Tekneleri su üstünde hareket ettirmek için gereken güç, üç kaynaktan sağlanabilir:
İnsan gücü; rüzgar; motor
Ayrıca, hangi kaynaktan sağlanırsa sağlansın, gücü, tahrikte kullanılabilecek hale çevirmek için, çeşitli yöntemlerden yararlanılır
Kürek:
Tekneleri hareket ettirme amacıyla kullanılan ilk araç, kürektir

Kürek, bir ucu yuvarlak sap biçiminde, öteki ucu da yassı bir palete benzeyen uzun bir tahta çubuktur

Çekme işlemi sırasında, sapa yakın yerinden, bir kaldıraç noktası işlevi gören yuvaya (ıskarmoz) yerleştirilir

Bu açıdan kürek, tekneyi suyun içinde ileri iten yalın bir kaldıraçtır

Kanolardaysa, küreklerin bir dayanak noktası bulunmadığından, kanocunun bir kolu, hareketli kaldıraç noktası görevi yapar
Yelken:
Tekneleri hareket ettirmek için rüzgardan yararlanmak, aşağı yukarı kürek kadar eski bir yöntemdir

Homeros'un Odysseia'smda, bile yelken bezinden söz edilir

Yelkenlilerde tekneye sağlam bir biçimde bağlanmış bir (ya da birkaç) direk yeralır

Direğe ip ve tellerle yelkenler asılır

Yelkenlerin biçimi, kullanılacakları tekneye göre değişir

Günümüzde yelken bezi olarak ya doğal bezler ya da terilen, vb

sentetik maddeler kullanılır

İlk yelkenlerse, hayvan derilerinden ve hasırlardan yapılırdı

Yelkenler iki gruba ayrılır

Birinci grubu kare yelkenler oluşturur

Bunlar, geminin boyuna ekseniyle dik açı yapacak biçimde yerleştirilir ve rüzgar basıncı yelkenin yalnızca arka (geminin arkasına dönük) yüzüne etki ederek gemiyi iter

İkinci gruptaysa boylama yelkenler yeralır

Bunlar, geminin boyuna ekseni üstüne yerleştirilir

Rüzgarın esme yönüne göre iki yüzleri de kullanılır

Yelkenler birer aerofoil olarak düşünülebilir

Yelkenli bir tekne rüzgara karşı yol alırken, rüzgarın yelken üstündeki basıncı, yelkene dik doğrultuda bir «kaldırma
Mekanik güç:
Mekanik gücün gemilere ilk kez başarıyla uygulanmasında, çarklardan yararlanılmıştı

Çark, üstünde paletler bulunan ve döndükçe, her paletin suyu geri itmesiyle geminin ilerlemesini sağlayan bir araçtır

ARKHİMEDES (İ

Ö

287-212), suyun içinde dönen pervanenin mekanik gücünü göstermiş,
bu yüzden, 1838'de yapılan ilk pervaneli gemiye «Arkhimedes Pervane, motor yardımıyla döndürüldüğü zaman, suyun içindeki hareketinden ötürü suya bir basınç uygular

NEWTON YASALARI'nın üçüncüsüne göre, etki ile tepki aynı büyüklükte ve karşıt yönde olduğundan, su da pervaneye basınç yaparak onu ileri iter

Pervane şaftının üstünde, şafta etki eden ileri itici kuvveti geminin gövdesine ileten itici blok vardır
Gemi böylece suda ilerler:
İtme blokları, özel olarak sağlamlaştırılmış yuvalara bağlanan çelikten yapılmış parçalardır

Küçük gemilerde ve teknelerde itme blo ku, dişli sistemiyle ya da pervanelerle birleştirilebilir
Buhar TÜRBİN'li ilk,deniz aracı 1894'te yapılan «Turbinia Kavitasyon olayı, pervanenin çok hızlı dönmesinden ötürü çevre basıncının, kenara itilen suyu yerine döndürecek yüksekliğe çıkamamasından kaynaklanır

Bu durumda, pervanenin hemen önünde buhar dolu bir boşluk oluşur, pervanenin çevresindeki su akışı bozulur ve itme gücü azalır

Ayrıca, pervanenin tam üstünde ya da hemen arkasında yok olan bu boşluk

hem kanatların aşınmasına yolaçar, hem de gürültü yapar

Savaş gemilerinde, düşman DENİZALTI'larını bulmak için bu sesler dinlenir

Pervane kanadının yüzeyi ne kadar geniş olursa, pervane boşluk oluşturmadan o kadar hızlı dönebilir

Pervane yapımında, büyük pervanelerin bu üstünlüğünün, büyüklük nedeniyle artan dirençle ve azalan verimle uygun biçimde dengelenmesi gerekir
XX

yüzyılın başlarında gemilerde DİZEL MOTORU kullanılmaya başlandı

Dizel motorlarının ters yönde çalıştırılması sorunlar doğurduğundan, kanat açısı değiştirilen pervaneler yapıldı

Bu pervanelerde, kanatların

eğimi bir yandan öteki yana değiştirilebildiğinden, geminin geri hareket etmesi için, pervane dönerken kanatlara ters adım vermek yeterliydi

Böylece, şaft gene aynı yönde dönerken, gemi geri gidiyordu

Bu türden ilk pervanelerde, kanatların eğimi mekanik olarak değiştirilirdi

Ancak, 1920 yıllarından sonra gemilerin gücü çok arttığından, 1934'e kadar bu yöntemden pek yararlanılmadı

O tarihten sonra, pervane kanatlarının eğimini ayarlamada hidrolik sistemler kullanılmaya başlandı

Günümüzde, 35 000 beygirgücündeki dev gemilere bile, eğimi ayarlanabilen pervaneler takılmaktadır
Modern tahrik sistemleri:
Modern gemilerde çoğunlukla, dizel motorları ya da buhar türbinleri kullanılır
Daha küçük teknelerdeyse, dıştan takma motor ya da ELEKTRİK MOTORU bulunur

Nükleer güçle çalışmayan denizaltılarda, alışılmış motorlar aşırı oksijen tükettiği ve su altında karmaşık bir egzoz sistemi gerektirdiği için, özel akümülatörlerle beslenen bir elektrik motoru kullanılmaktadır

Denizaltı yüzeyde ya da periskop derinliğindeyken, motorlara, dizel motorlarıyla beslenen jeneratörlerden güç verilir

Özel borulardan içeri hava emilirken, egzoz gazı dışarı atılır

Jeneratörler aynı zamanda aküleri de şarj eder

NÜKLEER REAKTÖR'ler, oksijen tüketmedikleri ve zehirli gaz oluşturmadıklarından, denizaltılar için en elverişli sistemlerdir

Reaktörden gelen soğutucu sıvı, ISI DEĞİŞTİRİCİSİ'nde buhar oluşturur

Bu buhar, türbinleri döndürür
HİDROFOİL,dururken ya da düşük hızlarda, öteki teknelere benzer

Teknenin altında, ayaklarla tutulan düz taşıyıcı yüzeyler bulunur

Araç, hızlandığı zaman gövdesi havaya kalkacak biçimde yapılmıştır

Taşıyıcı yüzeyler de ek kaldırma kuvveti sağlar ve hız artınca gövde bütünüyle sudan yükselip kanat görevi yapan taşıyıcı yüzeyler üstünde yol alır

Bu durumda su direnci büyük ölçüde azaldığından, ulaşılan hıza göre tüketilen güç, öteki teknelerdekinden düşüktür
En modern itici sistem, jet sistemidir

Jet sistemi, gaz türbinli motora doğrudan bağlı tek ya da çok aşamalı bir pompadan oluşur

Pompa, gövde altındaki bir delikten içeri çektiği suyu, çok büyük hızla arkadaki delikten dışarı atar

Dışarı atılma noktasındaki apansız hız değişmesinden ötürü, bu noktada bir basınç düşmesi oluşur (VENTURİ ETKİSİ) ve bilinen jet motorlarında olduğu gibi, araç ileri itilir

Püskürtme deliğinin doğrultusunu değiştirme yoluyla, araç yönlendirilebilir

Geriye doğru hareket de, su akışının yönünü değiştiren saptırıcı plakalarla sağlanır