Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adnan, ahmet, saygun

Ahmet Adnan Saygun

Eski 02-25-2007   #1
Ergenekon
Varsayılan

Ahmet Adnan Saygun





Adnan Saygun, 7 Eylül 1907’de İzmir’de doğdu Daha ilkokul yıllarında iken başladığı musiki çalışmalarına, sanat ağırlıklı bir okul olan İzmir İttihad ve Terakki İdadisi’ndeki orta öğrenimi sırasında devam etti; piyanoya da bu okulda başladı İlk kompozisyon denemelerine o dönemde yöneldi 1924 yılından itibaren piyano yanında, elde edebildiği kitapların yardımıyla ve kendi kendine armoni ve kontrapuan üzerinde çalıştı Yine 1924’te ve ondan sonraki yıllarda İzmir Milli Kütüphanesi’ndeki kitaplardan faydalanarak musiki konusunda mümkün olduğunca geniş bilgiler edinmeğe gayret etti Bu yoldaki çalışmaları sırasında özellikle otuzbir ciltlik La Grance Encyclopedie’deki musiki ile ilgili maddeleri Türkçe’ye çevirerek birkaç ciltlik büyük bir “Musiki Lugatı” meydana getirdi Bu sırada henüz 18 yaşında idi

1926’da İzmir Erkek Lisesi’ne musiki öğretmeni olarak tayin edildi 1928 senesinde devletçe açılmış olan imtihanı kazanarak Paris’e gidinceye kadar bu göreve devam etti Paris’te Vincent d’Indy ile kompozisyon, Eugene Borrel ile füg ve kompozisyon, Paul Le Flem ile kontrapuan, Madame Eugene Borrel ile armoni ve kontrapuan, Amedee Gastoue ile chant gregorien, Edward Souberbielle ile org çalışarak bir kompozitör olmak için gerekli her bilgiyi edinmeye gayret etti İlk eseri olarak kabul edilen Divertimento adlı orkestra yazısını da öğrenciliği sırasında 1929-1930 arasında yazdı Saygun’un bu kompozisyonu 1931’de Paris’te açılmış olan bir kompozisyon yarışmasında kazanan birkaç eser arasında yer almış ve aynı tarihte Paris’te bulunabilmek için gerekli maddi imkanlardan mahrum olduğu için ilk eserini dinlemek fırsatını elde edememiştir Aynı eserin 1932 yılında Varşova’daki icrası sırasında da oraya gitme imkanını bulamamıştır
Adnan Saygun 1931’de yurda dönerek Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe başladı 1934 yılında öğretmenlik ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na şef olarak atandı Yine aynı tarihte İran Şahı’nın Ankara’yı ziyareti vesilesi ile Atatürk’ün arzusu üzerine ve çok kısa sürede ilk Türk operası olan “Özsoy”u yazdı
1936-39 yılları arasında İstanbul Şehir Konservatuvarı’nda çalıştı ve 1939 yılında Halkevleri Bürosu Sanat Müşaviri ve Halkevleri Müfettişi olarak Ankara’ya döndü Bu görevde 1950 yılına kadar devam etti
Saygun, 1946 yılında Yunus Emre Oratoryosu’nun ilk icrasından sonra Ankara Devlet Konservatuvarı’na kompozisyon öğretmeni olarak atandı ve emekli olduğu 1972 yılına kadar bu görevde kaldı
Emekli olduktan sonra 1973 yılında İstanbul’a, şimdi adını taşıyan caddedeki eve yerleşti Hayatının son 17 yılının eserlerini bu apartmanda verdi Bu arada 1983 yılından itibaren Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda kompozisyon ve etnomüzikoloji hocalığı yaptı Seksenüç yaşında vefat ettiğinde bu görevi ve bir süreden beri yürüttüğü Bilkent Üniversitesi’ndeki kompozisyon öğretmenliğine devam ediyordu
Adnan Saygun, aralarında Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Heyeti ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu da olmak üzere birçok kuruluşta görev yapmıştır; yurt dışında da, 1946 yılından başlayarak yıllarca bazı uluslararası kurumların yönetim kurulu üyeliklerinde bulunmuştur



1971 yılında Devlet Sanatçılığı Kanunu yürürlüğe girdikten sonra Devlet Sanatçısı ünvanı ilk olarak Ahmed Adnan Saygun’a verilmiş, 1983 yılında da Profesörlük ünvanı, yine kendi alanında ilk olarak kendisine tevcih olunmuştur
Eserleri New York’taki Southern Music Publishing Co’nin ve Hamburg’daki Peer Musicverlag’ın kataloglarındadır

Adnan Saygun, kısa bir hastalığı takiben 6 Ocak 1991 tarihinde İstanbul’da aramızdan ayrılmıştır Vefatından sonra, yakın dostu Prof İhsan Doğramacı’nın girişimleri ile Bilkent Üniversitesi Kampüsü içinde bir “AAdnan Saygun Müzik Araştırma ve Eğitim Merkezi” kurulmuş, kompozitörün eşi Nilüfer Saygun tarafından aynı zamanda bir Saygun müzesi olan bu Merkez’e bağışlanan Saygun’un bütün eserleri, kitapları ve kişisel eşyası bu binada toplanmış, Saygun sevenlerin onu tanımak isteyecek olanların ziyaretine sunulmuştur

Atatürk Müzik Devrimi ve Ahmed Adnan Saygun

Dünya müzik tarihiyle ilgili önemli kaynakları ne zaman incelesem, daima Ahmed Adnan Saygun adına rastlamışımdır Böylece o sayfalara Türkiye de girmiş oluyor Bundan her zaman mutluluk ve gurur duyarım Bize bu gururu yaşatan, her biri bir “anıt”, yüzlerce eserin yaratıcısı Ahmed Adnan Saygun’un heykelinin dikilmesini, kadirşinaslık örneği olarak görüyorum Öncü olanlara şükranlarımı sunarım
Ahmed Adnan Saygun hakkındaki görüşlerimi, O’nun Atatürk ile münasebetleri, Cumhuriyet tarihimizdeki yeri ve katkıları yönünden sunmak isterim
Atatürk, on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda özel yapısı içinde büyük bir gelişme gösterdikten sonra, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren gelişimini ve gücünü yitirmiş olan musıkimizi “Türk’ün münkeşif ruh ve hissini tatmine kafi” bulmuyordu
O, Türk toplumunu yeni ve çağdaş bir yaşama hazırlıyordu Toplumun çağdaşlaşmasında ona eşlik, hatta öncülük edecek musıkimizin geleceği konusunda yenilikçi görüşler öne sürüyor “Bizim hakiki musıkimiz Anadolu halkında işitilebilir” deyişiyle “öz”e değiniyordu O’na göre hayat musıkiydi Ancak musıkinin niteliği “şayan-ı mutalea” idi

Batı’da yüzyıllardan beri kullanılan nota yazısının ihmal edildiği, usta çırak ilişkisinin hakim olduğu musıkiciliğimizde, kulaktan yaratma-yaşatma-aktarma geleneği sonucu, büyük formdaki eserler yerlerini küçük şarkı türlerine bırakmıştı Yaratıda tekseslilik hakimdi

Bilindiği gibi, çoksesli müziğe yöneliş, 1831’de II Mahmut döneminde “Muzıka-i Humayun”un kurulmasıyla başladı Bu dönemde nota yazısı da geliştirilmeye başlandı Ne var ki bütün bu gelişmeler yüzeyseldi Batı normlarına uygun eğitim veren tek bir kurum yoktu Gelişme kaçınılmazdı Bunda esas alınacak “öz” belliydi Ancak biçimsel içerik, Türk halkının derin düşünce ve deyişlerini, ince duyuşlarını, iç zenginliklerini içeren bu özün, çağdaş ve evrensel boyutlarda işlenmesine yetmiyordu

İleride “Ulusal Türk Müziği”nin kurucuları olacak ve evrensel müzik dağarcığına nice eserler katacak Ahmed Adnan Saygun ve “Türk Beşleri”nin diğer üyelerinin 1920’lere doğru aldıkları miras buydu Türk müzik devriminin öncüleri olmaları için, 1927’den başlayarak yurt dışında eğitime gönderilmişlerdi 1907’de İzmir’de doğan Saygun da, büyük ölçüde kendini yetiştirdikten, ilkokul ve lise müzik öğretmenliği görevlerinden sonra, 1928’de Maarif Vekaleti’nce açılan sınavı kazanarak, Paris’e gönderilmişti
Atatürk, 1934 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açış konuşmasında, özünü halktan alan müziğimizin işlenmesinde esas alınacak biçim-kural konusuna açıklık getirdi: “Bir toplumun yeni değişikliğine ölçü, musıkide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir Bunu açıkça bilmeliyiz

Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir an önce son genel musıki kurallarına göre işlemek gerekir; ancak bu güzeyde Türk Ulusal Musıkisi yükselebilir, evrensel musıki de yerini alabilir

Bu sözler Türk müzik devriminin ilkelerini ortaya koyuyordu O tarihte Saygun 27 yaşındaydı Dört yıl önce yani 1930’da , Paris’de Opus I sıra numaralı eserini vermiş, büyük orkestra için “Divertissement” başlıklı bu eser, kendisinin Türkiye’ye döndüğü 1931 yılında Paris’te, daha sonra Varşova’da seslendirilmiştir Eser böylece, Cemal Reşit Rey’in 1925’te yine Paris’te seslendirilen iki eserinden başka, yurt dışında seslendirilen üçüncü Türk orkestra eseri olarak müzik tarihimize geçmiştir
Saygun, 1931 yılında Musıki Muallim Mektebi’nde hocadır Kontrapunt ve teori dersleri vermektedir Genç yaşına rağmen, geleceğin bestecilerinin sorumluluğunu üstlenmiştir Besteciliğinin yanında Türk Halk Musıkisi alanında çalışmalar yapmaktadır “Türk Halk Bilimleri Kurumu”nun kurulması önerisini bu dönemde geliştirir Atatürk tarafından da benimsenen bu öneri, ne yazık ki çeşitli sebeplerle ileride ilgili kurumlarca hayata geçirilmez

Benim, bundan yıllar sonra, üniversitelere bağlanmış olan Devlet Konsevatuvarlarında “etnomüzikoloji” bölümlerini açmak gibi, bu yöndeki benzer isteklerini hayata geçirmem, O’nu çok heyecanlandırmıştı Türk müziğine benzeri katkılarım için, iltifat dolu sözlerle, başta Op72 “Orkestra İçin Çeşitlemeler” başlıklı eseri ile Op76 “Piyano Sonatı”nı bana ithaf etmiş olmasından, her zaman aynı heyecan ve mutluluğu duymaktayım





Karşılaştığı kimi güçlüklere karşın O, halk müziği alanındaki araştırmalarını sürdürecek ve öte yandan, sahnelenen ilk Türk Operası “Özsoy”u Türk müzik yaşamına kazandıracaktır Eser, İran Şahı’nın ülkemizi ziyareti münasebetiyle sahnelenmek üzere 1934 yılında Atatürk tarafından istenmiş, konusu da Atatürk tarafından verilmiştir Saygun eseri bir ay içinde tamamlar Atatürk bu hamleyle Cumhuriyet devrimlerinin ve çağdaş Türk toplumunun tanıtılmasını amaçlamıştır

Kısıtlı zamana ve devrin güç koşullarına karşın büyük bir başarı kazanılmıştır Atatürk bu gelişmeyi “bir inkılap hareketi” olarak nitelendirir
Saygun’un ifadesiyle Atatürk artık “İnsan ruhunun karmaşıklığı karşısında, dimağı, gönlü, seziş, duyuş ve tefekkürün doruğuna yükseltecek ve Türk ulusunu insanlık ülküsü yolunda büyük atılımlara götürecek olan” eserleri bekliyordu Bu nedenledir ki “Özsoy” Operasının yaratılışını “bir inkılap hareketi” olarak nitelendirmiştir
Türk Musıkisi Saygun ve arkadaşlarıyla, yeni bir sanat anlayışına yönelmişti Çoksesli biçimiyle “her türlü beşeri duyguları dile getirebilecek, insan ruhunu göklere ağdırabilecek bir sanat”ı amaçlamıştır çalışmalarında Saygun Özünü halktan alan çoksesli bir musıki Çağdaş anlamda evrenselliğe ulaşabilen “Türk Ulusal Musıkisi”nin en önemli yaratıcılarındandır Saygun

1934 yılının sonlarında yine Atatürk’ün isteğiyle “Taşbebek” Operasını besteledi 1936’da ünlü Macar müzikolog ve besteci Béla Bartok ile Anadolu’da derlemeler yaptı; bir çok halk türküsünü notaya aldı 1942’de en önemli yapıtlarından biri olan, ilk Türk oratoryosu “Yunus Emre”yi tamamladı Bu eserle Saygun’un, ezgisel yönelimli birinci verim döneminden, çizgisel yazı ve modal bir armoni anlayışının kaynaştığı bütüncül bir ikinci verim dönemine açıldığı kabul edilir

Yunus Emre Oratoryosu 1946’da Ankara’da, bir yıl sonra iki kez Paris’te, 1958 yılında da Birleşmiş Milletlerin kuruluş yıldönümü münasebetiyle New York’da, ünlü şef Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilir
Sayın Haluk Bayülken, Yunus Emre Oratoryosu’nun Birleşmiş Milletler’deki seslendirilişi ardından; Konser’e ayıp olmasın diye, dudak bükerek gelmiş olan bazı ülkelerin temsilcilerinin, eserin bitimini takiben nasıl hayranlık içinde kaldıklarını; Birleşmiş Milletler’in koridorlarında Türk temsilcilerine nasıl bir başka saygı gösterilmeye başlandığını, bir başka gözle bakıldığını, başlarının nasıl bir başka dik olduğunu heyecanla anlatır

Aynı yıl İkinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nün “Julliard Quartet” tarafından seslendirilmesiyle bestecinin ünü Türkiye sınırlarını aşarak, dünya çapında önem kazanır Bu eserle Saygun’un üçüncü verim dönemi başlar

Besteci, halk kültürü ve sanatları araştırmacısı, etnomüzikolog, eğitimci, düşünce adamı ve yazar Saygun, bütün bu alanlarda 84 yıllık verimli yaşamı boyunca daima üretti, yetiştirdi 6 Ocak 1991 tarihinde hayata veda ettiğinde, Atatürk Devrimlerine bağlılığı, müzik devriminde yaratıcılığı ve inançlı savunuculuğu ile; 75 Opus sırasında derlediği opera, koral, senfonik müzik, oda müziği, enstrümantal müzik gibi, müziğin tüm biçim ve türlerinde nice eser, çok sayıda kitap ve çeviri, sayısız makale bıraktı
Dostum Saygun, çok yönlü nitelikleriyle örnek bir yirminci yüzyıl aydınıdır Cumhuriyet tarihimizin en önemli kültür ve sanat temsilcilerinden biridir

Ünlü Azerbaycanlı orkestra şefi Niyazi Takizade şöyle tanımlar Saygun’u: “İnanınız şu anda birçok Batı Avrupa ülkesinde Saygun çapında bir besteci yoktur!”
İnanıyorum ki, arkasında bıraktığı sayısız eserleri, eserlerinin niteliği, çağa ve geleceğe ışık tutan sağlam temellere dayandırdığı görüşleri, O’nu gelecek yüzyıllara taşıyacaktır
Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulmuş olan Ahmed Adnan Saygun Müzik Araştırma ve Eğitim Merkezi, Saygun’un 90 Doğum Yıldönümüne yönelik olarak, 1997 yılını “Ahmed Adnan Saygun Yılı” ilan etmiştir 1997 yılı Saygun’un yurt içinde ve yurt dışında eserleri ve düşünceleriyle; konserler, uluslararası bilimsel toplantılar, yayınlar, müzik kayıtları ve yarışmalar yoluyla yoğun bir biçimde yaşatılacağı bir yıl olacaktır


Adnan Saygun’un Eserleri

Adnan Saygun’un çalışmaları başlıca musiki kompozisyonu, folklor, etnomüzikoloji ve eğitim alanlarında olmuştur
Kompozisyon Alanında:

Orkestra Eserleri

Op1 Divertimento
Op13 Sihir Raksı
Op 14 Suit
Op29 Senfoni No1
Op30 Senfoni No2
Op39 Senfoni No3
Op49 Deyiş (Dictum)
Op53 Senfoni No4
Op57 Ayin Raksı (Ritual Dance)
Op62 Concerto de Camera
Op70 Senfoni No5
Op72 Orkestra için Çeşitlemeler


Eşlikli Eserler

Op5 Manastır Türküsü
Op16 Masal
Op19 Eski Üslupta Kantat
Op21 Geçen Dakikalarım
Op26 Yunus Emre Oratoryosu
Op34 Piyano Konçertosu No1
Op41 Üç Ezgi
Op44 Keman Konçertosu
Op48 Dört Ezgi
Op59 Viyola Konçertosu
Op60 İnsan Üzerine Deyişler No1
Op61 İnsan Üzerine Deyişler No2
Op63 İnsan Üzerine Deyişler No3
Op67 Atatürk’e ve Anadolu’ya Destan
Op71 Piyano Konçertosu No2
Op74 Çello Konçertosu


Oda Müziği Eserleri


Op3 Sezişler
Op8 Quatuor (Quartet with Percussion)
Op12 Viyolonsel, Piyano Sonatı
Op20 Keman, Piyano Sonatı
Op27 Yaylı Sazlar Kuarteti No1
Op31 Çello için Partita
Op33 Demet (Suite)
Op35 Yaylı Sazlar Kuarteti No2
Op36 Keman için Partita
Op42 Trio
Op43 Yaylı Sazlar Kuarteti No3
Op46 Nefesli Sazlar Beşgili
Op50 Üç Prelüd
Op55 Trio
Op56 Ballade
Op68 Üç Ezgi
Op73 PoemYaylı Sazlar Kuarteti No4


Sahne Eserleri

Op9 “Özsoy”, Opera, I Perde
Op11 “Taşbebek”, Opera, I Perde
Op17 “Bir Orman Masalı”, Koreografik Süit, 6 Tablo
Op28 “Kerem”, Opera, 3 Perde
Op52 “Köroğlu”, Opera, 3 Perde
Op65 “Gılgameş”, Bale temeline dayanan konuşma, solistler ve orkestra için destani dram, 3 perde
Op75 “Bir Kumru Masalı”, Bale, 3 Perde


Ses ve Koro Eserleri

Op3 Ağıtlar
Op7 Çoban Armağanı
Op18 Dağlardan-Ovalardan
Op22 Çanakkale Türküsü
Op23 Üç Türkü
Op32 Üç Ballad
Op41 On Türkü
Op51 Duyuşlar
Op54 Ağıtlar II (Dirges II)


Piyano Eserleri

Op2 Süit
;Op10 İnci’nin Kitabı
Op15 Sonatine
Op25 Anadolu’dan
Op38 Aksak Tartılar Üzerine On Etüd
Op45 Aksak Tartılar Üzerine Oniki Prelüd
Op47 Aksak Tartılar Üzerine Onbeş Parça
Op58 Aksak Tartılar Üzerine On Taslak
Op76 Sonata


Eğitim Alanında:

Musiki Temel Bilgisi, 4 Kitap (Milli Eğitim Bakanlığı’nca birkaç baskısı yapılmıştır)
Toplu Solfej (Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1973)
Töresel Musiki (Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1973)
Halkevlerinde Musiki (Ankara, 1940)
Yalan, Sanat Konuşmaları (Ankara, 1945)
Atatürk ve Musiki (Ankara, 1982)
Değişik dergilerde ve Türkiye ile yurt dışında makaleler, kongrelerde tebliğler


Folklor ve Etnomüzikoloji Alanında Kitap ve Diğer Yayınlar:

Rize, Artvin ve Kars Havalisi Türkü, Saz ve Oyunları Hakkında Bazı Malümat (İstanbul, 1937)
Yedi Karadeniz Türküsü ve Bir Horon (İstanbul, 1938)
Karacaoğlan (Ankara, 1952)
Bela Bartok’s Folk Music Research in Turkey (Budapeşte, 1976)
Mod öncesi Ezgilerin Tasnifi (Basılmamıştır)
Muharrem Ayininin Menşei ve Ağıt (Basılmamıştır)
Muhtelif yurt dışı memleketler meslek dergilerinde yayınlanmış makaleler
Milletlerarası kongrelere sunulmuş tebliğler
Dış memleketlerde verilmiş konferanslar

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ahmet Adnan Saygun

Eski 12-17-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ahmet Adnan Saygun






Ahmet Adnan Saygun(1907-91) ilk müzik derslerini aldığı İsmail Zühtü Bey'in önerisiyle piyano öğrenmeye başladı Kısa bir süre Hüseyin Saadettin Arel'den armoni dersleri aldı Daha sonra kendi kendine kontrpuan çalıştı Saygun 1925'te ilkokul müzik öğretmenliğine atandı; 1926'da ise bir sınavda başarı göstererek lise müzik öğretmenliğine yükseldi


1928'de devlet bursuyla gönderildiği Paris'te dönemin ünlü öğretmenlerinden Vincent dTndy ve Eugene Borrel'in öğrencisi oldu 1931'de Türkiye'ye dönünce Ankara Musiki Muallim Mektebi'nde armoni ve kontrpuan dersleri vermeye başladı 1936'da İstanbul Belediye Konservatuvan'na geçti O yıl Türkiye'ye gelen Bela Bartök ile birlikte Anadolu'da bir inceleme gezisine çıktı

Saygun 1946'da Ankara Devlet Konservatuvarı'nın kompozisyon ve modal müzik bölümlerinin başkanlığına getirildi Kendisine 1971'de "devlet sanatçısı" unvanı verildi 1973'ten sonra derslerini İstanbul Devlet Konservaturvarı'nda (bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatu-varı) sürdürdü Konservatuvarların da Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) bağlanması üzerine 1985'te "profesör" unvanını aldı




Türk Beşleri içinde, Türk halk müziğini en yakından tanıyan besteci olan Saygun yapıtlarında bu kaynaktan hem ritim, hem de ezgi bakımından geniş ölçüde yararlanmıştır


En tanınmış yapıtı Yunus Emre Oratoryosu (1946) olan Saygun'un öbür yapıtları arasında Özsoy (ya da Feridun; opera, 1934), Taşbe-bek (opera, 1934), Bir Orman Masalı (süit, 1939-43), Kerem (opera, 1947-52), Birinci Piyano Konçertosu (1952-58), Birinci Senfoni (1953), İkinci Senfoni (1958), Üçüncü Senfoni (1960), Gılgamış (opera, 1962-83), Keman Konçertosu (1967), Köroğlu (opera, 1973), Dördüncü Senfoni (1976), Viyola Konçertosu (1977), Beşinci Senfoni (1984), İkinci Piyano Konçertosu (1985) ve Viyolonsel Konçertosu (1987) sayılabilir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.