10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ahmet Cevdet Paşa Biyografisi
Ahmet Cevdet Paşa Biyografisi
Branşı: Edebiyatçı
Kısaca Hayatı: Ahmet Cevdet Paşa, (1882-1886) Lofça (Bulgaristan’da) da doğmuştur Lofça idare meclisi üyesi Hacı İsmail Ağa’nın oğludur İlkin kendi memleketinde okumuş, sonra öğrenimini ilerletmek için İstanbul’a gitmiş (1839), bir yandan medresede okurken bir yandan da özel öğretmenlerden matematik ve Farsça dersleri almış, medreseyi bitirince ilmiye mesleğine girerek kadı ve müderris olmuştur (1347)
Memurluk hayatının ilk döneminde Reşit Paşa tarafından beğenilerek ko¬runmuş olan Cevdet Paşa, gittikçe ilerleyerek çeşitli devlet görevlerinde çalışmıştır Meclis-i Maarif-i Umumiyye üyeliği ve Dâr-ül-mullimin (Erkek öğretmen okulu) müdürlüğü yapmış, Encümen-i Dâniş (akademi) e üye olmuş, Vak’anüvistliğe tayin edilmiş, daha sonra Meclis-i Âlî-i Tanzimat ve Meclis-i Vâlâ üyeliklerinde bulunmuş, Bosna-Hersek müfettişliğinde çalışmış ve Kazan Fırka-i Islâhiyye’sine memur edilmiştir (1860 - 1856), ilmiye mesleğinden ayrıldıktan sonra (1866) vezirlik rütbesi verilerek daha yüksek devlet hizmetlerinde çalıştırılmıştır Halep, Bursa, Maraş, Yanya, Suriye valiliklerinde bulunmuş, Mecelle cemiyeti reisliği, Şûrâ-yi Devlet (Danıştay) üyeliği ve reis muavinliği görevlerinde çalışmıştır Ayrıca, Evkaf, Maarif, Adliye, Dahiliye, Ticaret ve Ziraat nâzırlık1arında bulunmuş (1873-1886), Meclis-i Hâs üyesi iken İstanbul’da ölmüştür
Çok kuvvetli bir medrese kültürü ile yetişmiş bulunan Cevdet Paşa, yirmi dört yaşlarında iken tanıştığı Reşit Paşa’nın tavsiyesiyle Fransızca öğrenmiş, onun kılavuzluğunda Batı memleketlerinin uygarlık ve siyaset olayları üzerinde de bilgi edinmiştir Her devirde beğenilen Cevdet Paşa, bir yandan çeşitli devlet görevlerinde hizmet görürken, bir yandan da resmî işleri arasında fırsat buldukça hukuk, tarih, dil ve edebiyat konulan üzerinde çalışmıştır
Kısas-ı Enbiya’daki bir yazısından anlaşıldığına göre, Türkçe’nin konuşulduğu gibi yazılmasından yana bulunan Cevdet Paşa, Türkçe’nin başlı başına bir dil olduğunu ve kendisine özgü kuralları bulunduğunu bildiği halde, Fuat Paşa ile birlikte hazırladığı Kâvâid-i Osmaniyye adlı dil bilgisi kitabında, o devirde Osmanlıca’da ortaklaşa kullanılan Arap, Fars ve Türk dillerinin kurallarını saptamıştır Mekteb-i Hukuk’ta verdiği derslerden meydana gelen Belâgat-ı Osmâniyye adli bir edebiyat bilgisi kitabında da, kaynakları Arapça olan eski “belâgat” kitaplarının görüş ve bölümlemelerini Türk edebiyatına zorla uygulamaya çalışmış, o devirde nazım ve nesirdeki değişiklikler ve Türk edebiyatına girmiş bulunan yeni edebiyat türleri üzerinde hiç bilgi vermemiştir Eski edebiyat tarafçıları, bu eseri, Recai-zâde Mahmut Ekrem’in yine o tarihlerde yayınlanmış bulunan Ta’lim-i Edebiyât’ına karşı bir silâh olarak kullanmıştır; bu yüzden, eskilerin temsilciliğini yapan Hacı İbrahim Efendi adli birisiyle, yeni edebiyatçılar arasında çetin bir tartışma olmuştur
Önemli Eserleri:
Târih-i Cevdet)
Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârih-i Hulef;i
Ma’rûzât
Tezâkîr
Yazar, hukuk alanında, Mecelle cemiyeti reisi sıfatıyla Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye hazırlanmasını sağlamıştır
Dil alanında Kavâid-i Osmâniyye (1851) yi, edebiyat alanında da, eski edebiyat kurallarını öğretmek maksadıyla Belâgat-ı Osmâniyye (1881) yi yazmıştır
Bunlardan başka, çeşitli konularda birtakım eserleri daha vardır
|
|
|