Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Ali Efendinin Hayatı
İşte bu kara günlerde Yörük Ali Efe dağlardan doğan bir güneş gibi meydana çıkmış, vatanımızın işgali onu çok fazla endişelendirmiş ve gelişmeleri günü gününe takip ettiğinden Yenipazar’ın Donduran köyüne Bekir Beylerin evine çekilmiş, etrafa haberler salarak toplamaya çalışmış, sayıları 60 kişiye ulaşınca Yenipazar’a gelmişler, Menderes Nehri’ni sallarla geçerek Sultanhisar’a ulaşmışlardır Yörük Ali Efe’nin hedefi Malgaç Çayı’nın kenarındaki Çadırlı Yunan karakolunu basmaktır Ve nitekim 15 Haziran 1919 da sabaha karşı Yunan karakolunu basmış, ani bir yayılım ateş açmışlar, 5 dk süren baskında Yunan kuvvetlerini tamamen imha etmişlerdir Tam bir başarı sağlamışlardır
Bu baskın İstiklal savaşımızda Yunan’a vurulan ilk darbe ve baskındır Baskının tarihi, önemi ve mahiyeti çok büyüktür; çünkü Kuva-yı Milliye’ nin doğuşunda ümitsiz olan millet ümitlenmiş, ‘Nizami olmayan kuvvetlerle, nizami kuvvetlere karşı gelinebilir’ anlayışı yerleşmiştir Ümitsiz olan halk ümitlenmiş, eline silah geçiren Yörük Ali Efe’nin peşine takılmıştır (buna kadın ve kızlarımız da dahildir ) Hatta Aydın’ a bile hücum etmişlerdir Üç gün üç gece Kepez’de, Ovaeymir’ de, Aydın’ın güneyinde aç, susuz, uykusuz destanlar yazarak 30 Haziran 1919 da güzel Aydın’ımıza girmişlerdir Yani işgalden tam bir ay sonra Yunan kuvvetleri Malgaç baskınından sonra Aydın’da Yörük Ali Efe’yi karşılarında bulmuşlardır Tabi bu kolay olmamış, pek çok şehide mal olmuştur (Bugün Aydın’da Bey Cami önünde onlar adına bir abide yükselir Yolunuz düşerse ziyaret edin )
Yörük Ali Efe’nin Aydın’ımıza girişi Bey Cami’nin minaresindeki Yunan mitralgözünü susturması vardır ki fevkalade bir olay, tamamen bir destan konusudur Bundan sonra Yörük Ali Efe’nin nüfuzu Kuva-yı Milli’ye üzerinde tamamen artmış, 57 Tümen bile ona tabi olmuş gibidir Üç gün üç gece savaşan Aydın’a giren milletimizin, Yörük Ali Efe’nin bütün dünyaya; ‘ Beni dinle ’ diyen yüce milletimizin yüce hasletini bir daha gösteren akıllara sığmayan hamasi bir davranışı daha vardır Çünkü Aydın’a girdikten sonra sırtında Yunan askeri üniforması bulunan yerli Rumları affetmiş, Yunanlılarla beraber Aydın’ı yakan, bir arada kendi evleri de yanan, çıplak kalan Yunanlılarla kaçamayan yerli Rumları giydirmiş, fırınları açtırarak ekmek çıkarttırmış, aç olan yerli Rumları doyurmuştur
Kaçan Yunanlılar takip edilmediğinden 4 gün sonra daha büyük bir kinle geri dönmüşler , yapmadıkları zulmü bırakmamışlardır Irza tecavüz etmişler, insanları hayvanları öldürmüşler, hatta ağaçları bile yakmışlardır
Yörük Ali Efe bunun üzerine www frmsinsi net Umurlu’ nun doğusundan geçen Musluca Çayı’nın doğusuna Menderes Nehri’nden itibaren İstihkamlar kazdırmışlardır İstihkamları Armut Seki tepesine , Çanakçı tepesine , Taşlı Gedik ve Dipçik tepesine , Aydın’ın doğusuna ve üç yola kadar uzatarak Yunanlıların karşısında bir savunma hattı kurmuştur ( Bu istihkamların uzunluğu 60 km’ dır Temmuz ayında toprağa sivrinin bile işlemediği zamanda kazılmıştır Merak edenler sözünü ettiğimiz mekanlara gidip, istihkamları görebilirler Oralara gidenler kalan çuvallarla boş kurşun kovanları, kırık kundaklar, dipçik, süngü ve taraklarla karşılaşacaklardır )
Savunma hattını kuran Yörük Ali Efe etrafa beyannameler göndermiş, 48 saat içinde maiyetinde 2000 kişi toplanmıştır (Bu o zaman devletin bile başaramadığı bir olaydır ) böylece gelen kuvvetlerden 2 tabur teşekkül ettirmiştir Sonra gelen gönüllülerle 2 tabura bir tabur daha ilave ederek milli alayı kurmuştur İstiklal savaşımızda Yörük Ali Efe’nin kurduğu bu ilk milli alayın adı ‘Milli Aydın Alayı’ dır ( Bugün şanlı ordumuzun bünyesinde 35 Yörük Ali Efe Alayı olarak muhafaza edilir )Alayın karargah binası Umurlu’ nun Çayyüzü köyünde Dönme Ali’nin evidir (Ev hala durur, merak edenler gidip bakabilir )
Bu faaliyet İstiklal savaşımızda ‘Köşk Cephesi’ diye geçen cephemizin kuruluşudur Yörük Ali Efe, ‘Köşk Cephesi’ni kurduktan sonra sık sık Yunan karakollarını basmış, onlara rahat yüzü göstermemiştir Hatta bu arada bütün milislerin katıldığı Üç yol Savaşı’nı da yapmıştır Yörük Ali Efe kurmuş olduğu ‘Köşk Cephesi’nde Milli Aydın Alayı’nın kuvvetleriyle Yunanlıları 13 ay 8 gün Musluca Çayı’ndan bir adım ileri attırmamış, oyalamış, böylece kurtarıcı ordumuz toplanma, hazırlanma fırsatı bulmuştur İşte Yörük Ali Efe’nin tarihi önemi ve rolünün yüksekliği buradadır
Bu arada savaşırken cephelerde şehit düşenler için ilk defa Teğmen Zekai Bey’le beraber İstiklal Savaşı’nda ‘Çayyüzü Şehitliği’ni yaptırmış, ilk defa şehitlerimiz adına abide diktirmiştir (Şehitlik bugün ziyarete açıktır ) Yörük Ali Efe düşman denize dökülürken o, ilk İzmir’e girenler arasındadır
Zaferden sonra önce Sultanhisar’a sonra İzmir – Buca’ya yerleşmiş, İzmir’de geçirdiği elim bir kaza sonucu iki ayağını da kaybetmiş, sonra Yenipazar’a yerleşmiştir T B M M tarafından İstiklal Madalyası ve Albay rütbesiyle taltif edilmiştir Silahlarını da ‘ T C subaylarına mahsustur ’ diye mühürleterek ömür boyu taşıma izni vermiştir Yörük Ali Efe bundan sonraki ömrünü Yenipazar’da geçirmiştir Her fani gibi 21 Eylül 1951 de Bursa da vefat etmiştir 25 Eylül de Yenipazar’a getirilen naşı büyük bir kalabalıkla Yenipazar’ın Muslu Kuyu Mezarlığı’na defnedilmiştir Evi müze haline getirilince naşı evinin bahçesine taşınmıştır
Yörük Ali Efe’nin iki hanımından Abdi, Zehra, Faruk, Cengiz, Mehmet Ali, Saniye, Doğan, Alparslan , Meral isimli çocukları dünyaya gelmiştir Sadece Cengiz, Saniye, Meral hayattadır Yörük Ali Efe alçakgönüllü bir insandı Kurtuluş Savaşı’nda ki başarıları ilk ilgili övgülere verdiği şu cevap onun karakterindeki büyüklüğü göstermektedir
"Bazı kimseler savaş zamanında yapılan işlerin bir çoğunu bana ve bazılarına mal ederler Bu yanlıştır Bir kişinin, beş kişinin böyle büyük davalarda ne www frmsinsi net ehemmiyeti olur ki ! gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da beraber olmuştur Milli mukavemetle aslan payını kendine ayırmakta hata vardır Bir elin şamatası olur mu ki? "
T B M M onu İstiklal Madalyası ve ömür boyu Albay rütbesi ile ödüllendirip, silahlarını ellerine verirken; Türk Milleti ise ona ‘ Efelerin Efesi’ unvanını vermiştir
|