Buradan "Tanrı zorunlu olarak vardır" tarzında çelişki oluşturmayan bir sonuca gidilir

İslam filozofu Farabi'ye baktığımızda varlığı "vacib" ve "mümkün" şeklinde ikiye ayırarak bu kanıtı Tanrı'nın varlığını ispat için kullandığını görürüz Varlığı zorunlu (yani vacibu'l vucud) olan Tanrı, ilk nedendir Varlığını başka bir varlıktan almadığı için inkar mümkün değildir Mükemmel Tanrı saf düşünce(akıl-intellectus), saf düşünen (akil, intellegens) ve saf düşünülen (makul, intellectum)dir Bu niteliklere sahip olmak O'nu her şeyden ayrı tutmaktadır

Klasik Felsefeciler tarafından savunulan ontolojik kanıt yani varlık bilimsel kanıt yirminci yüzyıl düşünürler olan Charles Hartshorne, Norman Malcolm ve Alvin Plantinga tarafından da savunulmuştur

Anselm'in bu kanıtı geliştirmesi aslında Kutsal Kitap'ta Mezmurlarda var olan Akılsız içinden, "Tanrı yok!" der (Mezmur 14:1) sözü üzerinde yazdıkları ile ortaya çıkmıştır Bu yazıların bulunduğu Anselm'in kitabının orijinal adı Proslogion'dur[3] Bu yazılarında özetle ifade etmek istersek Anselm;

1 Tanrı en yüce mümkün olan varlıktır

2 Tanrı en azından her kesin aklında ya da anlayışında vardır

3 Akılda olan en yüce varlık gerçekte olan en yüce varlık kadar yüce olamaz

4 Eğer Tanrı yalnızca akılda en yüceyse o zaman varlığı mümkün olan en yüce varlık olamaz

5 O zaman Tanrı akılda olduğu gibi gerçekte de vardır

Klasik ontolojik kanıta yöneltilen bir takım eleştiriler olmuştur İlk itiraz Thomas Aquinas'tan gelmiştir Ona göre Tanrı'nın varlığını Tanrı'nın etkinliklerinden anlamak gerekir Alemden yola çıkmak gerekir Bir anlamda psikolojik veya analitik değil, sentetik açıdan bakmak gerekir demektedir

Kant'ta Aquinas'ın bıraktığı yerden devam etmiştir Bu tarz eleştirileri önceden gören Descartes "Tanrı'yı düşündüğüm için o var değildir O var olduğu için ben onu düşünüyorum" Tanrı'nın varlığını düşünüyorum o halde O vardır değil O var olduğu için Tanrı'nın varlığını düşünüyorum şeklinde karşı eleştirilere adeta bir ön cevapta bulunmuştur

Yirminci yüzyıl düşünürü Norman Malcolm'a göre şöyle bir akıl yürütme bu tarz eleştirilere adeta bir cevap oluşturmaktadır:

1 Eğer Tanrı varsa onun varlığı gereklidir

2 Eğer Tanrı yoksa, onun varlığı imkansızdır

3 O zaman Tanrı ya vardır ya yoktur

4 Tanrı'nın varlığı ya gereklidir ya da imkansızdır Yani çelişki vardır

5 Tanrı'nın varlığı mümkündür İmkansız değildir Yani çelişki ispatlanamamıştır

6 O zaman Tanrı'nın varlığı gereklidir

Karl Barth'a göre Anselm'in ontolojik kanıt görüşü bir kanıt değil iman açısından kabul edileni daha derinden anlamaya çalışmaktır

Bütün bunlara bakarak aslında Anselm'in "Ontolojik Kanıtının" gerek Tanrı'nın varlığının kanıtı açısından gerekse imanın daha derinden anlaşılması açısından çok büyük rol oynadığı hiç kuşkusuz ortadadır Özellikle Teist görüşün karşısında yer alan Ateistler için oldukça zorlayıcı bir yaklaşımdır; çünkü p'nin varlığının inkarının gerçekleşmesi için p'nin gerçekten söz konusu bile edilememesi gerekir

Dipnotlar

[1] Descartes, Philisophical Works of Descartes, s180

[2] Ethics, s78

[3] Ontolojik kanıt tartışması kitabın iki ve üçüncü bölümünde yer almaktadır

Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.