10-16-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aids Hakkında Genel Bilgi
AIDS hakkında genel bilgi
AIDS (açılımı) Acquired Immuno Deficiency Syndrome kelimelerinin kısaltması olarak ortaya çıkmış ve Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu olarak Türkçe'ye çevrilmiştir
AIDS ilk olarak 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde keşfedilmiştir Keşfinden hemen sonra hızla yayılarak; erkek, çocuk, siyah, beyaz, Latin, Asyalı, zengin, fakir demeden bir çok insanın ölümüne neden olmuştur Günümüze kadar AIDS'ten 225 000 kişinin öldüğü kaydedilmiştir Bu sayı her 13 ila 15 ayda ikiye katlanmaktadır
AIDS için halen kesin olarak bilinen bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır AIDS'ten korunmak bu tehlikeli ve ölümcül virüsün yayılmasını önlemek için uygulanabilecek tek yoldur HIV, Human Immune Deficiency Virus, vücut bağışıklık sistemi virüsü, AIDS tamamen vücut bağışıklık sistemi ile ilgili olduğundan, hastalığa sebep olan virüse bu isim verilmiştir Virüs, insan vücudunun hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmektedir Vücut bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, virüsten etkilenmeden önce kolayca başedebildiği deiğer hastalık mikroplarıyla artık çarpışamayacak duruma gelmesi demektir Bu da basit bir enefeksiyonun bile ölümcül hale gelmesine sebep olabilir AIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayata veda etmişlerdir
İnsan vücudu bir defa HIV virüsü ile enfekte olmuşsa artık bu virüsün hiçbirşekilde yok edilmesi yada vücuttan atılması mümkün değildir Fakat, virüsün etkilerine engel olmak için bir takım ilaçlar geliştirilmiştir Bunlardan ilki ve ençok bilineni AZT (Zidovudine) adı verilen ilaçtır Bu ilaç virüsün çoğalmasını engellemektedir AZT AIDS virüsünün meydana getirdiği belirtilerin görünmesini engellemekte ve AIDS'li hastanın yaşamının kısmen de olsa uzamasını sağlamaktadır
Bilim adamları AIDS'le savaşabilmenin diğer yollarını aramaya devam etmektedirler Son yıllarda bu konuda büyük gelişme kaydedilmiştir AIDS'e karşı korunmak için aşıların testleri halen deneysel aşamadadır 1990 yılının başlarından itibaren bu konuda başarılı sonuçlar kaydedilmektedir
AIDS dokunma, öpüşme, solunum gibi dış kontaklarla bulaşan bir hastalık değildir Bu nedenle insanların AIDS'li hastalara yaklaşmaması ya da onları toplumdan dışlaması hem gereksiz hem de yanlış bir tutumdur Çünkü AIDS'li bir hastaya dokunarak veya yanında bulunarak AIDS'e yakalanmanın mümkün değildir Ayrıca AIDS evcil hayvanlardan, tuvaletlerden, yüzme havuzlarından, tabak ya da bardaklardan bulaşıcı özellik göstermez Bu nedenle insanların bu konularda korkutulması ya da yersiz bir kaygıya neden olunması çok yanlıştır AIDS'in ana bulaşma yolu seksüel birleşme, uyuşturucu kullanıcılarının enjektörlerini paylaşması ve çok da az olsa kan transferidir Ne yazık ki, AIDS hastalığına yakalanmış hamile bir kadının daha doğmamış bebeği de bu hastalığa yakalanmış demektir
Neden AIDS'i daha önce duymamıştık? AIDS 1981 yılına kadar tanımlanmış bir hastalık değildi AIDS'in izinin sürülmesi doktorların bu bilinmeyen hastalığı yeterli derecede tanımasıyla başladı AIDS'in ilk rastlandığı 1981 yılında ABD'de 316 kişinin AIDS hastalığına yakalandığı tespit edilmiştir Beş yıl sonra 1986 Ağustos'unda 23 000 vaka rapor edilmiştir Hastalığın artışı büyük bir hızla devam etmiş ve 1990'larda sadece ABD'de 60 000 nin üstünde AIDS hastası tespit edilmiştir Bu hızlı artış, bilim adamları, doktorlar ve hükümetler için bir alarm sinyali olmuş ve onları konuyla ciddi biçimde ilgilenmeye itmiştir
AIDS'in gerçek kökeni bilinmemektedir Çünkü AIDS yeni gelişmiş bir hastalıktır AIDS'in kökeni hakkındaki en geçerli görüş hastalığın Afrika kökenli olduğudur Afrika'da ki yeşil maymunların taşıdığı bir virüs insanlarda rastlanan AIDS virüsüne çok benzemektedir Bilimsel tahminler maymunlarda rastlanan virüsün doğal ortamda organizmalar içinde yaşamını sürdürerek, mutasyon geçirdiği ve burdanda insanlara geçtiği üzerinde yoğunlaşmaktadır Görülen mutasyonun çok nadir olduğu da görüşler arasında yer almaktadır
Bir başka görüş ise virüsün biyolojik silah olarak üretilmek istendiği fakat sonucun etkisi uzun sürede görüldüğü için araştırmalara devam edilmediği, ve bir ara nasıl olduysa labaratuvar dışına çıkarılarak insanlara bulaştırıldığı üzerinedir Yeşil maymunlar Afrika'nın çoğu bölgesinde lezzetli bir yemek olarak görülmektedir Virüsün maymunlardan insana iyi pişmemiş organlardan ya da etlerin pişirilmeye hazırlanırken meydana gelebilecek kesik vb gibi yaralardan bulaşmış olabileceği de düşünülmektedir Çünkü bilindiği gibi virüsün bulaşma yollarının en önemlilerinden biri kandır Hastalığın ilk insana bulaşması böyle olmuştur Bundan sonra hastalık diğer insanlara seksüel birleşme ve uyuşturucu kullanımı ve kan transferleri sırasında yayılmıştır Afrika devletlerinin bir çoğu bu görüşün mantıklı olduğunu savunmaktadır Bu olayların hiçbiri ırkla ilgili değildir Şunu unutmamak gerekir ki tek bir kişi değil tüm insanlık AIDS'in gelişmesinden sorumludur ve bizde bu sorumluluğu paylaşmaktan ve bu öldürücü virüsün yayılmasını engellemekten sorumlu sayılırız
|
|
|