Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Dili Ve Dilde Yozlaşma
Dilde Yozlaşma
İ Hakkı Yıldırım
Dilin çok önemli bir kültür unsuru olduğunu kabul etmiyen yoktur Gericisi de böyle düşünür, ilericisi de  Sosyalist de bu kanaattadır, kapitalist de  Aksini düşünemezler, çünkü insanlar birbiriyle anlaşıp kaynaşmak için müşterek dilden başka bir vasıtaya sahip değillerdir Bu zaruret, şu halk sözünde en güzel ifadesini bulmuştur: Hayvanlar koklasa koklaşa, insanlar konuşa konuşa  
Anayasamız bir kaide koymuştur: "Resmî dil Türkçedir"  Ama hangi Türkçe? Biz de türkçe konuşuyoruz onlar da; fakat anlaşamıyoruz Fuzulî' yi, Bakî'yi, Nedim'i, Fikret'i, Akif'i anlamıyan aydınlarımız pek çok  Onlar Osmanlıca yazdı da, onun için anlaşılmıyorlar, diyenler çıkıyor Diyelim ki öyle… Peki, Oktay'la Yücel beni niçin anlıyamıyorlar? Halbuki, onlarla çağdaş sayılıyoruz Ben de Cumhuriyet mektebinde okudum, onlar da  Ben de türkçe konuşuyorum, onlar da  Birbirimizi anlıyamıyoruz Buna ne demeli?
Anlaşamıyoruz, çünkü ben "tarihî maddecilik" diyorum, onlar "eytişimsel özdekçilik"  Ben "mektup" diyorum, onlar "beti"  Ben "hissî" diyorum, onlar "duysal"… Ben "taassup" diyorum, onlar "bağnazlık"  Ben "hayal" diyorum, onlar "imge"  Ben "cümle" diyorum, onlar "tümce"  Ben "taklitçi" diyorum, onlar "benzetleyici"… Ben "tabiat" diyorum, onlar "doğa"  Ben "fikir" diyorum, onlar "düşün"…
Sözün doğrusunu ben mi söylüyorum, yoksa onlar mı? Bence bu mühim değildir Onlar bana, senin sözlerin Türkçe değildir, diyebilirler Ben de onlara derim ki: Menşei itibariyle benim sözlerim Türkçe olmayabilir Fakat bu kelimeler benim kültürümün malı olmuştur On haneli köyde oturan yetmişlik cahil ana, askerdeki oğlundan "mektup'' bekler, "beti" değil  Asker oğul da anasına "mektup" yazar Şunu da söylerim: Türkçe olmasa da, ben bu kelimeleri biliyorum Bu kelimeler sadece kitapta ve lügatte yazılı değil  Hayatta da konuşuluyor  Onun için ben bu kelimeleri biliyorum ve kullanıyorum- Sizin kendi kitaplarınıza yazdığınız fakat asla konuşmadığınız o "uyduruk" kelimeleri bilemiyorsam kabahat bende mi? Müneccim değilim ki, akşamdan sabaha ne uyduracağınızı bilebileyim
Dilde özleşme  Pekâlâ, anladık Fakat bu kadarı da fazla  Grek ve Lâtin unsurları ayıklarsanız İngilizce ve Fransızca' dan eser mi kalır? Romen, Arnavut, Türk, İslâv dillerinden gelen unsurlardan arta kalan bir Romence mi vardır? Zengin kültür lisanlarının hepsi karmaşıktır, hiçbirisi "saf" değildir Bir milletin kültür münasebetleri ne kadar zengin olursa, konuştuğu dilin unsurları da o kadar rengârenk olur Çağdaş kültür halklarından hiçbirisi, yabancı kelimelerden arınmış "saf" bir dille konuşmazlar
Dilde özleşmeye peki deriz Fakat sun'î ve kasıtlı müdahalelerle dilde yozlaşmaya evet diyemeyiz Bu bir kültür katliâmı olur Dr Kessler' in şu düşüncesi pek doğrudur; “Lisan, içtimaî bir yaratıştır İçtimaî hayatın yürüyüşünü takiben değişir ve gelişir Bütün içtimaî tarihimiz, dilimizde in’ikâs eder ”
Dilimiz, en mukaddes kültür varlığımızdır Ona bir güve gibi musallat olanlar, millî değerlerimize düşman olanlardır Halisane niyetleri, dilde özleşme, dili yabancı unsurlardan temizleme gibi görünürse de, temeldeki maksatları kültür tahripçiliğidir Arapça’dır diye dilimizden Allah'ı, Resûl'ü, Kitab'ı, Vatan'ı, şüheda'yı atamayız Atarsak eğer, bizim çocuğumuz, mukaddes vatan uğruna şehit düşen ölümsüz varlıkla, toprak için ölen gasıp kişinin farkını bilemez
Beyler! Millî zevkle, millî ahenkle olgunlaşmış güzel Türkçemizin zerafetini lütfen bozmayınız Hassasiyetimizi mazur görünüz, çünkü, dilimize dokunan, dinimize dokunmuş gibi oluyor…
|