Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kullanılması, literatüründe, mitolojinin, psikoloji

Psikoloji Literatüründe Mitolojinin Kullanılması

Eski 10-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Psikoloji Literatüründe Mitolojinin Kullanılması




Psikoloji Literatüründe Mitolojinin Kullanılması

Psikomitolojik Terimler: Psikoloji Literatüründe Mitolojinin Kullanılması” baslıklı bu çalısma kapsamında, insan dogasına özgü bir semboller sistemi olan mitolojinin, psikoloji literatürüne yönelik yansımaları konu edilmektedir Bu baglamda öncelikli olarak mitoloji olgusuna açıklık getirilmekte ve mitoloji ile bilim baglantısı incelenmektedir Ardından psikoloji literatüründe genis bir kullanım alanı bulan mitsel ögeler örnekler dahilinde ayrıntılandırılmaktadır

Anahtar Kelimeler: Psikoloji, Mitoloji, Psikomitoloji, Bilinçaltı, Arketip

1 GIRIS

Dogaya ve insana özgü hayal ürünü öyküler toplamı olan mitoloji, tıpkı bilim gibi insanın evreni ve dünyayı algılama, açıklama ve anlamlandırma çabasının bir ürünüdür Mitoloji ve bilim etkilesimi, uygarlık tarihinin baslangıcından bu yana varlıgını sürdürmektedir Insan yaratıcılıgının dısavurumu olan mitoloji, günümüz biliminde özellikle terminolojik baglamda yogun olarak kullanılmaktadır Bu noktada mitolojik semboller; insan varolussal olusumuna ısık tuttukları ve anlatım kolaylıgı sagladıkları için tıp, psikoloji, sosyoloji, iletisim ve yönetim basta olmak üzere pek çok disiplin tarafından yeglenmektedirler

2 KOLEKTIF BILINÇALTININ ÜRÜNÜ OLARAK MITOLOJI

Doga güçlerini ve dogaüstü varlıkları konu alan hayal ürünü öykü anlamına gelen ‘mythos’ ile söz ya da akıl anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden olusan mitoloji -mythology-, insanlıgın geçirdigi gelisim asamalarını ve düsünme atılımlarını gösteren en önemli bilgi kaynagıdır

Insanın evrensel bilinçle iletisime geçme arzusundan beslenen mitoloji, neden ve nasıl gibi sorulara yönelik yanıt arayısını sembolize etmektedir

Insan, varolusundan bu yana, arayıs içinde olmustur Soru sormaya basladıgı andan itibaren, gerekli cevapları kendisine saglayacak verilere ihtiyaç duymus ve hayal gücünün eseri olsalar da bunlara inanma egiliminde olmustur Düsünen ve yasamına bir anlam arayan insanın kendisini doga ile özdeslestirmesiyle vücut bulan mitler; bir süre sonra kendilerini üretenlere ait olmaktan çıkarak, baskalarına da ait olmaya baslamıs, zaman ve mekân sınırlarını asan bir nitelige bürünmüstür

Dogum-yasam-ölüm döngüsüne bir açıklama getirmek isteyen insan, evrene ve dogaya iliskin deneyim ve fikirlerini paylasma yoluna gitmis ve elde ettigi yanıtları önce sözlü daha sonra yazılı kültür aracılıgıyla kusaktan kusaga aktararak günümüze ulastırmıstır Evrim süreci boyunca insanla birlikte yolculuk eden mitler; insanların fantezilerinde, bilinçaltında ve fikir sisteminde canlı bir sekilde yasamaya ve zenginlesmeye devam etmislerdir Bu noktada mitleri salt anlatı olarak nitelemek, sahip oldukları önemi yadsımak anlamına gelecektir

Jack Roubaud’un da vurguladıgı gibi mitler dilsel biçimleri, kozmolojik düslemi, ahlâki ve dinsel kabulleri içermektedir (Vernant, 2001, s15)

Albert Camus’un deyimiyle hayal gücü onları canlı tutsun diye var olan mitler, insanoglunun yaratıcılıgının ve üretkenliginin dısa vurumudur Mitlerin, insan yaratıcılıgı açısından belirleyici bir rol üstlendigini ileri süren Moles, insanın bir canlı olarak sınırlarını asmasından ve doga güçlerine yönelik mücadele arzusundan hareket ederek dinamik mitler kavramını ortaya atmıstır Söz konusu kavramının altını çizen bir diger isim olan Naaskow ise; dinamik mitolojinin nereden geldigimizi, su anda nerede oldugumuzu ve nereye gidecegimizi göstererek kendimizi evrende bir yere oturtmamızı saglayan, yasayan hikayeler sistemi olduguna dikkat çekmektedir (http://wwwzuvuyanet/sites/raveon/blish/storyhtm, 16062005)

Insan dogasına özgü semboller toplamı olarak tanımlanabilen mitoloji; kültürün ana dinamikleri olarak niteleyebilecegimiz din, bilim ve sanatın gelisiminde öncü bir rol üstlenmistir

Bu baglamda psikolojinin bir bilim dalı olarak var olmasından önce; insanların mitler aracılıgıyla içsel tepilerine ve yasam dinamiklerine iliskin ipuçları sunduklarını ve insan dogasına iliskin bulguların sistematize edilmesi sürecine ısık tuttuklarını ileri sürmek mümkündür

Bu noktada mitolojiyi, ‘ilkel psikoloji’ ya da ‘arke psikolojisi’ olarak degerlendirmek yanlıs olmayacaktır

Psikolojinin bir bilim dalı olarak kabul görmesiyle birlikte, mitler mercek altına alınmaya ve arastırmalara konu olmaya baslamıstır Bu baglamda Freud, mitlerin insanların kolektif ve süregelen rüyaları oldugunu ileri sürmüstür “Jung ise, mitlerin evrensel, kolektif ve estetik bir nitelige sahip olduklarına dikkat çekerek rüya ve efsanelerde ortaya çıktıklarını ifade etmistir Jung’a göre dinamik mitler, kolektif bilinçaltının arketipleridir ve her ne kadar insan ürünü olsalar da insanda daima, korku ile arzu arasında gidip gelen çift yönlü duygular yaratmaktadırlar” (Bilgin, 2003, s91)

Jung; kisisel bilinçaltının derinlerinde bulunan kolektif bilinçaltının, insanın insan olma evresine ulasmasından çok daha önceki dönemlere ait gizli bellek kalıntılarından olustugununu vurgulamaktadır Kisilerinin bilinçaltlarının ya da içgüdüsel benliklerinin toplamı olarak tanımlanabilen kolektif bilinçaltı, kalıtımla gelen evrensel bir düsünme biçimini ve ırkın dünya ile olan yasantısının bir ürünü olan arketipleri içermektedir Arketipler psikolojik anlamda, insanın kisisel deneyimini, dolayısıyla davranısını sekillendiren duygusalbilissel, daha özele inmek gerekirse duygusal-düssel zihin yapılarıdır (Maloney, 1999,s103)

Jung; arketipleri insanın sahip oldugu, hayvanların ise sahip olmadıgı içgüdüsel düsünce ve davranıs kalıpları olarak nitelemekte ve arketipler ile içgüdüler arasında paralellik oldugunu ileri sürmektedir (Jung, 1982, s103 - 107) Pietikainen ise, arketiplerin sembolik formlar oldugunu ve biyolojik olmanın ötesinde kültürel bir nitelige sahip olduklarını vurgulamaktadır

Buna göre arketipler genlerle degil ama, kültür aracılıgıyla nesilden nesile tasınmaktadırlar Insanın kültür içinde dogması, kültürel belirteçlerin bilinçaltında yüklü oldugu anlamına gelmemektedir Insan kolektif bilinçaltıyla dogmamakla birlikte, kültürel bir ortamda büyüyerek, kültüre islenmis olan baskın bazı ortak özellikleri ve inançları farkında olmadan içsellestirmektedir (Pietikainen, 1998, s333)

Arketipler, tarih boyunca tekrar yoluyla insanlıgın aklına kazınmıs olan deneyimleri ifade etmektedir (Nuttall, 2002, s34) Bu bakıs açısı uyarınca insanoglunun dogasında içkin olan tüm duygu ve arzuların, atalarından kendisine miras kaldıgını ve kusaklar boyunca kendisini takip ettigini ileri sürmek olanaklıdır Dolayısıyla mitleri, kolektif bilinçaltının ürünü ve tüm insanlıgın ortak mirası olarak nitelemek mümkündür



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.