10-21-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
1915 Çanakkale Savaşı Kitap Özeti
Yüzen kalelerin başarısızlığından sonra, Odesa’daki Rus kuvvetlerinin de beklediği olmamıştı İngiliz Yüksek Savunma Konseyi yeni kararını verdi Harekata devam edilecekti İlk hedef Çanakkale Boğazı olacaktı ve sadece donanma değil kara kuvvetleri birlikleri de harekata katılacaktı Donanma adalarda hazırlığını sürdürürken, Akdeniz Sefer Kuvvetleri Komutanı General Hamilton 27 Mart 1915′te birliklerini kara harekatı için hazırlamak üzere Mısır’a hareket ettirdi Osmanlı devleti de yeni kurduğu 5′nci Ordu K lığına Alman Mareşali Liman Von Sanders’i atayarak bölgede savunma hazırlıklarına başladı Liman Paşa ile bizim komutanların savunmanın yapılış şekli hakkındaki düşünceleri farklı idi Liman Paşa oynak savunma, bizim komutanlarımız da mevzi savunması yapılmasını istiyordu Savunma Liman Paşa’nın fikri doğrultusunda yapılacaktı
5nci Ordu’nun; 15′nci Kolordusu Anadolu kıyılarını, 3′ncü Kolordusu Gelibolu Yarımadası’nı savunacaktı Yb Mustafa Kemal’in komuta ettiği 19′ncu Tümende ordu ihtiyatını teşkil edecekti İki tarafın gücü karşılaştırıldığında ibre her yönüyle düşmandan yana idi Sadece moral yönünden Türk tarafının üstünlüğü vardı
25 Nisan 1915 günü sabaha karşı düşman güçlü donanmasının desteğinde, Anadolu kıyıları, Saros Körfezi, Seddülbahir ve Arıburnu bölgesine kuvvet çıkarmaya başladı Bu kadar çok yere çıkarma yapan düşmanın amacı, harekatın en kritik safhasında Türk birliklerini her yerde meşgul ederek, Seddülbahir ve Arıburnu bölgesine yaptıkları çıkarmaya müdahale etmekten alıkoymaktı Anadolu kıyıları ve Saros bölgesine yapılan çıkarmalar bir aldatma ve gösteri hareketiydi Çabuk sona erdi Ancak düşman buraları da zorlamakla asıl çıkarma bölgesindeki amacına ulaşmıştı
Seddülbahir’de İngilizler beş yere çıkarma yapmıştı Fakat Mehmetçiğin inatçı direnmesi sayesinde yeterli genişlikte ve derinlikte kıyıbaşı hattı tesis edemedi Bu bölgeye çıkan düşmanın hedefi olan Alçıtepe’ye ise hiçbir zaman ulaşamadılar Seddülbahir’deki ilk gün gündüz ve gece muharebelerinde 9′ncu Türk Tümeninin direnişi ve gayreti her türlü takdirin üzerinde idi Arıburnu bölgesine, Avustralya ve Yeni Zelandalılardan oluşturulan Anzak Kolordusu çıkmıştı Bunlar baskın tarzında çıktılar İlk hedefleri Kocaçimen Tepe idi Sonrada Seddülbahir bölgesine çıkan kuvvetlerle koordineli olarak Maydos’u ele geçireceklerdi Bu bölgeyi de 9′ncu Tümenin erleri savunuyordu ve Seddülbahir’dekiler gibi kahramanca direniyorlardı Düşman buradan Kocaçimen Tepe’ye el atarsa, Gelibolu Yarımadası’nı ikiye böler ve Seddülbahir’deki birliklerimizi de geriden kuşatırdı
Buraya anında müdahale edebilecek tek kuvvet vardı O da Yarbay Mustafa Kemal’in ordu ihtiyatı olan 19 uncu Tümeniydi Ancak Yb Mustafa Kemal Ordu Komutanı Liman Paşa ile irtibat kuramıyordu 19 uncu Tümen müdahalede geç kalırsa da iş işten geçecekti İşte bu riskli kararı büyük bir cesaretle alan Yb Mustafa Kemal, tümeniyle cephenin bu kesimine müdahale ederek düşmanı adeta kıyıya hapsetmişti 28 Nisan 1915 tarihine kadar gerek Seddülbahir’de gerekse Arıburnu’nda tarafların karşılıklı olarak taarruzları durumu fazla değiştirmedi Türk tarafı, Anadolu kıyıları ve Saros’ta bulunan birliklerden takviye aldığı için sürekli yarımadaya asker çıkaran İtilaf Devletlerinin karşısında tutunmayı başarmıştır
Bundan sonra Seddülbahir ve Arıburnu cephelerinde, birliklerimiz düşman donanma ateşlerinden korunmak için gece taarruzları icra ettiler Düşman kuvvetleri de gündüzleri, donanmanın yaptığı uzun hazırlık ateşlerini müteakip Türk mevzilerine taarruz ettiler Fakat her iki taraf da durumda büyük bir değişiklik meydana getiremedi Takviyeler geldikçe birlikler yeniden tertiplendiler Türk tarafı Arıburnu’nda düşmanı denize dökmeyi başaramadı Karşı taraf da Seddülbahir cephesindeki Alçı Tepe’yi ele geçiremedi Birinci çıkarma harekatının sonlarına doğru Kirte (AlçıI) Tepe’yi düşüremeyen düşman, bu cephenin doğu ve batısındaki Kerevizdere ve Zığındere bölgelerinden harekatı geliştirmek istedi Fakat bu çabaları da netice vermedi Birinci çıkarma harekatının sonucu; mevzi harbi, her iki tarafta ağır kayıplar, bu savaşın mimarı Churchill’ in koltuğunu ve itibarını kaybetmesidir
Birinci çıkarma harekatında hedeflerine ulaşamayan müttefikler yeni takviye kuvveti olarak ikinci bir çıkarma harekatı için hazırlıklara başladılar Taraflar bu iki harekat arasında yeniden tertiplendiler Bu safhadaki harekat, eski cephelerde Türk tarafı üzerindeki baskılar devam ederken, kesin sonuç, yeni çıkan birliklerin açtığı cephe olan Anafartalar bölgesinde alınacaktı Planlanan harekat 6 Ağustos’da başladı Baskın ve gizlilik prensiplerine azami derecede itina gösteriyorlardı Hamilton’un kuvvetleri Anafartalar cephesinde baskın tarzında başlattıkları taarruzları ile küçük başarı gösterdiler ama Yb Mustafa Kemal’in aldığı tedbirler yüzünden Kocaçimen Tepe’yi ele geçiremediler
Suvla’ya çıkan kuvvetler doğru yere, yani savunmamızın zayıf olduğu yere çıkmışlardı Fakat çabuk hareket edemedikleri için planladıkları hedefe ulaşamadılar Bu son tehlikeyi bertaraf etmek üzere, Liman Von Sanders Paşa bölgeye takviye kuvvetleri gönderdi Bu ikinci harekata ait yoğun muharebelerin cereyan ettiği bölgedeki birliklerin başına da Yb Mustafa Kemal’i getirdi Yeni oluşturulan Anafartalar Grup Komutanlığı önce Suvla bölgesine çıkan düşmanı geriye attı ve sahile sıkıştırdı Sonra da Kocaçimen Tepe ve Conkbayırı’na dönerek buradaki düşman kuvvetleri de eski mevzilerine geri atıldı Alb Mustafa Kemal’in Mehmetçikleri gene göğsünü siper etmişti Mustafa Kemal’in dehası ve azmi karşısında Hamilton bir kere daha hüsrana uğramıştı En son yeni takviyeleri ile 21 Ağustos 1915 günü Anafartalar bölgesinde taarruzlarını tekrarladılar Fakat Mustafa Kemal’i mağlup etmek mümkün değildi Sonuç gene hüsrandı Müttefikler artık bir çıkmaz içindeydiler
Bu sıralarda Osmanlı devletinin bütün cephelerinde durum fena sayılmazdı Bulgaristan da Almanya safında yer alarak, 14 Ekim 1915′de Sırbistan’a yeni bir cephe açmıştı Bulgaristan, Almanya tarafına geçince, Almanya ile Osmanlı devleti arasında karadan bağlantı kuruldu ve yardımlar gelmeye başladı Çanakkale’yi geçemeyeceğini anlayan müttefik kuvvetler de Aralık 1915 sonu, Ocak 1916 ayı başında büyük bir gizlilik içinde kuvvetlerini bölgeden tahliye ettiler Ağır zayiat verilmişti ama Çanakkale’den geçit verilmemişti Türk Milletinin onuru kurtarılmış, bu zaferle kendine olan güveni tazelenmişti
Birinci Dünya Harbi öncesindeki siyasi ve askeri olaylar ile Çanakkale Cephesindeki muharebelerin, yığınaklanma, planlama ve icra safhaları, muharebelerin cereyanı ağırlıklı olarak anlatılmaktadır Bu eser taktik bilgisi az olanların dahi anlayabileceği bir akıcılıkla hazırlanmıştır Harp Tarihi incelemelerinde yardımcı doküman olarak kullanılacak niteliktedir
|
|
|