Üç Aylık Bebeğin Gelişimi |
10-19-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üç Aylık Bebeğin Gelişimi• Sırtüstü konumda, başı ortada tutarak yatmayı seçer • Kollar ve bacaklar daha kolay bükülür; hareketler daha düzenlidir Kollarını simetrik olarak sallar Eller gevşekçe açılır, sarkıtılır • Ellerini yanlardan ortaya getirip göğüs ve çene üstünde birleştirir • Bacaklarını sırayla, birbiri ardından veya zaman zaman her ikisini birlikte uzatarak tüm gücüyle tekme atar • Oturur konuma çekildiğinde, baş çok az geride kalır ya da hiç kalmaz • Oturur konumda tutulduğunda, bel bölgesinde eğri oluşur Bel bölgesi dışında sırt dik durur • Baş öne doğru sarkıp sallanmadan önce, birkaç sa-niye boyunca dik ve sabit tutulur • Karından kavrayıp havada tutulduğunda, baş be-irgin biçimde gövdeden daha yukarıda tutulur, kalça ve omuzlar gerilir • Yüzükoyun konumda, ön kollardan destek alarak ve (çoğunlukla) elleriyle masanın üstüne tutunmaya çalışarak, başını ve üst - göğsünü iyice yukarı kaldırır, kal-çalar düz ve yatay durur • Sert bir zeminde ayakta tutulduğunda, dizlerini gevşetip büker ALGISAL BECERİLERİ İlk 2 ayda bebeğin görsel dikkati objelerin nerede ol-duğuna ilişkindi Ancak 3 aya gelindiğinde bebek artık objenin nerede olduğuyla değil, ne olduğuyla ilgilenir Başka bir deyişle, objenin aranmasıyla değil, tanınmasıyla ilgilenir; Bebek artık objenin kenarını değil kendisi-ni gözden geçirir Örneğin; önceleri insan yüzünün kenarlarına (saç çizgisi ve çene) bakar bebek, artık yüzü, gözleri incelemeye başlamıştır Bebek 3 aylık olduğunda, annesinin yüzünü bütün diğer yüzlerden ayırabilir • 3 aylık bebek görsel açıdan oldukça dikkatlidir, özellikle yakınındaki birinin yüzüyle yoğun biçimde ilgilenir • Dikkatle çevresine bakınmak için, başını amaçlı olarak çevirir • Görüş alanına giren yetişkin hareketlerini izler • Yüzü önünde kendi ellerinin hareketlerini izler ve parmaklarıyla oynar, ellerini birbirine kenetlemeye, sıkı sıkı kavramaya ve bırakmaya başlar; avuç içlerini birbirine bastırır • Yüzüne 15 - 30 cm uzaklıkta; hem yatay olarak yarım çember boyunca bir yandan öbür yana, hem de, dikey olarak göğsü ile kaşı arasında sallandırılan topu izler • Biberonunu tanır; biberon yüzüne yaklaştırıldığın-da, biberonu istediğini belirten hareketler yapar • 15 - 25 cm yakınlarındaki küçük, hareketsiz nesne-lere dikkatle bakar, ama nadiren dikkatini uzun süre ve aralıksız yoğunlaştırabilir • Sallanan top yüzüne yaklaştırılınca, bakışlarını topa yöneltir • Herhangi bir uyarıcı karşısında savunma amaçlı göz kırpma açıkça görülür • Eline verilen çıngırağı birkaç dakika boyunca tutar, yüzüne yaklaştırabilir; bazen oyuncakla çenesine vurabi-lir, nadiren dikkatini aynı anda oyuncağa verebilir • Oyuncağı tutar ama el - göz eşgüdümünü henüz sağ-layamaz • Beklenmedik yüksek ses ve gürültü hâlâ sıkıntı verir Bu tür uyaranlar, bebeğin göz kırpmasına, gözlerini kısmasına, ağlamasına ve başka yöne dönmesine sebep olur • Anne kendisine dokunmadan önce, oldukça belirgin bir gülümseme ya da sessizleşmeyle annenin sesine karşılık verir, ama bağırırken böyle davranmaz • Kendisiyle konuşulduğunda ya da hoşnut olduğunda, bazen yalnızken de, büyük bir zevkle kendi kendine sesler çıkarır • Rahatsız ya da sıkıntılı olduğunda ağlar • Kulağa 15 - 30 cm uzaklıkta, 3 - 5 saniye aralıklarla 3 - 5 saniye boyunca, görüş alanı dışında, bir zil hafifçe çalınırsa veya bardakta kaşık tıngırdatılırsa, bebek sessizleşir |
Üç Aylık Bebeğin Gelişimi |
10-19-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üç Aylık Bebeğin GelişimiBebeğin aylık gelişimi |
Üç Aylık Bebeğin Gelişimi |
10-19-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üç Aylık Bebeğin GelişimiGebelik Zehirlenmesi(Preeklampsi) Preeklampsi hamilelik döneminde beliren, hamileliğin anormal seyrettiği bir durumdur Nedeni bilinmeyen tansiyon yükselmesine neden olur, idrarla protein kaybı başlar ve normalde damarlar içinde tutulması gereken sıvının büyük kısmı vücut boşluklarına kaçarak aşırı kilo alımına ve ödem oluşmasına yol açar Önceden var olan kronik hipertansiyon ya da gebeliğe bağlı olarak gelişen hipertansiyonda preeklampsi ve eklampsi gelişme riski tüm gebelik boyunca devam eder Bu yüzden gebelik boyunca tansiyonun düzenli olarak takibi çok önemlidir" Preeklampsinin belirtileri nelerdir? Preeklampsinin hiçbir belirtisi olmayabilir Özellikle hafif preeklampsi anne adayında hiçbir şikayete yol açmayabilir Ender durumlarda ve özellikle de hiç gebelik muayenelerine gitmemiş anne adaylarında preeklampsinin ilk belirtisi eklampsi olabilir Bilinç kaybı ve konvülziyon (vücutta sara benzeri kasılmalar) ile başvuran bir anne adayında tanı çok yüksek ihtimalle ağır preeklampsi zemininde gelişmiş eklampsidir Çoğu durumda ise hafif belirtilerden ağır belirtilere kadar değişen bir spektrum içinde çeşitli şikayetlere rastlanır: “ani ortaya çıkan bir kilo artışı; yüzüklerin dar gelmesi; yüzde şişme; halsizlik; bilinç bulanıklığı; unutkanlık; uykuya eğilim; bebek hareketlerinin azalması; karın ağrısı, gözlerde sinek uçuşması; ani görme bozuklukları; az görme ya da ani körlük; karaciğer bölgesinde ağrı; ani başlayan bulantı ve kusma; göz aklarında veya vücutta sararma; az idrar yapma”, gibi belirtiler preeklampsi habercisi olabilir Preeklampsi tüm organları etkileyebilen bir hastalıktır Bu nedenle her organ sistemine ait belirti tek başına ya da diğer belirtilerle birlikte bulunabilir Bu gerçeği göz önünde bulundurarak düzenli antenatal kontrol randevularının dışında kalan zamanlarda vücudunuzda bir rahatsızlık ortaya çıkması durumunda gelecek kontrolü beklemeden doktorunuza başvurunuz Tanı Preeklampsi tanısını koymak çoğu durumda kolaydır rutin kontrollerin birinde hipertansiyon ve albüminüri (idrarda normalden fazla albümin görülmesi) preeklampsi tanısını koymak için yeterlidir Gebelik esnasında tansiyonun 140/90mm hg (cıva) ya da üzerinde olması ve en az dört saat aralıkla yapılan ikinci ölçümde ve sonraki ölçümlerde yüksekliğin devam etmesi durumunda tansiyon yüksekliğinden bahsedilir Preeklampsi hangi yollarla hasara yol açar? tehlikeleri nelerdir? Preeklampsi anne adayının kapiller adı verilen damar bölgelerinde gelişen bir hastalıktır Kapillerler atardamarlarla toplardamarların arasında yer alan ve organlara yaşamsal maddelerin götürüldüğü ve artık maddelerin toplandığı en uçta yer alan ince damarlardır Vücudun her yerinde bulunurlar Bu yüzden preeklampsi vücudun tüm organlarını etkileyebilen bir hastalıktır Kapiller damarlarda henüz tam olarak aydınlatılamayan bir nedenle ortaya çıkan direnç artışı kapillerin gerisinde bulunan atardamar sisteminde basıncı artırır ve bu durum klinik olarak kendini hipertansiyon şeklinde gösterir Kapiller damarlardan organların etrafında bulunan damar dışı bölgelere anormal miktarlarda sıvı kaçağı olur Bu da kendini vücutta şişme ve kilo alınması şeklinde gösterir Olayın kapiller seviyede olması nedeniyle en hassas olan organlar ilk önce etkilenir Böbreklerde kapiller yapılardan damar dışına kaçan albümin böbreklerden süzülerek idrara geçer Bu durum kendini albüminüri şeklinde gösterir kandaki albümin kanın sıvısını damar içinde tutmak için çalışan en önemli maddedir Albümin kaçağı kandaki albüminin azalmasıyla sonuçlanır ve bu durum damar dışından organların etrafına sıvı kaçağını artırarak ödem (şişlik) oluşmasına önemli katkılarda bulunur Uteroplasental ünite (bebeğe besin maddelerini götüren yapıların tümü) bu kapiller hasardan etkilenen diğer bir organdır Bebeğe giden yaşamsal maddeler azaldığında uteroplasental yetmezlik (upy) adı verilen klinik tablo oluşur Upy bebek için ciddi bir tehlikedir Preeklampsinin erken başlaması ve uzun sürmesi bebeğe giden besin maddelerinin azalmasına ve intrauterin (rahimiçi) gelişme geriliği (iugg) oluşmasına yol açabilir Bebeğe giden oksijen azlığı bebekte sıkıntı oluşmasına yol açabilir Uteroplasental ünitede basıncın artmış olması plasentanın erken ayrılmasına neden olabilir Ani ortaya çıkan fetal distres (bebekte sıkıntı hali), ablatio plasenta (plasentanın erken ayrılması) ve iugg bebeğin rahim içinde ölmesine ya da doğduktan sonra ciddi bir sorunla karşılaşmasına neden olabilir Karaciğer özellikle ağır preeklampside etkilenen önemli bir organdır hafif karaciğer hasarından, gözaklarında sarılık ortaya çıkmasına, ciddi karaciğer yetmezliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ölüme kadar gidebilen tablolar oluşabilir Beyin de yine özellikle ağır preeklampside etkilenen bir organdır hem ağır hipertansiyon, hem de beyinde meydana gelen kapiller hasar ve ödem beynin olaydan etkilenmesine katkıda bulunur Eklampsi gelişmesi beynin olaydan etkilendiğinin kesin göstergesidir Eklampsi geliştiği andan itibaren anne adayının hayati tehlikesi önemli derecede artar Beynin etkilenmesi her zaman eklampsi gelişmesine neden olmaz hafif bilinç bulanıklığından, beyin ödemi (beyin dokusunda sıvı toplanması), koma ve ölüme kadar gidebilen değişik şiddette durumlar ortaya çıkabilir Beynin görmeden sorumlu bölgesinin etkilenmesi sonucu geçici körlükler oluşabilir Kapiller hasardan kan ve pıhtılaşma sistemi de zarar görebilir Trombositler hasarın olduğu kapiller bölgelerinde parçalandıklarında trombositopeni (kanda trombosit sayısının azalması) meydana gelebilir bu durum ciddi kanamaların oluşmasına neden olabilir Kandaki pıhtılaşma faktörlerinin gereksiz yere harcanması, karaciğerde pıhtılaşma faktörlerinin yetersiz üretilmesi ve trombosit sayısının azalması yaygın damariçi pıhtılaşması (dic=disseminated intravascular coagulation) denen bir durumun oluşmasına neden olabilir Bu, çok ender rastlanan ve ölümcül sonuçları olabilen bir durumdur Preeklampsi nasıl tedavi edilir? Gebelikte hipertansiyon tanısı konduğunda iki nokta önem kazanır: 1 Preeklampsinin varlığı ya da yokluğu ve organ sistemleri üzerinde yarattığı olumsuz etkiler 2 Bebeğin durumu (iugg ve fetal distres (bebekte sıkıntı) gelişimi) Gestasyonel hipertansiyonda yaklaşım Tek başına hipertansiyon varlığından emin olunması için tam idrar tetkiki ve gerekli durumlarda 24 saatlik idrarda protein analizinden faydalanılır Saf hipertansiyon varlığı kesinse ve anne adayının genel durumu iyiyse, bebek nst gibi fetal iyilik hali testleriyle değerlendirilip iyi durumda olduğuna karar verildikten sonra anne adayı evine gönderilir ve sık aralıklarla (genellikle üç günde bir) kontrole çağırılır Bu esnada anne adayının evinde ya da yakınında bulunan sağlık kuruluşunda günlük tansiyon ölçümlerini devam ettirmesi gerekir Bu ölçümlerden birinde tansiyonun 160/110 mm hg ve üzerinde olması ya da vücudunda preeklampsi belirtilerinden birini gözlemesi durumunda randevuyu beklemeden doktoruna başvurması öğütlenir Her kontrolde preeklampsi gelişimi araştırılır, fetal iyilik hali değerlendirilir Gebelik 36 haftanın üzerindeyse, suni sancı ve bazı durumlarda sezaryen ile doğum gerçekleştirilir Testlerde fetal distres varlığı kesinleşirse, yani bebek sıkıntıdaysa, doğum gerçekleştirilir Preeklampsi gelişmesi durumunda yaklaşım yön değiştirir Gestasyonel hipertansiyonda preeklampsi gelişmese ve fetal distres olmasa bile miad geçmesine izin verilmez ve genellikle 41 haftanın sonunda doğum gerçekleştirilir Preeklampsi tanısı kesinleştiği andan itibaren anne adayı hastanede yatırılarak izlenir İlk yapılması gereken anne adayının genel durumunun değerlendirilmesi ve fetal distres aranmasıdır Sistem değerlendirmeleri klinik muayene ve laboratuar incelemeleriyle yapılır kan tetkikleriyle böbrek, karaciğer, pıhtılaşma sistemi gözden geçirilir Beynin etkilenip etkilenmediği nörolojik muayene ile ortaya konur Ultrasonla bebekte iugg, oligohidramnios (amnios sıvısının azalması) gibi bulgular aranır Fetal iyilik testlerinden biri kullanılarak (nst, bfp) fetal distres aranır daha sonra hafif ve ağır preeklampsi ayrımı yapılır: 1 Tansiyon değerleri 160/110 mm hg ve üzerinde seyrediyorsa; 2 Bebekte iugg, oligohidramnios varsa; 3 Karaciğer hasarı bulguları varsa, 4 Böbrek yetmezliği bulguları varsa (idrar çıkışının azalması, ya da böbrekten kaybedilen albümin miktarının çok fazla olması); 5 Nörolojik muayenede anormallik bulunursa; bilinç değişiklikleri varsa; görme bozukluğu varsa; 6 Eklampsi ortaya çıkmışsa; 7 Pıhtılaşma sistemi olumsuz etkilenmiş ve pıhtılaşma bozukluğu bulguları varsa; dic bulguları varsa; trombosit harabiyeti sayıyı çok düşürmüşse; 8 Solunum ya da dolaşım sistemlerinin etkilendiğine dair bulgular varsa (siyanoz ve akciğer ödemi gibi); 9 Hellp bulguları varsa ağır preeklampsi söz konusudur bu durumda preeklampsinin vücuda etkileri hayatı tehdit eder duruma gelmiştir Preeklampsi takip ve tedavisi anne adayı ve bebek için yoğun bakım şartlarının olduğu merkezlerde yapılır Preeklampsi gebelikle ortaya çıkan bir hastalık olduğuna göre tedavisi gebeliğin bitmesidir Tedavi şeması ilk önce preeklampsinin ağırlık derecesinden ikinci planda da bebeğin gebelik haftasından ve fetal distres varlığından etkilenir Hafif preeklampside tedavi Hafif preeklampside bebek 36 haftanın üstündeyse doğum indüksiyonla (suni sancı) sonlandırılmaya çalışılır 36 haftanın altında ise ağır preeklampsi gelişmediği sürece ve bebekte fetal distres bulguları olmadığı sürece beklenir Ağır preeklampside tedavi Yukarıda bahsedilen ağır preeklampsi kriterlerinden birinin varlığı doğumun gebelik haftasına bakılmaksızın biran önce gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret eder ağır preeklampside anne hayatı ön plana çıkar ağır preeklampsi uygun ve hızlı bir şekilde tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilir |
|