Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çalıkuşu, güntekin, nuri, reşat

Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin)

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin)




Çalıkuşu
(Reşat Nuri Güntekin)

Konu

Bir subay kızı olan Feride ile teyzesinin oğlu Kamuran arasında yaşanan ve araya birçok engel girmesine rağmen birbirlerine karşı bitmeyen aşklarını anlatıyor

Özet

Pek küçük yaşındayken annesi ölen Feride, babası da sınır sınır dolaşan bir subay olduğu için büyükannesinin yanında büyümüştür Okul çağına gelince Feride’yi İstanbul’da ki bir Fransız kız yatılı okuluna yollamışlardır Feride neşeli, zeki, çok asi, ele avuca sığmaz çok hareketli bir kızdır Fırsat buldukça bir erkek gibi ağaçlara tırmanıp daldan dala atladığı için öğretmenlerinden biri onu çalıkuşuna benzetmiş, sonra da bu benzetme, onun adı olarak kalmıştır

Babasının da ölmesi üzerine Feride’nin, yakını olarak sadece bir teyzesi kalmıştır Feride, okulun büyüklü küçüklü tatillerini her zaman teyzesinin evinde geçirmektedir Bu teyzenin Kamuran adlı, Feride’ den büyük bir oğlu vardır Kamuran Feride’ ye karşın ağır başlı, kız gibi bir erkektir Bu yüzden Feride sürekli onla dalga geçmektedir

Fakat bunların arasında Kamuran, Feride’yi farkında olmadan büyük bir aşkla sevmeye başlamıştır Bu sevgi bir süre sonra karşılıkta görür Feride de Kamuran’a karşılık vermektedir Feride’nin teyzesi de bu durumu çok istediği için, Feride okulunu bitirdikten sonra iki gencin evlenmeleri kararlaştırılır

Düğün hazırlıkları tamamlanmak üzereyken, bir gün kadının teki çıka gelir ve Feride’ye Kamuran’ın Avrupa’da bulunduğu sırada orada bir kızla aşk yaşadığını söyler Bu durum hiçbir şeyi umursamaz gibi görünen Feride’yi çok derinden etkilemiştir Feride bunun sonucunda gururuna yenilir ve derhal teyzesinin evinden uzaklaşır, yolunu izini kaybettirir Bu yüzden evlenmede gerçekleşemez

Feride nereye gideceğini düşünürken onu çok seven sütannesi aklına gelir ve oraya gider Sütannesi onu görünce çok sevinmiştir Feride bir süre sütannesinin evinde kalır Bu arada oraya buraya başvurur bir iş için çünkü sütannesini daha fazla rahatsız edemeyeceğini ve yanındaki paranın da ona çok fazla yetmeyeceğini bilmektedir Başvurularının sonunda Anadolu’da bir ilkokul öğretmenliği elde eder

Şimdi o hayat dolu hiçbir şeyi umursamayan genç kız artık bir öğretmen olmuştur Feride Anadolu’yu hiç yadırgamaz Zeyniler adlı bir köyde öğretmenliğe başlar Zeyniler köyü Anadolu’nun çok ücra bir köşesindedir Bu köyde Feride yaptığı herşeyi günlüğüne yazmaya başlar

Bir zamanlarının hayat dolu asi genç kızı şimdi hayatı tanıma yolundadır İster istemez ağır başlı olmayı öğrenmiştir Ama başına gelen bunca şeye rağmen kötümser değildir O köydeki fakir üstü yırtık pırtık olan öğrencilerini çok sevmiştir Öğrencilerinin her biriyle ayrı ayrı ilgilenmek ona büyük bir zevk vermektedir

Öğrencileri arasında Munise adında ortada kalmış, annesi kötü yola düşmüş bir kız vardır Annesi yüzünden köylüler kızı da hiç sevmiyorlar Feride, Munise’ye acır ve onu evlatlık alır Feride çok mutlu olmuştur, aynı zamanda Munise de çok sevinmiştir bu olaya

Bir süre sonra Zeyniler köyü okulu da kapatılır İşsiz kalan Feride başka bir yerde öğretmenlik yapmak için başvurmak amacıyla ile gider Milli Eğitim Müdürlüğü’nde eski bir okul arkadaşına rastlar ve onunla Fransızca konuşur, Milli Eğitim Müdürü de bu olayı görünce, Feride’ yi merkezde kız öğretmen okulunda Fransızca öğretmeni olarak görevlendirir Feride fiziki olarak çok güzel bir kızdır ve bu fiziki güzelliğinin burada çok fazla göze çarpması Feride’yi endişelendirir

Ayrıca Feride’nin öğretmenlik yaptığı okuldaki müzik öğretmeni de Feride’ye karşı büyük bir aşk duymaktadır Fakat bu aşk bir ümitsiz vakadır Ayrıca şehirde büyük dedikodulara da yol açmıştır Feride’ nin burada peşine birçok erkek düşmüştür Bu durum ise Feride’yi endişelendirmektedir Bu yüzden tayinini ister

Böylece birkaç yer dolaşır Bir sürede İzmir’de varlıklı bir ailenin kızlarına da özel ders verir Fakat Feride’nin gittiği her yerde müthiş fiziği ve güzelliği başına dert açmaktadır Feride bu güzelliği ve yalnızlığı çok kişinin dikkatini çekmektedir

Feride daha Zeyniler’de iken bir askerin yaralanması ve oraya getirilmesi sırasında doktor Hayrullah Beyle tanışmıştır Doktor, Feride’ye bu kadar güzel bir kızın böyle bir yerde ne aradığını, kesinlikle bir aşk meselesi yüzünden gelmiş olduğunu söylemiş Feride ise bunu reddetmiştir Yıllardan sonra tekrar Kuşadası’nda buluşurlar

Bu sırada Feride’nin okulu kapatılıp hastaneye çevrilmiştir Feride artık doktorum himayesine girmiştir Bir hasta bakıcı gibi doktora yardım etmiştir Doktor Feride’yi ve artık büyümüş olan Munise’yi kendi öz kızları gibi sevmektedir Ancak bu sırada doktor bir gün ağır hastalığı olan birine bakmaya gittiği zaman Munise ağır bir şekilde hastalanır Doktor dönesiye kadar kız yavaş yavaş, acı çeke çeke ölür Munise’nin nezle sanılan hastalığı kuşpalazıdır

Feride, Munise’ nin ölmesinden sonra kendini kaybedecek şekilde hastalanır Günlerce doktorun evinde yatar İyileştiği sıralarda doktor Hayrullah bey ne kadar yaşlı olursa olsun ikisi için bir söylenti cıkmıştır Bu da o zamanın şartlarından dolayı olmuştur Kasabayı türlü dedikodular alıp götürmektedir Bekar bir erkeğin evinde genç güzel ve bekar bir kadının olması çok fazla dedikoduya yol açmıştır

Doktor bu dedikodulardan kurtulmak için çok pratik bir yol bulmuştur Feride’yi de zorla ikna ederek evlenmişlerdir Ancak tabiki bu evlilik sadece kağıt üzerindedir ve dedikoduların bitmesi içindir Feride doktoru babası gibi sevmektedir Doktor, Feride’nin defterini bulmuş ve baştan sona kadar okumuştur Feride’nin her şeye rağmen Kamuran’ı sevdiğini öğrenmiştir Gizli araştırmalar yapar

Kamuran bu zaman içinde evlenmiş ve eşi ölmüştür Şimdi dört yaşlarındaki çocuğu ile yaşamaktadır Doktor, Kamuran’a bir mektup yazar ve bu mektupta Kamuran’a bütün olan biteni anlatır Feride ise bu sırada defterinin kaybolduğunu sanmaktadır ve defterini bütün aramalarına karşın bulamamıştır Doktor yazdığı mektupla defteri ve bazı belgeleri paket haline getirmiştir Feride’ye ölümünden sonra bu paketi Kamuran’a götürmesini vasiyet etmiştir Doktor zaten oldukça yaşlıdır bu yüzden kısa bir süre sonra da ölür

Feride, doktorun ölümünden sonra, hem paketi teslim etmek hem de çok özlediği teyzesini görmek üzere, Tekirdağ’a teyzesinin yanına gider Niyeti orda fazla kalmamaktır Paketi teslim edip bir iki gün kalıp Kuşadası’na geriye dönmektir O günlerde ne rastlantı ki dinlenmek için Kamuran’da Tekirdağ’a gelmiştir Feride paketin içinde neler bulunduğunu bilmemektedir

Bu içinde neler bulunduğunu bilmediği paketi teslim eder Ama doktorun öldüğünü onlardan gizlemiştir Böylece Kuşadası’nda doktorun yaşadığı bahanesiyle zorlanmadan geriye dönebileceğini ummaktadır Fakat umduğu gibi olmaz teyzesi bu paketi Feride gitmeden bir gün önceden Kamuran’a verir Kamuran o gece kardeşiyle birlikte defteri okur Böylece, Feride’nin kendisini hala sevmekte olduğunu anlar Hem de doktorun tembihlerini öğrenir Kendisiyse, Feride gittiğinden beri Feride’yi unutamamiştir ve hala sevmektedir

Feride, yeterince kaldığını ve geri dönmesi gerektiğini söyleyerek yola çıkmak üzere hazırlanır Feride hayatla çok didişmiş ve artık bu gücünü yitirmiştir Artık doktorunda olmadığı Kuşadası’na gitmek onunda hic işine gelmemektedir Kuşadası’na dönmek, Feride’yi çok fazla üzmüştür Ama bu durumunu etrafındakilere hiç belli etmemektedir Bunu atrafındakilerin anlamasını istemez

Feride’yi götürecek araba kapıya yaklaşır Fakat bu bir oyundur Kamuran ve kardeşinin hazırladığı bir oyundur Feride arabaya yaklaştığı zaman arabadan birden Kamuran iner ve Feride’yi kucaklar Zaten tüm ev halkıda Feride’ nin tekrar yuvadan uçmasını istemiyorlardır Bunun için tüm ev halkı elbirliği yapmıştır

Feride’nin tüm istemiyormuş gibi davranmaları olmaz demeleri falan boşadır Kırık dökük kelimelerle bu oyundan kurtulmaya çalışmıştır ama nafile kurtulamamıştır Çünkü, Kamuran artık kararlıdır ve ikinci bir gaflete düşmeyecektir Bunu Feride’ye de onu bir daha kaybetmeyi göze alamayacağını ve onu şu an bile deliler gibi sevdiğini söyler Çalıkuşu, gizli bir mutlulukla ve huzurla kendini Kamuran’ın kollarına atar



Alıntı Yaparak Cevapla

Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin)

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin)




Ana Fikir
Aşkın araya ne girerse girsin asla yok olmayacağıdır

Şahıslar ve Olaylar

Feride(Çalıkuşu): Fransız okulundan mezun; çok güzel, haşarı, canlı, cıvıl cıvıl, yaramaz, duygusal ve akıllı, canayakın, sevimli bir İstanbul kızıdır
Kamuran: Feride’nin teyzesinin çok kibar, yakışıklı, sarışın, yüksek öğrenimli, fakat zenginliğinden dolayı herhangi bir işle uğraşmayan oğludur
Doktor Hayrullah: Canayakın, iyi kalpli, yaşlı, sevimli, biraz inatçı ve sinirli biridir Hayatını insanların mutluluğuna adamıştır
Munise: Küçük, sarışın ve güzel bir köy kızıdır Güzel olduğu kadar zeki ve nazik bir kızdır Feride’nin yalnız geçen günlerinin tek dayanağı olmuştur

Yazar Hakkında Bilgi

Reşat Nuri Güntekin :
25 Kasım 1889 tarihinde İstanbul’da doğdu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi (1912) Bursa’da başladığı (1913) öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam etti Milli Eğitim müfettişi (1931), Çanakkale milletvekili (1933-43), Paris Kültür Ateşesi ve emekli (1954) oldu, kanser tedavisi için gittiği Londra’da öldü İstanbul’da Karacaahmet Mezarlığı’nda gömülü

Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917’ de basılan Reşat Nuri, 1918’ de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu

Çalıkuşu’ nun Vakit gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu’ nda Anadolu, ilk idealist ve aydın kızı Feride’ ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi Bu roman az okumuş ve aydın, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı

Reşat Nuri’ nin hemen bütün romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür Romanlarında sosyal ve hissi konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da ekledi

Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış tüm eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesi hikaye kitabı Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar 7 Aralık 1956’da İstanbul’da öldü


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.