![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Psikolojide Kavramlar 13 Otomatiklik Otomatiklik (automaticity) kavramı, insanın çevresel uyaranlara gösterdiği tepkilerin otomatikleşmesini ifade etmektedir ![]() ![]() Sosyal psikologlara göre otomatik tepkiler, ne irrasyonellik ifade etmekte, ne de hatalı tepkiler anlamına gelmektedir ![]() İlk olarak otomatik tepki, iradî değildir, yani tepkinin ortaya çıkması için çevrede uyaranın varlığı yeterlidir; ikincisi, bireyin zihninde açık seçik bir hedef olmadan da ortaya çıkabilir, yani niyetli değildir; üçüncüsü, bireyin bilişsel ve algısal kaynaklarını tüketmez; dördüncüsü, tepkinin icrası sırasında herhangi bir kontrol mekanizması devreye girmez ve beşincisi, birey tepkinin harekete geçirilişinin (activation) bilincinde değildir ![]() Ancak bir otomatik tepkinin tüm bu özellikleri göstermesi zorunlu değildir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Otoriter Kişilik Adorno ve arkadaşları (1950) tarafından geliştirilen otoriter ya da yetkeci kişilik kavramı, anti-demokratik tutum ve davranışlar sergileyen kişilerin kişiliklerini ifade etmektedir ![]() Adorno, Marksizm ile psikanalizi bütünleştirmeye çalışan Frankfurt Ekolü'nün teorik perspektifinden yola çıkarak azınlıklara karşı önyargıları olan insanların, buna paralel veya bununla ilişkili başka düşüncelerinin ve özel kişilik çizgilerinin olup olmadığını araştırmıştır ![]() ![]() Araştırmanın ilk aşaması Yahudilere karşı önyargıları belirlemeyi amaçlayan bir anti-semitizm tutum ölçeği oluşturmak olmuştur ![]() ![]() ![]() Adorno ve arkadaşlarının bu sonuçlara ilişkin yorumuna göre önyargı, belirli bir grupla özgül ilişkilerden değil, genel bir zihinsel yapıdan ileri gelmektedir; bu zihinsel yapı, etnosantrizmdir ![]() ![]() ![]() Araştırmanın bundan sonraki aşamasında kişilerin anti-demokratik eğilimleri anlamak için önyargılı kişilerin kişiliği üzerinde durulmuştur ![]() ![]() ![]() Faşizmin insanda vücut bulması olarak da nitelendirilebilecek olan otoriter kişilik, dokuz boyutta tanımlanmaktadır: Uzlaşmasal değerlere bağlılık, otoriteye itaat, otoriter saldırganlık, içe-bakış yokluğu, batıl inançlar ve kalıp yargılar taşıma, güç ve iktidar temelli düşünme, genel düşmanlık (sinik yıkıcılık), cinsel serbesti karşıtlığı, bilinçaltı içtepileri dışa yansıtma gibi (Daha sonraki bazı araştırmacılar, otoriter kişiliğin tanımlanmasında, bu dokuz boyuttan sadece ilk üçünü anlamlı bulmuşlardır) ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13P ![]() ![]() ![]() Sözcük olarak 'benzerleri arasında en iyi olmak' anlamına gelen ve kavram olarak 'benliğin en üst düzeyde konformitesi'ni ifade eden P ![]() ![]() ![]() ![]() Sosyal gruplar, üyelerinin davranışlarını çeşitli normlara göre düzenler ve bireyler, normlara uydukları ölçüde grup içindeki statüsünü pekiştirir veya yükseltir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çatışma, benliğin daha üst bir uyumu sayesinde aşılabilir ve iki arzu eş zamanlı olarak duyurulabilir ![]() ![]() Örneğin bir fabrika veya iş atölyesinde en verimli işçi olmak (Stakhanovculuk), yabancı dil öğrenen bir öğrenci grubunda en iyi dil bilen öğrenci olmak, dinsel nitelikli bir grupta (bir tarikat veya kilise grubu) en çok ibadet yapan, en dindar, en çilekeş kişi olmak gibi ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Paradoks Paradoks, birbiriyle bağdaşmaz görünen iki fikri birlikte taşıyan bir önerme veya mesaj olarak tanımlanabilir Felsefe tarihinde ünlü örnekleri bulunan paradokslar (Zenon paradoksları: Havaya atılan okun hareketsizliği veya Achileus-Kaplumbağa yarışı gibi, Newcomb paradoksu, Reichenbach paradoksları: Verilen emri istese de tutamayan askeri birlik berberi' gibi), sosyal psikolojiye kişiler arası iletişim vokabüleri çerçevesinde girmiştir |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Paradoksal İletişim Palo Alto Ekolü tarafından ortaya atılan paradoksal iletişim kavramı, partnerlerden biri veya diğerinde (paradoksal mesajlar almaları dolayısıyla) patolojik davranışlara yol açması muhtemel kişiler arası etkileşim biçimi olarak tanımlanabilir ![]() ![]() Paradoksal iletişime günlük dilden şu tür örnekler verilebilir: "Spontan davran" veya (başat karakterli bir kadının kocasına söylediği) "Pısırık olma, bana hakim olmanı istiyorum" veya "Özgürce konuş" veya (bir yöneticinin sekreterine yazmasını söylediği) "İstanbul kalabalık bir şehirdir ve üç hecelidir" gibi ![]() Günlük yaşamdaki iletişim paradoksları Üstünde duran Palo Alto Ekolü yazarları (Watzlawick, vb ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Pigmalion Etkisi Ovidius tarafından anlatılan Pigmalion mitosu, kendini gerçekleştiren kehanet olgusunu aydınlatmak için kullanılmaktadır ![]() ![]() ![]() Günlerden bir gün, bir kadın heykeli yapmaya karar verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu öykü, daha sonraları, pek çok roman, tiyatro ve sinema eserine konu olmuştur ![]() ![]() Psikolojide daha ziyade benlik ya da kimlik oluşumunun kişiler arası etkileşime bağlılığı çerçevesinde kullanılan bu terim, belirli bir öngörünün, salt ortaya atılmış olması dolayısıyla gerçekleşmesini ifade etmektedir ![]() Pigmalion Etkisi, bir diğer kişi hakkında hatalı görüşleri bulunan bir kişinin, kendi hatalı görüşlerini doğrulayacak şekilde davranması ve hedef kişinin de buna uygun davranışlar göstermesi şeklinde de tanımlanabilir; önce algılayan,- hedef bir kişinin özellikleri hakkında bir takım beklentiler oluşturmakta, ardından bu beklentilere göre davranmakta ve nihayet hedef, algılayanın davranışlarına göre ve onun ilk beklentilerini doğrulayacak şekilde kendi davranışlarını ayarlamaktadır ![]() Burada, bir şey hakkındaki imaj ve temsillerimizin, bizzat o şeyi algılamada etkili olduğu ve bir süre sonra o şeyin algıladığımız haliyle gerçeklik kazandığı şeklinde devresel bir nedensellik örgüsü söz konusudur ![]() Örneğin kendisi hakkında negatif bir benlik imajına sahip olan bir genç kız, kendisinin sıkıcı bir insan olduğunu, hiç kimsenin ondan hoşlanmadığını, vb ![]() ![]() ![]() Bunun, eğitim alanında yakından bilinen örneklerinden birisi (Rosenthal ve ark ![]() ![]() ![]() ![]() Bu olgunun bir başka örneğini, diğerlerinin bizim hakkımızdaki beklentilerine uygun davranma eğilimi göstermemizde de bulmak mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() Sosyolojik literatürde "kendi kendini gerçekleştiren kehanet" (self-fiılfilling prophecy) olarak adlandırılan bu mekanizma, sosyal olguların, insanlardan bağımsız ya da objektif bir gerçekliğinin bulunup bulunmadığı tartışmalarında anahtar bir kavram niteliği taşımaktadır ![]() Kendini gerçekleştiren kehanet kavramı, ilk kez 1948 yılında yazdığı bir makaleyle Merton tarafından ortaya atılmıştır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Ping-Pong Metaforu Bu metafor, iletişim olgularını ping-pong maçı gibi gören iletişim yaklaşımının kullandığı metafordur ![]() ![]() Herkes sırasıyla, rolünü değiştirerek, verici ve alıcı konumunda bulunur, dolayısıyla iletişimin başarısı, tüm tarafları dikkate almayı gerektirir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Pozitif Düşünce Tüm bireylerin kullanmayı öğrenmesi ve geliştirmesi gereken zengin bir potansiyele sahip olduğu ilkesine dayanan bir tutumdur Bireylerin bunu başarabilmesi için, bir yandan anksiyeteye, kötümserliğe ve kendini değersizleştirmeye karşı mücadele etmesi, öte yandan açık ve net amaçlar için sistemli bir şekilde harekete geçmeye, geleceğe güvenle bakmaya ve hedeflediği sonuçları yaratıcı bir şekilde gözünde canlandırmaya çaba harcaması öngörülür |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Pozitif İzlenim Eğilimi İzlenim oluşumu konusunda ortaya atılan (Sears, 1983) bir görüşe göre, insanlar diğerleri hakkında pozitif yargıda bulunma eğilimi göstermektedir, yani hedefe ilişkin olumlu ve olumsuz yargılar karşılaştırıldığında, olumlu yargıların daha çok olduğu görülmektedir Örneğin bir araştırmada öğrencilere, diğer öğretmenlere kıyasla kendi öğretmenlerini değerlendirmeleri söylendiğinde, büyük çoğunluk (%97) öğretmenlerini ortalamanın üstünde görmektedir Bu olguya 'pozitiflik yanlılığı' da (positivity bias) denmektedir |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 13 |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 13Programlanmış Öğrenme Bir kimse, bu altbölümde gözden geçirilen ilkeleri kullanarak, herhangi bir malzemeyi öğrenmek için iyi bir strateji geliştirebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son yıllarda geliştirilmiş olan bu gibi öğrenme durumlarının hepsi, programlanmış öğrenme baslığı altında toplanabilir, örneğin; öğretme makinaları (teaching machine), belirli bir konuyu çalışmak için düzenlenmiş birer programlanmış öğrenme aracıdır ![]() ![]() ![]() Programlanmış öğrenme malzemesi nasıl hazırlanmış olursa olsun genellikle öğrenenin cevaplaması gereken bir dizi soru ve problemden oluşur, öğrenici cevaplarını herhangi bir biçimde kaydeder ve bunların doğru veya yanlış olduğu kendisine bildirilir ![]() ![]() ![]() Öğrenciyi edilgen bir biçimde okuma yerine cevap vermeye zorladıkları için, programlanmış öğrenmenin edegen anlatım'ı gerektirdiği söylenebilir, insanlar edilgen kaldıkları durumlara kıyasla, kendilerinin de katıldıkları durumlarda çok daha ilgili olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Programlı öğrenmenin diğer bir özelliği, öğrencilerin kendilerine uygun hızda ilerlemelerine olanak vermesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlara ek olarak, programlanmış malzeme öğrenme sürecini küçük adım-lara ayırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan sınıfta anlatılan derslerde ve ders kitaplarında, genellikle, daha az hazırlıklı olan ve yavaş öğrenen öğrencilere göre fazla büyük adımlar atılır ![]() ![]() ![]() ![]() Öğrenciler, sınıfta anlatılan malzemeyi ders notlarıyla kontrol ederek çalışabilirler ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|