nükleer silah nükleer enerjinin, büyük miktarlarda ve ani denebilecek kısa sürelerde, kontrolsüz şekilde üretimine dayanır
nükleer enerjise, ya çekirdek parçalanması ya da fisyon , ya da çekirdek birleşmesi füzyon yoluyla elde edilir
fisyon olayında, örneğin U-235 gibi bir çekirdek , nötron bombardımanına tabi tutulduğunda, bir nötron tutarak parçalanır ve 2 ya da 3 nötron çıkarır
böyle çekirdeklerin, parçalanabilir ya da
"fisil" olduğu söylenir
açığa çıkan nötronlardan bazıları, ortamın dışına kaçarak ya da ilgisiz çekirdekler tarafından yutularak "ziyan" olurken, bazıları U-235 çekirdeklerine çarpıp yeni fisyonlara yol açar
eğer bir uranyum kütlesinde ortalama olarak, fisyona yol açan her nötron başına açığa çıkan nötronların; "birden fazlası, biri ya da
birden azı" tekrar fisyona yol açabiliyorsa, o uranyum kütlesinin "süperkritik, kritik ya da altkritik" olduğu söylenir
geometrisine ya da kimyasal bileşimine bağlı olarak, olası en küçük kütle 7-8 kg
düzeyindedir
uygun bir şekilde hazırlanması gereken böyle bir
kütlede, her fisyon yenisine yol açar ve "zincirleme reaksiyon" aynı düzeyde devam eder
süperkritik bir kütledeyse, her fisyon birden fazla yenisine yol açtığından, fisyonların sayısı çığ gibi artar
büyüyen bir "zincirleme reaksiyon" oluşur ve fisyon başına açığa, 200 milyon elektronvolt enerji çıkar
kömürün yanmasından elde edilen
enerjisiyse, karbon başına 4 elektronvolt kadar
dolayısıyla 1 gram U-235'in fisyonu, 2
5 ton kömüre eşdeğer
fakat doğada bulunan uranyumun, sadece %0

71 kadarı U-235'ten, kalanıysa, parçalanmayan bir izotop olan U-238'den oluşur

dolayısıyla doğal uranyumdaki 235 bileşeninin, hele bomba yapılmak isteniyorsa, %90'lar düzeyinde zenginleştirilmesi gerekiyor

zenginleştirme yöntemlerinden birisi, "gaz diffüzyonu" yöntemi

normal şartlar
altında metal olan uranyum, UF6 gazı haline getirilir ve zarın diğer tarafına sızmakta daha başarılı olurlar

dolayısıyla, diğer bölmedeki U-235'li molekül konsantrasyonu, az biraz artar

kayda değer bir zenginleştirme için bu sürecin binlerce kez tekrarlanması, böylesi kaplardan art arda kullanıulması gerekir

böyle bir tesiste, yılda tonlarca zenginleştirilmiş uranyum üretilebilir

fakat basınçlamanın gerektirdiği güç binlerce MW, kap sisteminin maliyeti milyarlarca dolar düzeyindedir

oysa, bir nükleer bombasının yapımı için onlarca kilogram zengin uranyum gerekir

zengin uranyumu az miktarlarda elde etmenin daha ucuz yollları vardır
bir başka zenginleştirme yöntemi, uranyum izotoplarının , aynı frekanstaki lazer atımları karşısında verdikleri farklı tepkimeye dayanır

buysa zahmetli çalışan bir yöntem

malzemeyi küçük miktarlarda elde etmnin bir diğer yolu, uranyum izotoplarını
iyonlaştırıp bir manyetik alanın üzerinden geçirmek

aynı hızla hareket etmekte olan iyonlar manyetik alanın üzerinden saptırılır ve karşıdaki bir "toplayıcı levha"nınfarklı yerlerine düşerler

bu, fakirin zenginleştirme yöntemidir

ancak sabır gerektirir

çünkü gün boyunca hedef levhasında, gram düzeyinde az ürün birikir

parçalanmaya yatkın bir diğer "fisil" çekirdekse
, Pu-239 izotopu

ancak, plutonyum doğal bir elemet değil

nükleer reaktörlerde, U-238 izotopunun bir nötron yuttuktan sonra bozunması sonucu oluşur

farklı bir element olduğundan, uranyumdan kimyasal yöntemlerle ayrıştırılabilir ve zenginleştirme işlemi gerektirmez

fakat eldesi için, hazırda çalışan bir nükleer eaktörün bulunması ve yakıtına uygun zamanlamalarla müdahale edilmesi gerekir

halbuki, bomba malzemesi olarak geliştirilmiş uranyum ya da plutonyum elde etmenin en
kısa yolu, bu malzemeyi, nükleer santrallara hizmet veren yakıt işleme tesislerinden almak ya da çalmak
fisil malzeme elde edildikten sonra bomba yapması, görece kolay bir iş
ilkel bir nükleer bomba, bir araya geldiklerinde süperkritik olacak olan iki altkritik uranyum kitlesini bir topun namlusuna yerleştirip, birini diğerine doğru ateşlemekle yapılabilir
sonu
,
büyük bir patlamaya yol açan süperkritik bir kütldir ve açığa çıkan toplam enerjiye "bombanın verimi" denir
Hiroşima'ya atılmış olan bomba böyle bir düzenekten oluşmuştur
ancak "top tipi bomba" fazla uranyum gerektirir; ağır ve hantal, hem de düşük verimlidir
bir diğer yöntem; süperkritik bir fisil malzeme küresinin etrafına güçlü
patlayıcılar yerleştirip, bu patlayıcıları fevkalade simetrik ve eşzamanlı biçimde patlatarak , küreyi homojen bir şekilde, çok daha küçük bir küreye "göçertmek"
bu tip bir "göçertme aygıtı"nda , Pu-239 tercih edilmekle birlikte, U-235'de kullanılabilir
yöntemin, fisil malzeme sağlamadan sonraki en zor tarafı, patlamaların eşzamanlılığını
sağlayan elektronik devre elemanlarının yapımı ya da ele geçirilmesi

fakat zahmetine de değer: bomba küçük, verimi yüksek olur

füzyon olayıysa, hidrojen ya da hidrojen izotopları olan döteryum ve trityum çekirdeklerinin birleşmesine dayalıdır

bu
çekirdeklerin kaynaşması, birim ağırlık başına fisyondan bile daha fazla enerji açığa çıkarır

o kadar ki, 1 gram hidrojen yaklaşık 50 ton kömüre eşdeğerdir

ancak, çekirdeklerin kaynaştırılabilmeleri için, çok yüksek hızlarda çarpıştırılmaları gerekir

yeterince yüksek sıcaklıktaki hidrojen gazında, her bir yöne doğru hareket etmekte olan
atomlar,yeterince yüksek hızlarla çarpışıp kaynaşabilirler

nitekim, Güneş'in merkezindeki sıcaklık 15 milyon C' yi buluyor ve buradaki hidrojen çekirdekleri, yüksek basıncın da yardımıyla füzyona uğrayarak, Güneş'e ışıdığı enerjiyi sağlıyorlar

ancak yeryüzünde basınç çok daha düşük olduğundan, hidrojen füzyonu için gerekli
sıcaklık çok daha yüksek ve 100 milyon C' nin üstüne çıkması gerekiyor

bu yüzden "hidrojen bombası"nın yapımında, füzyonu biraz daha kolay olan döteryumla trityum tercih edilir

döteryum sudaki hidrojen atomları arasında, 1/666 oranında bulunuyor ve fizikokimyasal yöntemlerle ayrıştırılabiliyor

trityumsa, Li-6 (lityum) izotopunun
nötron bombardımanına tabi tutularak, helyum ve helyuma parçalanmasıyla elde edilir

ancak trityum; normal şartlar altında uçucu, kaçıcı bir gaz

hem de, görece kısa bir yarılanma ömrüyle kendiliğinden bozunuyor

dolayısıyla, önceden üretilip saklanması
yerine, kullanımının hemen öncesinde ve sırasında üretimi tercih ediliyor

bu amaçla döteryum lityumla karıştırılır ve her ikisi birlikte, strofor ambalaj malzemesiyle kaplanr
patlama anı geldiğinde, lityum nötron bombardımanına tabi tutularak trityum
üretilir, bu trityumlar da, içerdeki döteryumlarla çarpışıp füzyona yol açarlar

ancak; lityumun bombardımanı için nötronlar, füzyon içinde yüksek sıcaklık gerekir

bunlarsa "birincil" denilen bir uranyum ya da plutonyum bombasının patlamasıyla elde edilir

bu
bombanın ürettiği ısınma etkisi, yani termal şok, görece yavaş yayılır ve füzyon düzeneğine ulaşana kadar, düzeneğin dağılması olasılığı belirir

halbuki, yayınlanan gama ışınları ışık hızıyla hareket eder ve strofur bunları emerek, içindeki karışımın ısınmasını sağlar

Bir yandan da , birincil bombanın basınç şoku füzyon karışımını dışardan ve her yandan homojen bir şekilde sıkıştırır, yaydığı nötronlar
lityumu parçalayıp trityum açığa çıkarırlar

Karışımın sıcaklığı 100 milyon C' nin üstüne çıktığında "ikincil" füzyon bombosı devreye girmiştir
nötron bombası, küçük bir hidrojen bombasıdır
diğer nükleer silahlardan farkı ,asıl öldürücü etkisinin, yaydığı nötronların yol açtığı radyasyon hasarından kaynaklanıyor olması
bu özelliğiyle "güçlendirilmiş radyasyon silahı" olarak da adlandırılır
atlamasının yol açacağı basınç ve ısı etkisi düşük olacak şekilde tasarlandığından , çivardaki binalar ve sanayi tesisleri gibi fiziksel yapılar, patlamadan daha az etkilenir
öteyandan, fazla zaklara yayılamadığından, bu silahın öldürücü menzili ötekilere göre kısa Soğuk Savaş döneminde NATO kuvvetlerinin, Doğu Avrupa'daki nüfus yoğun bölgelerde savaşa hazırlıklı olma gereksinimine göre, "kısa menzilli antipersonel silahı" olarak üretildiler