Prof. Dr. Sinsi
|
Gebelikte Görünen Rahatsızlıklar
Gebelikte Görünen Rahatsızlıklar
Kadının gebeliği boyunca yaşadığı rahatsızlıklar genelde "gebeliğin küçük rahatsızlıkları" olarak isimlendirilirler Ancak bu deyimin hadiseyi tam olarak izah etmekten yoksun olduğu görülmektedir Çünkü belirlenen rahatsızlıkların bir çoğu, gebelik hormonlarına ve destek organlarına bağlı olarak ortaya çıkan normal, fizyolojik değişimlerdir Bununla birlikte, kadın bu sorunları yaşarken, bu rahatsızlıklar hiç de "küçük" sorunlar olarak görülmemektedir Çünkü kadın günlük yaşamında bu sıkıntıları devamlı çekmekte bu sorunlarla sürekli karşı karşıya kalmaktadır
Memelerde gerginlik ve hassasiyet:
Memelerdeki rahatsızlık: gerginlik, dolgunluk, sızlama ve meme başında hassasiyet şeklinde kendini gösterir Genelde gebelik süresince devam eden bu belirtilerin bir ya da birkaçının varlığı gebeliğin ilk belirtisi olarak kabul edilir Bu rahatsızlıklar meme bezlerinin büyümesi ve damarlaşmasının artması nedeniyle meydana gelir
Alınması Gereken Önlemler:
Memelerdeki rahatsızlık: geniş bantlı sutyenlerin kullanılması ve geceleyin baskıyı azaltmak için yatma pozisyonunun değiştirilmesi ile azaltılabir Gebelik ilerledikçe meme başı ve etrafındaki kahverengi dokuların kuruluğunu önlemek için sabun kullanmaktan kaçınılmalıdır Memelerden kolostrum adını verdiğimiz koyu kıvamlı, sarımsı "ilk süt" gelişi olması durumunda meme başına hafifçe masaj yapılması gerekebilir Bu işlem gelen süt ile memenin nemlendirilmesi ve emzirme için meme başının hazırlanmasını sağlaması bakımından da önemlidir
Bu dönemde süt akışı sorun oluyorsa sutyen içine göğüs petlerinin kullanılması ve yumuşak pamuklu giyeceklerin giyilmesi faydalı ve rahatlatıcı olabilir
Bulantı ve Kusma:
Bulantı ve kusma gebeliğin erken dönemlerinde % 70 oranında yaşanılan normal fizyolojik bulgularıdan biridir Genellikle adet kanamasının geciktiği günlerde gebelikle birlikte başlar ve normal olarak gebeliğin ilk üç ayında kendiliğinden geçer Günün herhangi bir saatinde görülmesine rağmen, daha ziyade sabahın erken saatlerinde yaşandığı için "sabah rahatsızlığı" olarak da isimlendirilir Bir çok gebede gebeliğin ilk üç ayında bulantı şikayetini değişik derecelerde yaşarken, bunların çoğunluğunda kusma meydana gelmez
Gebelikteki bulantı ve kusmanın tam olarak nedeni bilinmemesine rağmen daha ziyade gebelik hormonlarının kandaki seviyesinin artmasına bağlı olarak geliştiği kabul görmektedir Gebelikte hormonal etki ile midenin boşalma zamanının artması ve ayrıca kandaki kan şekeri seviyesindeki değişikliklerde bulantıya neden olduğu bildirilmektedir Bulantıya sebep olduğu ileri sürülen diğer nedenler: mide asit salgılarının artması, yememeye bağlı olarak midenin boş olması, susuz kalma, ağızda acılık, annede düşük tansiyon değişikliği, psikolojik faktörler ve yorgunluk sayılabilir
Alınacak Önlemler:
Eğer bulantı sabahları erken saatlerde görülüyorsa, sabah yataktan kalkmadan önce karbonhidratlı (unlu mamuller) kuru yiyecekler yemek faydalı olabilir Yatak kenarında kraker bulundurmak birçok kadının uyguladığı bir yöntemdir Bir bardak süt içmek ya da iki adet kalsiyum tableti almak mide asitini yatıştırmak için yardımcı olabilir Yemekler az ve sık olarak alınmalıdır Su ve diğer içeceklerin yemek sırasında değilde öğün aralarında alınmasına özen gösterilmelidir Maden suyu gibi tatlandırıcısız karbonatlı meşrubatlar bulantı için nispeten yardımcı olabilir Gebe kadın ilk dönemde yemek hazırlamada zorlanabilir Bu dönemde ailedeki kişiler tarafından yemek hazırlamada yardımcı olunması gerekmektedir
Vitamin B6 haplarının yemeklerden sonra ya da yatarken alındığında bulantı için faydalı olabilir Ancak bulantı giderici ilaçların hekim tarafından önerilmedikçe kullanılması anne ve bebek yönünden sakıncalı olabilir İstirahat ve tansiyon düşüklüğünden kaçınmak için yavaş hareket etmek bulantıyı azaltmaya yardımcı olabilir
Eğer bulantı ve kusma ısrarcı ve vücudun susuz kalmasına (dehidratasyona) yol açmış veya dördüncü aydan sonrada devam ediyorsa o zaman bu durum gebeliğin "normal" bulgusu olmaktan çıkar, ileri tetkik ve değerlendirmenin yapılmasını gerektirir
Pityalizm - Ağızda Acılık:
Pityalizm, gebelik sırasında tükürük salgısının fazla miktarda mineral içermesine bağlı olarak yoğunluğunun artması sonucu ağızda metalik acı bir tat oluşmasıdır Bu rahatsızlık gebeliğin ikinci veya üçüncü haftasında birden bire başlamasıyla karakterizedir Gebeliğin ilk üç ayında azalıp kendiliğinden kaybolabilir Ancak gebeliğin sonuna kadar devam eden vakalar mevcuttur Tükrük salgısmdaki yoğunluk yutmayı güçleştirir ve sık tükürme ihtiyacının yanında, bulantı-kusmaya neden olabilir Ağzda ve özellikle dilde kuruluk, tükürük bezlerinde şişlik, ağızda tahriş ve konuşmada zorlanma olabilir
Bu durumu oluşturan nedenler tam olarak bilinmemekle birlikte gebelik hormonlarının artması ve gebelikte oluşun bulantı nedeniyle yutmada isteksizliğin sebep olabileceği belirtilmektedir
Alınacak Önlemler:
Pityalizm in bilinen kesin tedavisi olmadığından belirtilere yönelik tedavi yapılması önerilmektedir Bu maksatla ağız hijyenine önem verilmesi ve salgı azaltıcı ağız sıvılarının kullanımı faydalı olabilir Nişastalı hamur işi yiyeceklerinin kullanımının kısıtlanması ve dengeli beslenme önerilebilir
Eğer aşırı tükürük salgısı varsa hekime müracaat edilerek ağız yaraları, bademcik iltihabı, mide, pankreas ve karaciğer hastalıklarına yönelik ileri tetkiklerin yapılması ve ona göre tedavi edilmesi önerilebilir
İdrar kaçırma ve Sık İdrara Çıkma:
Gebelikte, idrar kaçırma ve sık idrara çıkma şikâyetleri genelde birlikte görülür Gebeliğin ilk üç ayında büyüyen rahimin, mesaneye ve böbrekten mesaneye uzanan idrar yollarına yaptığı bası ve hormonların idrar yollarında genişlemeye yol açan etkileri nedeniyle bu şikâyetler orkaya çıkar İkinci üç ayda (3-6 ay) rahmin basısı nispeten azalır Çünkü rahim leğen kemiğinin dışına doğru büyür ve böylece idrar
sıklığı azalır, idrar sıklığı üçüncü üç ay (6-9 ay) da tekrar sorun olmaya başlar Çünkü bebekle birlikte büyümüş rahim olan tekrar idrar torbasına bası yapar
Gebelik hormonlarının idrar yollarındaki düz kaslarda yaptığı gevşetici etkisi nedeniyle, idrar yollarında genişlemeye neden olur Bu durum ise gebe kadınların genelde idrar kaçırmalarına yol açmaktadır
Alınması Gereken Önlemler:
Gebelikte, idrar kaçırma ve sık idrara çıkma hadisesi, bütün gebeleri rahatsız eden en önemli sorun olarak kendini göstermektedir Şikâyetleri gebelik süresince tamamiyle ortadan kaldırmanın imkânı yoktur Ancak alınacak tedbirlerle şikâyetlerin nispeten giderilmesi mümkündür Önerilen tedbirler: idrar torbası (mesane) mümkün olduğunca boş tutulmalı ve aşırı gerilmesini önlemek için idrar hissi oluşur oluşmaz boşaltılmalıdır Gün içinde yeterince sıvı alınmalı, ancak geceleyin uykunun bölünmesi ve gece idrar kaçırmanın önlenmesi bakımından sıvı alımı bir miktar azaltılmalıdır Kahve, çay, kola gibi kafeinli içeceklerden kaçınılmalı ve karın-kasık bölgesindeki kasların güçlendirilmesi maksadıyla "kegel egzersizler"! yapılmalıdır (Kitabın ilerdeki "Egzersiz" bölümünde bu egzersizlerin nasıl yapılacağı konusunda ayrıntılı bilgi verilmiştir) Alınan tüm tedbirlere rağmen idrar sızması önlenemiyorsa astarlı külotlar kullanılabilir
Gebelikte idrar kaçırılma miktarında artma, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, sızlama ve idrar renginde değişikliğin olması gibi durumlarda zaman kaybedilmeden doktora müracaat edilmesi gerekir,
Yorgunluk ve Halsizlik:
Gerçek nedeni bilinmemekle beraber erken dönemlerinde bütün gebelerde yorgunluk ve halsizlik görülmektedir Bu duruma daha ziyade kandaki bazı hormonların gebeliğe bağlı olarak artışlarının sebep olduğu ileri sürülmektedir
Kişinin harcadığı enerji miktarının %25 oranında artması yorgunluğa ve solunum sayısının artmasına sebep olmaktadır İlk üç ayda ise fizyolojik ve psikolojik değişikliklerle birlikte meydana gelen halsizlik ve yorgunluk daha ziyade kansızlık, kalp rahatsızlığı ve başka bir hastalığa bağlı kilo kaybından ileri gelebilir Durumun aydınlatılması bakımından hekime müracaat edilmesi en uygun hareket tarzı olarak değerlendirilmelidir
sıklığı azalır, idrar sıklığı üçüncü üç ay (6-9 ay) da tekrar sorun olmaya başlar Çünkü bebekle birlikte büyümüş rahim olan tekrar idrar torbasına bası yapar
Gebelik hormonlarının idrar yollarındaki düz kaslarda yaptığı gevşetici etkisi nedeniyle, idrar yollarında genişlemeye neden olur Bu durum ise gebe kadınların genelde idrar kaçırmalarına yol açmaktadır
Alınması Gereken Önlemler:
Gebelikte, idrar kaçırma ve sık idrara çıkma hadisesi, bütün gebeleri rahatsız eden en önemli sorun olarak kendini göstermektedir Şikâyetleri gebelik süresince tamamiyle ortadan kaldırmanın imkânı yoktur Ancak alınacak tedbirlerle şikâyetlerin nispeten giderilmesi mümkündür Önerilen tedbirler: idrar torbası (mesane) mümkün olduğunca boş tutulmalı ve aşırı gerilmesini önlemek için idrar hissi oluşur oluşmaz boşaltılmalıdır Gün içinde yeterince sıvı alınmalı, ancak geceleyin uykunun bölünmesi ve gece idrar kaçırmanın önlenmesi bakımından sıvı alımı bir miktar azaltılmalıdır Kahve, çay, kola gibi kafeinli içeceklerden kaçınılmalı ve karın-kasık bölgesindeki kasların güçlendirilmesi maksadıyla "kegel egzersizler"! yapılmalıdır (Kitabın ilerdeki "Egzersiz" bölümünde bu egzersizlerin nasıl yapılacağı konusunda ayrıntılı bilgi verilmiştir) Alınan tüm tedbirlere rağmen idrar sızması önlenemiyorsa astarlı külotlar kullanılabilir
Gebelikte idrar kaçırılma miktarında artma, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, sızlama ve idrar renginde değişikliğin olması gibi durumlarda zaman kaybedilmeden doktora müracaat edilmesi gerekir
Yorgunluk ve Halsizlik:
Gerçek nedeni bilinmemekle beraber erken dönemlerinde bütün gebelerde yorgunluk ve halsizlik görülmektedir Bu duruma daha ziyade kandaki bazı hormonların gebeliğe bağlı olarak artışlarının sebep olduğu ileri sürülmektedir
Kişinin harcadığı enerji miktarının %25 oranında artması yorgunluğa ve solunum sayısının artmasına sebep olmaktadır İlk üç ayda ise fizyolojik ve psikolojik değişikliklerle birlikte meydana gelen halsizlik ve yorgunluk daha ziyade kansızlık, kalp rahatsızlığı ve başka bir hastalığa bağlı kilo kaybından ileri gelebilir Durumun aydınlatılması bakımından hekime müracaat edilmesi en uygun hareket tarzı olarak değerlendirilmelidir
Alınması Gereken Önlemler:
Gebelikte oluşan halsizlik ve yorgunluğu azaltmanın en önemli yolu her gece en azından 7-8 saat uyumaktır Eğer günlük program uygunsa öğle uykusu, kadın çalışıyorsa kısa aralıklı olarak istirahat tavsiye edilir Demir takviyeli dengeli diyete devam edilmelidir Düzenli egzersiz ve sosyal aktivite yorgunluk hissini azaltabilir Enerji arttırdığı söylenilen ilaç ve kafein tüketiminden kaçınılmalıdır Gebe kadın, kendisini sürekli yorgun hissediyorsa: yetersiz beslenme, egzersiz eksikliği, kansızlık, kalp hastalığı gibi sistemik bir rahatsızlık, fazla aktivite, gebeliğe karşı aşırı tepki ve psikolojik etkenler yönünden incelemenin yapılması gerekir
Vajinal Akıntıda Artma:
Gebelik hormonlarının etkisi, büyüyen rahmin etraf dokulara, kasıklara ve damarlara yaptığı bası nedeniyle: miktarı artmış, kokusuz, renksiz ya da hafif sarımsı renkte olan vaginal akıntının olması, gebeliğin normal seyri olarak kabul edilebilir Gebeyi rahatsız edecek şekilde peynir kıvamında kötü kokulu ve fazla miktardaki akıntılar bir hastalığın habercisi olabileceğinden zaman kaybetmeden hekime müracaat edilmesi gerekir
Alınması Gereken Önlemler:
Temizliğin dikkatlice ve iyi yapılması, hijyen kurallarına uyulması gibi tedbirler akıntıyla mücadele etmede oldukça başarılı bir yöntemdir Perine bölgesinin (haznenin etrafı ile anüs arasında kalan kısım) mikrop kapmasını önlenmesi bakımından, tahrişten kaçınılması, bölgenin kuru ve temiz tutulması gerekir Bölgenin serin tutulması ve hava akımının sağlanması bakımından pamuklu giysilerin giyilmesi tavsiye edilebilir Sıkı giysiler ve külotlu çorap giymekten kaçınılmalıdır Akıntı rahatsız edecek düzeyde ise, sık olarak değiştirilmek üzere günlük petler kullanılabilir Mikrop kapma riskini artırdığından tampon kullanılmamalıdır Haznenin içinin duş şeklinde yıkanması, haznenin mikroptan korunmasını sağlayan doğal ortamının bozulmasına yol açacağından, temizlik spreylerinin ve pudraların kullanılmaması tavsiye edilir
Vajinal akıntının karakterinde, renginde ve kokusurîda bir değişikliğin olması mikrobik bir hastalığın habercisi olabileceğinden, ayrıca akıntı miktarında aniden artışın olması durumunda ise bebeği çereleyen su kesesinin yırtılmış olabileceği düşünülerek zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerekir
Gebelikte vajinanın mikrop önleyici doğal yapısı kısmende olsa bozulduğundan mikropların yerleşmesi ve hastalık oluşturması kolaylaşmaktadır
|