Proteinler Ve Karbonhidratlar. |
10-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Proteinler Ve Karbonhidratlar.Proteinler Ve Karbonhidratlar Sağlıklı beslenmenin besin öğeleri dediğimiz proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler ve minerallerin yeterli ve dengeli bir şekilde vücuda alınması ile mümkün olduğunu artık biliyoruz Peki ya bunları tanıyor muyuz? Bunlar hakkında bilgilerimiz yeterli mi? İlk olarak proteinler ve karbonhidratları daha yakından tanıyalım PROTEİNLER: Proteinler vücudumuzun tuğlaları gibidir Vücudu ayakta tutan besin öğesidir Vücut organlarının temelidir Hücrelerin yapılmasında ve yenilenmesinde büyük rol oynarlar Bebeğin anne karnında bütün organları tamamlanmış bir vücut haline gelmesi, annenin aldığı proteinin bebeğin vücut organlarına dönüşmesi ile mümkün olmaktadır Proteinler başka neler yaparlar? Gerek çocuklarda, gerek yetişkinlerde büyüme ve gelişme için çok önemlidir -Bir kısım doku ve organlarını yapar ve onarırlar -Yeterli karbonhidrat ve yağ bulunmadığında enerji üretiminde kullanılırlar -Vücudun savunma mekanizmasında önemli ölçüde rol oynarlar Vücudun mikroplara karşı koruyucu öğelerini yani antikorları meydana getirirler -Vücudun sıvı dengesini sağlarlar -Vücudun düzenli çalışmasını sağlayan bir kısım hormonları proteinler meydana getirir Proteinler yiyeceklerdeki bulunma durumuna göre üstün kalite ve düşük kalite protein olmak üzere 2’ye ayrılırlar Üstün kalite olanlar hayvansal ürünlerde olan proteinlerdir Düşük kalite olanlar ise bitkisel yiyeceklerde olan proteinlerdir Proteinlerin bulunduğu yiyecekler şunlardır: Et, tavuk, balık, sakatat, süt, peynir, yer fıstığı, yoğurt, yumurta, soya fasulyesi, kuru fasulye, fındık, fıstık, badem, buğday unu, ceviz, tahıllar ve patateste bulunur Yumurta ve süt en iyi protein kaynağıdır Tahıllarda da buğday özünde protein fazladır Protein yetersizliğinde meydana gelen hastalıklar: Yetersizliğin ilk belirtisi büyümenin yavaşlaması ve zamanla durmasıdır Özellikle çocuklarda “kuvaşiorkor” hastalığının ortaya çıkması görülür Kuvaşiorkor hastalığı; vücutta su toplanması(ödem), karaciğer yağlanması, dalak büyümesi, cilt yaraları ve saçlarda renk değişikliği belirtileriyle kendini gösterir Protein yetersizliğinde vücut çok kolay hastalanır Ayrıca karaciğer çalışamadığı için siroz hastalığı fazla görülür KARBONHİDRATLAR: Mutlaka, herkesin başına gelmiştir Durup dururken birden canımız baklava, pasta, yemek ister Bir parça tatlı yedikten sonra da bu isteğimiz sönüverir Peki bu niye olmaktadır? Tatlıya olan daha doğrusu şekere olan bu ilgi nereden kaynaklanıyor? Bu ilginin kaynağı vücudun çok önemli enerji deposu olan karbonhidrata duyulan gereksinimden, yani enerjiye olan ihtiyaçtan meydana geliyor Çünkü şeker ve nişasta tamamen karbonhidrattır Karbonhidratlar vücudumuzun ana enerji kaynağıdır Aslında bütün besinler vücuda enerji sağlayabilirler Fakat değerleri farklıdır Karbonhidratlar çok çeşitlidir: Glukoz, fruktoz, galaktoz, sakkaroz, laktoz, maltoz, nişasta, selülöz, glikojen Bunlar hakkında çok kısa bilgilere sahip olmamızda fayda vardır -GLİKOZA üzüm şekeri de denir En çok bulunduğu yiyecekler üzüm ve üzümden yapılan içecekler ve ayrıca baldır -FRUKTOZUN diğer adı meyve şekeridir Pekmez, incir, dut gibi meyvelerde ve balda bulunur -GALAKTOZDA glikozla birleşmiş olarak süt şekeri içinde bulunur -SAKKAROZ en çok şeker pancarı ve kamışında bulunur Günlük kullandığımız çay şekeridir -LAKTOZ anne sütünde ve memelilerin sütlerinde bulunur -MALTOZ arpa ve baklagillerde bulunan karbonhidrattır -NİŞASTA çok sayıda glikozun birleşmesi sonucu oluşur Bir çok bitkinin tohumlarında ve yumrularında depo edilir -SELÜLÖZ 3000 tane glikozun moleküllerinin birbirine yapışmasıyla oluşan ve bitkilere desteklik veren karbonhidrattır -Karbonhidratlar vücudun enerji deposudur Vücudun çalışması için gerekli olan enerjiyi verirler Ağır beden hareketleri için en elverişli enerji kaynağıdır -Vücudun su ve elektrolit kaybını önler Kalın bağırsakları çalıştırarak zararlı artık maddelerin bağırsaklarda uzun süre kalmasını önler -Proteinin enerji olarak kullanılmasını önleyerek proteine olan gereksinmeyi azaltır -Karbonhidratlar vücuda alınmadığı veya çok az alındığı durumlarda (şeker hastalığında olduğu gibi) vücut enerjiye olan ihtiyacını yağ ve proteinden karşılar Bu durumda kanı asit yapan maddeler gereğinden çok oluşur, vücudun çalışma düzenini bozar İşte karbonhidratlar bu durumu önler Karbonhidratlar çoğunlukla bitkisel yiyeceklerde bulunur İhtiyaçtan fazla alınan karbonhidratlar, yağa çevrilerek şişmanlığa neden olduklarından, çok çabuk kilo alan insanlar için nişasta, şeker ve tahıldan yapılan yiyecekler fazla alınmamalıdır Ayrıca fazla alınan karbonhidrattan dolayı diş çürümeleri olmaktadır Bilhassa çocuklarda fazla şeker alımından dolayı dişler çok kolay çürüyebilir |
Proteinler Ve Karbonhidratlar. |
10-16-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Proteinler Ve Karbonhidratlar.Protein Proteinler, amino asitlerin zincir halinde birbirlerine bağlanmasından oluşan büyük organik bileşiklerdir Açlık anında en son tüketilir Kimyasal sindirimi midede başlar Proteinler, amino asit yapıtaşlarından oluşan polimerlerdir Her proteinin kendisine has özelliklerinin olmasını sağlayan özel amino asit dizilimleri vardır Proteinlerin işlevlerinin çoğu, kendisini oluşturan amino asitlerin özelliklerinin tayin edilmesiyle anlaşılabilir İnsandan virüse proteinlerin oluşumunda en çok kullanılan 22 çeşit amino asit vardır Bu zincirde bir amino asitin karboksil grubunun bir diğerinin amino grubuna bağlanmasıyla oluşan bağ peptit bağı olarak adlandırılır Her proteindeki amino asit dizisinin sırası bir gen tarafından tanımlanır ve genetik kod ile kodlanmıştır Genetik kod 22 "standart" amino asit tanımlasa da proteinlerdeki amino asitler çevrim sonrası değişimle kimyasal olarak değişikliğe uğrar Bu değişimler ya proteinin işlev görmeye başlamasından önce gerçekleşir ya da kontrol mekanizmalarının parçası olarak, proteinin işlevini değiştirmek için olur Proteinler belli işlevleri yerine getirmek için beraberce de çalışabilirler ve bazıları bir araya gelip kararlı kompleksler oluşturabilir Polisakkaritler, nükleik asitler ve yağlar gibi biyolojik makromoleküllere benzer şekilde, proteinler de canlı organizmaların temel bileşenlerindendir ve hücrelerin içindeki her süreçte yer alırlar Çoğu protein, biyokimyasal tepkimelerde katalizör işlevi olan enzimlerdir ve metabolizma için yaşamsal bir role sahiptir Başka proteinlerin ise yapısal veya mekanik işlevleri vardır: örneğin hücre iskeletindeki proteinler, hücrenin şeklini koruması için bir iskele görevi yaparlar Proteinler hücre haberleşmesi, bağışıklık yanıtı, hücre tutunması ve hücre bölünme döngüsünde yer alır Protein, beslenmemizin önemli bir parçasıdır Hayvanlar her amino asiti sentezleyemediklerinden, zorunlu (esansiyel) aminoasitleri gıda yoluyla almak zorundadırlar Sindirimde hayvanlar yedikleri proteini serbest amino asitlere parçalayıp bunlarla yeni proteinler sentezler "Protein" sözcüğünün kaynağı, Yunanca'nın "birincil öneme sahip" anlamını taşıyan πρώτα (prota) sözcüğüdür Bu isim, proteinleri 1838'de ilk tanımlayan Jöns Jakob Berzelius tarafından verilmiştir 1926'da James B Sumner'in üreaz enziminin bir protein olduğunu göstermesine kadar, proteinlerin canlılar için ne derece önemli olduğu tam anlaşılmamıştır Yapısı çözülen ilk proteinler arasında insülin ve miyoglobin bulunur ki, insülin için Sir Frederick Sanger 1958'de, miyoglobin için de Max Perutz ve Sir John Cowdery Kendrew 1962'de Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır[1] Her iki protein de kırınım analizi ile üç boyutlu yapıları çözümlenen ilk proteinlerdendir |
|