10-19-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul'un Camilerinden Olan Nusretiye Camii
Nusretiye Camii
Osmanlılar Konstantinopolis'i ilk kez Sultan Yıldırım Beyazıt döneminde (1389-1402) kuşatmışlardır Yıldırım Beyazıt Karadeniz'den gelecek yardımları önlemek için, 1396 yılında bugünkü Anadolu Hisarı'nı yaptırmıştır Fatih Sultan Mehmet'te (1451-1481) onun karşısına Rumeli Hisarı'nı yaptırarak Boğazı kontrol altına almıştır Böylece İstanbul'un fethi için başlayan çalışmalar arasında, kuşatmada gerekli olacak büyük toplar döktürülmüş, 12 kadırgadan oluşan güçlü bir donanma oluşturulmuş, ordunun sayısı arttırılmış ve yardımı önlemek amacıyla bütün yollar tutulmuştur Bu arada Cenevizlilerin elinde bulunan Galata'nın savaş sırasında tarafsız kalması da sağlanmıştır Osmanlılar 2 Nisan 1453'te İstanbul surları önünde görülmüş ve iki aya yakın süreden sonra 24 Mayıs 1453'te şehir ele geçirilmiştir
İstanbul'un fethinden sonra, öncelikle şehrin yıkılan yapıları onarılmış, Bizanslıların güvenliği sağlanmış ve yeni yerleşim bölgeleri oluşturularak Türkler yerleştirilmiştir İstanbul dört yönetim birimine ayrılmıştır Bunlardan biri imparatorluğun merkezi olan Suriçi, diğerleri Bilad-i Selase olarak isimlendirilen, Büyükçekmece'yi, Küçükçekmece'yi, Çatalca'yı ve Silivri'yi kapsayan Eyüp yönetimi, diğerleri de Galata ve Üsküdar idi Böylece Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'a taşınmış ve yeni bir dönem başlamıştır
Sultan II Beyazıt zamanında, depremde büyük ölçüde zarar gören şehir 1510'da hemen hemen yeniden yapılmıştır Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul'da bir kent planı yapılmış ve geliştirilmiştir Osmanlı mimarisinin Klasik Dönemine ait eserler Mimar Sinan ve Onun ekolünü benimsemiş mimarlar tarafından yapılmıştır Bu dönemde İstanbul en parlak konumuna ulaşmıştır
Osmanlı döneminde şehrin görünümü, sosyal yaşantısı tamamen değişmiştir Ancak şehir depremler, seller, yangınlar, salgın hastalıklardan zarar görmüştür
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın Sadrazamlığı (1718-1730) sırasında, lale Devri olarak isimlendirilen dönemde, İtfaiye Teşkilatı kurulmuş, ilk matbaa açılmış ve yeni yapılanma ile İstanbul'un görünümü değişmiş, batılılaşma süreci hız kazanmıştır Bu arada Topkapı Sarayı'nın dış bahçesi olan Gülhane'de Tanzimat Fermanı ilân edilmiş ve batılılaşma resmen ortaya konmuştur Bunun sonucu olarak İstanbul yaşamında, eğitiminde, mimarisinde, sanayii kuruluşlarında büyük değişimler görülmüştür Bu dönemde şehir yeni yerleşim alanlarına doğru genişlemeye başlamıştır
Tarihi yarımada Bakırköy, Yeşilköy yönüne, Galata, Taksim Maçka yönüne doğru yayılırken; Boğaziçi'nde yapılanma hız kazanmış ve Sarıyer'e doğru genişlemiştir Diğer taraftan şehir Anadolu yakasında Bostancı ve Beykoz'a kadar büyümüştür Bu dönemde altyapı ve kent hizmetlerinde önemli gelişmeler olmuş, Galata ile Eminönü'nü birleştiren köprü yapılmış, Karaköy'den Beyoğlu'na çıkan dünyanın 3 Metro'su (Tünel) hizmete girmiştir Rumeli Demiryolu, kent içi deniz taşımacılığı yapan Şirket-i Hayriye'nin kurulması, Şehremaneti (Belediye) örgütünün ve diğer belediye dairelerinin kurulması, ilk telgraf hattının çekilmesi, Zaptiye Nezareti'nin kurulması ve ona bağlı karakolların açılması, Vakıf Gureba Hastanesi'nin hizmete girmesi ve Atlı Tramvay Şirketi bu gelişmelerden bazılarıdır
|
|
|