10-16-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Erkek Ve Kadın Cinselliği
Erkek Ve Kadın Cinselliği
Cinsel sorunların çoğu eşlerin farklı hızda ve tarzda yanıt vermele-rinden ya da cinsel uyarılmaya yanıt verememelerinden kaynaklanır Er-kek uyanlmaz ve penisi sertleşmezse, eşi cinsel açıdan engellenmişlik duygusu yaşayacak, çekici olmadığı ve reddedildiği duygusuna kapıla-caktır Kadın cinselliğe karşı ilgisiz-se, sevişmekten kaçınabilir ya da ye-terince uyarılmadığı için cinsel ilişki-nin acı verdiğinden yakınabilir Bu durumda eşi onu nasıl uyaracağını bilemez ve kendisini başarısız hisse-der
Erkeklerin elektrik ampulleri gibi hemen yanıt verdikleri, oysa kadın-ların ütü gibi yavaş yavaş ısındıkları söylenir Böyle eğlendirici sözler in-sanların cinsel ilişkilerindeki karma-şıklığı ve farklılıkları aşırı basite indir-giyor; kendisinin ampule benzeme-diğini düşünen birçok erkeği de in-citebilir! Aslında cinsel dürtünün ka-dında daha fazla olduğu birçok çift vardır
Geçmişte cinsellik üzerine birçok araştırma yapıldı; bunların en ünlü-leri Masters ve Johnson ile Kinsey ve Hite tarafından yapılanlardır Bu anketlerin hepsi erkekte cinsel aktivitenin erken yaşlarda doruğa ulaştı-ğını, genellikle ergenlik çağına denk gelen bu dönemde erkeğin haftada ortalama beş orgazm yaşadığını gösteriyor Kırk yaşlarına gelen er-kekte bu oran haftada iki-üç orgaz-ma düşüyor ve bu sayı yaş ilerledik-çe giderek azalıyor
Buna karşın, sonuçlar kadınlarda cinsel aktivitenin yirmili yaşların so-nunda ya da otuzlu yaşlarda doruğa ulaştığını ve gerek artış hızının, ge-rekse yaşla azalma hızının erkekler-den çok daha yavaş olduğunu dü-şündürüyor Ayrıca kadınlarda âdet kanamaları, doğurganlık, gebelik ve menopozun önemli rol oynadığı çok daha karmaşık bir cinsel yaşam var-dır
“Genel bir davranış kalıbı” bu-lunmasına karşın, bütün araştırma-larda insanların çoğunun ortalama-dan çok farklı olduğu, yıllarca boşal-mayan erkekler ya da günde birkaç kez uyarılan kadınlar bulunduğu gö-rülüyor Bunun gibi, günde birkaç kez boşalan erkekler yanında, ya-şamları boyunca yalnızca birkaç kez uyarılmış kadınlar da var Gerçek şu ki, bu “genel davranış kalıbına” uy-gun olup olmamaktansa, kendi cin-selliğinden memnun olmak çok da-ha önemli
Dinsel ve kültürel inançlar kişile-rin cinsellik karşısındaki tutumların-da ve kabul edilebilir ya da edilemez saydıkları davranışlarda son derece önemli, belirleyici bir rol oynuyor Kişi bir davranışın (örneğin kendi kendini tatmin [mastürbasyon]) za-rarsız olduğunu bilse bile, duygusal olarak yine de suçluluk ve pişmanlık duyabiliyor
Yaklaşık bir kuşak önce cinselliğe erkeklerin kadınlardan daha fazla ilgi duyduklarına inanılır, dolayısıyla er-keğin mastürbasyon yapması, cinsel ilişkileri başlatması, hatta para öde-yerek seks yapması çok daha hoşgö-rüyle karşılanırdı Feminizm dalga-sıyla ve kadın haklarının ve kadın so-runlarının kabul edilmesiyle kadın cinselliği çevresindeki tabular kalktı ve artık cinselliğin kadınlarda da er-keklerdeki kadar önemli olduğu bili-niyor Günümüzde kadınlar kendile-rinin de cinsel istekleri olduğunu, mastürbasyon yaptıklarını ve cinsel fanteziler kurduklarını kabul etmeye daha yatkınlar 1981 yılında gerçek-leştirilen bir araştırmada görüşme yapılan kadınların yüzde 73'ü 20 ya-şından önce mastürbasyon yaptığını söylüyordu Aynı araştırmacıların 15 yıl önce, 1966 yılında gerçekleştir-dikleri benzeri bir araştırmada bu ra-kam yalnızca yüzde 46'ydı Giderek mastürbasyon yapan kadın sayısı mı artıyor, yoksa artık kadınlar bundan daha kolay mı söz edebiliyor?
saglikbilgisi
|
|
|