Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
biyografisi, hayatı, ismail, kısaca, şah

Şah İsmail - Biyografisi Kısaca Hayatı

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şah İsmail - Biyografisi Kısaca Hayatı




Şah İsmail

Safevî Devletinin kurucusu Erdebilli Şeyh Safiyyüddin’in torunudur Babası Râfizî Şeyh Haydar, annesi Akkoyunlu Uzun Hasan’ın Katerina Despina adlı hanımından olan kızı Halime Begüm’dür

1487’de doğdu İsmâil-i Safevî diye de bilinir Türklerin Hatay kabilesindendir 1493’te babası Haydar, Şirvan Hükümdârı Sultan Yâkub’un kuvvetleriyle yaptığı muhârebede öldürüldü İsmâil Safevî ve kardeşleri, dayısı Sultan Yâkub tarafından ölümden kurtarılıp, Şiraz Vâlisi Mansûr Bey Purnak’ın yanına gönderildi Şiraz Vâlisi, İsmâil Safevî ve kardeşlerini hapsettirdi Akkoyunlu Rüstem Bey tarafından kurtarılan Şah İsmâil Safevî ve kardeşleri, Erdebil’e gittiler İsmâil, babası Şeyh Haydar’ın müridleri tarafından saklanarak gizlendi Geylan, Gaskar, Rast ve Lâhicân’a gidip, gizlice faaliyette bulundu Babasının müridleri ve dostları, etrafında toplandı

1500’de harekete geçen İsmâil Safevî, Şirvan’a varıp babasının kâtili olan Ferruh Yesâr’ı katletti ve Şirvan’ı aldı 1501’de Âzerbaycan’ı ele geçirdi Akkoyunlulardan Arran ve Diyarbekir Hükümdarı Elvend Beyi, 1502’de mağlup edince Tebriz’e geldi Tebriz’i merkez yaptı ve merasimle taç giyerek “Şah” unvanını aldı Şah İsmâil’in kurduğu devlete ve hanedana, dedesi Safiyeddin Erdebilî’den dolayı Safevîler denildi

Şah İsmâil, kurduğu devleti, bozuk Râfizî inancıyla teşkilâtlandırıp, yayılma siyâseti tâkip etti Bütün İslâm ülkelerine halife, mürid ve fedâilerini gönderip, alenî ve gizli Safevî propagandası yaptırdı 1503’te Irak-ı Acem, Fars ve Kirman’ı, Kâzaran’ı büyük katliam ve tahriple zaptetti Kâzaran’ı alınca oradaki Ehl-i sünnet âlimlerinin hepsini kılıçtan geçirdi Bu katliamları, Osmanlı Devletinin tepkisine sebep oldu 1504’te Yezd’i alıp, kışın İsfahan’a geldiyse de Osmanlı-Safevî münasebetleri düzelmedi

1505’te Kazvin’e gelip, Eshâb-ı kirâmdan, büyük mücâhid, Seyfullah lakaplı, Irak Fâtihi Hâlid bin Velid soyundan gelen Hâlidiyyeleri imhâ etti 1507’de Dulkadirli Alâüddevle Beyi mağlup etti Erciş, Ahlat ve Bitlis’i ele geçirip, Elbistan’a kadar ilerledi Diyarbekir Hâkimi Emir Bey, Şah İsmâil’e bağlılığını arz ettiyse de, ekserisi Sünnî olan şehir ahalisi, Safevîler’i kabul etmedi Diyarbekir, uzun mücâdelelerden sonra, Safevî tahakkümü altına girdi

1508’de Bağdat’ı aldı Şehirde büyük tahribat ve katliamlarda bulundu Başta İmâm-ı A’zam Ebû Hanife hazretlerinin Azamiye’deki türbesini ve Ehl-i Beyt’ten, büyük âlim Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin ve daha pekçok Ehl-i beyt, Eshâb-ı kirâm ve Ehl-i sünnet âlimlerinin kabir ve türbelerini tahriple, Müslümanları katlettirdi Bağdat’a vâli tâyin edip, Abbasî halifeliğini küçültmek için ona “Halifet-ül-hülefâ”, yâni halifelerin halifesi unvanını verdi

1509’da Bakü’yü zaptetti Safevîlerin doğusundaki Sünnî Özbekler, Horasan’ı ele geçirince, Özbek Hanı Muhammed Şeybânî Hana haber gönderip, bölgeden çıkmalarını istedi İsteği kabul edilmedi 1510’da vukû bulan savaşı Safevîler kazandı Esir edilen Muhammed Şeybânî Hanın kafasını kestirip, kafatasını şarap kadehi yaptırdı; derisine de saman doldurarak, zafer alâmeti olarak Osmanlı Sultanı Bayezid Hana gönderdi

1511’de Mâverâünnehir Seferine çıktı Belh dâhil Mâverâünnehir’deki birkaç şehri antlaşmayla alıp, Irak’a döndü

Şah İsmâil, bizzat katıldığı seferlerle hâkimiyetini genişletirken, İslâm ülkelerine gönderdiği dâî denilen halifelerine de Safevî ideolojisini propaganda ettirip taraftarlarını çoğaltarak, Râfiziliği yaydırıyordu Anadolu’daki dâîlerinden Şeytan Kulu da denilen Şah Kulu Baba Tekeli de Güney Anadolu’da faaliyet gösterip, Safevî propagandası yapıyordu Şah Kulu, on beş bin kişilik silâhlı kuvvet toplayıp Sultan İkinci Bayezid Han (1481-1512) zamânında, 1511’de isyân etti Konya ve Kütahya civârında pek çok tahribatta bulundu Üzerine gönderilen kuvvetleri bozdu Sivas yakınındaki Gedik Hanı mevkiinde, Vezir-i âzam Hadım Ali Paşa tarafından öldürüldü Taraftarları İran’a sığındı Şah Kulu’nun taraftarları, yolda kervan soygununa katılınca, Şah İsmâil bunları cezâlandırdı

1512’de, Emir Ahmed İsfehanî’yi, Mâverâünnehir Seferine gönderdi Safevî ordusu, Özbeklere yenildi Özbekler, Horasan’ı tekrar ele geçirdiler Şah İsmâil, bizzat Horasan’a gidip, bölgeyi tekrar Safevî hâkimiyetine aldı Safevîler, Osmanlı Devletinin aleyhine Mısır Memlûkları ve Hıristiyan âlemiyle iyi münâsebette bulundular Sünnî Özbek Hanı Ubeyd Han, babası Muhammed Şeybânî Hanı katledip, kafasını şarap kadehi yapan Şah İsmâil’e karşı Osmanlı Sultanı Selim Handan yardım isteyip, ittifak teklif etti Yavuz Sultan Selim Han (1512-1520), bu talep ve teklifle Râfizi meselesini halletmek için, Şah İsmâil’e, ağır ithamlar bulunan arka arkaya üç mektup gönderdiyse de, Şah bunlara hiç cevap vermedi

Osmanlılar, 1514’te İran Seferine çıkınca, Sultan Selim Han, İstanbul’dan Doğu Anadolu’ya kadar gelmesine rağmen, Şah İsmâil meydana çıkmadı Şah İsmâil’e gönderilen son mektupta, Sultan Selim Han, Safevî Şahı için ağır ifâdeler kullanınca, Çaldıran Meydan Muhârebesine çıkmak zorunda kaldı Bu nâmede; Osmanlı ordusunun uzun bir yoldan gelip epeyden beri muhârebe için düşman ordusu aramasına rağmen meydana çıkan olmadığı, pâdişâhların ellerindeki memleketlerin nikâhlıları olduğu, erkek ve yiğit olanın onu nâmahreme (yabancıya) çiğnetmeyeceğinden bahsedilerek; Şah İsmâil’e miğfer yerine yaşmak, zırh yerine çarşaf giymesi tavsiye edilerek, ayrıca kadın elbiselerinden hırka, şal ve çarşaf gönderildi Şah İsmâil bu ağır ifâdeli nâme ve elbiseler üzerine, devrin en büyük devleti Osmanlılarla muhârebeyi kabul etmek zorunda kaldı

23 Ağustos 1514 târihinde meydana gelen Çaldıran Meydan Muhârebesinde, Şah İsmâil ve Safevî ordusu, Osmanlı ordusu ve Sultan Selim Hana bir gün bile mukâvemet edemedi Çaldıran’da, Safevî ordusu, Osmanlı teknik üstünlüğü ve kuvvetli îmânı karşısında eriyip gitti Şah İsmâil; tahtını, tacını ve hatununu muharebe meydanında bırakıp, kaçtı Tebriz’e çekildi Mağlubiyet üzerine, teselliyi içkide aradı Kendini bütünüyle içkiye verip, zevk ve eğlenceye düşkün, sefih bir hayat yaşadı Özbekler, Horasan’a tekrar sâhip oldular

Şah İsmâil, içki ve zevk âleminde günlerini geçirirken, Safevî devlet adamları harekete geçti Bebek yaştaki oğlu Tahmasb Safevî, atabeg îlân edildi ve Emir Sultan Han da yardımcı tâyin edildi Şah İsmâil, sefâhat âlemindeyken, Osmanlıya karşı kini azalmadı Alman İmparatoru Şarlken’e mektup gönderip, Osmanlı Devletine karşı yardım ve ittifak talebinde bulundu Fakat Şah İsmâil Safevî; tahriki sonucunda Osmanlı Devletine karşı Hıristiyan âleminin çıkardığı ordunun, 1526’da Mohaç’ta mağlubiyetini göremedi

Şah İsmâil, 23 Mayıs 1524’te Âzerbaycan’ın Serâb şehrinde öldü Cenâzesi Erdebil’e getirilip, Şeyh Safi’nin yanına gömüldü Cesur, intikamcı ve zevkine düşkün olan Şah İsmâil’in, aynı zamanda Türkçe, Farsça ve Arapça şiirleri mevcuttu Hece ve aruz vezninde şiirlerin toplandığı Dîvân’ından başka, Deknâme’si de vardır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.