Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arasındaki, ilişki, nüfus, yerleşim

Nüfus Ve Yerleşim Arasındaki İlişki

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nüfus Ve Yerleşim Arasındaki İlişki




Nüfus ve yerleşim arasındaki ilişki

Türkiye’de Nüfus ve Yerleşme

Türkiye’de Nüfus

Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı, okur yazar oranı, eğitilmiş nüfus durumu, işsiz sayısı, çalışan nüfusun iş kollarına göre dağılımı, köy ve kent nüfus sayıları belirlenir

Türkiye’de ilk düzenli nüfus sayımı 1927’de, ikinci nüfus sayımı ise 1935’te yapılmıştır Daha sonra 5 ve 0 ile biten yıllarda nüfus sayımı yinelenmiştir En son nüfus sayımı 1990’da yapılmış ve daha sonraki sayımların 10 yılda bir yapılması kararlaştırılmıştır

Yıllara Göre Nüfus Sayımları ve Sonuçları

1927-1990 yılları arasında Türkiye nüfusu 43 milyon kişi artmıştır

En düşük nüfus artış hızı (% 10,5) 1940-1945 arası dönemde görülür Bu durumun nedeni II Dünya savaşı koşullarıdır

Nüfus artış hızının en fazla olduğu dönem 1955-1960 arasıdır Nedeni sağlık



hizmetlerinin yaygınlaşması ve yanlış nüfus politikalarıdır

1960-1965 arası dönemde bir önceki döneme göre nüfus artışında azalma görülür Nedeni yurt dışına yapılan işçi göçleridir

1985’ten itibaren nüfus artış hızında sürekli olarak azalma görülür

Türkiye’de Doğal Nüfus Artış Hızı (Doğurganlık Hızı)

Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artışı hızı ya da doğurganlık hızı denir Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir

Türkiye genelinde kırsal kesimde doğurganlık hızı fazladır

Doğurganlığın en az olduğu bölgeler Marmara ve Kıyı Ege, en fazla olduğu bölgeler, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dur

Doğurganlık Hızının Sonuçları

Doğurganlığın fazla olduğu bölgelerden ve kırsal kesimlerden iş olanaklarının fazla olduğu gelişmiş bölge ve kentlere göçler olur Göçler nedeniyle nüfusun bölgeler arası dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi bozulur

Doğurganlık arttıkça iç tüketim artar, hammadde kaynakları hızla tükenir, iş, eğitim, sağlık, beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlar karşılanamaz

Türkiye’de Göçlerin Nedenleri

Türkiye’de 1850’den itibaren kırsal kesimden kentlere doğru hızlı bir iç göç başlamıştır Türkiye’deki göçlerin nedenleri şunlardır

Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı

Tarım arazisinin miras yoluyla parçalanıp küçülmesi

Tarımda makineleşmenin başlamasıyla oluşan işsizlik

Verimli tarım alanlarının azalması

Kan davaları ve güvenlik sorunu

Kentlerin iş, eğitim ve sağlık bakımından çekiciliği

İç göçlerin hızla artması, bir çok sorunu da beraberinde getirmiştir

UYARI : iç göçler sonucu nüfus, ülke sınırları içerisinde yer değiştirdiği için toplam nüfusta artma ya da eksilme olmaz Nüfusun dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi, bölgeden bölgeye değişir

Türkiye’de Göçlerin Sonuçları

Kent nüfusu hızla artar

Alt yapı yetersizliği ve plansız kentleşme sorunları ortaya çıkar

Kentlerde, ulaşım, konut, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur

Kentlerde işsizlik artar

Kentlerde güvenlik bozulur

Kırsal alandaki yatırımlar verimsiz hale gelir

Türkiye’de Nüfus Dağılışı

Türkiye’de nüfusun dağılımında, iklim, yer şekilleri, ulaşım, tarım olanakları, endüstri, madenler gibi doğal ve ekonomik koşulların etkisi vardır Bu koşulların elverişli olduğu yerler sık nüfuslanmıştır Arazinin dağlık ve engebeli olduğu, tarım alanlarının az bulunduğu, önemli yolların uzağında kalan, endüstri ve ticaretin gelişmediği yerler ise seyrek nüfuslanmıştır

Türkiye’de Nüfus Yoğunluğu

Belli bir alanda yaşayan nüfusun o alanın yüzölçümüne oranıdır Kişi/km2 olarak gösterilir Nüfus yoğunluğu 3 farklı biçimde ifade edilir

Aritmetik Nüfus Yoğunluğu

Bir bölgenin veya ülkenin toplam nüfusunun bölgenin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur

Toplam Nüfus

Aritmetik Nüfus Yoğunluğu = Yüzölçümü

formülü ile hesaplanır

Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 73 kişi düşer Alanın genişliğine ve nüfusun fazlalığına göre değişen aritmetik nüfus yoğunluğu illere ve bölgelere göre farklılık gösterir

İllere Göre Nüfus Yoğunluğu

Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan ilimiz İstanbul, en az olan ilimiz Gümüşhane’dir İllerin nüfus yoğunlukları turizme ve tarımsal faaliyete bağlı olarak mevsime göre değişir Örneğin yaz mevsiminde Antalya’nın nüfusu turizm nedeniyle artarken, Adana’nın nüfusu Çukurova’ya çalışmak için gelen işçiler nedeniyle artmaktadır

Bölgelere Göre Nüfus Yoğunluğu

Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemiz iş olanaklarının fazla olduğu Marmara, en az olan bölgemiz ise doğal ve ekonomik koşulların olumsuzluğu nedeniyle Doğu Anadolu’dur Ayrıca bölgenin yüzölçümünün geniş olması da nüfus yoğunluğunun az olmasında etkilidir

UYARI : Aritmetik nüfus yoğunluğu hesaplanırken Türkiye’nin gerçek alanı (814578 km2) değil göl yüzölçümlerinin katılmadığı izdüşüm alanı (774814 km2) dikkate alınmıştır Türkiye’nin göl yüzölçümlerinin dikkate alındığı izdüşüm alanı ise 779452 km2’dir

Tarımsal Nüfus Yoğunluğu

Tarımsal nüfus yoğunluğu, tarımla geçinen nüfusun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur

Kırsal Nüfus

Tarımsal Nüfus Yoğunluğu = Tarım Alanları

formülü ile hesaplanır

Tarım alanlarının az, sulama olanakları ve yağışların fazla olduğu yerlerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır Örneğin Doğu Karadeniz kıyıları ile Doğu Anadolu’da tarımsal yoğunluk 500 kişiyi bulurken, tarım arazisinin geniş olduğu İç ve Güneydoğu Anadolu ile endüstrileşme ve kentleşme oranının yüksek olduğu Marmara’da çok azdır

Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu

Bir ülkenin toplam nüfusunun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur

Toplam Nüfus

Fizyolojik Yoğunluk = Tarım Alanları

formülü ile hesaplanır

Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 197 kişi düşer Ancak bu yoğunluk nüfusun tamamını tarımlı geçiniyor kabul ettiği için sonuçları güvenilir değildir

Türkiye’de Nüfusun Yapısı

Nüfusun sayısı ve yoğunluğundan daha önemli olan nüfusun yapısıdır Bu bölümde Türkiye nüfusunun yaş gruplarına dağılımı, cinsiyet özellikleri ve eğitim durumu ile etkin (çalışan) nüfusun sektörlere dağılımı incelenecektir

Nüfusun Yaş Gruplarına ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Nüfusun yapısını belirleyen en önemli özellik yaş grupları ve cinsiyet dağılımıdır

Yaş Grupların Göre Dağılım

Türkiye’de toplam nüfusun %50 si 20 yaşın altındadır Yani ülkemiz genç nüfusludur

Nüfus artış hızı yüksektir Bu durum temel ihtiyaçların karşılanması konusunda sorunlar yaratır

Tüketici nüfus fazla, üretken nüfus azdır Bu nedenle ekonomik bağımlılık oranı yüksektir

Okul çağındaki nüfus fazladır

Ortalama insan ömrü kısadır

Cinsiyete Göre Dağılım

Ülkemizde kadın erkek sayıları arasında genel bir denge vardır Nüfusun bu cinsiyet dengesi göçlerle değişir Göç veren bölgelerde kadın sayısı, göç alan bölgelerde erkek sayısı daha fazladır Çok göç veren iller arasında bulunan ve bu nedenle devamlı olarak kadın nüfus fazlalığı olan Rize, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun bu konu için iyi birer örnektir

UYARI : Türkiye, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı ve nüfus artış hızı bakımından geri kalmış ülkelere benzer özellikler taşır

Nüfusun Eğitim Durumu

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini saptarken eğitim en temel ölçüttür Ülkemizde okur yazarlık oranı gittikçe artmakla birlikte, hala istenen düzeyde değildir Buna bağlı olarak gazete, dergi ve kitap tüketimi gelişmiş ülkelerdeki düzeyin çok altındadır Nüfusun, %46,1’ini ilkokul, %7,4’ünü ortaokul, %7,8’ini lise ve %3,2’sini yüksek öğrenim düzeyinde eğitim alanlar oluşturmaktadır Hiç eğitim almamış olanlar %19,6, okula gitmemiş okuryazarlar ise % 15,9’dur Kırsal kesimde iş gücüne duyulan ihtiyaç nedeniyle çocukların okula gönderilememesi, kız çocuklarının eğitimine önem verilmemesi ve okullaşma oranının yetersizliği eğitimin istenen düzeye gelmesini engellemektedir

Etkin Nüfusun Sektörlere Dağılımı

1990 yılı verilerine göre etkin nüfusumuz 23,3 milyon kişidir Bu nüfusun sektörlere dağılımı ise şöyledir Tarım sektöründe çalışan 12 milyon 118 bin kişi etkin nüfusun %49’unu, Endüstri sektöründe çalışan 2 milyon 910 bin kişi etkin nüfusun %15,2’sini, Hizmet sektöründe çalışan 7 milyon 919 bin kişi etkin nüfusun %35,8’ini oluşturmaktadır

Türkiye’de Yerleşmeler

Türkiye’de yerleşmeler ekonomik etkinliğe bağlı olarak ikiye ayrılır

Sürekli Yerleşmeler

Geçici Yerleşmeler

Sürekli Yerleşmeler

Türkiye’de sürekli yerleşmeler ekonomik etkinliklerine ve idari yapılarına göre gruplandırılır

Kent Yerleşmeleri

Kır Yerleşmeleri

Kent Yerleşmeleri

Nüfusu 10000’in üzerinde olan, kaymakam veya vali tarafından yönetilen, iş bölümünün belirgin, tüketici nüfusun fazla, ekonomik faaliyetin endüstri, ticaret, turizm vb olduğu yerleşim merkezleridir Kentler, iş olanaklarının daha fazla olması nedeniyle, kırsal kesimden sürekli göç alarak büyümektedir Buna bağlı olarak Türkiye’de hızlı bir kentleşme süreci devam etmektedir 1990 nüfus sayımına göre toplam nüfusun 33,8 milyonu (% 59,1) kentlerde yaşamaktadır

Kır Yerleşmeleri



Alıntı Yaparak Cevapla

Nüfus Ve Yerleşim Arasındaki İlişki

Eski 10-19-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nüfus Ve Yerleşim Arasındaki İlişki




Nüfusu 2000’den az olan, muhtar tarafından yönetilen, üretici nüfusun fazla olduğu, iş bölümünün belirgin olmadığı, ekonomik faaliyetin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, konutlarda yapı malzemesinin doğadan temin edildiği yerleşmelerdir Yerleşmeler arazinin yapısı ve su kaynaklarının özelliğine göre ikiye ayrılır
Toplu Kır Yerleşmeleri
Dağınık Kır Yerleşmeleri
Toplu Kır Yerleşmeleri
Evlerin birbirine çok yakın olduğu kır yerleşmeleridir Bu tür yerleşmelerde iklim koşulları belirleyici olmuştur Yerleşim birimleri su kaynaklarının çevresinde toplanmıştır İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür
Dağınık Kır Yerleşmeleri
Evler arasında uzaklığın fazla olduğu, geniş bir alana yayılan kır yerleşmeleridir Bu tür yerleşmelerde arazinin engebelik durumu tarım topraklarının küçük, parçalı ve dağınık olması belirleyici olmuştur Yağışların ve su kaynaklarının bol olması dağınık yerleşmeyi kolaylaştırmıştır Karadeniz Bölgesi’nde dağınık yerleşme yaygındır
Geçici Yerleşmeler
Ülkemizde kır yerleşmelerinin, ekonomik açıdan tamamlayıcısı olarak gelişmiş, ekonomik faaliyetin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu yerleşmelerdir Yayla, mezra, oba, kom, ağıl gibi adlar verilen geçici yerleşmeler Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür Ayrıca mevsimlik olarak konaklamak amacıyla gidilen yazlık siteler, dağ ve bağ evleri de geçici yerleşmelerdir
Yayla : Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal faaliyette bulunmak amacıyla gidilen geçici yerleşmelerdir Yaylalar dinlenmek amacıyla gidilen yazlık sayfiye yerleri de olabilir
Mezra : bazı ailelerin tarım alanlarının az olması, kan davaları gibi nedenlerle bulundukları sürekli yerleşmelerden ayrılıp daha uzak bir yere yerleşmesiyle oluşmuş yerleşmelerdir Tarımsal faaliyetler hayvancılığa göre ön plandadır Bir kaç ev ve eklentilerden oluşan mezralar zamanla sürekli yerleşme haline gelebilir Örneğin Elazığ, Harput’un bir mezrası iken zamanla büyüyerek kent haline gelmiştir
Oba : Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir
Dam : Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme biçimidir Bölge köy yerleşmelerinde bir kısım aileler, birkaç aylık süre için köylerinden ayrılarak, kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki damlarda oturduktan sonra, tekrar köylerine dönerler
Kom : Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir
Ağıl : Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır
Türkiye’de Görülen Konut Tipleri
Dünya’nın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de konut tiplerini belirleyen temel etmen iklim koşullarıdır Ayrıca jeolojik yapı, bitki örtüsü gibi doğa doğal koşullar da konut tiplerini belirlemektedir Ülkemizde ekonomik ve kültürel gelişme, doğal çevrenin konut tipleri üzerindeki etkisini azaltmaktadır
Kerpiç Evler : Kerpiç evlerde yapı malzemesi olarak killi toprak kullanılmaktadır Killi toprak samanla karıştırılarak çamur haline getirilir, kalıplara dökülerek kurutulur Kerpiç evler, yağışların az, iklimin kurak olduğu İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür
Taş Evler : Arazinin dağlık olduğu, ağacın ve toprağın yeterince bulunmadığı yerlerde yaygın olan konut tipidir Yapı malzemesi olarak kullanılan taşlar genellikle yakın çevreden karşılanır Akdeniz’de Toros Dağları, İç Anadolu’da Nevşehir, Ürgüp Yöresi, Güneydoğu Anadolu’da Mardin Yöresi taş evlerin yaygın olduğu yerlerdir
Ahşap Evler : İklimin nemli ormanın bol olduğu yerlerde yapı malzemesi olarak ağacın kullanıldığı konut tipidir Bazı yörelerde ağaçla birlikte taş veya kerpiç de kullanılır Taş evler ormanların geniş yer kapladığı Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak kullanılır
Betonarme Evler : Yapı malzemesi olarak demir, beton ve tuğlanın kullanıldığı konut tipidir Son yıllarda kullanımı artan betonarme evler, sanayileşme nedeniyle Marmara ve Ege Bölgesi’nde yaygın olarak görülür


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.