Tispe Ve Piremus

Çooook eskiden birbirlerine aşık iki genç varmış Kızın adı Tispe, erkeğin ise Piremus imiş Çocukluklarından itibaren birlikte büyüyen tispe ve piremus birbirlerine aşıktılar Fakat aileleri görüşmelerini istemezlermiş

Bir gün ormandaki ağacın altında buluşmaya karar vermişler
Tispe ağaca Piremus'dan önce varmış Avını yeni bitirmiş ve yemeğinin son lokmalarını ağzından kanlarını akıtarak yiyen kocaman bir aslanla karşı karşıya gelmiş Korkmuş ve yakınlardaki bi mağaraya girmiş Bu arada farkında olmadan yolda elbisesinden bir parça düşürmüş
O sırada Piremus gelmiş Devasa büyüklükteki aslan, ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe'nin kıyafetini parçalıyormuş
Gözleri öyle kararmış ki, aslanın Tispe'yi öldürerek yemesi çok canını yakmış ama aslana da bir şey yapamamış Çok büyükmüş çünkü
Ve o an kararını vermiş Aşkı uğruna çok üzülen Tispe, belindeki hançeri çıkarıp kalbine batırmış ve oracıkta can vermiş
Bu arada Tispe ise korkusunu yenip mağaradan dışarı çıkmış Ağacın altında Piremus'un cansız vücudunu görmüş ve elinde Tispe'nin düşürdüğü kıyafet parçası duruyormuş Tispe anlamamış önce ne olduğunu gözleri dolmuş ve başlamış ağlamaya Farkına varmış olanların

Kendisinin öldüğünü düşünen Piremus aşkı uğruna canına kıymış Tispe' de tereddüt etmeden hançeri almış ve kalbine batırmış
Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıymak istemiş İki aşığın cansız bedenleri ağacın dibine duruyormuş O anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzleştirmek istemişler altında yattıkları ağacı bu iki aşığa adamışlar

Piremusun kanını bu ağacın meyvelerine, Tispenin gözyaşlarını ise ağacın yapraklarına vermişler

O günden beri kara dut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini, (Piremusun kan lekesini),
dut ağacının yaprakları,(Tispenin gözyaşları)
temizler