![]() |
Flora Tristan Kimdir - Flora Tristan Biyografisi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Flora Tristan Kimdir - Flora Tristan BiyografisiFlora Tristan Kimdir - Flora Tristan Biyografisi Flora Tristan -Flora Tristan Kimdir - Flora Tristan Biyografisi DÖNEMİNDEKİ ÖNEMLİ OLAYLAR (1803-1844) 1804 Napoleon, kadın düşmanı "Code Civil" (Medeni Kanun'u) çıkarır 1814 Sosyalist hareketin öncüleri olan Saint Simoncuların etkisi artar 1818 Karl Marks'ın doğum yılı (sonradan Flora Tristan'ın düşüncelerinden yararlanacaktır) 1820 Friedrich Engels'in doğum yılı (o da sonradan Flora Tristan'ın düşüncelerinden yararlanacaktır) 1825 İngiltere'de William Thompson'un, İnsan ırkının yarısını oluşturan kadınların, onları siyasal kölelik içinde geri bırakmaya çalışan öbür yarının, yani erkeklerin kendini beğenmişliğine karşı çağrısı yayınlanır Londra'da (salt erkekler için) bir üniversite kurulur 1831 Lyon'da işçi ayaklanması 1832 Pierre Leroux, "Sosyalizm" kavramını ortaya atar 1840 Fransa ve İngiltere'deki kadın ve erkek işçilerin sefaleti hakkında, Flora Tristan'ın ilk açıklamaları yayınlanır 1903 Flora Tristan'ın torunu olan ressam Paul Gauguin, büyükannesi hakkında şunları yazar, "Sosyalist-anarşist mavi çoraplının biri, herhalde yemek pişirmesini bilmezdi" "İNSAN HAKLARI, HERKES İÇİNDİR; YALNIZ ERKEKLER İÇİN DEĞİL!" "Erkeklerin kutsal mekânına sızmak; bir kadın için ne büyük bir skandal, ne büyük bir utanmazlık, hatta Tanrı'ya karşı ne küstahlık!" 1839 yılında genç bir kadın böyle bir "skandal"ı yaşamış ve sonradan da yazmıştır Bir Fransız kadınıyla Perulu bir soylunun evlilik dışı kızı olan Flora Tristan'dır bu On yedi yaşında evlendiği kocasından ayrı yaşamakta ve yıllardır kendi başına seyahatlere çıkmaktadır; hatta Peru'ya bile gitmiştir O sıralar Londra'da bulunmakta ve parlamentodaki oturumlarda ne olup bittiğini merak etmektedir Paris ve (Peru'nun başkenti) Lima'da parlamentoya girmesine izin vermişlerdir Ama Londra'da, bunun kadınlara kesinlikle yasak olduğunu öğrenir Bu yasak, onun merakını iyice kamçılar Yasağı delmek için bir fikir gelir aklına, "Tory'lerin (Muhafazakâr Parti) çok gezip tozmuş, hayli sağduyu sahibi ve önyargısız bir üyesini tanıyordum Saf saf, göründüğü gibi olduğunu düşünerek, bana bir erkek giysisi uydurup, beraberinde parlamentoya sokmasını rica ettim" Ne var ki, "üstüne kızgın yağ dökülmüş gibi oldu! Dehşetten yüzü önce bembeyaz, sonra da hiddetten kıpkırmızı kesildi Bastonuyla şapkasını kaptığı gibi, bana bir kez bile bakmadan kendini dışarı attı ve dostluğumuz sona erdi" Zaten yıllardır toplumdışı olarak damgalanmış olan Flora, çok merak ettiği "erkeklerin kutsal mekânına" sızmak için başka bir yol dener "Sonunda bir Türk'le tanıştım Önemli bir kişiydi; fikrimi iyi karşılamakla kalmadı, bana bir giysi bulup, bir giriş kartı, bir araba ve kendi refakatini de sundu" Böylece öğrenme meraklısı genç kadın, Türk giysileri içinde erkeklerin görkemli topluluğunun içine sızmayı başarır Ve işte, sonra yaşadıkları: "Bu beyler, opera dürbünleriyle beni dikizlemeye ve aralarında yüksek sesle hakkımda konuşmaya başladılarÖnümde ileri geri volta atıp duruyorlar, terbiyesizce suratıma gözlerini dikiyorlardı Merdivende arkama geçip, Fransızca söyleniyorlardı: 'Salona neden girmiş ki bu? Oturumu izleyip de ne olacak? Herhalde Fransız kadınıdır Onların hiçbir izanı, saygısı yoktur zaten Utanmazlık bu Görevliler dışarı atmalı onu!' Yerlerinden kalkıp, beni büyüteç altında incelemek üzere yaklaşanların sayısı artıyordu Sanki iğne üstünde oturuyordum Biz yine de bu davranış bozukluklarını bir yana bırakıp, oturuma dönelim: Saygıdeğer beyefendiler, can sıkıntısı içinde, yorgun argın sıralarda geriniyor, bazıları yatmış, uyuyordu" Flora Tristan'ın gözlemlerine göre, bazıları da sabahlıklarıyla gelmişlerdi" Flora, olayı kısaca şöyle özetler: "Avam Kamarası üyelerinin davranışı beni, kıyafetimin onları şaşırtmasından çok daha fazla hayrete düşürmüş ve sarsmıştı" Doğrusu, yaşadıklarını yazarken sözünü hiç esirgemez Flora Tristan "Her kadını daha doğduğu andan itibaren ezen" bir topluma saygı göstermeyi, daha genç kızken bırakmıştır Bırakmak zorunda kalmıştır: On yedi yaşındayken, atölyesinde çalıştığı Parisli bir litografla evlendirilmişti Kocası Andre Chazal, kumar tutkusu yüzünden borca atmış ve güzel karısını ******lik yaparak "ek kazanç" sağlamaya zorlamıştı İki çocuğu ve karnında bir üçüncüsüyle evden kaçan Flora, üçüncü çocuğu Aline'i daha yirmi iki yaşındayken dünyaya getirmiştir "Sana yemin ederim, senin için daha iyi bir dünya yaratmak uğruna savaşacağım Sen ne köle olacaksın, ne de parya" Tarihin bu dönemi için çok iddialı bir yemindi bu; çünkü: - Her kadın kocasının mülkü sayılıyordu - Napoleon'un yasalarına göre, boşanma olanaksızdı - Kadınların okul ya da meslek eğitimi görmeleri olanaksızdı - Kadınlar, loncalara sokulmuyordu; yani bağımsız olarak çalışmak ve geçimlerini sağlamak olanağından yoksundular Evlilik dışı bir çocuğun da yükünü üstlenmiş olan Flora Tristan, kızına daha iyi bir gelecek vaat ederken, neye yemin ettiğini iyi bilmektedir! Bu amaç uğruna her şeyini koyar ortaya Hatta kocasının, Flora ve çocuklar üzerinde her türlü hakka sahip olmasına ve çocuklarını ondan zorla almasına karşın Polis tarafından sürekli koğuşturulmasına karşın Maceralı bir yolculuktan sonra arayıp bulduğu Peru'daki zengin akrabalarının, onu babasının mirasından yoksun bırakmalarına karşın Flora Tristan'ın tüm yaşamı böyle "karşınlarla dolu olmuş ve o bütün bunlara karşı savaşmak zorunda kalmıştır Tek başına Ezilen, haklarından yoksun bir parya gibi Çünkü hakların nasıl dağıtılacağına erkekler karar vermektedir Çünkü o arada esniyor da olsalar -Flora'nın İngiliz Avam Kamarası'nda gördüğü gibi- kadınlar hakkında yasaları da onlar çıkarmaktadır Flora Tristan, yolculuklarında günbegün duyduğu haksızlıklardan bunalarak, yaşadıklarını açıklamaya başlar Daha da önemlisi, taleplerde bulunur ve yapılması gereken değişiklikleri önerir İlk olarak, "Yabancı kadınları iyi karşılamanın gerekliliği üzerine" başlığıyla bir broşür çıkarır "Madam T" imzasıyla, taşradan gelen, iş arayan, kocasından kaçan ya da ******likten kurtulmak isteyen kadınlar için sığınma evlerinin açılmasını önerir Yalnız yaşayan kadınlar artık daha alt bir sınıf gibi görülmemelidir Kadınlar, aynı erkekler gibi yolculuklar yaparak kendilerini geliştirmek olanağından yararlanabilmelidir Büyük kentlerde, okuma odası, gazeteler, eğitsel yardım ve kentin sakinleriyle temas olanakları sağlayan konukevleri bulunmalıdır Broşürün bazı bölümleri, ilk sosyalist grupların içinde en nüfuzlusu olan Saint Simoncuların çağrılarını andırmaktadır Bu grup, en yüce hedef olarak, "kadınların özgür olması"nı göstermiştir Gerçekten de Flora Tristan, zamanının ilerici düşünür ve reformcularının fikirlerinden yararlanmış, ancak değişik "ekol"lerin yörüngesine girmekten özellikle kaçınmıştır Onun düşüncelerine yön veren, kendi yaşam deneyimleridir Bir sonraki kitabı da bunu yansıtır: Bir Parya'nın Yolculukları Burada, kendi geçmişini ve Peru'ya yolculuğunu anlatır Önsözünde şöyle yazar: "Büyük talihsizlikler yüzünden yaşamları işkenceye dönüşen kadınlar, çektikleri dertler ve önyargılar yüzünden katlanmak zorunda kaldıkları zorlukları bir yazsalar! Toplumsal ilişkilerde adaletli bir reform, ancak bu tür açıklamaların temelinde yapılabilir" İstatistiklere göre, Fransa'da kocalarından ayrı yaşadıkları için toplumca hor görülen üç yüz binden fazla kadın olduğunu ortaya koyar Flora Tristan; kendisi de onlardan biridir Millet Meclisi'ne yazdığı bir mektubu da kitabına ek yapmıştır; burada boşanmanın tekrar yasallaştırılması çağrısında bulunur: |
![]() |
![]() |
|