Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
avantajlar, coğrafi, konumu, sağladığı, türkiyenin

Türkiye'nin Coğrafi Konumu Ve Sağladığı Avantajlar

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'nin Coğrafi Konumu Ve Sağladığı Avantajlar




Türkiye'nin Coğrafi Konumu ve Sağladığı Avantajlar

TÜRKİYE'NİN COĞRAFİ KONUMU VE AVANTAJLARI

Türkiye'nin dünya üzerindeki yeri neresidir? sorusu Türkiye hakkında çok büyük ipuçları vermektedir Dünya haritasına bakıldığında; Türkiye Eski Kara Kütleleri adı verilen Asya-Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirlerine iyice yaklaştıkları bölgede yer alır Topraklarının büyük çoğunluğu Anadolu yarımadası olarak Asya'da Trakya yarımadası olarak Avrupa'da bulunmaktadır Bu nedenle Türkiye hem Asya ve hem de Avrupa ülkesidir

Matematik konum olarak Türkiye baş meridyene (Greenwich) göre 26-45 doğu meridyenleri ekvatora göre ise 36-42 kuzey paralelleri arasında yer almaktadır Kuş uçuşu kuzey-güney doğrultusunda 6 enlem farkı vardır ki bu da yaklaşık 666 kmlik (6x111=666) bir mesafe eder Doğudan batıya ise 19 boylam farkı vardır ki bu da yaklaşık 76 dakikalık (19x4=76) bir zaman farkına eşittir Baş meridyene göre Doğu Ekvatora göre ise Kuzey yarı küresinde yer almaktadır Diğer bir ifadeyle Türkiye matematik konum itibariyle hem kuzeyli ve hem de doğulu bir ülkedir

Türkiye'nin coğrafi konumu incelendiğinde görülür ki ülke olarak büyük avantajlara sahiptir Bu avantajlar sayesinde dünya üzerinde sayılı ülkelerden birini teşkil eder Türkiye matematik konumu itibariyle orta enlemlerde yerini almakta ve ılıman bir iklim görülmektedir Türkiye; insan yaşamı için en ideal kuşakta yer almaktadır Bu özelliğinden dolayı Türkiye toprakları tarihin en eski dönemlerinden beri hep büyük devletlere beşiklik yapmış ve çok sayıda medeniyetlerin kurulmasına zemin hazırlamıştır Dünya üzerinde medeniyetler beşiği olarak da bilinen Türkiye bu özelliğini matematik konumundan dolayı gelecekte de koruyacaktır

Matematik konum ülkenin daha ziyade doğal özellikleri üzerinde önemli etkisi olurken özel konum siyasi sosyal ve ekonomik durumunu doğrudan etkilemektedir Bununla beraber matematik konum ile özel konum birlikte etkili olabilir Ülkelerin dünya platformu üzerindeki konumları ile gelişmişlik ve etkinlikleri bakımından sıkı bir bağlantı vardır

Türkiye Asya kıtasının güneybatı ucunda Anadolu yarımadası üzerinde yer alır Topraklarının bir bölümü Avrupa'nın güneydoğusunda yer alan Balkan yarımadasının bir kısmını oluşturan Trakya'da bulunur Bu yönüyle Türkiye hem Asya ve hem de Avrupa ülkesidir

Öte yandan Türkiye aynı zamanda bir Ortadoğu ülkesidir Ortadoğu ülkelerinin bir kısmı Afrika ülkesi olduğundan Türkiye; Afrika kıtası ile temas halindedir Üzerinde yaşayan insanların ırk ve dil bakımından ele alındığında Türkiye bir Türk ülkesidir ve bu açıdan ele alındığında Türk Dünyası'nın coğrafi bir parçasını teşkil eder

Türkiye dağlara göre dağlık bir ülkedir Ovalar daha ziyade kıyılarda ve akarsu vadilerinde yer alır Akarsular bakımından bölgenin en zengin ülkesidir Üç tarafı denizlerle kaplı yarımadalar (Anadolu ve Trakya) ülkesi olan Türkiye İstanbul ve Çanakkale boğazları ile büyük bir öneme sahiptir Üç tarafını çeviren denizler Cebel-i Tarık Boğazı ile Atlas Okyanusu'na Süveyş Kanalı vasıtasıyla Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'na bağlantılıdır

Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları bakımından bölge ve hatta dünya ülkeleri arasında zengin ülkeler arasında yer alır Tarımsal kaynakları kendi ihtiyaçlarını karşılayacak düzeydedir Sanayileşme olarak sanayileşmiş Avrupa ülkeleri ile sanayileşmemiş Asya ülkeleri arasında geçişi temsil etmektedir Ulaşım faktörleri bakımından ele alındığında Türkiye; bütün ulaşım sektörlerinin gelişmekte olduğu Asya-Avrupa-Afrika kıtaları arasında köprü oluşturan bir ülkedir Turizm bakımından ise diğer Akdeniz ülkeleri ile birlikte önemli turizm potansiyeline sahiptir

Dünya üzerinde genel olarak bakıldığında Türkiye; Asya-Avrupa-Afrika ülkelerinin kesişme noktasında yer almaktadır Bu itibarla Türkiye; kıtalar arası bir kavşak köprü ya da geçiş ülkesidir Afrika'nın etkileri Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine Asya'nın etkileri Doğu ve İç Anadolu bölgelerine Avrupa'nın etkileri Marmara ve Batı Anadolu bölgelerine kadar sokulur ve ülkenin ortasında adeta bu üç kıta birbirine kavuşurlar

Özel Konum itibariyle Türkiye; eski kara kütlelerinin (Asya-Avrupa-Afrika) birbirlerine iyice yaklaştığı bir konumda yer almaktadır Bu özel konumu sayesinde üç kıtayı birbirine bağlayan bir köprü görevini üstlenir Öte yandan Türkiye'nin büyük bir bölümünü oluşturan Anadolu yarımadasının üç tarafı denizlerle çevrilidir Söz konusu bu denizler Cebel-i Tarık Boğazı ile Atlas Okyanusu'na Süveyş Kanalı ile Hint Okyanusu'na bağlantılıdır Dolaysıyla deniz ulaşımında stratejik bir öneme sahiptir Böylece bu yarımadanın üzerinde kurulan devletler amfibi devlet özelliği taşırlar

Türkiye'nin Coğrafi Konumu ve Sağladığı Avantajlar

Eski kara kütlelerinin birbirlerine iyice sokuldukları konumda; İstanbul ve Çanakkale boğazları yer almaktadır Bu boğazlar; Karadeniz'e komşu ülkelerin açık denizlere açıldığı tek su yolunu oluşturur Dolaysıyla boğazlar birer can damarıdırlar

Türkiye'nin Jeopolitik Konumu ve Avantajları

Jeopolitik konum; bir bölgenin veya bir ülkenin yer siyasetine göre yani siyasi coğrafya haritasına göre yerinin belirlenmesidir Jeopolitik konum belirlemede jeopolitik kriterler alınır Örneğin bir ülkenin büyük bir siyasi birliğe yakınlığı veya uzaklığı içinde olması veya olmamasını belirlemek jeopolitik konum olarak nitelendirilir

Jeopolitik konum siyasi temeller üzerine oturduğundan sürekli değişken olan siyasetin özelliğine bağlı olarak değişkendir

Türkiye'nin jeopolitik konumu belirlenirken dünyadaki güç odaklarını göz önünde bulundurmak gerekir Bugün için dünya coğrafyasında bulunan güç merkezleri ABD BDT AB Çin ve Japonya'dır Türkiye tüm bu güç odaklarının tam merkezinde bulunmaktadır Bu nedenle Türkiye'nin jeopolitik konumu oldukça önemlidir Aynı zamanda Türkiye dünya coğrafyasında büyük askeri bir güç ve birlik oluşturan NATO'nun içindedir ve güney kanadını oluşturan bir devlettir Diğer taraftan Türkiye; İslam Dünyası ile Hıristiyan Batı Dünyası'nın karşılaşma bölgesinde bulunan Müslüman bir devlettir

Türkiye jeopolitik ve jeokültür levhalar üzerinde sınır ülkesidir Yani batıdan Avrupa kültürü kuzeyden Rus kültürü doğudan Asya kültürü ve güneyden Afrika ve Arap kültürü ile sınırlıdır Dolaysıyla Türkiye aynı zamanda dünya kültürlerinin kesişme noktasında bulunur

Türkiye kuzeybatıdan Balkan ülkeleri kuzeydoğudan Kafkas ülkeleri doğu ve güneyden Ortadoğu ülkeleri ile sınırlıdır Bilindiği gibi tüm bu ülkeler dünyanın en istikrarsız bölgeleridir Savaş coğrafyası haritasında bu bölgeler sıcak bölgeler diye adlandırılır Dolaysıyla Türkiye her yönden savaş çemberi içinde bulunmaktadır Ancak Türkiye cumhuriyet kurulduğundan bugüne bölgede hep istikrar adası olarak kalmayı başarabilmiştir Türkiye bölgede istikrarı sağlamış tek ülke olmasına rağmen çok yakın komşusu olduğu bu savaş bölgelerine karşı da ilgisiz kalamayacağı pek doğal sayılmalıdır Çünkü Türkiye'nin bu bölgelerle tarihi ve kültürel bağları bulunmaktadır Nitekim bu bölgeler yakın geçmişte Osmanlı Devleti'nin sınırları içinde yer almış ve dolaysıyla halen bu bölgelerde önemli miktarlarda Türk nüfusu yaşamaktadır

Türkiye'nin Alanı Boyutları ve Sınırları

Türkiye'nin en son hesaplamalar ile izdüşüm alanı (harita üzerinde yapılan hesaplama) 779452 km² gerçek alanı ise 814578 km²dir Harita üzerinde yapılan hesaplama sonucu elde edilen izdüşüm alanı ile gerçek alan arasında 35126 km²lik bir fark bulunmaktadır

Türkiye toplam yüzölçümünün (814578 km²) % 97'si (790200 km²) Anadolu yarımadasında ve %3'ü (24378 km²) ise Trakya yarımadasında yer almaktadır Türkiye yüzölçümü bakımından komşu ülkelerinden İran (1648196 km²) hariç diğerlerinin hepsinden büyüktür Acaristan-Gürcistan 69700 km² (2911 km²) Ermenistan 29800 km² Nahçıvan-Azerbaycan 86600 km² (Nahçıvan 5530 km²) Irak 438446 km² Suriye 185180 km² Yunanistan 131944 km² Bulgaristan 110912 km² yüzölçümüne sahiptir Buna göre bir kıyaslama yapılacak olunursa ilginç noktalar ortaya çıkar İran hariç diğer komşuların toplam yüzölçümleri 1052582 km²yi ancak bulur ki bu değer Türkiye yüzölçümünden ancak 238004 km² daha fazladır İran toplam yüzölçümünün belirli bir kısmının çöller teşkil ettiğinden insan yaşamına elverişli topraklar esas alındığında bu değerler hayli düşer

Tüm bu sayısal değerler göstermektedir ki yüzölçümü bakımından Türkiye komşuları arasında en büyük ülke konumundadır Türkiye çoğu Avrupa ülkesinden büyük alanlı bir ülkedir Sözgelimi İngiltere Almanya Yunanistan İsviçre ve Hollanda gibi beş Avrupa ülkesinin toplam yüzölçümleri ancak Türkiye yüzölçümü kadardır

Türkiye'nin kuzeyinde; Karadeniz kuzeydoğusunda; Gürcistan Ermenistan Azerbaycan-Nahçıvan doğusunda; İran güneyinde; Irak Suriye ve Akdeniz batısında; Adalar Denizi (Ege Denizi) kuzeybatısında ise; Yunanistan ve Bulgaristan bulunmaktadır

Topraklarının kuzeybatı kısmının ortasında Marmara denizi vardır Marmara Denizi Çanakkale Boğazı ile Adalar denizine İstanbul Boğazı ile de Karadeniz'e bağlıdır Adalar denizi güneyde Akdeniz ile birleşir Akdeniz ise batıda Cebel-i Tarık Boğazı ile Atlas Okyanusu'na bağlantılıdır Bu sebeple Türkiye'nin üç tarafını çevreleyen denizler dünya okyanuslarına açılmaktadır Türkiye ve Karadeniz'e komşu olan ülkeler için boğazların büyük bir önemi vardır Ayrıca İstanbul Boğazı üzerinde yapılan iki köprü (Boğaziçi ve Fatih) ile karadan Avrupa ile Asya birbirine bağlanmıştır Öte yandan güneyde Türkiye; Kuzey Afrika ülkelerine çok yakındır Kısacası Türkiye Avrupa-Asya ve Afrika kıtalarının birleştiği konumda yer almaktadır

Doğal Coğrafyanın Sağladığı Avantajlar

Türkiye'nin ortalama yükseltisi 1132 myi bulur Bu yükseltisi ile kıtaların en yücesi olan Asya (1010 m)'dan bile yüksektir Trakya yarımadasının yükselti bakımından fazla yüksek olmayışı (180 m) dikkate alınırsa Anadolu yarımadasının yükseltisi ise bu değerden biraz daha fazla olduğu muhakkaktır (1162 m) Bu yükseltisini içinde bulundurduğu çok sayıda yüksek sıradağlardan alır

Türkiye'nin kıyı dağlarının çoğu yeri ormanlarla kaplıdır Ormanların Türkiye ekonomisine katkısı büyüktür Öte yandan özellikle kıyı dağları Anadolu'yu bir doğal yüksek surlar gibi kuşatmakta ve adeta düşmanlardan korumaktadır Osmanlı Devleti'nin yıkılışı yıllarında Büyük Güçlerin İç Anadolu'yu işgal edememelerinde kıyı dağlarının koruyucu özelliği rol oynamıştır Ancak Batı Anadolu'da dağların denizlere dik uzanması ve vadilerin aynı doğrultuda uzanması Yunan işgalini kolaylaştırmışsa da vadilere paralel uzanan yüksek sıra dağlar Kuvay-ı Milliye'nin sığınağı olmuştur Doğu Anadolu'nun platoları ve dağları Anadolu kalesinin en yüksek surlarını teşkil etmektedirler Ve bu dağlar barış zamanında hayvancılık besleme alanını savaş zamanında ise aşılması güç surların görevini üstlenmektedir Kargapazarı Dumlu ve Palandöken dağları tarih boyunca Erzurum'un savunmasında büyük rol oynamışlardır Orta Anadolu bölgesinde ise yükseltisi 1000 myi aşan yüksek ovalar ve platolar bulunmaktadır Konya Ovası âdeta çevresi yüksek surlarla çevrili bir kale içini andırmaktadır ve buğday tarımı ile âdeta kalenin ambarını teşkil etmektedir

Türkiye'nin denize bakan kıyı yamaçları özellikle kuzey ve güney bölümünde denize dik olarak inmektedir ve aşılması güç yalçın kale duvarlarını andırmaktadır Ayrıca kalenin dış duvarlarında yaşayan insanların ihtiyaçlarını giderecek durumda olan kıyı ovaları da (kuzeyde Bafra Çarşamba güneyde Çukurova) bulunmaktadır

Türkiye'nin yeryüzü şekilleri bakımından coğrafi bölgeler arasında karşılaştırma yapıldığında çok büyük farklılıklar görülür Marmara ve Batı (Ege) Anadolu bölgeleri yükselti bakımından daha az değerler göstermekte ve çok verimli ovalara sahip bulunmaktadır Öte yandan yükseltisi pek fazla olmayan dağların denizlere dik ve bu dağlara paralel uzanan akarsu vadilerinin yer alması nedeniyle denizin etkisi yeryüzünün her yerinde etkisini göstermesine sebep olmaktadır Dolayısıyla insan yaşamı için en elverişli ortamı oluşturmaktadır Sözgelimi burada Büyük Menderes Bölgesi en iyi örneği teşkil eder Nitekim Evliya Çelebi Aydın yöresini gezerken "Dağlarından yağ (Zeytin) ovalarından bal (İncir) akıyor" ibaresini kullanması bölgenin genel karakterini yansıtır

İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin yükseltisi nispeten fazla olmasına rağmen fazla dağlık olmayıp plato özelliği taşırlar Bu özelliğinden dolayı İç Anadolu bölgesinde Konya ovası Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Harran ovası gibi Türkiye'nin can damarı olan verimli ovalara sahiptir Nitekim Konya Ovası "Türkiye'nin Tahıl Ambarı" unvanını alması boşuna değildir Öte yandan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) tamamlandığında medeniyetlerin beşiği olan Harran ovasının yeniden canlanması gündemdedir

Akdeniz Karadeniz Bölgeleri yeryüzü şekilleri bakımından birbirine benzer özellikler gösterir Her iki bölgede denize paralel yüksek sıradağlar uzanır Dağlar çok yüksek ve sarp olduğundan yerleşme açısından pek elverişli değildir Bu nedenle her iki bölgede dağlık alanlardan kıyı kesimlerine ve diğer bölgelere doğru hızlı bir göç hareketi görülür

Doğu Anadolu Bölgesi ise hem yükseltisi çok fazladır ve hem de yüksek dağlar bulunmaktadır Bu bölgenin genel karakterini yüksek dağlar ve platolar oluşturur Bu nedenle bu bölgemizde tüm yerleşmeler dağlar arasında kalan havzalara sıkışmış durumdadır Öte yandan havzalarda bile yaşam şartlarının pek elverişli olmayışı nedeniyle bölgeden sürekli göç hareketi yaşanmaktadır

Türkiye oldukça yüksek dağlık bir kara parçasını oluşturur Bu özelliği ile kıtaların yücesi Asya'ya benzese de ondan ortalama 100 mden daha yüksektir Bilindiği gibi dağ devletleri savunma açısından büyük avantajlara sahiptir Daha yakın tarihte Afganistan Rus işgâli sırasında söz konusu bu avantajının yararlarını görmüştür

Çanakkale Savaşları coğrafi bir yaklaşımla ele alındığında coğrafyanın önemi açıkça görülür Gerçekten bugün bile Gelibolu Yarımadası'nı ve Çanakkale Boğazı'nı gezip gören bir insan bölge topografyasının cazibesine kapılır Savaşların geçtiği yarımadadaki önemli tepelerin hepsi tatlı su kaynaklarının hemen tamamı Türk askerlerinin kontrolü altında kalmıştır Öte yandan boğazın topografik özelliği düşman gemilerinin ilerlemesine engel olmuştur Bölgeye hakim tepeler ve tatlı su kaynaklarının mevcudiyeti Türk Ordusunu düşman kuvvetlere karşı üstünlük sağlamıştır Tüm bu coğrafi avantajlara ek olarak iklim şartları da Türk tarafına avantaj sağlamıştır Gelibolu Yarımadası'na yapılan çıkartma gecesi aniden çıkan fırtına İngiliz kuvvetlerinin farklı bölgeden karaya çıkmasına yol açmış ve bu gelişme savaşın seyrini değiştirmiştir

Türkiye'nin bu özelliğinden dolayı yakın geçmişte özellikle Orta Anadolu Bölgesi hiçbir zaman düşman işgâline uğramamıştır Osmanlı Devleti'nin yıkılışı ile birlikte Türk Milleti bağımsızlık hareketlerini Orta Anadolu bölgesinde başlatmış ve bu bölgeyi bir kale gibi kullanmıştır İstiklâl Savaşı iyi tahlil edildiğinde Anadolu'nun yeryüzü şekillerinin ne kadar büyük avantaj sağladığı açıkça görülür

İklim özellikleri insan ve diğer tüm canlılar üzerinde etkisi olan en büyük doğal coğrafi özelliktir Güneydoğu Anadolu bölgemizde yaz mevsiminde görülen aşırı sıcaklıklar Doğu Anadolu bölgemizde kış mevsiminde görülen aşırı soğuklar bölge insanlarının çalışma sürecini ve hızını olumsuz yönde etkilemekte ve dolayısıyla ekonomik seviyeyi düşürmektedir

Türkiye'nin bölgeler arasında geçiş iklimi denilen iki bölge iklimi arasında karma özellik gösteren farklı iklim tipleri de görülmektedir Bu özellikleri ile Türkiye dar alanda çok sayıda iklim özelliklerinin görüldüğü yegane toprak parçasıdır İklim özelliklerinde görülen bu çeşitlilik insan ve insan faaliyetlerini olumlu yönde etkilemektedir Kısacası Türkiye iklim bakımından insan hayatına en uygun konumda yer alır

Türkiye; akarsuları çok fazla olduğundan su rezervleri bakımından Ortadoğu ülkeleri arasında ayrıcalıklı bir yeri vardır Akarsular ve göller bakımından ülke bölge ülkeleri arasında en zenginidir Türkiye'deki akarsular üzerinde birçok baraj yapılmıştır Anadolu üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır Kuzeyinde Karadeniz kuzeybatısında Marmara Denizi batısında Adalar (Yunanca Aegean Ege) Denizi güneyinde Akdeniz bulunmaktadır

Türkiye'nin Coğrafi Konumu ve Sağladığı Avantajlar

Sular bakımından zengin olan Anadolu yarımadası insanlık yerleşim tarihi boyunca yoğun yerleşmeye sahne olmuş ve üzerinde çok fazla medeniyetin kurulmasına sebep olmuştur Roma Bizans Selçuklu ve Osmanlı bunların en önemlileridir

Türkiye'de daha ziyade kahverengi orman toprakları ile alüvyal topraklar daha yaygın olduğundan Türkiye'nin jeopolitik önemini bir kat daha artırırlar Türkiye'nin Orta Anadolu bölgesi hariç diğer tüm bölgelerinde (doğu batı kuzey güney) bulunan yüksek sıradağlar çok çeşitli taşlara sahiptir Özellikle bu taş cinslerinden üstün vasıflı yapı taşlarının bulunması (nitekim bugün bile Anadolu'da çok sayıda işletilen taşocağı bulunmaktadır) sağlam inşaatların yapılmasına imkan tanımıştır Tarihi devirler boyunca inşa edilen sağlam ve güçlü kalelerin bulunuşu ve bu kalelerin ülke savunmasında önemli rol oynayışları bilinen bir gerçektir Bugün bile her yönüyle dayanıklı (deprem dahil) tarihi yapılar (kaleler hanlar hamamlar medreseler kervansaraylar köprüler ve taş döşeme yollar) bakımından Türkiye; dünyanın en önde gelen bölgesini oluşturur Bir bakıma taş bir medeniyettir Türkiye üzerinde bulunan taştan yapılmış eski eserlerin her biri ayrı bir medeniyetin varlığına şahitlik yaparlar

Bitki örtüsü özellikleri bakımından Türkiye dünyanın ender bölgelerinden biridir ve insanların ihtiyaçlarına yönelik bütün bitki türleri bulunmaktadır Bu yönüyle de Türkiye bir kale özelliği taşımakta ve dünya hakimiyeti için en ideal toprak parçasını oluşturmaktadır

Türkiye doğal afetler bakımından oldukça fazla zarara uğrayan bir ülkedir Depremler sel felaketleri heyelanlar aşırı sıcaklık ve soğuklar ülaaai tarihi dönemlerden bugüne etkilemektedir Özellikle doğal afetlerin Türkiye toprakları üzerinde devletlerin yıkılmasına veya kurulmasına etkileri olduğu görülmektedir

Osmanlı Türkleri'nin Avrupa kıtasına yani Trakya yarımadasına geçiş tarihi 1352 olarak kabul edilir Çoğu Batılı kaynaklarda bu geçişte coğrafyanın önemi açıkça vurgulanır 1 Mart 1352'de Gelibolu Yarımadası'nda meydana gelen şiddetli deprem sonucunda bölge yerleşmeleri ağır hasar görür Stratejik açıdan büyük önem taşıyan Gelibolu (Kallipolis) Kalesi ve kalenin surları yıkılır Orhan Gazi'nin Oğlu Süleyman Paşa komutasındaki Türk birlikleri Çanakkale boğazını geçerek Gelibolu kıyılarına çıkarma yaparlar Türkler'in yarımadaya çıkarma yapmasıyla birlikte zaten deprem sonucunda moralleri iyice bozulan Rumlar bölgedeki köy ve kasabaları terk ederler Terk edilen köy ve kasabalara Türkler yerleşerek imar ederler

Beşeri Coğrafyanın Sağladığı Avantajlar

Türkiye'nin toplam nüfusu Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda 13 milyon (1927'de 136 milyon) kadardı Bu nüfus 1990 yılında 565 milyona 1997'de 628 milyona ulaşmıştır

Türkiye'nin son 75 yıllık döneminde yıllık nüfus artış hızı % 2 dolayında gerçekleşmiştir Bir başka ifadeyle her yıl Türkiye nüfusuna 12 milyon nüfus eklenmiştir Ancak burada şunu hatırlatmak gerekir ki Türkiye'de yıllık nüfus artış hızı fazla olmasına rağmen kıtlık ve açlık yaşanmamıştır ve bundan sonra da yaşanması beklenmemektedir Çünkü besin kaynakları şu andaki nüfusun dört-beş katını besleyebilecek kadar çoktur Kalkınmanın yavaş oluşu ülke nüfusunun hızlı artışından değil artan nüfusun iyi planlanmamasından kaynaklanmaktadır Bunun böyle sonuçlanmasında yöneticilerin yanlış planlamalar uygulamalarının payı büyüktür Nitekim ülke kalkınması için dışarıdan alınan borç paralar hep çarçur edilmiş ve ülke bir borç batağına itilmiştir

Nüfus gerek barış ve gerekse savaş zamanında en büyük güçtür 300 milyonluk bir ülke 100 milyonluk bir ülkeden 100 milyonluk bir ülke 10 milyonluk bir ülkeden elbette daha güçlüdür Hele kalkınmışlık düzeyi eşit ise bir insan bile güçlü olmakta fark artırır

Türkiye gerek fizikî ve gerekse beşerî ve ekonomik şartlar bakımından 300 milyon nüfusu barındırabilecek güçtedir ve yaklaşık en azından 3-5 yıl dışa hiç bağlantısı olmadan kendi kendine yeterli olabilir Bu özelliğini gerek Birinci Dünya Savaşı ve gerekse İkinci Dünya Savaşı esnasında göstermiştir Bu gücünü kalkınmışlık açısından da desteklenirse dünya hakimiyeti için gerekli nüfus sağlanmış olur Teknolojik olarak gelişmiş ve nitelikli insan sayısı dünya standartlarının üzerine çıkmış bilim dünyasında büyük atılımlar yapmış 300 milyon nüfuslu bir Türkiye yakın gelecekte bugünün süper güçlerinin yerini alabilecek ve dünya barışını katkıda bulunabilecektir Çünkü nüfus artışı bu görüşü desteklemektedir

Türkiye'nin eğitim ve öğretim durumu yıl geçtikçe iyileşmektedir Ülke toplam nüfusunun yaklaşık ¼'ü eğitim ve öğretim gören insanlar oluşturmaktadır Kuşkusuz bu durum ülkenin çok genç bir nüfus yapısı olduğunu ve eğitime önem verildiğini gösterir

Anadolu yarımadası coğrafî özelliklerinden dolayı tarihin her döneminde mutlaka bir medeniyete beşiklik yapmıştır Bu nedenle Anadolu yarımadasının bir diğer adı; "Medeniyetlerin Beşiği Olan Topraklar" olarak adlandırılmıştır ve bu medeniyetlerin hepsine "Anadolu Medeniyetleri" denir

Dünya insanlık tarihi incelendiğinde aralıksız olarak medeniyetlere beşiklik yapmış olan bir toprak parçası Anadolu'dan başka bir coğrafyada görülmez Bu nedenle Anadolu dünyanın en güçlü ve en büyük tek kalesidir Bu kale özelliğini geçmişte koruduğu gibi gelecekte de koruyacaktır Gerçi bugün bu kalede dünya hakimiyetinden söz ettiren bir devlet yoktur ama gelecekte dünya hakimiyetini kurabilecek olan Türk Milleti yaşamaktadır

Bütün dinlerin kesişme noktasında yer alan Türkiye elbette dinler açısından alındığında kesişme-çarpışma veya dinler fayı üzerinde bulunur Çarpışma hattında bulunan Anadolu tarihi devirlerden bugüne hep farklı dinlerin çarpışma alanı olmuştur Ve bu çarpışma özellikle 19 yüzyıldan itibaren şekil değiştirmiş ve misyonerlik faaliyetleri ile devam etmiştir Misyonerlik faaliyetleri bugün de bütün hızı ile devam etmektedir Türkiye'nin son dönemlerde çektiği tüm sıkıntıların altında çoğu kez bir misyonerlik faaliyeti yatmaktadır

1880 tarihli Bartlett Raporu'nun ilk cümleleri şöyledir; "Misyonerlik faaliyetleri açısından Türkiye Asya'nın anahtarıdır" Ve 1901 yılında ABD Devlet Başkanı seçilen Theodore Roosevelt daha 1898 yılında şu cümleleri sarf etmiştir; "Dünya'da herkesten önce ezmek istediğim iki güç; İspanya ve Osmanlı İmparatorluğu'dur" Neden? Nedeni gayet açık ABD'nin Güney Amerika kıtasındaki hakimiyetine karşı en büyük engel İspanyollardır Avrupa Afrika ve Asya'daki sömürgecilik faaliyetleri için engel teşkil eden güç Osmanlı İmparatorluğu'dur ABD dünya hakimiyeti için bu iki gücün dünya tarihinden kaldırılmasını 19 yüzyılda hedeflemiştir

Türkiye üzerinde yaşayan insanların çoğunun dini İslâm'dır Türkiye insanı ise dinine karşı duyarlı erdemli bir insandır Geçmişte böyleydi gelecekte de böyle olacaktır Bu özellik devam ettiği sürece Türkiye dünya hakimiyetini yeniden sağlayabilecek güçlü ve gizli bir potansiyel taşımaktadır

Georgios Trapezuntios biraz hayıflanarak ve biraz da kendi milletine sitem ederek Fatih Sultan Mehmet'e şunları söylemiştir; "Roma İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'tir Dolayısıyla siz Romalıların meşru İmparatorusunuz Ve kim ki Romalıların İmparatorudur ve öyle kalır o aynı zamanda bütün dünyanın İmparatorudur" Gerçekten de öyle olmuştur Fatih Sultan Mehmet Han ve ondan sonraki tüm Osmanlı padişahları hep "Dünya Fatihi" ve "Dünya İmparatoru" unvanlarını haklı olarak kullanmışlardır Ve asıl önemli olan şey de Fatih'in fethi ile Hıristiyan Roma ve Bizans dünyasının kutsal şehri ve başkenti olan şehir Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti ve "Kâinâtın Merkezi" olan İstanbul bugün nüfusu ve betonarme gökdelenleri ile belki dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olmuştur ama Osmanlı dönemindeki görkemli ve büyüleyici havasını İmparatorluğun yıkılışı ile birlikte yitirmiş ve bir daha yakalayamamıştır

Türkiye'nin şehirlerinin her ne kadar sorunları bulunsa da bu sorunların çözümü yok değildir Siyasilerin ve şehir yöneticilerinin işbirliği ile bu sorunlar kısa sürede çözümlenebilir Sorunları çözümlenen Türkiye şehirleri ülke kalkınmasına doğrudan katkıda bulunurlar ve gelişmiş ve lider bir Türkiye'nin temelini oluştururlar Çünkü şehir demek medeniyet demektir Eğer Türkiye ve Türk insanı tarihte kurmuş olduğu medeniyetlerden esinlenerek yeniden dünya medeniyeti kurmak istiyorsa bunun ilk adımlarını şehirlerden başlamak zorundadır

Ekonomik Coğrafyanın Sağladığı Avantajlar

Türkiye'nin ekonomik kaynakları denilince tarım ve hayvancılık gelir Gerçekten Türkiye'nin en önemli geçim kaynaklarını tarım ve hayvancılık teşkil eder Türkiye bir tarım ülkesi olmasına rağmen tarımsal üretim fazla değildir Bunun başlıca sebebi tarımsal alanda tam anlamı ile modernleşme olmamasıdır Kırsal bölgelerde hala dededen kalma metotlarla tarım yapılır Gübreleme ilaçlama ıslah çalışmaları yeterli değildir Avrupa ülkeleri gibi eğer tarımda modernleşmeyi gerçekleştirebilirsek bugünkü tarımsal üretimimiz çok fazla oranlarda artacaktır

Tarımda sulama ve gübreleme sorunları çözümlenirse mevcut üretim en az iki veya üç kat daha artacaktır Sözgelimi buğday üretimi 35 milyon tona pirinç üretimi 600 bin tona pamuk üretimi 12 milyon tona şeker pancarı üretimi 25 milyon tona çıkabilecektir Ayrıca nadasa bırakılan araziler ve diğer tarım dışı araziler de tarıma kazandırılırsa üretim bir o kadar daha artacaktır Şüphesiz bu artışlar mevcut tarım sistemi ile gerçekleşecektir Bir de tarımda modernizasyon yapılırsa ve en az Avrupa ülkelerinin bulunduğu seviyeye getirilirse Türkiye tarım ürünleri üretiminde kaydedilen artışlar oldukça astronomik olacaktır Nitekim hektara buğday verimi Almanya'da 5200 kg iken Türkiye'de 2200 kg kadardır Öte yandan Türkiye'de tarım potansiyelinin ancak ve ancak % 50'si değerlendirilmektedir Yapılan hesaplamalara göre Türkiye'nin sadece buğday üretme kapasitesi; 100-150 milyon tona ulaşmaktadır Bu üretim ile Türkiye 300-350 milyon nüfusu besleyebilecek kapasiteye erişecektir

Türkiye beslediği hayvan sayısı bakımından dünya ülkeleri arasında 7 sıradadır Oysa ırk ıslahı otlak ıslahı yapılsa ve besicilik yöntemleri geliştirilse ülkenin beslediği hayvan sayılarında en az üç-dört kat artış sağlanacaktır ve belki de dünya ülkeleri arasında baş sıralara geçecektir

Türkiye'nin tarım ve hayvancılık potansiyeli oldukça yüksektir İnsanoğlunun temel gıda ihtiyacı tarım ve hayvancılıktan karşılanır Açlık çekmeyen bir millet daha rahat çalışır ve daha fazla üretir Üreten bir millet de kalkınır Kalkınan bir millet de şüphesiz süper güç olur Türkiye tarım ve hayvancılıktaki avantajını dünya hakimiyeti için rahatlıkla kullanabilir

Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrilidir Bu nedenle önemli bir su ürünleri potansiyeline sahiptir Ancak arzu edilen düzeyde balıkçılık yapılmamaktadır Türkiye'de deniz balıkçılığı sektöründen avlanan balık miktarı yıl geçtikçe artmaktadır Türkiye balıkçılık ve deniz ürünlerine gereken önemi verirse elbette üretimini kat kat artıracaktır Üretimin artması demek hem gıda ihtiyacının karşılanması ve hem de ihraç edilmesi bakımından ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır Sağlanan bu katkı aynı zamanda ekonomik gücü oluşturacaktır

Türkiye dünya genelinde orta zenginlikte bir orman ülkesi sayılırken Ortadoğu bölgesi içinde en zengin ülke olarak görülmektedir Türkiye'nin sahip olduğu orman arazisi miktarı yaklaşık 202 milyon hektarı bulur Bu değer Türkiye yüzölçümünün % 248'ini oluşturur Ormanlar bakımından değerlendirildiğinde Türkiye bölge toprakları içinde en zengin olanıdır Gerekli önlemler alındığında Türkiye; ormanlar ve orman ürünleri gelirleri açısından dünya ülkeleri arasında en zengin ülkeler arasında yerini alabilecektir Orman ürünleri bakımından dışa bağımlı olmamak sanırız dünya hakimiyeti açısından farklı bir önem taşımaktadır

Türkiye hidroelektrik (su gücü veya diğer adıyla beyaz kömür) bakımından çok zengindir Ülkenin akarsuları üzerinde çok sayıda barajlar yapılmış ve hidroelektrik santralleri kurulmuştur Atatürk Keban Karakaya gibi barajlarımız dev barajlardır Ülkenin toplam hidroelektrik enerji potansiyeli 432 milyar kwh olup (işletilebilir yıllık hidroelektrik potansiyeli 1224 milyar kwh) bunun ancak yaklaşık % 30'u (36 milyar kwh) değerlendirilmektedir

Türkiye'de nükleer santral bulunmamasına rağmen 5300 ton uranyum 380 bin ton toryum rezervine sahiptir Söz konusu rezervlerin kullanılabileceği nükleer santraller kurulsa enerji satan bir ülke konumuna gelecek ve bölgede çok güçlü bir ülke haline gelecektir Türkiye'de nükleer santrallerinin kurulmasına karşı çıkan grupların çoğunun arkasında Yunanistan ve Ermenistan lobilerinin bulunması gerçekten düşündürücüdür

Türkiye madenler bakımından zengin sayılan bir ülkedir Dünya üzerinde mevcut olan 51 çeşit madenden 29 çeşidi yurdumuzda bulunmaktadır Özellikle krom demir bor bakır boksit kükürt civa kurşun çinko tuz ve lületaşı gibi madenler bakımından çok zengindir Türkiye madenler bakımından en fazla sahip olduğu maden kromittir Paslanmaz sanayi çeliği yapımı alanında büyük önem taşıyan kromit rezervleri bakımından Türkiye; 368 milyon ton rezervle dünya dördüncüsüdür Savaş araç ve gereçleri (tank ve toplar) yol yapımı makineleri uçak ve lokomotif motorları yapımında kullanılan özel çelik krom alaşımı ile elde edilir Bu özelliğinden dolayı kromit; stratejik öneme sahiptir aaaal dışı madenler bakımından en zengin maden bor tuzu (boraks)dur 13 milyar ton olarak dünya bor rezervlerinin yarısından az fazlası (% 53'ü) Türkiye'de (666 milyon ton) bulunmaktadır Yıllık üretim 2 milyon ton kadardır

Türkiye madencilik açısından incelendiğinde görülür ki özellikle stratejik madenlerden olan kromit bakır alüminyum maden rezervleri bakımından oldukça zengindir Ve sözü edilen madenlerin çoğunluğu Türkiye'de yer almaktadır

Türkiye için sanayileşme ve teknolojik atılım yapmak çok önemlidir Çünkü bugün 20 yüzyılda olduğu gibi çok sayıda askeri olan ordular artık ülke güvenliği için o kadar önemli değildir Silah ve teknolojik donanımı yüksek az sayıda da olsa bilgi yüklü askerleri olan ordular ülke güvenliği için daha başarılı olmaktadırlar Bu nedenle siyasi kültürel hukuksal ve ekonomik alanda büyük atılımlar yapmak gerekmektedir

Türkiye'de karayolu demiryolu denizyolu ve havayolu taşımacılığı oldukça gelişmiştir ve her geçen yıl gelişmesine devam etmektedir Ancak yüzey şekilleri bakımından çok dağlık oluşu yurdumuzun doğu yarısının iklim bakımından sert ve kar yağışlı oluşu sermaye eksikliği gibi nedenler ulaşım sistemimizin gelişmesini engeller Oysa coğrafi konum olarak Türkiye üç kıtanın (Avrupa-Asya ve Afrika) birleştiği konumda yer alır Bu nedenle ülke üç kıta arasında doğal bir köprü görevini üstlenir Bu avantajından ötürü Türkiye; tarihi devirlerden günümüze önemli yolların kesiştiği yer olma özelliği kazanmıştır Hal böyle olunca üç kıtanın kesişme noktasını teşkil eden Türkiye'ye sahip olan bir millet üç kıtayı kontrol etme imkanını elinde tutmaktadır

Türkiye turizm kaynakları bakımından oldukça zengin bir ülkedir Gerek fiziki ve gerekse beşeri kaynaklar bakımından ülke; önemli bir potansiyele sahiptir Tarihî eserler bakımından Anadolu tam bir hazinedir Bunun sebebi geçmişten günümüze Anadolu toprakları üzerinde büyük devletlerin yaşamış olmalarıdır Türkiye sahip olduğu tüm turizm kaynaklarını tam kapasite ile aktif hale getirirse turizmin mevcut sorunlarını (ulaşım konaklama tanıtım gibi) tamamen çözümlerse ülaaae gelen turist sayısında ve turizm gelirlerinde büyük artışlar kaydedilecektir Turizm gelirlerinin artışı demek ülke ekonomik gelirlerinin yükselmesi demektir Ülkenin ekonomik gelirleri yükselince askerî siyasal sosyal ve ekonomik gücü de aratacak ve dünya hakimiyeti için aday ülke olabilecektir

Türkiye'nin dış ticareti genel anlamda gözden geçirildiğinde komşularıyla çok az ticaret yaptığı ortaya çıkar Genel anlamda Türkiye'nin komşularıyla yaptığı ticaretin toplam ticaretindeki payı % 10'u bulmaz Bu durum Türkiye ticareti için olumsuz bir gelişmedir Çünkü komşuları zengin olan ve komşularıyla ticaret yapan ülkeler çabuk zenginleşirler Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri ticaretlerinin yarısından fazlasını komşuları ile yaparlar Türkiye ticaretinde bu özelliği göz önünde tutmalı ve komşuları ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmelidir Ticaret kapasitesi ve ticaret yaptığı ülkeler açısından ele alındığında görülür ki Türkiye; dünya ticaretinin önemli bir noktasında bulunmaktadır Ticaret yaptığı ülkeler dağılımı gözden geçirildiğinde dünyanın dört bucağında yer alan tüm ülkeler ile ticaret yapmaktadır Denilebilir ki Türkiye; geçmişte olduğu gibi gelecekte de dünya ticaretinde önemli bir ülke olacaktır Ticaret imkanlarının geliştirilmesi ve teşvik edilmesi halinde Türkiye tüccar bir ülke konumuna gelecektir Bu gelişme dünya hakimiyetinde kolaylaştırıcı bir etken olacaktır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.